2,6 milyon yıl ile 11,700 yıl önce Buzul Çağı dönemi boyunca insan türü ve akrabalarının beyinleri büyüdü. Günümüzde Tel Aviv Üniversitesi’nden bilim insanları buna neyin neden olduğuna dair yeni bir hipotezi var.
Bilim insanları, yeryüzündeki en büyük hayvanlar ortadan kaybolurken, insan beyninin daha küçük, daha hızlı avları avlamak için büyümesi gerektiğini öne sürüyor.
İlginizi çekebilir: Tarih Öncesi Dönemler: Yazılı Kayıtlardan Önce İnsanlar Nasıl Yaşardı?
Bu hipotez, ilk insanların filler gibi bol yağlı yiyecekler sağlayacak büyük hayvanları öldürmekte uzmanlaştığını savunuyor.
Bu hayvanların sayıları azaldığında, muhtemelen daha fazla beyin gücüne sahip olan daha büyük beyinli insanlar, daha küçük avları evcilleştirme ve yakalama konusunda daha iyi hale geldi. Bu da zeki olan insanların daha kolay hayatta kalmasına yol açtı.
Nihayetinde, yetişkin insan beyni 2 milyon yıl önce ortalama 40 kübik inç (650 santimetre küp) iken yaklaşık 10.000 yıl önceki tarım devriminin zirvesinde yaklaşık 92 kübik inç’e (1.500 kübik cm) genişledi.
İlginizi çekebilir: Beyin | Müthiş Beynimiz | Beynin Özellikleri Nelerdir?
Hipotez ayrıca;
Çiftçilik başladıktan sonra beyin boyutunun neden yaklaşık olarak 80 kübik inç (1.300 kübik cm) küçüldüğünü şöyle açıklıyor; Av başarısını en üst düzeye çıkarmak için artık ekstra dokuya ihtiyaç yoktu. Bu yeni hipotez, insan kökleri araştırmalarında bir eğilimi ortaya çıkarıyor.
Alandaki pek çok bilim insanı, insan beyninin büyük bir baskı yerine çok sayıda küçük baskıya tepki olarak büyüdüğünü iddia ediyor. Ancak Tel Aviv Üniversitesi arkeologları Miki Ben-Dor ve Ran Barkai, ortamdaki büyük bir değişikliğin daha iyi bir açıklama sağlayacağını savunuyorlar.
Barkai, Live Science’a yazdığı bir yazıda, “Av boyutundaki düşüşü yalnızca beynin genişlemesi için değil, insan biyolojisi ve kültüründeki diğer birçok dönüşüm için birleştirici bir sebep olarak görüyoruz. Bunun bu değişiklikler için iyi bir neden sağladığını iddia ediyoruz.”
“İnsan kökeni konusunda araştırma yürüten bilim insanları, çeşitli adaptasyonları kapsayacak tek bir açıklama üzerinde durmanın yetersiz olduğuna inanır. Başka türlü düşünmenin zamanı geldiğine inanıyoruz.”
Büyük av, büyüyen beyinler
İnsan beyninin büyümesi evrimsel olarak olağanüstü çünkü beyin maliyetli bir organdır. Homo sapiens beyni, vücut ağırlığının sadece yüzde 2’sini oluşturmasına rağmen, vücuttaki oksijenin yüzde 20’sini kullanır.
Bugün ortalama bir insan beyni 2,98 lbs ağırlığındadır. (1.352 gram), en yakın yaşayan akrabalarımız olan şempanzelerin beyinlerinden 0.85 lb. (384 gram) fazla olduğunu anlamına geliyor.
Barkai ve Ben-Dor’un hipotezi, Homo Habilis ile başlayıp Homo Erectus ile zirveye çıkan insan atalarının, Buzul Çağı dönemini uzman etoburlar olarak Afrika’nın sunduğu en büyük, en yavaş hayvanları avlayarak geçirdikleri fikrine dayanıyor.
Araştırmacılar, 5 Mart’ta “Yearbook of Physical Anthropology” dergisinde yayınlanan bir makalede, büyük ve bol etli hayvanların, bitkileri taramaktan veya daha küçük avları takip etmekten daha az çabayla bol miktarda kalori ve besin sağlayacağını iddia ediyorlar.
Barkai ve Ben-Dor, modern insanların yağ sindirmede diğer primatlardan daha iyi olduğunu ve mide asiditesi ve bağırsak tasarımı da dahil olmak üzere insanların fizyolojisinin, yağlı et yemeye olan adaptasyonları gösterdiğini söylüyor.
“Quaternary” dergisinde 19 Şubat’ta yayınlanan başka bir makalede;
Araştırmacılar, insan türünün araçlarının ve yaşam tarzının büyük avdan küçük ava geçişle tutarlı olduğunu iddia ediyorlar. Örneğin, Barkai’nin Afrika’daki saha çalışmasında, 200.000 ila 400.000 yıl önce kaybolan fil kemikleriyle dolu Homo Erectus bölgeleri buldu.
Ben-Dor Live Science’a bir e-postada, daha yeni yerleşim yerlerindeki insan atalarının çoğunlukla alageyik yiyor gibi göründüğünü yazdı.
Araştırmacılar, yaklaşık 2.200 lbs (1.000 kg) ağırlığındaki megaherbivorların (büyük ve bol etli hayvan) Afrika’da yaklaşık 4.6 milyon yıl önce, 770 libre (350 kg) otoburların ise yaklaşık 1 milyon yıl önce azalmaya başladığını makalelerine eklediler.
