Mitoloji, özellikle dini ya da kültürel geleneklerin tasvir edildiği, bir takım efsane, hikaye ya da inançlara verilen addır. Mit hikayeleri genellikle bir halkın veyahut kültürün kökenine değinir ya da olayları açıklar. Birçok örnekte, mitler tanrı ve tarnıçaların yaşamları çerçevesinde kurulmuştur. Eğer konu insanlar dahilindeyse, genellikle yaşamdan daha büyük muazzam kahramanca hünerlilerdi.
Biz çoğu doğa olaylarını çözümlediğimiz halde, bu durum, binlerce yıl önce böyle değildi.
Neden nehirler kururdu?
Neden sağlıklı ekinler aniden ölürdü?
Bu vakit, hemen hemen her uygarlıkta yaratılış ve doğa mitleri doğmaya başlamış ve dünyanın bazı doğa olayları o zamanki insanlara mantıklı gelecek şekilde açıklanmıştı. Günümüzde, mitoloji araştırmaları yardımıyla atalarımız hakkında bilgi edinebiliriz. Onları yaratılış mitleri, hayvan mitleri, kahraman mitleri ve dahası aracılığıyla keşfederiz. Mitlerin kategorileri çoğaldıkça sembolik anlamları da çoğalıyor.
Hadi bazı mitoloji türlerine göz atalım:
Hayvan Mitolojisi
Antik hikayelerde hayvanlara çoğu zaman özel güçler verilirdi. Bazen tanrılar ve onların insanları ile konuşurlardı. Bazen onların sembolizmleri, insanlara büyük başarılara ilham vermek anlamına gelirdi.
İşte bazı örnekler:
Ayı nasıl kuyruğunu kaybetti
Düzenbaz bir tilki ile kuyruğu ile hava atmayı seven kibirli bir ayı hakkındaki Kızılderili hikayesidir. Bir kış gününde, tilki ayıya gölcüğün donmuş kısmında kuyruğunu daldırarak balık tutmasını söylemiş. Bunu yaptıktan sonra, ayı uyuyakalmış ve kuyruğunun çevresindeki su buza dönmüş. Tilki onu uyandırdığında ayı sıçramış ve kuyruğunun büyük bir kısmı kopmuş.
Anka Kuşu’nun efsanesi
Yunan mitolojisi, Mısırlı ve Hint mitolojileri de dahil, birçok kültürde karşımıza çıkar. Anka Kuşu gennellikle, güneşin doğuşuyla ilişkilendirilen şaşaalı bir kartal ya da benzeri bir kuş olarak tasvir edilmiştir. Uzun bir yaşamdan sonra, Anka Kuşu zamanının sonuna geldiğini hissettiğinde, ölü yakılan bir odun yığını yapar. Yaşlı Anka Kuşu ateşlerle yakıldığında, küllerinden yenisi doğar.
Kanguru Kese Alıyor
Avustralyalı yerlileri mitolojisinde, oğlunu ve sahipsiz bir yavruyu avcılardan kurtaran iyi yürekli bir anne kangurunun hikayesini anlatır. Çekilen çileden sonra, yavru anneye kendisinin bütün canlıların babası olduğunu ve erdemliliğini ödüllendirmek istediğini söyler. Anneye karnına biraz ağaç kabuğu yerleştirmesini söyler ve bakın şu işe! Bir kese belirir karnında! Oğlu, Joey’i, güvende tutmak için bir yöntemi vardır artık.
Huginn ve Muninn
İskandinav mitolojisinde, Odin’e hizmet eden ve onun bir uzavı olarak da bilinen bir çift kuzgundur. Dünya’nin etrafında uçarak Odin’e gördükleri her şeyi söylerler, ona öğüt verirler ve savaşta ona eşlik ederler.
Çizgili Sincap
Bir Kızılderili Seneca efsanesi de çizgili sincapların neden çizgilerinin olduğunu açıklamayı denedi. Günün birinde, bir ayı sincaba her şeyi yapabileceğiyle böbürleniyor. Sincap ona güneşin doğuşunu durdurabilir mi diye soruyor. Ay deneyip başarısız olduktan sonra, sincap onunla dalga geçiyor. O hiddetle, ayı sincabı bir pençesiyle sıkıştırıyor. Sincap ayının pençesiye yapılmış bir sıra çizgiyle kaçmayı başarıyor.
