Voldemort, “Harry Potter” serisindeki en karmaşık karakterlerden biridir. Dolayısıyla serinin en tutkulu hayranları bile, Voldemort ile alakalı her şeyi hatırlayamayabilir.
Tom Riddle adı, gerçek bir isimden esinlenilmiştir ve Voldemort isminin aslında önemli bir anlamı vardır.
Voldemort, Harry Potter’in seçilmiş kişi olduğuna karar verdi. Ancak seçilmiş kişi başka bir Hogwarts öğrencisi de olabilirdi.
Hogwartstayken, Tom Riddle oldukça yetenekli bir öğrenciydi. Okulun Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Profesörü olmak istiyordu.
Harry Potter tüm zamanların en popüler serilerinden biri olabilir. Ancak bu serinin en büyük hayranları bile, Lord Voldemort, Karanlık Lord ve Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen olarak da bilinen Tom Riddle karakteriyle ilgili her şeyi bilemez.
Platformlarını transfobik mesajlar yaymak için kullanmaya başlamadan önce, serinin tartışmalı yazarı JK Rowling; Twitter’ı, verdiği röportajları ve Wizarding World internet sitesini, karakterlerle ilgili daha fazla bilgi vermek ve serinin yedi kitabının ötesine uzanan olayları aktarmak için kullanmasıyla biliniyordu.
İçeriğin bu kadar fazla olması nedeniyle, kendini seriye fazlasıyla adamış hayranlar bile birkaç detay kaçırmış olabilir.
Ve işte, Voldemort’la ilgili, Harry Potter’dan vazgeçemeyen hayranların bile fark etmemiş olabileceği az bilinen 17 gerçek.
1. Tom Marvoldo Riddle ve Lord Voldemort isimleri, öylesine seçilmiş isimler değil; birer anlamları var.
Harry Potter evreninde, Voldemort’unki de dahil olmak üzere, isimlerin genellikle derin anlamları vardır. Vol de Mort, Fransızca’da “ölüm uçuşu” ya da “ölüm hırsızlığı” anlamına gelir. Bu isimlendirme, karakterin kitaptaki amacına uygun bir betimlemedir. Serinin kötü karakterinin adı, kitapların diğer dillere çevrilmiş versiyonlarında da Voldemort olarak kalır. Ancak karakterin gerçek adı olan Tom Marvoldo Riddle’ın, “Adım Lord Voldemort” ifadesinin anagramı olabilmesi için, bu isim farklı dillere yapılan çevirilerde değiştirilmiştir.
Seri için önem arz eden bu anagram, ismin Fransızca’da, Tom Elvis Jedusor olarak çevrilmesiyle sağlanmıştır. Bu ifadenin harflerinin yeri değiştirildiğinde, “Je suis Voldemort” yani Fransızca “Ben Voldemort’um” ifadesi ortaya çıkar.
2. Tom Riddle adı gerçek bir kişiden esinlenilmiştir.
Yazarlar, genelde etraflarındaki dünyayı, kitaplarında yer verdikleri karakterler ve olaylar için bir ilham kaynağı olarak kullanırlar. Harry Potter serisi için bu ilham kaynaklarından biri ise, Edinburgh, İskoçya’daki bir mezarlıktı. BBC’ye göre, Minerva McGonagall, Alastor Moody ve Tom Riddle gibi karakterlerin isimleri, Greyfriars Kirk mezarlığındaki mezar taşlarından esinlenilmiştir.
3. Voldemort, Hogwarts’ta Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörü olmak istiyordu.
Tom Riddle, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma’ya iki kez başvurdu. İlki, Armando Dippet Hogwarts’ın müdürü iken idi. İkincisi ise, onun yerine müdür olarak, Albus Dumbledore geldiğindeydi. Dippet, Tom’un başvurusunu, genç yaşı nedeniyle reddederken, Dumbledore ise, onun kötü niyetlerini sezebildiği için, kendisini geri çevirdi. İkinci kez reddedildikten sonra Voldemort, bu göreve gelen hiçbir öğretmenin bu görevde bir yıldan fazla kalamamasını sağlayan bir büyü yaptı.
4. Riddle’lar ve Potter’lar uzaktan akrabadır.
Birçok okuyucu, muhtemelen Harry Potter’ın, Ölüm Yadigarları’na sahip olmalarıyla bilinen Peverell’lerin soyundan geldiğini hatırlıyordur. Yedinci kitapta, babasından kendisine geçen görünmezlik pelerininin gerçek kökenini keşfettiğinde, Harry’nin Ignotus Peverell’in soyundan geldiğini öğreniyoruz. Ancak birçok hayran, Tom Riddle’ın da bu soyun doğrudan bir parçası olduğunu fark etmemiş olabilir. Anne tarafı olan Gaunt ailesinin kökeni de, Cadmus Peverell’e dayanır.
Cadmus, diriltme taşının asıl sahibiydi. Yüzüğe dönüştürülerek Tom’un büyükbabası Marvolo Gaunt’a, ve ondan da amcası Morfin Gaunt’a geçen taşı, Tom çalmıştır. Ailenin sonraki nesilleri ise, yüzüğün aslında diriltme taşı olduğunu bilmezler.
