Kendimizi hayatımızdaki bu zor insanlarla olan ilişkilerimizden neler öğrenip kendimizi bu konularda daha iyi geliştirebiliriz…
Zor iş arkadaşları ile başa çıkmaya çalıştığımızda neler oluyor?
Kilit Noktalar
- Hayatımızdaki sorunlu insanlar güvensizliklerimizi ve yetersizliklerimizi bize yansıtırlar.
- Kişiler arası çatışmalar yaşadığımız birine daha yakın ve içten bir şekilde bakarsak kendimiz hakkında çok şey öğrenebiliriz.
- Etkileşimlerimiz sayesinde yeni şeyler öğrenip gelişebilir, kendimizin daha yüksek ve özgün versiyonlarına dönüşebiliriz.
Hepimizin çevresinde mücadele etmek zorunda kaldığı enerjisini tüketen, yanlış yöne sürükleyen, kışkırtan, hayal kırıklığına uğratan ya da tetikleyen birileri vardır. Kendimizi zor iş arkadaşlarımızla veya aile üyelerimizle uğraşırken bulduğumuzda aslında neler olur ve hayatımızdaki bu zor insanlarla olan ilişkilerimizden neler öğrenip kendimizi geliştirebiliriz?
Genellikle çevremizde karşılıklı olarak birbirimizi sevdiğimiz, birlikte eğlendiğimiz, sırlarımızı paylaştığımız ve güvendiğimiz insanlar olmasını tercih ederiz. Fakat çoğumuzun düzenli olarak etkileşime geçtiği, çalıştığı ve karşılaştığı insanlar üzerinde %100 kontrolü yoktur. Bunun yanı sıra zaman içinde birlikte büyüdüğümüz ve geliştiğimiz, bazı açılardan sorunlu bulduğumuz ve mücadele ettiğimiz ailelerde doğuyoruz.
Bir noktada hepimizin hayatına bizi üzebilecek, raydan çıkarabilecek, zorlayabilecek, en önemsiz bir etkileşimde bile çatışma yaratabilecek aile üyeleri, arkadaşlar, iş arkadaşları ve yabancılar giriyor.
Hepimiz zor insanlarız
Gerçek şu ki muhtemelen bir dereceye kadar hepimiz birileri için zoruz! İnternetteki en aşağılayıcı testlerden biri olarak tanımlanan Zor İnsan Testi, her bir katılımcının cevaplarını duyarsızlık, saldırganlık, kendini beğenmişlik, manipülatiflik, baskınlık, risk alıcılık ve şüphecilik olmak üzere yedi kategoriye göre değerlendirerek bir sonuca varır.
Bireysel sonuçlar açıkça çeşitlilik gösterse de geçinilmesi kolay olarak görülen insanlar bile kendilerini zor bir insan olarak tanımlayabilecek olan sorunlu kişilik özelliklerine ve bakış açılarına sahip olduklarını göreceklerdir.
Peki sorun ne?
Kendimizi bazı açılardan çok iyi tanıyamayabiliriz ya da diğerlerinin gördüğü gibi göremeyebiliriz. Etkileşime geçtiğimiz her insan bize bir ayna tutar ve belirli yönlerimizi görmemizi sağlar.
Kendimizi ebeveynlerimizin karşısında oğul/kız olarak, partnerimizin karşısında bir eş olarak, kardeşlerimizin karşısında bir kardeş olarak, öğretmenlerimizin karşısında bir öğrenci olarak, çalışma arkadaşlarımızın karşısında bir iş arkadaşı olarak, arkadaşlarımızın karşısında bir arkadaş olarak görürüz. Birçok etkileşim aracılığıyla bize kime olduğumuz yansıtılır. Hayatımızdaki sorunlu insanlar ise bize güvensizliklerimizi ve yetersizliklerimizi yansıtır.
Suçlamak
Aslında hepimizi kızdıran şey kendi özgüvensizliklerimiz olsa da bunların varlığı ile hoş olmayan duygularımız ortaya çıktığı ve bunlar da bizi zorladığı için bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde diğer insanları suçlayıp onları sorunlu olarak etiketliyoruz. Bunun sonucunda da insanları zor, memnuniyetsiz ya da sorunlu olarak yargılıyoruz.
