Sümerler medeniyeti milattan önce 4100 ile 1750 arasında yaşamış, medeniyetin beşiği olarak bilinen “güney Mezopotamya” bölgesinin halkıdır. Bu makalemizde, Sümerler hakkında hemen hemen her şeyi hep birlikte öğreneceğiz.
Aşağıdaki menüden Sümerler hakkındaki tüm detaylara hızlıca ulaşabilirsiniz. Menüyü tercih etmezseniz makaleyi kaydırarak okuyabilirsiniz. Keyifli okumalar dileriz.
Sümerler Kimdir? | Gelişmeler | 39 ilk’ler | Sümer Şehirleri | Devlet | Katkıları | Çöküşü | Keşif
Sümerler Hakkında Kısa Bilgiler
İmparatorluklar / Şehirler:
Sümerler: Eridu, Kiş, Uruk, Ur, Lagaş, Nippur, Girsu
Akad İmparatorluğu: Akad, Mari
Amoriler: İsin, Larsa
Babil İmparatorluğu: Babil, Kalde
Asur İmparatorluğu (Asurlular): Asur, Nemrut, Horsabad, Ninova/Nineveh
Elam Krallığı: Susa
Kassitler: Hurriler, Mitanni
Diller: Sümerce, Akadça, Elam dili (elamca), Aramice, Hurrice, Hititçe
Mitoloji: Enuma Eliş, Gılgamış, Ziggurat, Nibiru, Marduk, Asur-Babil dinleri
Sümerler Kimdir?
Sümerler medeniyeti milattan önce 4100 ile 1750 arasında gelişmiş, güney Mezopotamya halkıdır. İsimleri, “ülke” olarak adlandırılan bir bölgeden gelir. Sümer hiçbir zaman birbirine bağlı bir politik oluşum değildi onun yerine, her biri kendi kralıyla beraber şehir eyaletlerinden oluşan bir bölgeydi. Sümer, onlara Sümer, yani “medeni kralların toprağı”, ismini veren doğu bölgesi Akad insanlarının güneydeki kopyasıydı. Sümerlilerin kendileri bölgeden basitçe “toprak” ya da “siyah kafalı insanların toprağı” olarak bahsetmişlerdir.
Sümerler, günümüzde önemini yitirmiş, en önemli yeniliklerden, buluşlardan ve konseptlerden sorumluydular. Gündüzü ve geceyi 12 saatlik zaman dilimlerine, saatleri 60 dakikaya ve dakikaları 60 saniyeye bölerek, temelde, zamanı “icat” ettiler. Diğer yenilikleri ve buluşları arasında ilk okullar, Büyük Tufan’ın ilk tasviri ve diğer İncille ilgili hikeyeler, en eski kahraman epikleri, devlet bürokrasisi, anıtsal mimarı ve sulama teknikleri vardır.
Mezapotamya’daki Amoriler’in yükselişinden ve Elamların istilasından sonra, Sümer’in varlığı sona erdi ve İncilin bir parçası olan Başlangıç’ın Kitabı’nın yazarının yazıları da dahil olmak üzere, sadece antik yazarların eserlerindeki referansları aracılığıyla biliniyorlardı. Sümer milattan sonra 19. Yüzyılın ortalarına, Mezopotamya’daki kazılar medeniyetlerini ortaya çıkarana kadar ve katkılarını gün yüzüne çıkarana kadar, bilinmiyordu.
Gelişmeler
Milattan sonra 19. yüzyıl boyunca, arkeologlar, antik şehirler, mezarlar ve eserlerin arayışında Yakın Doğu’ya üşüştü. Bunların hiçbiri Mezopotamya’ya Sümer şehirleri bulmak için gitmedi. Çünkü, hiçkimse medeniyetin var olduğundan haberdar değildi. İncil’de adı geçen Babil, Ninova ve Şinar adlı gizemli bir yeri de kapsayan kazı şehirlerini arıyorlardı ama beklediklerinden daha fazlasını buldular.