5. Voldemort’u filmlerde, birden fazla aktör canlandırmıştır.
Her ne kadar Voldemort denilince akıllara ilk Ralph Fiennes gelse de, aktör bu rolü ilk kez Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde oynamıştır. İzleyiciler, Voldemort’u, Harry Potter ve Felsefe Taşı’nda, yüzü Profesör Quirrell’in başının arkasında bir halde Richard Bremmer tarafından canlandırılmış olarak görürler. Aktörün ilk filmde oynadığı bu rol kapanış jeneriğinde, Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen olarak yer almıştır.
6. Lord Voldemort’un ölümünün sebebi, ebeveynlerinin birbirini hiç sevmiyor olması olabilir.
Tom Riddle’ın annesi, Merope Gaunt, trajedi ve acı dolu bir hayat yaşamıştır. Dumbledore’a göre Merope o kadar çaresiz bir hayat sürüyordu. Kendisini babasından ve erkek kardeşinden kurtarabilmesi için, zengin bir Muggle olan Tom Riddle Sr.’a bir aşk büyüsü yaptı. Bu büyünün etkisinde kalan Tom Sr., Merope ile evlendi ve bu evlilikten Tom Jr. (Voldemort) doğdu.
Büyünün etkileri geçtiğinde ise, Tom Sr. Merope’u terk etti ve çaresiz kaldığını hisseden Merope, çocuğunu, büyücü olmayan çocukların olduğu bir yetimhaneye bıraktı. Serinin önemli temalarından biri de, sevginin her şeyden üstün olduğudur. Voldemort’un hayatına dair edindiğimiz bu bilgiler ise yaşadığı sevgiden yoksun hayatın, başarılı olmayı onun için ne kadar zorlaştırdığını açıklıyor.
7. Voldemort çocukken, güçlerini yetimhanedeki diğer çocuklar üzerinde test etmiştir.
Tom Riddle’ın kötücül doğası, küçük yaşlardan beri belliydi. Harry Potter ve Melez Prens’te, Dumbledore’un düşünselindeki anılar sayesinde, Tom’un yetiştirildiği yetimhanedeki masum çocuklar üzerinde büyülerini denediğini öğreniyoruz. Kitap ise Tom’un, iki çocuğu bir mağaraya götürüp, onları bir daha konuşamayacak hale getirdiği bir olaydan bahseder. Mağara, bir Hortkuluk saklama yeri haline gelmesiyle de Voldemort üzerinde, açıkça uzun süren bir etki bırakmıştır.
8. Lord Voldemort I. Büyücülük Savaşı sonrasında oraya saklanmaya gitmeden önce de, Arnavutluk, onun için önemli bir yerdi.
Bir çok hayran muhtemelen I. Büyücülük Savaşı’nda bebek Harry tarafından yenildikten sonra, Voldemort’un cesedinin güç toplamak için Arnavutluk’taki bir ormanda saklandığını hatırlıyordur. Kendi yüzüne ev sahipliği yapan Profesör Quirrel, Felsefe Taşı’nda öldüğünde de Voldemort, yine bu ormana gelmişti. Voldemort’un saklanmak için neden sürekli burayı seçtiği kesin olarak belirtilmese de, bu ormanın onun için büyük önem teşkil ettiği aşikar.
Voldemort, Arnavutluk’a ilk kez, Rowena Ravenclaw’ın kızı tarafından o ormana saklanan kayıp diademini almak, ve yedi hortkuluğundan birini yaratabilmek için gitmişti. Hortkuluk, karanlık güçlere sahip, bir cadının veya büyücünün vücutlarının kaderi ne olursa olsun, ruhlarının bir parçasını barındıran ve onu hayatta tutan bir objedir.
9. Voldemort, ilk hortkuluğunu, Hogwarts’ta öğrenci olduğu sıralarda, Mızmız Myrtle’ı öldürerek yapmıştır.
Bir hortkuluk yapmak, bir cadı veya büyücünün, birini öldürmesini gerektiren bir tür kara büyüdür. Tom Riddle, ilk hortkuluğunu, Mızmız Myrtle olarak da bilinen, devre arkadaşı Myrtle Warren’ı öldürerek yapmıştır. Cinayetten sonra, Voldemort’un ruhunun bir parçası, günlüğünün içine gömülmüştür. Bu günlük, Harry’nin okuldaki ikinci yılında, Ginny Weasley’i ele geçirerek ona Sırlar Odası’nı açtırmıştır.
10. Nagini, Voldemort’un gücü yeniden elde etmesinde önemli bir role sahiptir.
Voldemort’a uzun yıllar eşlik eden bir yılandı. Tam olarak ne zaman tanıştıkları bilinmese de, Voldemort Arnavutluk’ta güç toplarken, Nagini’nin onunla olduğunu biliyoruz. Nagini’nin zehri, Voldemort’un vücutsuz formunu sürdürebilmesine yardım etmesi için Peter Pettrigrew tarafından hazırlanan bir iksirin de parçasıydı. Bertha Jorkins’in öldürülmesiyle de, Nagini, Voldemort’un son hortkuluğu oldu.