Bu düşüşe neyin sebep olduğu net değil, ancak iklim değişikliği, insan avı veya ikisinin bir kombinasyonu olabilir. En büyük, en yavaş, en şişman hayvanlar yeryüzünden kaybolurken, insanlar daha küçük hayvanları avlamaya geçerek uyum sağlamak zorunda kalacaklardı.
Araştırmacılar, bu değişimin insan beynine daha fazla büyümesi için evrimsel bir baskı uyguladığını ileri sürüyor. Çünkü küçük hayvanları avlamak daha karmaşık, takip etmek ve yakalamak daha zordur.
Bu büyüyen beyinler daha sonra Buzul Çağı’ndaki birçok davranış değişikliğini açıklayacaktı. Küçük, seri avların avcıları, avın yerini başarılı bir şekilde belirlemek ve onu izlemeyi koordine etmek için dil ve karmaşık sosyal yapılar geliştirmeye ihtiyaç duymuş olabilir.
Ateşi daha iyi kontrol etmek, insan atalarının kemiklerden yağ da dahil olmak üzere daha küçük hayvanlardan olabildiğince çok kalori almasına izin verdi.
Barkai ve Ben-Dor’a göre, alet ve silah teknolojisinin gelişmesi avcılara daha ulaşılmaz görünen avları yakalaması ve elde etmesi için büyük bir avantaj sağladı.
Bulanık Geçmiş
Paleoantropolog ve araştırmaya dahil olmayan Washington D.C.’deki Smithsonian’ın “İnsan Kökenleri Programı”nın başkanı Richard Potts, insan beyninin evrimine ilişkin geçmişteki tek kaynaklı hipotezlerin pek başarılı olmadığını söyledi. Ve yeni hipotezdeki birçok argüman hakkında tartışmalar var.
Örneğin Potts, Live Science’a, ilk insanların megaherbivorları avlayıp avlamadıklarının net olmadığını söyledi. Bazı yerlerdeki büyük memeli kemiklerinde insan kesi izleri var, ancak hiç kimse insanların bu hayvanları öldürüp öldürmediğini bilmiyor.
Potts, araştırmacıların bazen daha önceki zamanlar ve yerler için geçerli olmayabilecek bir zaman dilimine ait argümanları da kullandığını söylüyor.
Örneğin, kanıtlar, 400.000 yıl önce Avrupa’da yaşayan Neandertallerin, bitkilerin kıt olduğu kış aylarında bu insan akrabalarına iyi hizmet edecek olan büyük avları tercih ettiklerini gösteriyor.
Potts, aynı şeyin birkaç yüz bin veya bir milyon yıl önce tropikal Afrika’da geçerli olmayabileceğini söyledi.
Ve beyin söz konusu olduğunda, boyut her şey değildir.
60.000 ila 100.000 yıl önce şu anki Endonezya’da yaşayan Homo floresiensis gibi bazı insan akrabalarının küçük beyinleri vardı. H. floresiensis, beyninin küçük olmasına rağmen hem küçük filleri hem de büyük kemirgenleri avladı.
İnsanların ve akrabalarının bu beyin genişlemesini yaşadıkları dönem, çok az fosil kaydı ile yeterince anlaşılmış durumda. Örneğin, Wisconsin-Madison Üniversitesi’nden paleoantropolog olan ve araştırma sonuçlarına şüpheyle yaklaşan John Hawks, Afrika’da 300.000 ila 400.000 yıl öncesine kesin bir şekilde tarihlenen ve kesinlikle insanlarla ve onların atalarıyla ilgili olan üç veya dört site olduğunu söyledi.
Hawks, Live Science’a yazdığı yazıda, insan soy ağacı, Buzul Çağı boyunca birçok dalla karmaşık olduğunu, beyin boyutundaki büyümenin doğrusal olmadığını ve büyük hayvan popülasyonlarında da düşüş olmadığını belirtti.
Hawks Live Science’a verdiği demeçte, “Megaherbivorların azaldığı ve beyin boyutunun arttığı bir resim çizdiler ve buna bir teleskopla bakarsanız, bir nevi doğru görünüyor,” dedi. “Ama aslında, her iki taraftaki ayrıntılara da bakarsanız, beyin boyutu daha karmaşıktı, megaherbivorlar da daha karmaşıktı ve aralarında doğrudan bir ilişki kurabileceğimiz gibi değil.”
Hawks, makalenin, Buzul Çağı döneminde insan türlerinin gerçekten de büyük memelileri avlamış olabileceği gerçeğine dikkat çektiğini söyledi.
Fosil alanlarında büyük memelileri korumaya karşı doğal bir önyargı var çünkü insan avcılar veya çöpçüler bir fili kampa geri sürüklemeyeceklerdi; bunun yerine etleri dilimleyerek gelecekteki paleontologlar ve arkeologlar için evlerinde yaptıkları ziyafetle ilgili hiçbir kanıt bırakmadılar.
Hawks ayrıca, “Eminim megaherbivorların insan varoluşundaki rolünün ne olduğu ve insan olmamız için önemliler miydi hakkında giderek daha fazla konuşacağız,” dedi.
Mustafa S. ALACA
Bunlar da ilginizi çekebilir
Mezopotamya – Nerede?, Kültürü, Tarihi ve Mirası Hakkında Her Şey
Yorumlar 1