Üç bin yıl önce, gizemli bir kıyamet, neredeyse bütün insan medeniyetlerini çökertti. Kıyamet milattan önce 1250 yılı sularında başladı ve bir yüzyıl sürdü. Bu zaman zarfında, insanlığın en büyük felaketi Akdeniz bölgesini vurdu.
Düzinelerce büyük şehirin yıkımı da dahil, neredeyse her büyük insan medeniyetinin ölümünü getirmesine rağmen, bu olayın nedeni ve detayları büyük ölçüde çelişmeli ve bilinmez. Bilindik olansa, bölgeyi vuran çöküntünün ve mutlak yıkımın büyüklüğü.
Bronz Çağ modern ve sofistike medeniyetler üretti. Mimarileri gelişmişti, sanat eserleri detaylıydı, birden fazla yazılı dilleri ve büyük ölçekte bölgenin üstünde egemenlikleri vardı.
Bu zaman zarfında Truva ve Ras Şamra gibi büyük ve efsanevi şehirler bulunuyordu. Tamamen yıkım izleri gösteren büyük şehirlerin bir parçasıydılar. Peki bu çökülüşün nedeni neydi? Düzinelerce şehirler nasıl dumanlı yıkıntılara döndü?
Tahribatın Boyutu
Bu olayla ilgili en çok dikkate değer şey medeniyetlerin yükselişi ve düşüşü ya da daha önce olanın bir daha olabileceği değildi. İnsanlık terihindeki diğer olaylarla karşılaştırıldığında bu çöküntünün nasıl şiddetli olduğuydu.
Robert Drews adında bir bilim insanı, bu zaman zarfında yıkılmış kırk yedi büyük şehirin listesini sundu. Savaşın ya da zorlukların öznesi değil, tamamen ortadan kalkmış ve asla bir daha yerleşilmemiş.
Drews’in iddiasına göre, Yunanistan’daki Pilos ile Levant’daki Gaza arasındaki her büyük yerleşim yıkılmış ve terk edilmişti. Kırk yedisi makul bir şekilde bu dönemde yıkılmış olarak belirlendi. Bu sayı gerçekte büyük ihtimalle daha da yüksek.
Bu, olağanüstü olarak yüksek bir sayı. Bağlam kurmak açısından, eğer Amerika’daki kırk yedi büyükşehir yıkılmış olsaydı, New York’dan başlayıp Tulsa’ya kadar inerdiniz. Aradaki şehirler, Boston, Memphis, Columbus ve Las Vegas gibi büyük popülasyon merkezlerini içine alır.
Bu, o dönemde ne olduğuna benzer. Dönemin sonunda, efsanevi Miken, Mısır ve Hitit Krallığı da dahil bölgedeki bütün büyükşehirler düştü ve yerlerine zayıflamış sağrı eyaletler bıraktı. Kısmen bu kadar kısa zamanda bu kadar büyük medeniyet iflasına ne yol açmış olabilir? Bir yüzyıl tarihin enginliğinin yanında hiçbir şey ve insanlık daha önce hiç bu kadar hızlı ve keskin çöküş görmedi.
Sonuç tüm insanlıkların kaybıydı. Diller yok oldu. Sanat eserleri tahrip edildi. Kayıtlar gitti. Ticaret tamamen durdu. Edebiyat neredeyse sıfıra düştü. Bu şehirlerin düşüşlerine neyin neden olduğuna dair üç öncü teoriler var fakat, konu üstünde fikirbirliği yok.
Doğal Afetler
Öncü teorilerden biri de bu şehirlerin biri dizi çok güçlü doğal afetlerden kaynaklandığıdır. Akdeniz jeolojik olarak aktif bir bölge ve jeolojik olaylar açısından belli bir şiddetli dönem olmuş olabileceği konu dışı değil.
Bir dizi volkanik patlamalar bir dizi büyük depremlerle birleşip bölgedeki bir sürü Bronz Çağ şehrini yıkmış olabilir. Sonuç şehirlerde ve etrafında yaşayan insanlarda toplu göçe ve huzursuzluğa rehberlik eden kaosa neden olmuş olabilir.
