İnsanları memnun etmeye çalışan kişiler, genellikle kendi zararlarına olsa bile, ne pahasına olursa olsun diğerleriyle aralarını bozmamak ve anlaşmazlığa düşmemek ister. Çoğunlukla, oldukça katı bir şekilde, başkalarının ihtiyaçlarını kendilerininkinin önüne koyarlar ve bu eğilimleri yüzünden sömürülürler.
Ek olarak kabul görme ve onaylanma ihtiyaçları, saldırıya açık olan bir kişilik geliştirmelerine yol açar. Kişi bu kendine zarar verme eğiliminin farkında olsa de çeşitli nedenlerden dolayı bunu düzeltmesi zor olabilir.
Uyum sağlama dürtüsü özenli ve özgecidir. (Özgeci nedir: kendi yararından çok başkalarını düşünen kimse.) Ancak aşırıya kaçarsa kişinin kendisine zarar vermesine yol açabilir. Bu ilişkisel dürtü kısmen, ebeveyn ile ilişkideki bağlanmaya dayanan bilinçdışı mekanizmalar tarafından yönlendirilebilir.
Egosantrik ebeveynlerin genellikle aklı fikri kendi duygularındadır ve çocukları da kendileri gibi hissettiği sürece sorun yoktur. (Egosantrik: her şeyi kendine dayandırmak, kendine bağlamak, her şeyde kendini esas almak) Fakat çocuk ebeveynden farklı bir duygu yaşadığında ebeveyn tipik olarak iki şekilde karşılık verir: Çocuğun hislerini görmezden gelir ya da farklı bir duygusu olduğu için onu utandırır ve cezalandırır.
Bir ebeveynin çocuğunun duygularını idare etme şekli
Örneğin 8 yaşındaki Sally, büyükannesinin cenazesine katılmaktan korkar.
Annesi Andrea’ya bu hislerini açtığında Andrea kızar ve Sally’yi ayıplar:
“Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirsin? Büyükannen bunu duysa hayal kırıklığına uğrardı! Bu kadar bencil olma!”
Buna karşın empati kurabilen bir ebeveyn, “Seni korkutan şey nedir, tatlım?” der. Sally neden gerildiğini açıklayınca annesi Sally’nin duygularına saygı duyar. “Endişelenmen gayet normal. Ölüm korkutucu bir şey, seni anlıyorum. Söz veriyorum, orada seninle beraber olacağım. Fakat yine de bu sana fazla gelirse başka bir yere geçip bir mola verebiliriz.”
Bir ebeveynin çocuğunun duygularını idare etme şekli, çocuğa hislerine güvenmeyi ya da güvenmemeyi öğretir. Hislerine itimat etmeyen bir çocuk, duygularının yanlış ve utanç verici olmasından korktuğu için genellikle onları içinde tutar.
Hissettiklerini önemsememeye devam eder ve ebeveyninin duygularını kendininkilerinin önüne koyar. Sonuç olarak bu ebeveyn-çocuk ikilisinin dışındaki ilişkilerde de ortaya çıkan bilinçdışı bir eğilim haline gelir. Çocuk istemeden kendi duygularının diğerlerininkinden daha önemsiz olduğuna inanan bir yetişkin haline gelir.
Bu bileşimde yer alan bir başka eleman, ebeveyni tarafından reddedilen çocuğun deneyimi olabilir. Duygusal olarak ulaşılamayan ebeveynler, ebeveyn-çocuk ikilisinde güçlü olan tarafta bulunmak için, çoğunlukla kabullenmeyi ve onaylamayı reddeder. Eleştirel ve memnun etmesi zor olan bu ebeveyn, çocuğu bir ödülle kandırmaya çalışır.
Bu da çocuğun onay için yalvarmasına yol açar. Ayrıca bu tip bir ebeveyn, çocuğu mükemmelleştirmek ile değersizleştirmek arasında gidip gelir ama çocuğun kendisine nadiren derin ve gerçek sevgi gösterir.
