Telefonunuzu bırakın ve ufkunuzu genişletmeye hazırlanın. Başkaları için üretken olmanın neden bu kadar kolay olduğunu hiç merak ettiniz mi?
Motivasyonunuzu kısa süre içinde kaybediyor musunuz?
Çevrenizdeki insanlar hedeflerini tartıştıklarında, sen iki aydır aynı kitabın üçüncü bölümünü bitirmeye çalışırken onlar nasıl yılda 75 kitap okuduklarını ve sağlıklı bir vücuda sahip olma yollarından bahsettiklerinde cesaretiniz kırılıyor veya hayal kırıklığına uğramış mı hissediyorsunuz?
Bunların hepsine evet yanıtı verdiyseniz, doğru yerdesiniz.
Lisa Feldman Barrett tarafından The New York Times için yazdığı bir makalede, beynin aktivitelerinizi arttırdıkça kendinizi yorgun ve sinirli hissetme eğiliminde olduğunuzu söylüyor.
Örneğin, en son ne zaman matematik sorusu çözdüğünüzü veya fiziksel sınırlarınızı zorladığınızı düşünün. Nasıl hissettiniz? Sıkı çalışmak genellikle o anda kendinizi kötü hissetmenize neden olur; Genellikle ” Bu çok zor bir daha asla yapmayacağım. ” diye düşünmenize neden olur.
Beyninize meydan okumak yerine, kendinizi rahat hissettiren veya kolay olan şeyleri yapmaya başladığınızda günlük işinize odaklamakta sorun yaşarsınız çünkü beyninizi rahatlığı sevecek şekilde alıştırdığınızdan bir zorlukla karşılaştığınızda kendinizi rahatsız hissedersiniz.
Sorunun Kökenini Belirleme
Instagram’ı ne sıklıkla kontrol ediyorsunuz? Veya Twitter? Çok kolay değil mi? Hiçbir çaba gerektirmiyor. Instagram’a saatlerce bakabilir, platformda görülecek her şeyi görmeme rağmen ana sayfamı birkaç kez yenilerim. Okuma veya yazma gibi başka şeyler yapmaya gelince çok zorlanıyorum. Odaklanamadığımı ve hatta yorulduğumu fark ediyorum.
Tam bir hayal kırıklığı. Neden örnek aldığım insanlar her zaman işlerinde çalışmak veya yılda 100’den fazla kitap okumak için bu kadar azimli ve motive olmuş görünüyorlar? Ben bir kitabı bitirebilmek için mücadele ediyordum. Kaçırdığım şey ne? İşimde çalışmak gibi zor şeyleri yapmayı nasıl kolaylaştırabilirim? Cevabı bir YouTube videosunda buldum: dopamin.
Dopamin, bir şeyleri arzulamanıza neden olur. Sabah ilk iş olarak Facebook’u kontrol etmek için uykulu gözlerle telefonunuza ulaşmanızı sağlayan şey budur. Ruh halinizi, motivasyonunuzu ve dikkatinizi artırır.
Dopamin reseptörlerimin bozuk olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Çalışmak için kendimi motivasyonsuz hissetmemin arkasındaki neden tembel olmam (belki biraz da olsa) değil, esas olarak son derece yüksek bir dopamin toleransı geliştirmiş olmamdı.
Okumak veya yazmak gibi basit şeyler bana TV izlemek, Instagram’da gezinmek gibi diğer aktivitelerle aynı dopamin seviyesini sağlamıyor. Beyniniz tükettiğiniz dopamin seviyelerinin zarar verebileceğini umursamıyor; sadece daha fazlasını istiyor.
Çok fazla dopamin almanın nesi yanlış?
Vücudumuzun Homeostasis adlı biyolojik bir sistemi vardır; bu, vücudumuzun iç fiziksel ve kimyasal dengeyi korumayı sevdiği anlamına gelir. Ne zaman bir dengesizlik ortaya çıksa, vücudumuz buna uyum sağlayacaktır.
Temel olarak, beyniniz yüksek dopamin seviyelerine alıştığında, bu seviyeler yeni normal seviyeniz haline gelir ve bu da sizi bir dopamin toleransı oluşturmaya zorlar. Günlük yaşamda bazı şeyler yapmak kaçınılmaz olarak sizin için imkânsız hale gelir.
Üstelik okumak, yazmak, çalışmak veya kendinizi geliştirmek gibi aktiviteler çok daha zor olabilir.