Sümerlerin nereden geldiğini kimse bilmiyor ama milattan önce 2900’e kadar güney Mezopotamya’da kurulmuşlardır. Bu bölgenin tarihi modern bilim insanları tarafından altı döneme bölünmüştür:
- Ubaid Dönemi – M.Ö. 5000-4100
- Uruk Dönemi – 4100-2900
- Erken Hanedanlık Dönemi – M.Ö. 2900- 2334
- Akadlı Dönemi – M.Ö. 2334-2218
- Gutilerin Dönemi – M.Ö. 2218-2047
- Üçüncü Ur Dönemi (Sümer Rönesansı olarak da bilinir) – M.Ö. 2047-1750
Ubaid Dönemi insanlarının – kültürleri gibi – kökenleri de bilinmiyor fakat, arkalarında bazı ilginç eserler bıraktılar ve büyük ihtimalle, daha büyük şehirler haline gelen ve Uruk Dönemi’nde şehir-eyalet haline gelişen ilk toplumları kurdular. Erken Hanedanlık Dönemi kralların yükselişini, devletlerin ve bürokrasinin oluşumunu ve Sümer şehir-eyaletlerin toprakla su hakları için aralarındaki çekişmeleri gördü. Sümer şehirleri düzenli olarak, M.Ö. 2700’de tarihte kaydedilmiş ilk savaşta Sümer’i Elam’a karşı sürükleyen Kiş’li Gılgamış’ında olduğu gibi, tek bir kral altında birleşiyorlardı. Sümerler galip geldi ve Elam şehirlerini yağmaladılar.
Sümer sonunda, onu çok uluslu krallığının merkezi yapan Akad’ın Sargon’u tarafından fethedilmişti. ( M.Ö. 2334-2279)
Sonraki kral
Sonraki kral Eannatum M.Ö. 2500’de Elam’ın bölümlerini tekrardan fethedecekti ve Lugalzagesi de M.Ö. 2330’da aynısını yacaktı fakat, bu krallar hiçbir zaman Sümerli şehir eyaletleri tamamen kontrol altına alamadı. Sümer sonunda onu çok uluslu krallığının merkezi yapan Akad’lı Sargon (M.Ö. 2334-2279) tarafından fethedilmiştir.
Bölgenin kontrolünü, her bir şehirdeki güçlü pozisyonlara güvenilir– kızı Enheduanna (M.Ö. 2285-2250), Ur’lu Tanrıça Inanna’nın (Dünya’nın ilk kendi adıyla bilinen yazarı olarak başlı başına ünlü olan) Başrahibesi’ni kapsayan – memurlar yerleştirerek sağlamıştır. Akad Krallığı, Ur-Nammu (M.Ö. 2047-2030) ve sözde, Akadlı ve Gütili fetihlerin akabinde Sümer kültüründe yeniden doğuş gören, Sümer Rönesansı’ndan sorumlu olan oğlu Ur’lu Şulgi (M.Ö. 2029-1982) tarafından kovulana kadar hüküm süren, Gutilerin istilasına kadar bölgeyi hakimiyeti altında tuttu.
Dünya’daki 39 “ilk”ler
Fetihlerden önce ve sonra, Sümer şehirleri, ticaretten zenginleşti. Şehirlerin göreceli istikrarı kültürel gelişimi, yenilikleri ve buluşları cesaretlendirdi. Bilim insanı Samuel Noah Kramer, ikonik kitabı Tarih Sümer ’de Başlar’da kökeni Sümerler ‘den gelen Dünya’daki 39 “ilk”leri keşfeder:
- İlk Okullar
- İlk “Elma Parlatma” Vakası
- İlk Çocuk Suçluluğu Vakası
- İlk “Sinir Harbi”
- İlk Çift Meclisli Kongre
- İlk Tarhçi
- İlk Vergi Azaltılması Olayı
- İlk “Musa”
- İlk Yasal Gelenek
- İlk İlaçlar Kitabı
- İlk “Çiftçilerin Takvimi”
- Gölge Ağacında İlk Deney
- İnsanlığın İlk Kozmogoni ve Kozmolojisi
- İlk Ahlak İdealleri
- İlk “İşi”
- İlk Atasözleri ve Özlüsözler
- İlk Hayvan Fablları
- İlk Edebi Tartışmalar
- İlk İncille Alakalı Paraleller
- İlk “Nuh”
- İlk Yeniden Dirilme Hikayeleri
- İlk “Aziz George”
- İlk Edebi Alıntı Olayı
- İnsanlığın İlk Kahramanlık Zamanı
- İlk Aşk Şarkısı
- İlk Kütüphane Kataloğu
- İnsanlığın İlk Altın Çağı
- İlk “Hasta” Toplum
- İlk Komunyona Ait Ağıtlar
- İlk Peygamberler
- İlk Uzun Mesafe Şampiyonu
- İlk Edebi Betimleme
- İlk Seks Sembolizmi
- İlk Anne Dolorosa
- İlk Ninni
- İlk Edebi Portre
- İlk Ağıtlar
- Emekçilerin İlk Galibiyeti
- İlk Akvaryum
Sümerler ayrıca şehir konseptini icat etti ve “Dünya’daki en eski şehir” ünvanının taliplerinden biri de Sümer Uruk’tur. Sümer ’de kurulmuş en erken şehirlerden bazıları şunlardır:
Sümer Şehirleri
- Eridu
- Uruk
- Ur
- Larsa
- İsin
- Adab
- Kullah
- Nippur
- Kiş
Şehirin kalbi, daha sonra Babil’in Kulesi hikayelerine ilham veren büyük ziguratlar tarafından hedeflenmiş tapınak kompleksiydi. Her şehrin tapınakta yaşayan, vatandaşları koruyan ve yönlendiren kendi tanrıları vardı. Fakat, Eridu şehri – ve onun tanrısı Enki’nin özel bir yeri vardı.
