Milyonlarca insan mide ekşimesi ve reflü yaşıyor. En çok kullanılan tedavi ise omeprazole gibi ticari ilaçlar. Ancak hayat tarzınızda yapacağınız bazı düzenlemeler de ilaçlar kadar etkili olabilir. En basitinden beslenme düzeninizi veya uyuma şeklinizi değiştirmek mide ekşimesi ve reflü seviyenizi büyük ölçüde azaltarak hayat kalitenizi arttırabilir.
Makaleye geçmeden, eğer mide yanması veya mide bulantısı yaşıyorsanız, daha önce paylaştığımız makaleleri aşağıda inceleyebilirsiniz.
Mide Bulantısı Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Reflü Nedir ve Belirtileri Nelerdir?
Reflü, mide asidinin özofagusa (yemek borusu), yani yiyecek ve içecekleri ağızdan mideye taşıyan yemek borusuna doğru yükselmesidir. Bazı reflü türleri zararsızdır ve hiç semptom yaratmazlar, ama rahatsızlık sıklıkla tekrar ettikçe, özofagusun içine zarar vermeye başlar.
Aşağıdaki açıklamaların sonunda parantez içindeki numaralar kaynak olarak verilmiştir. Bu şekilde (1,2,3) gördüğünüz numaralara tıklayıp kaynaklarına erişebilirsiniz.
Amerikalı yetişkinlerin yaklaşık %14-20’si reflü rahatsızlığının bir çeşidine sahiptir (1).
Reflü ‘nün en çok görülen belirtisi ise göğüste veya boğazda acı verici yanma hissidir.
Araştırmacılar Amerikalıların %7sinin günlük olarak bu hissi yaşadığını tahmin ediyor (2).
Düzenli olarak bu yanma veya mide ekşimesi hissini yaşayanların %20 ile %40 arası ise reflü rahatsızlığının en ciddi hali olan gastroözofageal reflü hastalığına (GERD’e) sahip. GERD aynı zamanda en yaygın sindirim rahatsızlığıdır (3).
Reflü, mide ekşimesi haricinde ağızın arkasında asidik tat ve yutkunma zorluğu belirtilerini de ortaya çıkarıyor. Bunlar dışında, öksürük, nefes darlığı, diş aşınması ve sinüslerde iltihap da yaratabiliyor (4).
Neyse ki burada reflü ve mide ekşimesi rahatsızlığınızı azaltacak, hepsi bilimsel araştırmayla desteklenen 14 doğal yol var.
Mide Ekşimesi ve Reflü Rahatsızlığına Ne İyi Gelir?
Burada, reflü ve mide ekşimesi için yapmanız gerekenleri önce madde madde, daha sonra detaylı hallerini hep birlikte inceleyeceğiz.
– Aşağıda sırayla verdiğimiz maddelere tıklayarak detaylı hallerine hızlıca erişebilirsiniz.
– Aşağıdaki açıklamaların sonunda parantez içindeki numaralar kaynak olarak verilmiştir. Bu şekilde (1,2,3) gördüğünüz numaralara tıklayıp kaynaklarına erişebilirsiniz.
İşte bilimsel araştırmalara dayanan 14 gerçek yol.
- Fazla Yemeyin
- Kilo Verin
- Düşük Karbonhidrat Diyeti Uygulayın
- Alkol Alımınızı Sınırlayın
- Çok Fazla Kahve İçmeyin
- Sakız Çiğneyin
- Çiğ Soğandan Kaçın
- Gazlı İçecek Tüketiminizi Sınırlayın
- Çok Fazla Narenciye Suyu İçmeyin
- Daha Az Çikolata Yemeyi Düşünün
- Gerekiyorsa Naneden Uzak Durun
- Yatağınızın Başını Yükseltin
- Uyumadan Üç Saat Önce Bir Şeyler Yemeyi Bırakın
- Sağ Tarafınıza Dönük Uyumayın
Fazla Yemeyin
Yemek borusunun mideye açıldığı yerde özofagus alt sfinkteri diye bilinen bir kas vardır. Midenin asidik içeriklerinin yemek borusuna doğru çıkmasına engel olmak için kapak görevi görür. Yutkunma, geğirme veya kusma esnasında doğal olarak açılır; ama bunlar dışında kapalı kalmalıdır.