Daha derine inmek için kendinize meydan okuyun!
Kimlerle kişiler arası çatışmalar yaşadığımıza daha yakından bakmak için çaba gösterirsek kendimiz hakkında çok şey öğrenebiliriz. Mücadele içinde olduğunuz birini düşünün. Bu kişinin -ne kadar sorunlu olursa olsun- tamamıyla kötü biri olması pek olası değil!
Bu kişiyle eşleştirdiğiniz rahatsız edici duygular hakkında düşünün ve bunları tespit etmeye çalışın. Bu kişinin sevdiğiniz ya da takdir ettiğiniz özelliklerini ve sizinle ortak olan özelliklerini göz önünde bulundurun. Kendi sorun yaşadığınız özelliklerinizi düşünün. Böylece o kişiyle ortak problemli yanlarınız olduğunu fark edebilirsiniz.
Şefkatli öz yansıtma
Hayatınızdaki sorunlu insanların size neleri yansıttığını çözümlemeye başlayınca onlar hakkında hayranlık duyduğunuz özellikleri, ortak özelliklerinizi ve hatta onlardan öğrenmek istediğiniz özellikleri fark edeceksinizdir. Mücadele ettiğiniz özellikler şüphelendiğiniz, istemediğinizi düşündüğünüz veya kontrol edemeyeceğinizi hissettiğiniz özelliklerdir.
Birisi size mücadele ettiğiniz ya da ilişki kuramadığınız bir özelliğinizi yansıttığında bunun sadece nedenini göz önünde bulundurmakla kalmayıp aynı zamanda bu duruma karşı nasıl nazik ve şefkatli bir şekilde yaklaşacağınızı da düşünmelisiniz. Şefkat, hayatınızdaki en zor insanlara karşı bile en iyi silahınızdır.
En üst ve iyi haliniz
Yaşadığımız sorunların birçoğu şu iki nedenden kaynaklanır: Durumları olduğu gibi kabul etmemek ve insanları olduğu gibi kabul etmemek. Diğer insanları oldukları gibi kabul etmeyi öğrenmemiz gerekir. Kendimizi ve diğerlerini olduğu şekilde görerek beklentilerimizi yönetebilir; ilişkilerimizi daha büyük bir farkındalık ve şefkatle yürütebiliriz.
Şefkatin dalga etkisi
Ph.D. blog yazarı Rick Hanson, 2011’de Psychology Today’de yayınladığı “Şefkat Gösterin” adlı yazısında başkalarıyla olan ilişkilerde şefkatin yarattığı dalga etkisine ilişkin şu gözlemi öne sürüyor: “Şefkat gösterdiğiniz kişilerin size karşı daha sabırlı, affedici ve merhametli olması olasıdır. Şefkat, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu fark ettirir ve doğal olarak sizi her şeyle daha bağlantılı hissetmeye çeker.”
Unutmayın ki dışarıdaki dünya -ve içindeki en sorunlu insanlar bile- bize kendimizi yansıtır. Girdiğimiz etkileşimler sayesinde bir şeyler öğrenip büyürüz; kendimizin daha üst ve özgün haline dönüşürüz. Sonuçta burada olmamızın nedeni budur.
Zor insanlarla başa çıkmak
- Hayatınızdaki zor insanlara daha sağlıklı ve şefkatli bir şekilde yaklaşma kararı alın.
- Hayatınızdaki problemli insanların sorunlu özelliklerini ve bu özelliklerin sizin hangi özgüvensizlikleriniz ile yetersizliklerinizi tetiklediğini
- Onlar hakkında sevdiğiniz özelliklerin ve onlarla paylaştığınız ortak olumlu/olumsuz özelliklerin farkına varın.
- İnsanları olduğu gibi kabullenin.
- Özellikle sizi zorlayan kişilerle olan ilişkilerinizde ve etkileşimlerinizde şefkat gösterin.
Çevirmen: Zehra Güzelhan