İlk Şehir
Günümüz arkeologları Uruk’u Mezopotamya’daki en eski şehir olarak tesis etmiş olsa da, Sümerler kendileri Dünya’daki ilk şehirin onu sulu bataklıklardan yapan ve bölgede krallık ve düzen konseptlerini kuran, bilgelik ve su tanrıları, Enki’nin yönettiği Eridu olduğuna inanıyordu. Enki tarafından Eridu’nun kurulması, İncil’deki tanrıların evi ve uygarlığı yöneten kuralların ( meh olarak bilinen) doğum yeri olan Aden Bahçesi’yle karşılaştırılabilir bir altın çağ olarak görülüyordu.
Akademisen Gwendolyn Leick şu şekilde yazıyor:
Mezopotamya Aden’i bir bahçe değil, sularla çevrili bir kara parçasından oluşan bir şehirdir. İlk yapı bir tapınaktır…Bu Mezopotamya geleneklerinin gelişim ve şehirlerin işlevini ve, Eridu mitik örneği sağlar, nasıl sunduğudur. İncil’deki Düşüş’ten sonra insanın sonsuza kadar kovulduğu Aden’in tersine, Eridu, kutsallıkla dolu ama her zaman ulaşılabilir, gerçek bir yer olarak kaldı. (2)
Eridu’nun “düşüşü”nün insanlığın günahlarıyla hiçbir ilgisi yoktu. Aksine, en popüler Mezopotamyalı tanrıçalardan biri, İnanna’nın zekasıyla alakalıydı. İnanna ve Bilgelik Tanrısı adlı şiirde, Uruk şehrinden babası Enki’nin evi olan Eridu’ya seyahat eder ve babasını oturup onunla bir şeyler içmeye davet eder.
Enki içtikçe ve daha da şenlendikçe memnuniyetle meh’i kızına emanet eder. Bütün hepsini toplayınca, gemisine koşar ve onları Uruk’a getirir. Böylelikle, şehrini en önde gelen yapar ve Eridu’yu söndürür. Günümüz bilim insanları, bu mitin (Eridu’da sembolize edilen) tarım kültüründen bölgedeki en güçlü şehirler arasında olan Uruk’la örneklendirilmiş kentsel gelişime kaymaya bir cevap olarak ortaya çıktığına inanıyor.
Devlet
Bölge tamamen insanların hayatlarına karışmıştı ve devleti ve sosyal yapıyı etkilemişti. Sümerler tanrıların karmaşadan düzen kurduğunu ve bireylerin hayattaki rollerinin çalışmak ve tanrılarla iş arkadaşı olarak karmaşanın bir daha gelmemesini sağlama almak olduğuna inanıyorlardı. Lakin, tanrıların kendileri, daha sonra kendi işlerini insanlığın sesleri ve sorunları dayanılamayacak hale geldiğinde – Dünya’yı karmaşaya döndürerek – ters yüz etmişlerdir.
Eridu Doğuşu ( M.Ö. 2300’de yazılmış) olarak bilinen Sümer eseri Büyük Tufan’ın (Nuh Tufanı) ilk versiyonudur.
