Mutsuzluk pasif sigara içiciliği gibidir. Sizin yaşama enerjinizi bitirir ve diğer insanları da rahatsız eder. Sadece mutsuz olan kişiyi etkilemekle kalmaz, aynı zamanda çevredeki insanları da perişan eder. Bazen mutsuzluğumuza belli başlı olaylar neden olur.
Ancak bunun büyük bir kısmı kendi düşüncelerimizden, davranışlarımızdan ve alışkanlıklarımızdan gelir. Bu alışkanlıklar, üzgün, depresif veya endişeli hissetme ihtimalinizi artırır.
Bilime göre, mutsuz insanların ortak 13 şaşırtıcı alışkanlığı:
1. Hareketsiz bir yaşam tarzları vardır
Yapılan bir araştırma, ruh sağlığı ile fiziksel aktivite arasında bir ilişki olduğunu buldu. 6.909 yetişkinden oluşan bir grup on yıl boyunca üç kez gözlemlendi. Araştırmanın sonuçları, fiziksel aktivite artırıldığında zihin sağlığının zamanla iyileştiğini göstermektedir.
Fiziksel olarak aktif olmaya ne kadar erken başlarsanız, gelişmeleri o kadar hızlı görebileceksiniz.
2. Sosyalleşmeden yoksunlardır
Mutsuzluk ortaya çıktığında sosyalleşmek zordur. Ancak sosyal hayattan kaçınmak, daha fazla mutsuzluğa yol açabilir. Bir araştırma, sosyal izolasyonun sağlık açısından risk oluşturduğunu göstermektedir. Araştırmaya göre, yalnız yaşamak, küçük bir sosyal çevreye sahip olmak ve sosyal faaliyetlere nadiren katılmak, düşük fiziksel sağlık düzeyleri ile bağlantılıdır.
3. Sinirli olurlar
Bu araştırma için 171 katılımcı, 4 sürekli öfkelilik ölçeğinin değerlendirmesini tamamladı. Sonuçlar, kızgınlığın sosyal gerginliğin bir göstergesi olduğunu gösteriyor. Yüksek sosyal gerginliğin yükselen öfkeli ruh halini öngördüğü sonucuna varabildiler. Yani, sinirli ruh hali, sosyal gerginlikle paralel kendini gösteriyor.
4. Kötümserlerdir
Başka bir araştırmaya göre aşırı karamsarlık hayatı perişan ediyor. Kötümser kişi, bir durumun olumlu yönlerini unuturken olumsuz yönlerine daha fazla önem verir. Dahası, kötümserler, istenen hedefe giden yolda engellerle karşılaştıklarında kolayca pes ederler.
Aynı araştırmaya göre kötümser düşünceler depresyona ve intihara sürükleyebilir. İntihar girişimleri, nihai kötümser durumu ve aşırı umutsuzluğu yansıtır. Araştırma, bir kötümserin düşüncelerinin önemli miktarda korku, endişe ve stres içerdiği sonucuna varmayı başardı.
5. Olumsuz anılara odaklanırlar
Bir makaleye göre, duygularımız ve hafızamız karşılıklı bir geri bildirim döngüsü geliştirebilir. Bu, ruh halimizin hatırladığımız anıları belirlediği ve bu anıların sizin ruh halinizi etkileyeceği anlamına gelir. Ruh hali-hafıza döngüsünü düzeltmenin tek yolu mutlu bir şeyi hatırlamaktır. Daha sonra bu olay ruh hali onarımı ile sonuçlanacak ve daha olumlu bir duygusal duruma yol açacaktır.
6. Sağlıklı yiyecekler tüketmezler
Bir araştırma, diyet değişikliklerinin depresyon üzerindeki olası terapatik etkisini inceledi. Anksiyete ve depresyonun sağlıklı ve besleyici gıda eksikliği ile ilişkili olduğunu buldular. Kontrollü deneme sırasında katılımcılara beslenme danışmanlığı şeklinde müdahale teklif edildi. Sonuçlar, diyetteki iyileştirmenin depresyonu yönetmek için kullanılabileceğini göstermektedir.
İlginizi çekebilir: Anksiyete Doğal Yollarla Nasıl Giderilir?
İlginizi çekebilir: Anksiyete İçin Soğuk Duş: Yardımcı Olur mu?
7. Maddi şeylere değer verirler
Bir araştırmaya göre materyalist olan insanların mutsuz olma olasılığı daha yüksek. Bu araştırmada materyalizm ile yaşam doyumu arasındaki ilişki test edilmiştir. Materyalistlerin şükretmekte zorlandığını, bunun da onları mutsuz ettiğini belirlenmiştir.