Yapacak işiniz olduğunu bildiğiniz halde neden Netflix izlemeyi bırakamadığınızı hiç merak ettiniz mi? Uyuşturucu bağımlılarının bırakmasının neden imkânsız olduğunu hiç merak ettiniz mi? Healthline’da yazılan bir makaleye değinmeden geçmeyelim; Bazı ilaçlar, alışkanlık oluşturacak şekilde dopamin ile etkileşime girebilir.
Nikotin, alkol veya bağımlılık yaratan nitelikteki diğer ilaçlar dopamin döngüsünü harekete geçirir. Bu maddeler, çikolata parçacıklı kurabiyelerden elde edeceğinizden daha hızlı, çok daha yoğun bir dopamin hücumuna neden olur. O kadar güçlü bir hissiyat ki daha fazlasını istemeye başlayacaksınız-hem de hemen.
Bir alışkanlık oluştuğunda, beyin dopamine direnç kazanarak yanıt verir. Böylece aynı zevk seviyesine ulaşmak için daha fazla maddeye ihtiyacınız olur. Aşırı aktivasyon ayrıca dopamin reseptörlerini başka şeylere olan ilginizi kaybetmenize neden olacak şekilde etkiler. Bu sizi daha kompülsif hareket etmenize neden olur. Bu maddeleri kullanmaya giderek daha az dirençli hale gelirsiniz.
Bu, esasen her tür bağımlılık için geçerli olabilir- video oyunları, p*rnografi, sosyal medya, vb. Dopamin toleransınız yükseldiğinde, size aynı seviyede zevk sağlamayan şeyleri yapamazsınız. Parçaları bir araya getirmeye başladığımda aklım veya bedenim üzerinde herhangi bir kontrolüm olmadığını düşündüm ve çok çaresiz hissettim.
Acilen bir değişikliğe ihtiyacım vardı. Böylece dopamin seviyelerimi dengelemek ve esasen beynimi yeniden zor şeylerden zevk alması için kandırmak için kullandığım birkaç strateji edindim.
Sosyal Medyayı Haftada Bir Kez Ara Ver
Her sabah uyandığımda Instagram’a gidiyorum. Yemek yerken Instagram’a bakıyorum, banyoya yaparken bakıyorum, dişlerimi fırçalarken bakıyorum, kahve yaparken bakıyorum, işe giderken bakıyorum, yazmaya başlıyorum bakıyorum, konuşurken cümlemin tam ortasında bakıyorum – Daha fazla anlatmama gerek yok sanırım.
Yazmak Instagram kadar eğlenceli değil, YouTube videoları ise sıkıcıydı. Kitap okurken, Instagram ana sayfamda hangi yeni fotoğrafların paylaşıldığını düşünürdüm. Eğer okuduğum kitap bir film haline getirilseydi, oyuncuları Instagram’da takip edebilirdim.
Harvard Üniversitesi araştırmacısı Trevor Haynes’in bir makalesine göre,
Sosyal medyadan bildirimi aldığınızda beyniniz ödül olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan dopamin adı verilen kimyasal bir haberci gönderir.
Dopamin yemek, egzersiz, aşk, s*ks, kumar, uyuşturucu gibi kavramlarla ilişkilendirilirken şimdi sosyal medyayı da kapsıyor. Ödüller rastgele verildiğinde bu davranış bir alışkanlık haline geliyor.
Sosyal medya, hızlı bir parmak dokunuşuyla minimum çabayla anında bu ödülü kazanmanızı sağlar. Bu nedenle, beyniniz alışarak beğenileri, retweetleri, emoji alkışlarını vb. bildirimleri arzulamanıza neden olur.
İnternet kullanıcılarının%5-10’u psikolojik olarak bağımlıdır ve çevrimiçi ortamda ne kadar zaman geçirdiklerini kontrol edemezler. Sosyal medya bağımlılarının beyin taramaları uyuşturucuya bağımlı beyin taramalarıyla benzerlik gösterir: Beynin duyguları, dikkati ve karar vermeyi kontrol eden bölgelerinde belirgin bir farklılık vardır.
Sonuç olarak çok fazla sosyal medya beyninizin kimyasını değiştirecektir. Bunu daha önce hiç düşünmemiştim; Sosyal medya kullandığımda bu dururumun farkında değildim. “Herkes kullanıyor ve gayet iyi durumdalar…” veya “İşim için buna ihtiyacım var” gibi bahaneler kullanırdım. Anlıyorum bir anda bırakmak çok zor ve sosyal medyanın tonlarca faydası var.
İletişim ağı olarak kullanmak, aile üyeleriyle bağlantı kurmak, işinizi tanıtmak için kullanmak gibi birçok faydası vardır. Sorun şu ki, platformla birlikte gelen olumsuz etkilerin farkında değiliz. Tamamen bırakmak bir seçenek olmayabilir fakat kendimizi sınırlayabiliriz.