Yaratılış Mitolojisi
Yaratılış mitleri uygarlıkların tarihlerine detaylı açıklama sağlaması şartıyla ortaya çıkmadı. Şu anki durumlarını anlamak amacıyla kullanıldılar. Oraya nasıl gelmişlerdi?
Bütün bunlar nerede başlamıştı?
Birçok durumda, antik uygarlıkların Dünya’nın görülmez tanrılar ya da varlıklar tarafından yaratılmasına inanmak, bir dizi bilinmez sorularla yüzleşmekten daha kolaydı.
İşte bazı örnekler:
Pueblolar
Hayata yeraltında başladıklarını ve bir ruh tarafından bir çukurdan Dünya’ya tırmanmaya yönlendirildiklerine inanırlardı. Oraya ulaştıklarında, tanrıların onlara çiftçiliği, ev yapmayı ve toplumlar oluşturmayı öğrettikleri uygun bir toprak buldular.
Eskimolar
Başlangıçta dev olduklarına inanırlardı. İki dev, çok büyüdüğünden artık besleyemedikleri, Sedna adında bir bebek doğurmuşlardı. Bu yüzden, kayığa tutunmaya çalıştığında parmaklarını keserek, Sedna’yı okyanusa attılar. Her bir parmağı bir deniz canlısı oldu. Sedna da denizi ve hayvanlarını kontrol eden güçlü bir ruha dönüştü.
Limokon
Filipin miti, Limokon’un çocuklarında, konuşabilen güçlü kuşlardı. Mayo Nehri kıyısına iki yumurta bıraktılar. Bu yumurtalar, evlenip bir sürü çocuk yapan, ilk adam ve kadın oldu.
Ekoi
Güney Nijerya’da Ekoi, başlangıçta iki tanrının olduğuna inanırdı. Göğün Obassi Osaw’ı ve toprağın Obassi Nsi’si. Osaw ilk adamı ve kadını yarattı. Nsi onlara nasıl hayatta kalacaklarını öğretti. Öldüklerinde, Nsi onları Dünya’ya indirdi.
Odin
İskandinav mitolojisinde, bütün tanrıların babası Odin ve kardeşleri Vili ile Ve, ilk dev Ymir’i devirdi; vücudundan Dünya’yı, ağaç gövdesinden de ilk insanları yaptı.
Papago
İlk Doğan, Dünya’ya sadece karanlık ve su varken gelip Dünya’nın yaratılışını tamamladı. Yeryüzünü hazırladıktan sonra, I’itoi, Büyük Erkek Kardeş, sonra Çakal ve Şahin yaratıldı. Hepsi beraber Dünya’yı, insanlarını ve canlılarının yaratılışını bitirdiler.
Ölüm ya da Yeraltı Mitolojisi
Eski insanlar tahribat, ölüm ve ölmeyle nasıl başa çıkmışlardı? Öbür dünya düşüncesi hayatın bazen gaddar olaylarını ve kısa kesilen hayatları mantıklı kılmaya yardımcı olabilirdi. Tüm Dünya’daki mitler, şanslı azınlığın geri döndüğü iyi ya da kötü olabilen, yeniden doğuşu ettiği kadar ölümü de sembolize eden, “yeraltı” içerir.
İşte bazı örnekler:
İskandinav
İskandinav mitolojisinde Baldr, hasara bağışıklıydı, bu yüzden, tanrılar ona bir şey fırlatarak eğlenirlerdi. Günün birinde, düzenbaz Loki, kör tanrı Hody’e Baldr’a atması için onu yaralayabilecek tek şey olan ökseotunu verdi ve öldü. Eğer Dünya’daki herkes onun için ağlasaydı Baldr ölümden dönebilecekti. Bir tek, dev Thökk, aslında kılık değiştirmiş olan Loki, ağlamayı reddetti. Bu yüzden, Baldr yeraltında kalmak zorunda kaldı.
Aztek
Aztek mitolojisinde Quetzalcoatl, şu anki canlanmasında “Beşinci Güneş” Mictlan ile yeraltına seyahat ederek ve önceki yüzyıllarda yaşayanların kemiklerine kendi kanınıyla yeni yaşam vererek insanlığı yarattı.