Eridu Doğuşu
Eridu Doğuşu olarak bilinen ( M.Ö. 2300’de yazılmış ve Eridu harabelerinde bulunmuş) Sümer eseri, daha sonrasında Atra-Hasis, Gılgamış Destanı ve Yaratılış Kitabı’nda tekrardan anlatılan, Büyük Tufan hikayesinin ilk versiyonudur. Tanrıların nasıl, (Enki’nin ona bir tahta gemi inşa etmesini ve her hayvandan türünden iki taneyi kurtarmasını söylemesiyle) bir adam, Ziusudra, dışında, bütün insanlığı bir tufanla yerle bir ettiğini anlatır. Daha sonrasında, tanrılar merhamet gösterir ve ölüm ile hastalığı Dünya’ya tanıtarak; böylelikle tekrardan düzen kurarak ve insan hayatında limit koyarak ve hırslandırarak, insan popülasyonunu ve rahatsız edici eğilimlerini kontrol etmeye karar verir.
Tanrılar, insanların hayatlarını düzeni sürdürme için kullanmalarını bekledi ve bu birlikte çalışmak için yeni bir yol bulmayı da içeriyordu. Her şehirdeki patron tanrıların yükseliği ve aralıklı düşmanlıkla tartışmalardan da kanıtlandığı üzere, Sümerler bireysellikleriyle çok övünürlerdi ama, tanrılar tarafından bunu kamu yararına olan menfaatlerde bir kenara bırakmaları icap etti.
Kramer şöyle yazıyor:
Sümerler bireye ve başarılarına yüksek değer koymuş olsa da, buna ağır basan bir faktör vardı, ki bu bireyler ve benzer toplumlar arasında: Sümer’in refahı, daha doğrusu varoluşu için sulamaya olan tam bağımlılığı yüzünden güçlü bir işbirliği ruhu besledi. Sulama toplu çaba ve organizasyon gerektiren karmalık bir işlemdir. Kanalların kazılması ve sürekli tamir edilmesi gerekiyordu. Su ilgililer arasında eşit olarak dağıtılmalıydı. Bunu sağlamak için, tek bir toprak sahibi ya da tek bir toplumdan bile daha güçlü biri zorunluydu. Devlet kurumlarının büyümesi ve Sümer eyaletlerinin doğuşu bundan dolayıdır. (Sümerler, 5)
Sümer Kralı Listesi
M.Ö. 2100’de Lagaş’da düzenlenen bir döküman olan Sümer Kralı Listesi, tanrıların Eridu’da ilk krallığı kurduğu dünyanın başlangıcına giderek bütün kralları listeler. Arkelolojik olarak belirlenmiş ilk kral, “bütün toprakları dengede tutan kişi” (Sumerians, 43) olarak betimlenen Etana’dır. Ayrıca liste buradan sonra, sıklıkla hükümdarlar için imkansız derecede uzun tarihlerle kronolojik olarak M.Ö. 2100’deki kralların hükümdarlığına kadar gider.
Sümer şehri, diğer sorumlulukların yanı sıra, toprağın işlenmesini denetleyen ve dünyadaki vasiyetlerinin yerine getirilmesi için tanrılara bağlı olan bir kral, Lugal (harfiyen “büyük adam”) tarafından yönetilirdi. Lugal öncelikle bir ev halkının, kaynakarını bir yere toplayan yakın kenetlenmiş bir toplumun, başıydı. Ayrıca ev halkı konsepti şehirlerin altındaki kuvvet yapısı olarak devam ederdi. Şehirlerin yükseliğiyle ve tarımcılık yeniliklerinin gelişmeleriyle, Sümerler insanların nasıl yaşadığını, ve yaşayacaklarını, sonsuza dek değiştirdi.
Akademisyen Paul Kriwaczek şöyle yorumluyor:
Bu insanlık tarihinde devrim niteliğinde bir andı. [Sümerler] devamlı olarak dünyayı değiştirmekten daha azını hedeflemiyorlardı. Tarih boyunca gelişme ve ilerlemeye kararlı prensibi benimseyen ilk kişilerdiler. Ayrıca hala günümüz zamanında çoğumuzu; doğayı dönüştürmek ve geliştirmek ve onun efendisi olmak insanlığın hakkı, görevi ve kaderi olduğu inancıyla motive ediyorlar. (20)
Sümerlerin Katkıları
Sümerler ‘in şehirleri genişledi ve daha fazla yere ve kaynaklara ihtiyaç duyduklarında başkalarından aldılar. Uruk Dönemi sırasında, belki de en büyük icat olan yazının gelişiyle (M.Ö. 3600-3500) doğruluğa ulaşan kültür hızlıca gelişti. Erken yazı ticarette uzak mesafe iletişimine olan ihtiyaca cevap olarak geliştirildi ve “iki koyun – beş keçi – Kiş” gibi basit bilgileri aktardı ki bu o zamanda gönderen için yeterince açıktı fakat alıcıya iki koyun ve beş keçinin Kiş şehrinden geldiğini ya da gittiğini; veyahut canlı ya da ölü olduklarını ve amaçlarını bilgilendirmekte yetersizdi. Bu sistem Erken Hanedanlık Dönemi’ne kadar Gılgamış Destanı, Enheduanna’nın İnanna’ya Ninnileri ve diğer meşhur edebi eserler gibi işler üreten yazı sistemine gelişti.