Sosyal Medya Kullanımımızı Nasıl Sınırlarız?
Bunu iki şekilde yapabilirsiniz.
1. Seçenek: Bir detoks yapmakla başlayabilir tüm teknolojik eğlence araçlarını ortadan kaldırabilirsiniz. Belirlenen süre boyunca hiçbir sosyal medyaya platformuna giremezsiniz, telefon kullanamazsınız, televizyon izleyemez, müzik dinleyemez, internete giremezsiniz.
Gününüzdeki tüm dış zevk kaynaklarını ortadan kaldırırsınız. Onun yerine yapabileceğiniz şeyler: meditasyon yapmak, günlük tutmak, yürüyüşe çıkmak, bolca su içmek, sağlıklı yemekler yemek. (Abur cubur yok). Kendinizi heyecan verici bulduğunuz her şeye aç bırakacaksınız ve böylece daha az heyecan verici olan şeyleri yeniden eğlenceli hale gelecek.
2. Seçenek: Haftanın 1 gününü seçin ve yüksek dopamin davranışlarınızdan birinden kaçının. Benim için bu her Pazartesi Instagram olmayacak şeklinde uyguluyorum. Bunu yapmanın en kolay yolu, uygulamayı telefonunuzdan silmek, yapışkanlı bir nota “Bugün IG yok” yazmak ve onu sürekli göreceğiniz bir yere koymaktır.
Bunun için bir yardımcıya ihtiyacınız bile olabilir. İlk gününüz zorlayıcı olacak, ancak bunu ne kadar çok yaparsanız giderek daha kolay hale gelecek.
Verimsiz Geçen Zamanlarınızın Neye Mal Olduğunu Düşünün
Kendinizi bir şeyi yapmaya motive etmeye çalışırken, genellikle ondan ne kazanacağınızı düşünürsünüz. Örneğin, spor salonuna gitmek için kendimi motive ederken, kendime egzersiz yapmanın benim için iyi olduğunu, bütün gün oturduğumdan vücudumun hareket etmesi gerektiğini ve genellikle kendime, eğer egzersiz yaparsam tatlı bir şeyler yiyebileceğimi hatırlatırım.
Son zamanlarda yapmam gereken şeyleri yapmak yerine verimsiz geçirdiğim zamanların sonuçlarını düşünmeye başladım. Egzersiz yapmayıp, kendime bakmazsam sağlığım kötüleşir. İyi yemezsem, net düşünemem ve kendimi halsiz hissederim.
Bir antrenmanı atlarsam, haftanın geri kalanında kendimi berbat hissederim. İşimde çalışmazsam başarılı olamam. İster kişisel hayatınızda ister iş hayatınızda olsun, yapmanız gereken şeyleri yapmamanın sonuçlarını göz önünde bulundurarak, yaşayabileceğiniz potansiyel kayıplara odaklanın. Böylece verimlilik isteğinizi arttırabilirsiniz.
Bunu nasıl uygulayabilirsiniz:
Psikolog Ana Sofia Batista, hedeflerin iki bölümden oluştuğunu söylüyor: istediğiniz şeyler ve istemedikleriniz. Aklınızda istemediğiniz şeyleri tutmak (başarısız olmak, kendinizi destekleyememek, hayallerinizin peşinden gitmemek) sizin için inanılmaz derecede güçlü bir motivasyon mekanizması olur.
Bunu her gün deniyorum. Negatif bir zihniyete girdiğimde ve pes etmek istediğimde, yürüyüşe çıkıyorum ve kendimi her gün uygulamazsam potansiyel olarak neleri kaybedebileceğimi düşünüyorum.
Acımasız gibi görünebilir, ancak güçlü bir mekanizmadır. Sosyal medya gibi küçük bir şeyin sadece iş ahlakımı değil, aynı zamanda zorluklarla başa çıkma yeteneğimi de etkileyebileceğini kabul etmem biraz zaman aldı.
Zihniniz üzerinde bu kadar az kontrolünüz olduğunu düşünmek sinir bozucu olabilir. Ancak bu öz farkındalığı kazanmak, durumu tersine çevirmenin ilk adımı. Kolay olmayacak, ancak hayatınızda köklü ve olumlu bir değişiklik görmek istiyorsanız, rahatlık alanınızdan çıkıp sizi engelleyen şeyleri bırakmanız gerekecek.
İyi şanslar.
Feride İrem Yılmaz
Yorumlar 2