Problem şu ki; yıkıntılar incelendiğinde, hasarın doğal afetlerden meydana geldiğini gösteren kesin kanıt yoktu. Şehirlerin ortaya çıkarıldığı yerlerde hiç vezüv anı yoktu ve onları neyin yok ettiği ortadaydı.
Kıtlık
Bu yüzyılın eşi benzeri görülmemiş bir kuraklık yaşadığını ileri süren bazı kanıtlar bulundu. Ya Dünya’nın ikliminde genel bir değişimden ya da doğal olmayan, anormal kuru iklim döneminden dolayı, sonuç dramatik ölçüde bölgedeki yağış miktarı kaybıydı.
Kocaman kıtlık, neredeyse hiçe yakın yağış miktarının sonucu büyük ölçüde ekin yokluğundan kaynaklanmış olabilir. Sonuç toplu göç, huzursuzluk ve insanlar daha önce görülmemiş seviyede yavaşça açlıktan ölürken şiddet olurdu.
Bu, o dönemde meydana gelen toplu ölümleri açıklamada kullanılabilir. Fakat, nasıl neredeyse her büyükşehirin moloza geldiğini açıklmakta yeterli iş yapmıyor. Kıtlığın büyük ölçüde ekmek eylemlerine yol açtığı muhtemel ve aç vatandaşlar tarafından yapılan o popüler ayaklanmalar şehirleri tahrip etti. Yine de, bu kesin değil.
Gizemli Deniz İnsanları
En ilgi çekici teori bu dönemde ortaya çıkan yeni bir grup insanı gösteriyor. Deniz İnsanları olarak tanımlanıyorlar. Benzeri olmayan şiddet ve askeri üstünlükleri ile görünüşe göre birden bire geldiler. Tarihçiler ve arkeologların etnik yapılarına, kökenlerinin nereden geldiğine veya kültürlerine dair hiçbir fikri yok.
Deniz İnsanları ortaya çıkan ve bölgedeki şehirleri terör estirip ortadan kaybolan yağmacılardı. Bu dönemde Mısır’daki firavunlara karşı propagandalar yürüttüler. Birçok Mısırlı tabletler ve yazıtlar onları büyük ölçüde şiddet gösteren savaşçı insan olarak tanımlıyor.
Onların gücüne kimsenin karşı duramayacağını söylemişlerdir. Bazı bilim insanları bu insanların şehirleri yıkarak ve varoluşlarının belli bir döneminde toplu rum mezalimi işleyerek bölgede bölünmeye gittiklerine inanıyor.
Sıklıkla Yahudi İncil’inde tanımlanan düşman şehirlerin tahrip edilmesi ve toplu insan cinayetleri bu devirde sık bir uygulamaydı. Mümkündür ki; Deniz İnsanları tarafından yapılan çıkan kargaşa, şaşkınlık ve şiddet bölgedeki medeniyetler için çok fazlaydı. Tahribat ve şiddet o zamanın en büyük uluslarını yerinden eden huzursuzluğa neden oldu.
Büyük ihtimalle gerçek bu üçünün bir kombinasyonu ya da tamamen farklı bir şey olabilir. Çöküş tümüyle eksiksizdi ki bu dönemden herhangi bir bilgi almak imkansıza yakındı. Bize kalanlar bir araya getirilip muhtemel bir teori oluşturmaya çalışmak için kullanılabilecek kanıt parçalarıydı. Ama sadece teori olabilecekler. Deniz İnsanları kimlerdi? Kimse bilmiyor ve büyük ihtimalle hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
Kocaman depremler mi zamanın taştan şehirlerini aynı seviyeye indirdi?
Büyük ihtimalle ama böyle bir olayın yaşandığına dair kesin kanıt yok. Kıtlık şehirleri moloz haline getirebilir miydi? İhtimali düşük fakat, kuraklık vardı ve ilerlememiz için geriye kalan bir yığın harabeler. Gerçekten de büyük bir gizem, gelmiş geçmiş en büyüklerinden biri ve hiçbir zaman çözülmeyebilir.
Beril Foya
Bunlar da ilginizi çekebilir
Altıncı kitlesel yok oluşun ilk kurbanları diğer insan türleri miydi?
Yorumlar 6