Reflü yaşayan insanlarda, bu kas zayıflamış veya işlevsizleşmiştir. Bu kas üzerinde çok fazla baskı olunca, asit giriş bölümünü iterek ve sıkıştırarak geçer ve reflüye sebep olabilir.
Çoğu reflü belirtilerinin bir yemekten sonra ortaya çıkması şaşırtıcı değil. Ayrıca, daha büyük öğünlerin semptomları daha ağır şekilde yaşattığı görünüyor (5, 6).
Reflüyü azaltacak adımlardan biri fazla yemekten uzak durmak.
Kilo Verin
Diyafram midenin yukarısında bulunan bir kastır. Sağlıklı insanlarda, özofagusa aşırı mide asidinin sızmasını engelleyen özofagus alt sfinkterini güçlendirir. Ama eğer göbek çevresinde fazla yağlanma varsa, karındaki baskı o kadar çok olur ki özofagus alt sfinkteri diyaframın destekleyemeyeceği kadar yukarıya itilir. Bu rahatsızlık hiyatus hernisi vey hiatal herni (mide fıtığı) olarak bilinir.
Obezlerin ve hamilelerin reflü ve mide ekşimesi geçirme riskinin yüksek olmasının sebebi de, yine hiyatus hernisidir (7, 8).
Bazı gözleme dayalı araştırmalar karın bölgesindeki fazla kiloların reflü ve GERD riskini arttırdığını gösteriyor (9).
Kilo vermenin bazı reflü semptomlarını azaltacağı araştırmalarla destekleniyor (10).
Eğer reflü ile yaşıyorsanız, kilo vermek önceliklerinizden biri olmalı.
Düşük Karbonhidrat Diyeti Uygulayın
Düşük karbonhidrat diyetinin reflü semptomlarını yatıştırabileceğine dair kanıtlar artıyor. Bilim insanları sindirilemeyen karbonhidratların karın bölgesinde aşırı bakteri üremesine ve yüksek basınca sebep olabileceğini düşünüyor. Hatta bazıları, reflü rahatsızlığının en büyük sebeplerinden biri olduğunu tahmin ediyor.
Araştırmalar işlevsiz karbonhidrat sindirimi ve emiliminin fazla bakteri üremesini yol açtığını gösteriyor. Vücutta çok fazla sindirilmemiş karbonhidrat bulunması gaz ve şişkinlik yapıp, geğirmeyi arttırıyor (11, 12, 13, 14).
Bunu da göz onünde bulunduran bazı çalışmalar düşük karbonhidrat diyeti uygulamanın reflü semptomlarını iyileştireceğini söylüyor (15, 16, 17).
Ek olarak, antibiyotik tedavisi, muhtemelen gaz oluşturan bakteri sayısını azaltarak, reflüyü oldukça azaltabiliyor (18, 19).
Bir araştırmada ise araştırmacılar GERD teşhisli katılımcılara gaz üreten bakterilerin üremesini sağlayan probiyotik lif takviyeleri verdiklerinde katılımcıların reflü semptomlarının arttığı görülmüştü (20).
Alkol Alımınızı Sınırlayın
Alkol kullanmak mide ekşimesi ve reflünün şiddetini arttırabilir.
Mide asidini arttırarak özofagus alt sfinkterini rahatlatır ve yemek borusunun kendini asitten arındırma işlevine zarar verir (21, 22).
Araştırmalara göre, normal miktarlarda alkol tüketen sağlıklı insanlarda bile reflü semptomları ortaya çıkabilir (23, 24).
Kontrollü çalışmalar, şarap veya bira içmenin, sade su içmeye kıyasla reflü semptomlarını artırdığını da göstermektedir (25 , 26 ).
Çok Fazla Kahve İçmeyin
Kahvenin özofagus alt sfinkterini geçici olarak zayıflatıp reflüye açık hale getirdiği araştırmalarca onaylanıyor (27).