8. Sorunlarla nasıl başa çıkacaklarını bilmiyorlar
İyimserlik ve bunun zihinsel ve fiziksel refah üzerindeki etkisi hakkında bir araştırma yapıldı. İyimser olmanın hayatın sorunlarıyla baş etmenin harika bir yolu olduğu ortaya çıktı. İyimserlik, stres faktörlerini başarıyla ortadan kaldırdı, azalttı veya yönetti.
Öte yandan, mutsuz insanlar stres faktörlerini ve duygularını görmezden gelir, bunlardan kaçınır veya bunlardan uzaklaşır. Ve bu olumsuz başa çıkma stratejileri genellikle yaşam kalitelerini kötüleştirir.
9. Çok alkol tüketirler
Bir makale, alkol kötüye kullanımı ile mutsuzluk arasında güçlü bir bağlantı olduğunu belirtmektedir. Bir araştırma ise, depresif, içine kapanık veya endişeli ergenlerin alkol sorunları yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu bularak bunu doğruladı.
10. Çok şikâyet ederler
Bir makaleye göre, şikâyet pek çok şekilde karşımıza çıkıyor. İlk tip şikayetçiler, “kronik şikayetçiler” olarak adlandırılır. Asla tatmin olmuş gibi görünmeyen insanlardır. İkinci şikayetçi tipine “havalanmış şikayetçiler” denir. Duygusal tatminsizliğin tanıdık ifadesidir. Ancak şikâyet etmenin dezavantajı, şikayetçiyi ve dinleyenleri mutsuz edebilmesidir.
11. Bir şeyler üzerine çok düşünürler
Bilim, aşırı düşünmenin mutsuzluğa yol açabileceğini söylüyor. Ayrıca anksiyete ve depresyon gibi akıl sağlığı sorunları riskinizi artırabileceğini de belirtir. Daha tehlikeli olan şey ise, bunun kırılması zor bir alışkanlık olmasıdır. Akıl sağlığınıza zarar verir. Akıl sağlığınız azaldığında ise, aşırı düşünme artar.
12. Çok fazla ertelerler
Erteleme, basitçe bir şeyi erteleme veya önemli şeyleri erteleme olarak kendini gösterebilir. Yunan şair Herod bile “işinizi yarına ve sonraki güne ertelememeniz gerekir” diyerek halkını erteleme konusunda uyarmıştır. Son 20 yılda, bu davranış aşırı ilgi patlaması yaşadı. Eric Jaffe’ye göre, ertelemenin nedeni duyguları yönetememe gibi görünüyor.
Bu yaklaşım kendi kendini engelliyor ve kaygı, suçluluk, utanç ve mutsuzlukla sonuçlanıyor. Ertelemekten kaçınmak önemlidir, böylece daha üretken olabilirsiniz ve aynı zamanda iş günlerinizin daha hızlı ilerlemesine yardımcı olur.
13. Başkalarına karşı ön yargılıdırlar
“Harika insanlar fikirler hakkında konuşurlar, ortalama insanlar şeyler hakkında konuşurlar ve küçük insanlar şarap hakkında konuşurlar.” ~ Fran Lebowitz
Bir çalışmaya göre, başkalarını ne kadar olumlu gördüğünüz ile ne kadar mutlu olduğunuz birbiriyle bağlantılı. Araştırmaya göre, başkalarına ilişkin algılarınız kendi kişiliğiniz hakkında çok şey ortaya koyuyor. Bu araştırma için katılımcılardan üç kişinin olumlu ve olumsuz özelliklerini değerlendirmeleri istenmiştir.
Toplanan verilerden, değerlendiricinin refahı, akıl sağlığı, sosyal tutumları ve başkaları tarafından nasıl değerlendirildiği hakkında önemli bilgiler analiz edildi.
Sonuçlar, bir kişinin diğerlerini olumlu terimlerle tanımlama eğiliminin, kişinin kendi olumlu kişilik özelliklerinden kaynaklandığını göstermektedir. Başka bir deyişle, başkalarını olumsuz olarak yargılamak, kendi olumsuz özelliklerimizden kaynaklanır.
Mutsuz insanların yukarıda bahsedilen alışkanlıkları, mutluluğun yaşam koşullarıyla sandığınızdan çok daha az ilgisi olduğunun kanıtıdır. Doğrusu mutluluk sizin kontrolünüzdedir. Alışkanlıklarınızın ve hayata bakış açınızın ürünüdür.
Sonuç olarak bir makale, yaşam koşullarının bir kişinin mutluluğunun yalnızca yaklaşık %10’unu oluşturduğunu belirtir.
Gerisi sizin elinizde.
Mehmet Burak Taşkaya
Yorumlar 4