Tavşanların neden asla at büyüklüğünde evrimleşmediğini merak ettiyseniz, bilim adamları sonunda nedenini buldu. Uçuk bir soru gibi görünebilir, ancak evrim biliminin önemli bir noktasına değinir. Bazı hayvan taksonomilerinin boyutlarında bu kadar geniş bir varyasyona sahipken diğerlerinde çok küçük olmasına neden olan nedir?
Örneğin, lagomorflar (tavşanımsılar) boyut olarak çok fazla değişiklik göstermezken, yakından akraba olan kemirgenler minik cüce farelerden, yüzlerce kat daha fazla kütleye sahip kapibaralara kadar çeşitlilik gösterir. (Kapibara, kemirici hayvanların en irisidir.)
Japonya’daki Kyoto Üniversitesi’nden paleontolog Susumu Tomiya. “Yaşayan en büyük vahşi lagomorflar, ortalama olarak sadece 5 kg ağırlığındadır bu da yaşayan en büyük kemirgen olan kapibara’nın onda biridir” diyor.
“Ancak bazı evcil tavşan türleri ve diğer nesli tükenmiş türler 8 kg ağırlığa kadar çıkabilir. Bu şaşırtıcı bilgi sonucunda, dünyadaki vahşi lagomorfların daha büyük vücut boyutlarına dönüşmesini ne tür dış etkilerin engellediğini araştırmaya başladık.”
Araştırmacılar, dikkatlerini ekolojik faktörlere çevirmeden önce, memelilerin fosil kayıtlarına ve evrimsel geçmişine bakarak geçmiş ve şimdiki lagomorf boyutlarını analiz ettiler. Sonuç olarak toynaklı hayvanların varlığının lagomorf boyutlularıyla bağlantılı olabileceği ortaya çıktı.
Ekip bu bilgilerin ışığında, farklı boyutlardaki lagomorflar ve toynaklılar arasında enerji kullanımını inceledi. Lagomorfların kütlesi yaklaşık 6 kilograma ulaştığında, toynaklılar için rekabet açısından dezavantajlı olduklarını keşfettiler.
Kuzey Amerika fosil kayıtları tekrar incelendiğinde;
Bir bölgedeki en küçük toynaklının en büyük lagomorfu belirlemede büyük bir faktör olduğu fikrini destekledi. Tomiya, “Bugün bu örüntüyü çok sayıda eko-bölgede görüyoruz. Bu durum, lagomorflar üzerine onların toynaklı rakipleri tarafından oluşturulan evrimsel bir sınır olduğunu öne sürüyor,” diyor.
Araştırmacılar lagomorfların çalışamayacak kadar büyüdüğünde devreye giren başka faktörlerin de olduğuna dikkat çekiyor. (Aynı sınıftaki diğer hayvanlarla olan rekabet ve artan yırtıcı hayvan tehlikesi.)
Fakat, toynaklı hayvanların oluşturduğu rekabetin en fazla etkiye sahip olduğunu görüyoruz. Araştırma, türlerin nasıl geliştiğine dair iki zıt fikirle besleniyor. Tür rekabetine en çok önem veren “red queen” hipotezi ve iklim değişiklikleri gibi abiyotik güçlerin en fazla etkiye sahip olduğunu söyleyen “court jester” hipotezi.
Araştırmaya göre, temelinde hayvan rekabeti ile hiçbir ilgisi olmayan abiyotik güçlere kıyasla red queen örneği burada en önemli olanı gibi görünüyor.
Tomiya, “Evrimsel biyolojide devam eden bir tartışma, biyolojik çeşitliliği şekillendirmede biyolojik veya çevresel süreçlerin daha önemli olup olmadığı ile ilgilidir” diyor. “Bir süredir, fosil kayıtlarındaki biyolojik etkileşimleri incelemenin zorluğu nedeniyle “court jester” örneği daha baskın bir hal aldı.
Bu sonuçlar, at büyüklüğünde tavşanların olmamasının ana neden gibi göründüğünden, tür rekabetini göz ardı edemeyeceğimizi hatırlatıyor.
Feride İrem Yılmaz
Bunlar da ilginizi çekebilir
Paleontologlar, Çin’de Kedi Büyüklüğünde Küçük Bir Dinozor Keşfetti
Dünyanın En Küçük Bukalemunu Keşfedildi
Bilim İnsanları, Gerçek Mukus Gibi İşlev İçeren Sentetik Mukus Oluşturdu
Bu tür paylaşımları bekliyorum