Galileo ile ilgili ilginç ve bir o kadar da gerçek bilgileri sizler için hazırladık. Örneğin Galileo babası din adamı olmasına razı olmadığı için okuldan almıştı. Ayrıca teleskobu da o icat etmedi. Dünya merkezli güneş sistemi teorisine meydan okuduğu için; Roma Engizisyon mahkemelerince ömür boyu hapse mahkûm edildi. İşte ünlü İtalyan gökbilimcisi ve fizikçisi Galileo hakkındaki gerçeklere gelin beraber bakalım.
Galileo Okulu bırakmıştı
Galileo, İtalya’nın Pisa kentinde, müzik teorisyeni ve lavta¹ sanatçısı bir babanın oğlu olarak doğdu. Babası soylu bir ailenin üyesi olmasına rağmen zengin değildi. Galileo gençlik yıllarında Floransa yakınlarında bir manastırda rahip olmak için eğitime başladı.
Ancak babası Galileo’nun bir din adamı olmasına razı değildi. Bu konudaki fikri değişmedi ve Galileo’yu okuldan aldı. 16 yaşında geldiğinde babasının ısrarları üzerine Pisa Üniversitesinde Tıp okumaya başladı.
Babasının bu girişimi çok etkili olmadı ve kısa zamanda ilgisi matematiğe kaydı. 1585 yılında her iki bölümü de bitirmeden okuldan ayrıldı. Matematik alanındaki çalışmalarına kendi başına devam etti. 1589 yılında Pisa Üniversitesine matematik öğretmeni olarak geri dönene kadar olan süreçte ise geçimini sağlamak için özel ders verdiği biliniyor.
Galileo Teleskobu icat etmedi
Galileo teleskobun mucidi olarak bilinse de aslında o gök yüzünü incelemek için optik bir alet kullanan ilk kişiydi. Yani teleskobu icat etmedi sadece bugün kullandığımız amacıyla ilk kez kullandı. Teleskobun icadı daha çok Hollandalı gözlük üreticisi Hans Lippershey ile anılır. Kayıtlara geçen ilk patent başvurusu 1608 yılında Lippershey tarafından yapıldı.
Ancak Hollanda hükümeti teleskopun çok kolay kopyalanabilir birşey olduğuna karar verdi. Bunun sebebi başka bir Hollandalının Lippershey in başvurusundan kısa süre sonra onunkine çok benzeyen bir alet için patent başvurusu yapmış olmasıydı.
Bu sebeple patent verilmedi. 1609 yılında bu icattan haberi olan Galileo kendi teleskobunu geliştirdi. Aynı yılın bahar ayında teleskobunu ilk kez aya çeviren Galileo, ay yüzeyinin krater ve dağlarla kaplı olduğunu keşfetti. Bu gelişmenin ışığında ay yüzeyinin yumuşak olduğu inancı da yıkılmış oldu.
Galileo kısa süre sonra teleskopu ile Jüpiter’in yörüngesinde dört uydusu olduğu ve Venüs’ün bir dizi evreden geçtiği (ki bu bilgi Venüs’ün güneşin etrafında dolaştığını gösterir) de dahil olmak üzere bir sürü keşif yapmaya devam etti.
Galileo’nun keşifleri büyük beğeni topladı. 1610 yılında Büyük Toskana dükünün baş matematikçisi ve filozofu aynı zamanda Pisa Üniversitesinin de baş matematikçisi olarak seçildi.
Daha da önemlisi Galileo’nun gözlemleri, 1543’te Polonyalı matematikçi ve astronom Nicolaus Copernicus tarafından ortaya atılan güneş merkezli bir sistem olduğunu ve Dünya’nın diğer gezegenlerle beraber onun etrafında döndüğünü iddia eden teorisini desteklemesinde önemli bir rol oynadı.
Kızları rahibeydi
Hiç evlenmeyen Galileo’nun, Marina Gamba adındaki bir kadından üç tane çocuğu oldu. 1613 yılında; 1600 yılında doğan büyük kızı Virginia ve 1601 de doğan kızı Livia’yı Floransa yakınlarında bir manastıra yerleştirdi. Kızlar hayat boyu bu manastırda yaşasalar da babaları, keşifleri yüzünden zaman içinde Katolik kilisesi ile sorunlar yaşamıştır.
Galileo, Rahibe Maria Celeste olarak da bilinen büyük kızı ile çok yakındı. Maria manastırdaki hayatının ve sorumluluklarının yanı sıra onun için yemek yapmaya ve dikiş dikmeye devam etti. Karşılığında Galileo fakir olan manastıra yiyecek ve erzak yardımında bulundu. Galileo’nun tek oğlu olan Vincenzo 1606 yılında doğdu. Babası gibi oda Pisa Üniversitesinde Tıp okudu ve bitirdi. Mutlu bir evlilik yaptı ve hayatının kalanında Floransa da yaşadı.
Roma Engizisyon mahkemelerince ömür boyu hapse mahkûm edildi
Copernicus’un evrenin çalışma şeklini anlatan güneş merkezli teorisi, ikinci yüzyılda gökbilimci Ptolemy’nin ortaya attığı ve yaygın olarak kabul gören, Dünya merkezli güneş sistemi teorisine meydan okudu. 1616 yılında Katolik kilisesi Copernicus’un teorisini, İncil’deki bazı ayetlere uymadığı ve inanca ters düştüğü gerekçesi ile sapkın ilan etti.