Sümerce Mezopotamya’nın uluslararası ticari dili oldu ve daha sonrasında diğer dilleri kayıt altına almak için kullanılan çiviyazısı olarak bilinen yazı sistemi oluşturuldu.
Gwendolyn Leick şöyle yorumluyor:
Sümer ’in alüvyon düzlüğünde daha fazla aynı türden kültürel görüşlüler yazının gelişmesinde belirli bir şiveyle dışavurum buluyor. Neden Sümerce’nin yazıyla temsil edildiği dil olduğu hala belli değil. Mezopotamya hiçbir zaman dilsel ya da etnik olarak türdeş değildi ve erken metinlerdeki kişisel isimler açıkça o zamanlarda Sümerce’nin dışında dillerin konuşulduğunu gösteriyor. (65)
Sümerce yazılı dil
Milattan önce 4. Yüzyılın sonlarına doğru Sümerce yazılı dil olarak iyice biliniyordu. Ayrıca Sümer kültürü, dini, tarımı ve uygarlığın diğer önemli yönleri de buna dahildi. Sümerler ‘in edebiyatı daha sonra gelen yazarları etkiledi. Bilhassa, Adapa Efsanesi, Eridu Yaratılışı, ve Atrahasis hikayeleri sonraki İncille ilgili Aden Bahçesi, İnsanlığın Düşüşü, ve Büyük Tufan hakkında İncil’i yazanı bilgilendirir. Enheduanna’nın eserleri sonraki ayinler için model haline gelecekti, Mezopotamya hayvan fablları Ezop tarafından popülarize edilecekti ve Gılgamış Destanı İliad ve Odise gibi eserlere ilham olacaktı.
Tanrıların şehirlerin tapınaklarında yaşamaları konsepti ve yanı sıra Sümer ziguratlarının şekli ve boyutunun Mısırlı piramitlerin gelişimini ve kendi tanrılarına olan inançlarını etkilediği düşünülüyor. Sümer zaman konseptiyle birlikte yazı sistemleri de diğer uygarlıklar tarafından benimsenmişti. Sümer silindir mühür – Bir bireyin kişisel kimliğinin imzası – M.Ö. 612’ye ve Asur Krallığı’nın düşüşüne kadar Mezopotamya’da kullanılmaya devam etti. Abartısız, Sümerin bir katkısının bulunmadığı bir uygralık alanı yoktu. Fakat, bütün güçleri adına, kültürleri düşüşlerinden çok önce gerilemeye başladı.
Sümer Uygarlığı ‘nın Çöküşü.
Sümer uygarlığı, Elamların bölgeyi istila etmesiyle M.Ö. 1750’de çöktü. Ur’lu Şulgi M.Ö. 2083’de bu tarz istilalardan insanlarını korumak için büyük bir duvar dikti ama her iki sonundan birbirine bağlanmamıştı, kolayca arasından dolaşılabilirdi ki bu, tam olarak istilacıların yaptığıydı. Bütün bunlara rağmen, kültür, Amoriler Babil’de güç kazandığından beri özerkliğini korumakta zorlanıyordu. Birçok yönde ispat edilmiş ama ön belirgin olarak Mezopotamya panteonundaki erkek-kadın oranındaki kültürel etkideki değişim Sami Amorilerin Babil’deki güçlerinin yükselişiyle ve, özellikle, Sümer teolojik modelini yüce erkek tanrı Marduk’u diğerlerinden üste çıkararak tamamen döndüren Hamurabi ( M.Ö. 1792-1750) hükümünde geldi. Tanrıçalara adanan tapınaklar tanrılara olanlarla değiştirildi ve tanrıçaların tapınakları yıkılmasa da ötekileştirilmişti.
Bu zamanda, geleneksel olarak erkeklerle eşit olan, kadın hakları Sümer şehirleri gibi zayıfladı. Süregiden çatışmaların toprağın fazla kullanımı ve kentsel gelişimle birleşmesi şehirlerin düşüşlerinin temel nedenleri olarak alıntılanmıştır.