Bunun sorumlusunun kafein olduğu düşünülüyor; çünkü kahve gibi, o da özofagus alt sfinkterini zayıflatıyor (28).
Kafeinsiz kahvenin sıradan bir kahveye kıyasla reflüyü azalttığı ortaya çıktı (29 , 30).
Ancak bir çalışmada katılımcılara kafeinli su verilince reflüye dair hiçbir etki tespit edilemedi. Aynı çalışmada kahvenin semptomları arttırdığı görüldü. Bu bulgular kafeinden farklı bir içerik maddesinin kahve ve reflü ilişkisini arttırdığını gösteriyor. Kahvenin işlenmesi ve hazırlanması da bağlantılı olabilir ( 29 ) .
Kahvenin reflüyü arttırdığına dair çalışmalara rağmen, kanıtlar tamamıyla kesin değil. Bir çalışma reflü hastalarının bir öğünün hemen ardından kahve tüketmesinin hiç ters bir etkisini bulamadı. Ancak, kahvenin öğün aralarındaki reflü nöbetlerinin süresini arttırdığı fark edildi (31).
Ayrıca, gözlemci çalışmaların bir analizi kahve tüketiminin GERD olduklarını rapor etmiş insanlar üzerinde önemli bir etki göstermediğini belirtti. Ama reflü rahatsızlığının etkileri küçük bir iç kamerayla incelendiğinde, kahve tüketiminin yemek borusundaki asit hasarıyla ilişkisi görüldü (32).
Kahvenin reflüye etkisi kişiye göre değişiyor. Eğer midenizi yakıyorsa sınırlayın veya uzak durun.
İlginizi çekebilir: Dünyadaki En Popüler Kahve Çeşitleri
Sakız Çiğneyin
Bazı araştırmalar sakız çiğnemenin yemek borusundaki asiditeyi azalttığını gösteriyor (33 , 34 , 35).
Bikarbonat içeren sakızların özellikle etkili olduğu görülüyor. (36).
Bulgular sakız çiğnemenin -tükürük üretimine de olan etkisiyle- yemek borusunu asitten temizlemeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Ama muhtemelen reflüye doğrudan etki etmiyor.
Çiğ Soğandan Kaçın
Reflü teşhisli hastalarla yapılan bir araştırma çiğ soğan içeren bir yemeğin, aynı yemeğin çiğ soğansızıyla karşılaştırıldığında mide ekşimesi, reflüyü ve geğirmeyi önemli ölçüde arttırdığını gösterdi (37).
Daha sık geğirme çiğ soğanda yüksek miktarda bulunan liflerin fazlaca gaz ürettiğini gösterebilir (20 , 38).
Ayrıca çiğ soğan, yemek borusunun astarını rahatsız edip mide ekşimesi rahatsızlığına sebiyet olabilir.
Ne sebeple olursa olsun, eğer çiğ soğanın midene zarar verdiğini hissediyorsan, uzak dur.
Gazlı İçecek Tüketiminizi Sınırlayın
GERD hastalarının gazlı içecek tüketimlerini sınırlaması tavsiye ediliyor. Gözleme dayalı bir araştırmaya göre bu içecekler reflü semptomlarını arttırıyor (39).
Ayrıca sadece su içmekle karşılaştırılınca, kola ve maden suyu içmenin özofagus alt sfinkterini geçici olarak zayıflattığı görülüyor (40 , 41).
Ana neden insanların geğirmesini sağlayan -yemek borusuna kaçan asit miktarını arttıran- karbondioksit gazı (14).
Çok Fazla Narenciye Suyu İçmeyin
400 GERD teşhisli hastanın %72’si portakal veya greyfurt suyunun reflülerini arttırdığını söyledi (42).
Bunun nedeni sadece turunçgillerin asitli olması da değil; nötr pH derecesine sahip portakal dahi semptomları çoğaltıyor (43).
Narenciye sularının özofagus (yemek borusu) alt sfinkterine bir etkisi olmadığı için, muhtemelen içeriğindeki bir madde yemek borusu astarını rahatsız ediyor (44).
Muhtemelen narenciye reflüye doğrudan sebep olmuyor, ancak geçici bir mide ekşimesi yaşatabiliyor.