Galileo bu teoriyi desteklememek ve araştırmasından çıkan sonuçları yaymamak şartıyla, Copernicus’un araştırmasına devam etmek için kiliseden izin aldı. 1632 yılında “İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog” (Dialogue of the Two Principal Systems of the World) isimli kitabını yayınladı.
Kitap, sanki arkadaşlar arasında Ptolemy ve Copernicus un fikirlerin bir karşılaştırılması olarak sunulsa da; kilise tarafından Kopernik modeli olarak bilinen evren modelini destekleyen bir yayın olarak görüldü. Sonuç olarak bir sonraki sene Galileo’nun Roma engizisyon mahkemelerince yargılanmasına sebep oldu. Sapkınlıktan suçlu bulunan Galileo, halka açık şekilde tövbe etmeye zorlandı. Ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Son yıllarını ev hapsinde geçirdi
Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış olsa da kısa zamanda cezası ev hapsine çevrildi. Son yıllarını Floransa yakınlarında bulunan, Arcetri deki evi olan Villa il Gioiello da geçirdi. (Bu ev mücevher anlamına gelen the Jewel ismiyle de anılır.) Arkadaşlarını görmekten ve kitap yayınlamaktan men edilmiş olan Galileo buna rağmen, aralarında filozof Thomas Hobbes ve şair John Milton gibi ünlü isimlerinde bulunduğu Avrupa’nın dört bir yanından ziyaretçi kabul etti.
Yasak olmasına rağmen dışarı çıkarmayı başardığı el yazmaları, fizik ve mekanik üzerine olan yeni çalışması “İki Yeni Bilim Üzerine Diyaloglar” eserini dünyaya kazandırdı. Galileo’nun son kitabı 1638 yılında Hollanda’da yayınlandı. Aynı sene görme yetisini tamamen kaybeden Galileo, 8 Ocak 1642 yılında, 77 yaşında, hayatını kaybetti.
Orta parmağı bir müzede sergilenmekte
Galileo öldükten sonra Floransa da bulunan Santa Croce kilisesinin yanındaki bir şapele gömüldü. 1737 yılında, neredeyse ölümünden bir asır sonra, bu bilim adamının naaşı Santa Croce bazilikasında bir onur mezarına transfer edildi.
Bu transfer sırasında üç parmağı, bir dişi ve bir omuru cesedinden çıkarıldı. İki parmağı ve bir dişi Galileo’nun bir hayranı tarafından saklandı ve nesilden nesille miras kaldı. Parçaların 1900’lü yılların başlarında kaybolduğu sanıldı. Ancak 2009 yılında iki parmağı ve dişi bir açık arttırmada ortaya çıktı. Özel bir koleksiyoncu tarafından satın alındı.
Uzmanlar daha sonra tarihi dokümanlara dayanarak bu parmağın ve dişin Galileo’ya ait olduğunu onayladı. Bununla beraber Galileo’nun bedeninden alınan üçünü parmak 1800’lü yılların ilk yarısından beri İtalya’daki çeşitli müzelerde sergilendi. Bu parmak sağ elinin orta parmağıydı. Yerinden çıkarılan omur ise Galileo’nun 1592 ve 1610 yılları arasında eğitim verdiği Padua Üniversitesi tarafından saklandı.
NASA bir uzay gemisine onun adını Verdi
NASA ve bir grup Alman 1989 yılında Galileo’nun ismini taşıyan bir uzay aracını, uzay mekiği Atlantis in kargo bölümünden fırlattı. Jüpiter’e 1995 yılında ulaşan Galileo isimli uzay aracı, gezegeni ve uydularını inceleyen ilk uzay aracı oldu.
Galileo uzay aracı, Jüpiter’in üç uydusu, Europa, Callisto ve Ganymede’nin yüzeyinin altında tuzlu su bulunduğuna dair kanıtlar buldu.
Bir diğer uydusu olan Io’daki volkanik hareketlilik hakkında bilgi verdi. (Bu dört uydu 1610 yılında Galileo tarafından teleskop kullanılarak keşfedilmişti). 2003 yılında NASA’nın bilinçli bir şekilde uzay aracını Jüpitere² çarpmasıyla görevi son buldu. Bunu yapmalarının en büyük sebebi Galileo’nun Europa uydusuna çarpıp olası herhangi bir yaşamı etkilemesine izin vermemekti.
Vatikan 1992 yılına kadar Galileo’nun haklılığını kabul etmedi
1979 yılında Papa II. John Paul Katolik Kilisesi’nin Galileo’yu kınaması adına bir soruşturma başlattı. Bu olaydan on üç yıl sonra, ki bu Galileo’nun Engizisyon mahkemelerince yargılanmasından 359 yıl sonraydı. Papa resmi olarak soruşturma dosyasını kapattı. Duruşma esnasında hakimler tarafından hatalar yapıldığını kabul ederek resmi bir özür yazısı yayınladı.
1: Gövdesi uttan küçük, mızrapla çalınan, ahşap gövdeli bir müzik aleti.
2: Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni.
Çeviren: Arda Küçük
Bunlar da ilginizi çekebilir
Çin’in “Uzay Rüyası”: Ay’a ve Ötesine Uzun Bir Yürüyüş
Yorumlar 2