Kadın tanrıların statüsündeki ve kadın haklarındaki zayıflama arasındaki ilişki hiçbir zaman yeterince açıklanmadı – hangisinin daha önce geldiği bilinmiyor – fakat, kadınları yüksek mertebede tutan bir kültürün zayıflamasında etkili bir detaydır. M.Ö. 1750’de Elamler istila edinceye kadar Sümer kültürü çoktan geriliyordu ve Elamler basitçe bu sureci bitirdi.
Keşif
Sümerler günümüzde dünya kültürüne olan sayısız katkılarıyla tanınıyorlar ama bu epey yeni bir gelişme. Tarihleri yüzyıllarca kumun altında gömülü kaldı bu yüzden, antik eserlerde onlara yapılan referanslar kinayelere bilinen gönderge olmadığından bilim insanları tarafından yanlış anlaşıldı. Örneğin; İncille ilgili Yaratılış Kitabı’ndaki Şinar toprağı, Mezopotamya’da bir bölgeyi ima ettiği sanılıyordu ama o referansın önemi anlaşılmamıştı. Bilim insanlarının Sümer toprağı diye bir yer hakkında fikirleri olmadığı sürede İncile ait Şinar hiçbir zaman var olmadı.
M.S.19. Yüzyılın ortalarında, Batılı kuruluşlar ve toplumlar İncile ait hikayeleri teyit edecek fiziksel kanıtlar arayışıyla Yakın Doğu ve Orta Doğu’ya seferler göndermeye başladığında değişti. Şinar gibi bir bölge hiç var olmasaydı, mantık olarak, harabeleri, İncil’de sözü edilen diğer yapıları ve şehirleriyle beraber, ortaya çıkmamış olacaktı.
Bu zamanda, İncil (özellikle Eski Ahit hikayeleri) Dünya’daki en eski kitap ve tamamen orijinal olduğu sanılıyordu. Aden Bahçesi, İnsanlığın Düşüşü, Büyük Tufan hikayeleri direkt olarak tek gerçek Judeo-Hristiyan geleneği Tanrısı tarafından yazıldığı ya da etkilenildiği düşünülüyordu. Bu seferlere gönderilen arkeologlar ve bilim insanları bu iddiayı savunacak fiziksel kanıt bulması gerekiyordu ama, onun yerine, tam tersini; Sümeri buldular.
Beril Foya
Kaynaklar:
- Bertman, S. Eski Mezopotamya’da Yaşam El Kitabı. Oxford University Press, 2005.
- Black, J., vd. al. Eski Sümer Edebiyatı. Oxford University Press, 2006.
- Bottà © ro, J. Eski Mezopotamya’da Günlük Yaşam. Johns Hopkins University Press, 2001.
- Jacobsen, T. The Treasures of Darkness. Yale Üniversitesi Yayınları, 1978.
- Kramer, SN Tarihi Sümer’de Başlıyor. Pennsylvania Üniversitesi Yayınları, 1988.
- Kramer, SN Sümerler: Tarihleri, Kültürleri ve Karakterleri. Chicago Press Üniversitesi, 1971.
- Kriwaczek, P. Babylon: Mezopotamya ve Medeniyetin Doğuşu. St. Martin’s Griffin, 2012.
- Leick, G. Mezopotamya: Şehrin İcadı. Penguin Books, 2003.
- Van De Mieroop, M. A History of the Ancient Near East ca. 3000 – 323 BC, 2. Baskı. Blackwell Publishing, 2006.
- Von Soden, W. The Ancient Orient: An Introduction to Study of the Ancient Near East. Eerdmans Pub Co., 1994.
APA Style
Mark, J. J. (2019, October 09). Sumerians. Ancient History Encyclopedia. Retrieved from https://www.ancient.eu/Sumerians/
Chicago Style
Mark, Joshua J. “Sumerians.” Ancient History Encyclopedia. Last modified October 09, 2019. https://www.ancient.eu/Sumerians/.
MLA Style
Mark, Joshua J. “Sumerians.” Ancient History Encyclopedia. Ancient History Encyclopedia, 09 Oct 2019. Web. 06 Nov 2020.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Kazaklar Kimdir, Kazaklar’ın Tarihi Hakkında Detaylı Bilgi
Antik Mısır Hakkında Duymamış Olabileceğiniz 15 İlginç Gerçek
Yorumlar 15