Daha Az Çikolata Yemeyi Düşünün
GERD hastaları bazen çikolatayı hayatından çıkartma veya azaltma önerisi alıyor. Ancak bu tavsiye çok da önemli bir kanıta dayanmıyor. Küçük çaplı, kesinliği net olmayan bir araştırma 120 ml çikolata şurubunun özofagus alt sfinkteri zayıflattığını gösterdi (45).
Onaylı bir çalışmaya göre ise çikolatalı içecekler yemek borusundaki asit miktarını arttırdı (46).
Ancak bu konuda daha güçlü çıkarmlar yapabilmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Gerekiyorsa Naneden Uzak Durun
Nane ve yeşil nane yemekleri, şekerleri, sakızları, ağız gargaralarını ve diş macunlarını tatlandırmak için sıklıkla kullanılan bir ot. Bitki çaylarında da yeri var. Bir araştırmaya göre, yeşil nane ile özofagus alt sfinkteri arasında bir bağ yok, ancak aynı araştırmaya göre, fazla miktarda yeşil nane muhtemelen özofagusun içine zarar verip reflü semptomlarını arttırabiliyor (47).
Nanenin sende mide ekşimesi yarattığını düşünüyorsan, uzak dur.
Yatağınızın Başını Yükseltin
Bazı insanlar reflü semptomlarını gece yaşarlar (48).
Bu uyku kalitelerini azaltabilir, veya uykuya dalmalarını zor hale getirebilir.
Bir araştırma ise, yatağının başını kaldıran birinin hiç yükseklik kullanmayanlara göre çok daha az reflü nöbeti yaşadığını gösterdi (49).
Bir başka denetimlenmiş araştırma da, yatağın başındaki bir yüksekliğin gece oluşan mide ekşimesi çokça azalttığını gösterdi (10).
Uyumadan Üç Saat Önce Birşeyler Yemeyi Bırakın
Reflü hastalığı olan insanlara uyumadan üç saat önce yemek yemeyi kesmeleri öğütleniyor.
Mantıklı bir öneri olsa da, destekleyen fazla bir şey de yok.
GERD hastalarıyla yapılan bir çalışma, gece geç yemek yiyenlerle akşam yediden önce yemeğini yemiş olanlar arasında bir etki farkı bulamadı (50).
Ancak başka bir araştırma da uyku saatine yakın zamanda yenilen yemeğin reflü semptomlarını arttırdığını buldu (51).
Daha kesin sonuçlar için başka araştırmalara da ihtiyaç var, kişiye göre de etkiliyor olabilir.
Sağ Tarafınıza Dönük Uyumayın
Birkaç çalışma sağ tarafa doğru uyumanın gece ortaya çıkan reflü semptomlarını arttırdığını gösteriyor. ( 52 , 53 , 54 ).
Nedeni kesin değil ama muhtemelen anatomi ile açıklanabilir.
Yemek borusu midenin sağ tarafından giriyor. Buna bağlı olarak, sola dönerek uyuduğunuzda özofagus alt sfinkteri mide asidinin üstünde kalmış oluyor (55).
Sağa dönerek uyuduğunuzda ise, mide asidi özofagus alt sfinkterini kaplıyor. Bu da asit sızıntısı ve dolayısıyla reflü riskini arttırıyor
Çoğu insan uyurken pozisyonlarını değiştirdiği için bu öneri pek de işlevsel değil. Ancak sol tarafına doğru yatmak en azından uykuya dalarken daha rahat hissettirebilir.
Sonuç
Bazı bilim insanları reflünün ana sebebinin beslenme biçimi olduğunu iddia ediyor. Doğru olabileceği gibi, daha fazla araştırma gerektiği de ortada. Ancak bazı beslenme ve hayat tarzı değişiklikleri ile mide ekşimesi ve reflüyü azaltmak mümkün.
Sena Uzunorman
İlginizi çekebilir: Ayurveda Nedir?
İlginizi çekebilir: Baş Ağrısına Ne İyi Gelir. Evde Hızlıca Rahatlamanız için 9 Basit İpucu!
Yorumlar 9