Bu kulağa inanılmaz gelse de, binlerce yıl önce Dünya’da yaşayan insanlar aptal değildi. Atalarımız zeki ve cesurdu. Vahşi doğada yaşamak, hayatta kalma içgüdülerini keskinleştirdi. Ne zaman s∂v∂ş∂c∂kl∂rını, hatta s∂v∂şma dürtüsünü ne zaman bırakıp barış içinde yaşayacaklarını biliyorlardı. Atalarımız ve onların kuzenleri sofistike, zeki ve çalışkandı. İşte eski insanların sahip olup bizim olmadığımız dört gerçek bilgi.
Böceklere karşı koruma sağlayan yataklara sahiplerdi.
Eski insanlar, sahip olduğunuz o süslü şiltelerden birine sahip değildi, ama yatmak için rahat bir yer oluşturmada çok zekiydiler. Arkeologlar, Güney Afrika’nın Sınır Mağaralarında, 200.000 yıl önce yatakların varlığını gözler önüne seren, rahat çim yataklarının kalıntılarını keşfettiler. Kirsiz bir ortam yaratmak ve sürünen böcekleri uzaklaştırmak için yataklarını bir kül tabakasının üzerine koydular.
Keşfedilen kül kalıntıları, böceklerin dış iskeletlerini aşındıran, kurutan ve hatta onları öldüren doğal böcek öldürücülerle karıştırıldığını gösteriyor. Bu fosilleşmiş yataklar, ilk insanların sadece rahat evler ve konforlu yataklar inşa etmediğinin kanıtıdır. Ayrıca böcek ilacı üretmeyi de biliyorlardı ve iyi koşullarda yaşadılar. Aslında, başlangıçta düşündüğümüzden daha karmaşıklardı. Bilişsel, davranışsal ve sosyal karmaşıklık sergiliyorlardı.
Etkileşime girecek sekiz insan türü daha vardı
Araştırmalar, 300.000 yıl önce Dünya’da dolaşan dokuz insan türü olduğunu ortaya koyuyor. Aslında uzun süredir kayıp kuzenlere sahibiz.
Homo neanderthalensis, Avrupa topraklarının soğuk bozkırlarında yaşayan tıknaz avcılardı. Homo erectus, dik duran ilk kişilerdi ve ağırlıklı olarak Endonezya’da yaşadı. Denisovalılar Asya’da yaşarken, Homo rhodesiensis Orta Asya’da yaşıyordu. Homo naledi, Homo luzonensis, Homo floresiensis’in hepsi küçük beyinleri olan kısa türlerdi. Sırasıyla Güney Afrika, Filipinler ve Endonezya’da yaşadılar. Ek olarak, Kızıl Geyik Mağarası’nın gizemli insanları Çin’in geniş alanlarını mesken tuttu.
Geniş çeşitliliğe ve gelişen nüfuslarına rağmen, dokuz türden sekizi yok edildi. Homo sapiens dışında yaşayan başka bir insan popülasyonu yoktur. Belirgin bir çevresel felaket olmamasına rağmen, çoğu araştırmacı bu kitlesel yok oluşun temel nedeninin Homo sapiens’in yayılması olduğunu öne sürüyor. Her zaman tehlikeli derecede güçlü ve rekabetçi bir tür olmamız korkutucu.
Volkanik yüzeylerde yürüyebilirlerdi.
Piroklastikler, sıcak gaz ve volkanik maddenin dışarı atılan kırıntılarıdır. Saatte ortalama altmış iki mil hız gösterirler ve 1830 Fahrenheit (998,8 °C) dereceye kadar ulaşabilirler. İtalya’nın Roccamonfina kasabasındaki volkanik kayaçlarda keşfedilen 345.000 yıllık insansı ayak izlerini ancak böyle bir durum açıklayabilir.
İtalyan arkeologlar ve jeologlar, bu ayak izlerinin meraklı Neandertallere ait olabileceğini açıkladılar. Yüzeyin yumuşak ancak soğuk olduğu bir volkanik patIama sırasında bölgeyi ziyaret etmiş olabilirler. (Büyük olasılıkla 130 Fahrenheit ‘in üzerinde değil. (54 °C))
Birden çok türü içeren komşuluklar yaşadılar
Evrimsel zaman çizgisi boyunca dokuz farklı insan türü olmasına rağmen, bunlar dünyanın her yerine farklı zaman dilimlerinde dağılmışlardı. Bununla birlikte, birkaç çalışma, yaklaşık 1.900.000 yıl önce, Güney Afrika’nın aynı bölgesinde üç insan türünün birlikte yaşadığını göstermektedir. Doğrudan atalarımız olmasa da, hepsi insan türüydü. (A. africanus, Paranthropus robustus, H. erectus)
Drimolen Paleo Mağara Sisteminde bulunan kalıntıları, üçü arasında herhangi bir ş!ddet belirtisi göstermedi, bu da barış ve uyum içinde yaşadıklarını gösteriyordu. Bölgede yaşayan üç türün tesadüfü, çevresel faktörlerden dolayı bir veya daha fazla türün göçünden kaynaklanıyor olabilir. Çok daha sonra, diğer uzak yerlere kayarak nüfuslarını tüm dünyaya yayabilirlerdi.
Mustafa S. ALACA
Yorumlar 7