İnsanüstü ya da insanlık dışı bir şeymiş gibi davranılan çocuk, nadiren insan olduğunu hisseder. Bu bir yandan “mükemmel” olmaya çalışırken bir yandan diğerlerini hayal kırıklığına uğratmamaya çalışma döngüsü yetişkinliğe kadar uzanabilir.
Mağdur Edebiyatı
Başka bir açıklama ise ebeveynin çocukla olan ilişkisinde rutin olarak kurbanı oynaması olabilir. Genellikle ebeveyn duygularıyla başa çıkamadığında, durumu manipüle etmek ve suçluluk yüklemek için mağdur rolünü devreye sokar. Örneğin Shelly okuldan gelir ve annesini ağlıyorken görür.
Endişelenen Shelly annesinin yanına gidip ona ne olduğunu sorar. Annesi kafasını kaldırır ve der ki “Amcan bu yaz göl evine gidemeyeceğimizi söyledi. Tatilimiz mahvoldu. Keşke geçen yaz kedini getirmeseydin, bu amcanı çıldırttı.”
Bu senaryoda ebeveyn, haksız bir şekilde suçu Shelly’ye atıp kendini masum olarak görür ve duruma onun yüzünden acı çekiyormuş gibi bakar. Muazzam bir utanç duyan Shelly, gelecekte de annesini üzebilecek bir şey yapabilme ihtimaline karşı endişelenir.
Bu korku yetişkinliğe aktarılabilir ve diğer ilişkilere de yansıyarak hepsinin aynı olmasına yol açabilir. İnsanları memnun etmeye çalışan biri, çaresizce karşısındakini üzmekten kaçınmaya çalışır.
Bu kişilerin kendilerinin de bir insan olarak değerli olduğunu anlamaları önemlidir. Bu kişisel yolculuğun bir parçası, kendilerinden yararlanan insanlarla aralarına sağlıklı sınırlar çekmeyi öğrenmek olabilir.
Genellikle bir sınır çekmenin sert ve kesin bir tavır gerektiği sanılır, bu da insanları memnun etmeye güdülü birinin kişiliğiyle uyuşmayabilir.
Ancak bu beş tavsiye, bir yandan yüzleşmekten çekinen ve kimseyle arasını bozmak istemeyen diğer yandan kendine değer vermenin önemini fark eden birine yardım edebilir:
İnsanlarla Sınırları belirlemenize yardımcı olacak 5 tavsiye
Sağlıklı sınırlar inşa etmek
İlk olarak bireyin, kişisel ihtiyaçlarını sıraya koyma yetkisine sahip olup olmadığını bilmesi gerekebilir. Bu doğal olarak hassas bir yapıya sahip, başkalarının hislerine karşı aşırı duyarlı ve güçlü bir empati yeteneğine sahip olan birine mantıksız gelebilir. Ancak akıl sağlığını korumasına yardımcı olur. Sağlıklı sınırlar inşa etmek, kişinin, fedakarlık yapmadan önce kendini gözetmesini sağlar.
Sınırlar koyarken ayrıntılı açıklama yapmaktan kaçının
Sınırlar koyarken ayrıntılı açıklama yapmaktan kaçının. Aşırıya kaçmayın. Uzun bir açıklama diğer kişinin sizin gerekçelerinize karşı çıkmasına neden olabilir.
Örneğin,
“Çok üzgünüm Kim. Bu cumartesi atölyene katılamayacağım. Billy’nin futbol antrenmanı var ve benim de markete gitmem gerekiyor. Annemi yemeğe davet ettim. O gün çok meşgulüm.”
Bu durumda Kim şöyle cevaplar: “Hiç sorun değil! Kocam, futbol antrenmanından Riley’yi alıyorken Billy’yi de alır. Atölye de öğlen bitiyor zaten, yani her şey yolunda! Cumartesi görüşürüz!”
Basit tutmak daha etkili bir yaklaşım olabilir. Mesela “Özür dilerim, cumartesi gelemeyeceğim. Birtakım işlerim çıktı. Siz atölyenin tadını çıkarın! Sizi destekliyor olacağım!”
