Büyük İskender hayatının büyük bir kısmı hakkında çok az kesin bilgi sahibi olduğumuz, neredeyse mitolojik bir figür. Hayatı hakkında bildiklerimizin çoğunu ya yaptıklarını abartan veya küçük gören hikayelerden ya da ölümünden onlarca yıl sonra yazılmış eserlerden elde ediyoruz. Bunlara rağmen, bildiklerimiz kurgu veya gerçek fark etmeksizin, bu büyük kişilikten öğrenebileceğimiz çok şey var.
İşte nasıl Büyük İskender gibi bir lider olabilirsiniz sorusunun cevabı!
1. Büyük İskender Yapılmazı İstemezdi
Büyük İskender, Askerlerinden Kendisi Bizzat Yapmayacağı Hiçbir Şeyi Yapmalarını İstemezdi.
İskender’in neden ordusundan bu kadar şey bekleyebileceğini gösteren bir örnek: Kendisine bir miğferin içerisinde su getirildiğinde, çöldeki küçük bir birikintiden toplanmış, bu ayrıcalığı reddederek askerlerinin çektiği zorluklarla kendisinin de mücadele edeceğini belirtmiştir.
En tehlikeli durumlarda bile kendi hayatını riske atmaktan çekinmeyerek cephede en önde savaşır, surlara ilk o tırmanırmış. Her zaman kendisinden önce birliklerinin güvenliği ve konforunun sağlandığından emin olurmuş. İskender, davranışlarıyla örnek olarak liderlik etme yetisine sahipti.
2. Yaptıklarının Sorumluluğunu Üstlenirdi.
İskender Yaptıklarının Sorumluluğunu Üstlenir, En Zorlu Durumlara Bile En Az Askerleri Kadar Dayanmaya Çalışırdı.
Askerlere liderlik etmenin iki yolu vardır, ya bütün yetkileri devredip liderin yükünü azaltmak ya da bütün zorlukları beraber üstlenmek ve bütün herkesin belli bir görevde çalışmasını sağlamak. İskender’in yöntemi ikincisiydi ve sadece birinciye maruz kalmış olanlar neden adamlarının ona hayranlık duyduğunu anlayabilir.
Yaptıklarının sorumluluğunu ne olursa olsun üstlenerek adamlarının kendine olan inancını arttırıyordu. Ordusu kararların gelişigüzel alınmadığını, aksine kendisi de en az herkes kadar ölüm tehlikesinde olan düşünceli bir lider tarafından alındığının farkındaydı. Sonuçları seni etkilemediğinde kötü kararlar almak kolaydır. İyi bir lider kendisini olayın tam merkezine yerleştirir ve aldığı bütün kararların sorumluluğunu, sonuçlarını kabul eder.
3.En zor ve en beklenmeyen yoldan gitti.
Seni Huzursuz Eden, Kimsenin Yürümeyi Göze Alamadığı Zorlu Yollardan Yürü.
İskender kendinden bekleneni yapmadı. Bütün engellerin üstesinden gelebilme marifeti sayesinde kuşatmalardan neredeyse hep zaferle dönüyordu. Kolay yol çok bariz ve bunun bir sebebi var: Herkes o yoldan gitti ve artık oradan öğrenebilecek bir şey yok.
Zorlukların üstesinden gelerek yeni şeyler öğrenebiliriz. Evet, bazen hedefe giden kolay bir yol olabilir ama bize bir şeyler katan hedefler değildir. Hedefe ulaşmamızı sağlayacak uzun soluklu, o anlık bir başarıdan daha uzun hayatımızda yer alacak, yöntemlerdir.
Yapılması gerekenler ne kadar zorlu olursa o kadar güçlü bir yönteme ihtiyaç vardır. Hedefe ulaşamasanız bile bu yolda öğrenmiş olacaklarınız buna sonuna kadar değer.
4. Bir Lider ve Ekibi Arasındaki İlişki Güven Üzerine Kuruludur
Bir kral asla emrindekilere gerçeklerden başka bir şey söylememeli, emrindekiler de kralın gerçek dışı bir şey söylüyor olabileceğini hiçbir zaman düşünmemeli.
Takımının liderin onları doğru yolda götürdüğüne inanıyor ve ona güveniyor olmaları gerekli. Benzer şekilde liderin de bütün takımının aynı hedefe ulaşmak için çabaladığına ve hepsinin hedefe inanarak bunu yaptığına güveniyor olması gerekli.
Eğer biri kaybedilirse, diğeri de lider takımı motive tutmak için yalan söylemek zorunda kalacağından kaybedilir ya da takımı lideri takip etmeyi bırakır. Durum ne olursa olsun doğruyu söylemek her zaman en iyisidir.
Doğrular sadece takımının sana inandığından emin olmanı sağlamakla kalmayıp aynı zamanda yaptıklarında sana yol gösterecek. Eğer her zaman doğruyu söylemek zorundaysan, yalan söylemene sebep olacak şeyler yapmaktan kaçınacaksın.
5. İyi Lider İnanç ve Hislerini Başarısı İçin Feda Eder
İyi Bir Lider Kendi Bireysel İnançlarını ve Hislerini Takımın Başarısı İçin Feda Etmelidir.
Haklı olarak ister Yunan ister Makedon ya da barbar olsun, en iyi askerleri çekmek istiyordu. Fethettiği halkların ulusal duygularını alevlendirmek için hükümetlerini kendi sarayına katılmaya davet etmekten daha iyi bir önlem olamazdı.
İskender, bazen kıdemli askerlerini dehşete düşürecek şekilde, bir meritokrasiye inanıyordu. (Meritokrasi, yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir.)
Dogmaya veya önyargıya dayalı yaklaşımlar sergilemezdi, tutkuları ve onları elde etme duygusuyla hareket ederdi. Bu sebeple ufak tefek anlaşmazlıklarla harcayacak zamanı yoktu. Başarıya ulaşmak onun için her zaman öncelikliydi ve bütün kararlarının ana sebebiydi, düşünürken ve kararlar alırken dikkate aldığı tek ölçüt buydu.
Bütün alıntılar: Robin Lane-Fox, Büyük İskender
Çeviri: Mustafa Hamza Hatipoğlu