Mısır
Mısır mitolojisinde, Ma’at, yerlatına kimin gideceğine karar veren tanrıçaydı. İnsanlar öldüklerinde kalpleri terazinin bir kefesine konulurdu. Tartının diğer kefesinde Ma’at’ın hakikat tüyü olurdu. Eğer kalpleri tüyden ağırsa, “ikinci ölüm”lerine gönderilirlerdi.
Yunan
Hades, Yunan yeraltının hakimiydi. Hades nadiren krallığını bırakırdı fakat, tek başına krallığına hükmetmek istemediğinden kraliçesi olması için Persefoni’yi kaçırdı. Perişan, annesi, çiftçilik tanrıçası Demeter, Zeus araya girinceye kadar mahsülleri öldürdü. Ondan sonra, Persefoni, yılın altı ayını Hades, altı ayını Demeter’la geçirmekle yükümlendi.
Kahraman Mitolojisi
Kahraman mitleri, belki de mitolojinin en eğlendirici şeklidir. İlle de doğa ya da başlıca hayat olaylarını açıklamazlar. Bununla beraber, yiğitlik ve erdem gibi taktire değer insani nitelikleri tasvir edebilirler. Bu hikayelerde, kahraman yüce bir işle görevlendirilir. Tanrılar çoğu zaman kahramana yardımcı olmak ya da müdahale etmek için devreye girerdi ve böylece bir mit doğardı.
İşte bazı örnekler:
Herkül
Büyük ihtimalle en ünlü kahraman Herkül’dür.(Yunanda Herakles). Bir suçun bedelini ödemek için bir dizi kahramanca görevleri yerine getirmesi gerekiyordu. Bunun yanında, Olimposluların devlerle savaşlarında galip gelmelerine yardım etmişti. Zeus’un son ölümlü oğluydu ve aynı zamanda ölümünün ardından tanrı olan tek ölümlüydü.
Akhilleus
Akhilleus da bir Yunan kahramandı. Ayrıca bir kral ve su tanrıçasının oğluydu. Doğduğunda, annesi onun ölümsüz olmasını istedi, bu yüzden onu Styx Nehri’ne daldırdı. Fakat, topuğundan tutarak yanlışlıkla vücudunun bir parçasını korunmasız bıraktı. Akhilleus Truvalı Savaşı’nda bir birliğe komuta etmeye gitti. Vücudunda savunmasız kalan yerden zehirli ok yiyerek öldü.
Karna
Karna, gelmiş geçmiş en büyük Hinti savaşçıydı. Dövüş sanatı gerçekten de destansıydı ve tüm dünyayı fethetmeye gitti. Tek başına Dünya’daki her krallığı mağlup ettiği bir askeri sefer düzenledi.
Beowulf
Ortaçağa ait bir şiirle ölümsüzleştirilmiş, Danimarka ve İsveç’i dehşete düşüren canavarları zaptetmiş cesur bir savaşçı olan Beowulf, bir İskandinav kahramandı. Ahlaki erdem göstermekle kalmayıp, serüvenlerle de dolu bir hayat yaşamıştır.
Perseus
Perseus Yunan mitolojisinde ana karakterlerden bir diğeridir. Destansı bir serüvende Medusa’yı katledip Andromeda’yı deniz canavarından kurtardığı için en büyük Yunan kahramanı olarak görülür.
Dünya’yı Anlamlandırmak
Doğruyu söylemek gerekirse, hayat her jenerasyonun kafasını karıştırır. İnsanlığın değişmeyen elementlerinden biri de bilgi açlığıdır. Buraya nasıl geldiğimizi, amacımızın ne olduğunu ve çevremizdeki her şeyin nasıl işlediğini bilmek istiyoruz.
Her şeyi açıklayamamamıza rağmen, şüphesiz ki, yatıştırılması gerekilen sinirli tanrıların günlerinden bu yana çok yol katettik. Yine de, mitoloji atalarımız için önemli bir amaca hizmet etti. Bunu hepimiz anlayabiliriz ki, onların yaşadıkları Dünya’ya anlam kazandırmalarına yardım etti. Ve mitoloji bugün önemli bir işlev olarak hizmet vermeye devam ediyor. Yenilikçi atalarımızın zengin kültür ve geleneklerini daha iyi anlamamıza yardım ediyor.
Beril Foya
Bunlar da ilginizi çekebilir
2,500 Yıllık Yunan Aşk Tanrıçası Tapınağı Türkiye’de Ortaya Çıkarıldı
Yorumlar 3