Sıcak tonlama ile vurguları sürdürün
Kişi konuşurken cana yakın tonlamaları ve vurguları sürdürmeyi deneyebilir ki mesaj, sempatik ve kibar bir duygu içersin. Mesajın içeriği karşı tarafın duymak istemediği bir şey olsa da mesajı nazikçe ve ustaca iletmek, durumu yumuşatabilir. İletişimi insanları memnun etmeye çalışan birinin mütevazı tavrına uyarlamak, daha rahat ve doğal hissettirebilir. Ayrıca mizahi yaklaşım da yardımcı olabilir.
Örneğin “Kim, ben bu cumartesi atölyeye katılamayacağım. Zoom’da bir dakika daha geçirirsem beynim patlayacak, buna katlanamam. Diğer hafta görüşürüz!”
Bir sınır oluşturmak için çok uzun süre beklemeyin
Sınır belirlemek için çok fazla beklemeyin yoksa işin içine öfke ve kin dahil olabilir. Sınırlarınızı erkenden çizmek soğukkanlılığınızı korumaya yardım edebilir.
Örneğin, Tim yıllardır yaşlı babasını hastanenin acil servisine götürüyor. Şehirde yaşayan kardeşleri ise ona yardım etmeyi hiç teklif etmemişler. Cumartesi gecesi annesi Tim’i arıyor. Sesi üzgün geliyor ve Tim’in yine babasını acile götürmesi gerektiğini söylüyor.
Tim yorgun ve doğal olarak içerleyip kızıyor. “Neden Sally’i ya da Tommy’yi aramıyorsun?” diye bağırıyor. Annesi ağlamaya başlıyor. Tim birdenbire böyle çıkıştığı için kötü hissediyor. O yüzden hemen yola koyuluyor ve geceyi babasıyla birlikte hastanede geçiriyor. Öfke krizi yüzünden pişman oluyor ve babasını acile götürmeye devam ediyor.
Bir diğer senaryoda ise Tim’in ikinci ya da üçüncü seferde kardeşlerini arayıp “Babam konusunda biraz yardıma ihtiyacım var. Gece yarısını hastanede geçirdikten sonra işe gitmek zor oluyor. Sırayla gitmemiz mümkün mü? Sally sen bir sonrakinde gidebilir misin? Ben annemi arayıp dönüşümlü geleceğimizi söylerim.” dediğini düşünelim.
Sınırlarını erkenden koymak kişinin o anda kızmak yerine durumu sakince ve strateji kurarak ele almasını sağlar.
Ne söyleyeceğinizi planlayın ve uygulayın.
Ne diyeceğinizi planlayın ve pratik yapın. Belirlediğiniz bir kişiyle rol yapın. Düşüncelerinizi öncesinde kelimelerle ifade etmeniz, o anda söylemenizi kolaylaştırır. İnsanları memnun etmeye çalışan biri için hayır demek ve bir sınır koymak stresli olabilir.
Bu yüzden pratik yapmak daha rahat konuşmasını sağlayabilir. Bu kısım biraz saçma gelse de sonuç kişinin hayatında bir çığır açabilir.
İnsanları memnun etmeye çalışan biri yardımsever olabilir ancak sürekli “sıfırı tüketmek” hayatını zorlaştırabilir. Geçmiş ilişkilerdeki bir bağlanma figürü ile ilişkili olan bu eğilimlerin analiz edilmesi sağlıklı sınırlar koyulması için gereken motivasyonu sağlayabilir.
Yazan: Erin Leonard Ph.D.
Çeviri: Zehra Güzelhan
Bunlar da ilginizi çekebilir
İlişkinize Zarar Verebilecek “Küçük” Hatalar
Psikoloji Hangi Amaca Hizmet Eder ve Neyi Amaçlar?
Akademinin Dışında Kariyere Giden Adımlarda Yardımcı Olacak Bilgiler ve Örnekler
Yorumlar 4