11. Büyü yapamayanları öldürerek bir Cesetler Ordusu kurmuştur.
Kitaplarda, İnferi’nin, kara büyü ile diriltilmiş cesetler olduğu belirtilir. Hayranlar, Melez Prens’te, Harry ve Dumbledore’un bir hortkuluk olan Slytherin Madalyonu almaya çalışırken, bir mağarada İnferi kümesi tarafından çevrelendiği o sahneyi hatırlamışlardır. Bilmedikleri ise, Voldemort’un bu İnferi ordusunu, öldürdüğü çaresiz insanların vücutlarını dirilterek oluşturduğudur.
12. Harry Potter’ın seçilmiş kişi olduğuna Voldemort karar vermiştir.
Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nda öğrendiğimiz üzere, Sybill Trelawney’in kehaneti “Karanlık Lord’u alt edecek güce sahip olan biri ona üç kez karşı çıkmış olanlardan 7.ay biterken doğacak” şeklindedir. Ancak bu çocuğun kimliği, hiçbir zaman açıkça ifade edilmemiştir. Hem Harry Potter, hem de Neville Longbottom bu tanıma uyuyordu. Ancak Lord Voldemort, kendisi gibi bir melez olan Harry Potter’ın peşinden gitmeye karar verdi. Böylelilke Harry, seçilmiş kişi oldu.
13. Bellatrix Lestrange’den bir kızı oldu.
Harry Potter serisine 2016 yılında dahil olan, Harry Potter ve Lanetli Çocuk tiyatro oyununda, Voldemort ve Bellatrix Lestrange’in, Delphini adında bir kızları olduğunu öğreniyoruz. Delphini’nin ne zaman doğduğu hala biraz muamma olsa da, Bellatrix’in Azkaban’dan kaçışıyla, hem Voldemort’un hem de Bellatrix’in öldüğü Hogwarts Savaşı arasında bir yerlerde doğmuş olmalıdır.
14. Ölüm Yiyenlerin adı neredeyse “Walpurgis Şövalyeleri” olacaktı.
Okul yıllarında, Tom, kendi menfaatleri doğrultusunda manipüle edebildiği bir arkadaş grubu kurdu. Bu gruptaki arkadaşlarının çoğu, I. Büyücülük Savaşı ve sonrasında, onun destekçileri olan Ölüm Yiyenler’in bir parçası haline geldi. BBC ile yaptığı bir röportaj sırasında, Rowling, aslında bu gruba “Walpurgis Şövalyeleri” ismini vermeyi planladığını açıkladı. Yazar, bu ismi kullanmaya karar verirse diye ismi yazdığı müsvedde bir kağıdı hala saklıyor.
15. Tom Riddle, oldukça parlak bir öğrenciydi.
Lord Voldemort’la ilgili söylenebilecek pek iyi şey olmayabilir. Ancak Tom, kesinlikle çok başarılı bir öğrenciydi. Zihinefend ve Zihinbend’de oldukça yetenekliydi. Sınıfındaki en yüksek notları alırdı. Bir adet Okula Yapılan Özel Hizmetler Ödülü kazandı, ve hatta yedinci senesinde öğrenci başkanı seçildi.
16. Voldemort muhtemelen Sihir Bakanlığı’nda bir iş bulabilirdi.
Sınıfının en iyi öğrencilerinden biri olduğu için, Tom’un Hogwarts’tan mezun olur olmaz birçok iş teklifi alması işten bile değildi. Son yılında, Profesör Slughorn bağlantılarını kullanarak, kendisine Sihir Bakanlığı’nda birkaç iş görüşmesi ayarlamayı teklif etti. Ancak Riddle bunun yerine, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma’dan reddedilince, Borgin&Burkes antik dükkanında çalışmaya başladı. Bu dükkanda çalışmak, ona, daha sonra hortkuluklar haline getireceği Sytherin’in Madalyonu’nu ve Hufflepuff’ın Kupası’nı elde etme fırsatını sundu.
17. En büyük korkusu ölmekti.
Böcürtler, kendisine bakan cadının veya büyücünün en büyük korkusunun şeklini alan sihirli yaratıklardır. 2015 yılında bir fan sitesi olan Mugglenet’te, Rowling, Voldemort’un en büyük korkusunun aşağılayıcı bir ölüm olduğunu ve eğer bir böcürtle karşılaşsaydı, muhtemelen kendi cansız bedenini görecek olduğunu söyledi. Bu bilgi olmadan da, Voldemort’un ölümü yenmek için elinden gelen her şeyi yaptığını anlayabiliriz. Buna, ruhunu yedi kez parçalamak da dahil.
Mustafa Berkay Boz
Bunlar da ilginizi çekebilir
En Kötüden En İyiye Sıralanmış Emma Watson Filmleri
Yorumlar 1