Ming Hanedanlığı döneminde, Çinli Amiral Zheng He, 1403 ile 1433 yılları arasında yedi deniz seferine çıktı. Filosunda, 62’si hazine gemisi olmak üzere yaklaşık 250 gemi vardı. Mürettebatın toplamı 27.000’den fazla kişiydi.
“Her şey cennetin altında” anlamına gelen Çin kültürel terimi olan Tianxia, onların felsefesini anlatıyor. Tianxia medeniyet, siyaset, ilahiyat hakkındadır ve büyük ölçüde Çin milliyetçiliği ile ilişkilidir.
Bu güçlü milliyetçi kimlik nedeniyle Çin, binlerce yıl boyunca ona vergi veren pek çok bağımlı devlete sahip oldu. Ziyaret ettikleri birçok krallık kendilerini Çin’in kolları ilan ettiler ve bu keşifler sonuçta ülkeleri ve ekonomileri birbirine bağlamaya yardımcı oldu.
Yukarıdaki fotoğraf, Kolomb’un gemisini (Santa Maria), 420 fitten fazla gelen Çin hazine gemisiyle karşılaştırmaktadır. Ayrıca, Çin filosunda bu hazine gemilerinden 62 tane olduğunu hatırlatalım. Bu anlamda Çin’in cennetin sahibi olduğu söylenebilirdi.
Filonun büyüklüğü nedeniyle, Çinlilerin bu yolculuklarda ağır bir şekilde askerileştirildiği düşünülebilir. Bu gezilerin iki amacı vardı. Birincisi, güçlerini, zenginliklerini ve egemenliklerini göstermekti (bu dönemde Çin’i bilen hiç kimse kesinlikle Çin’in egemenliğinden şüphe etmedi). İkincisi ise Çin’e vergi veren daha fazla devleti bir araya getirmekti.
Tianxia ve Çin’in milliyetçi görüşlerine göre, bu bağımlı devletler, Çin’in egemen ve ilahi hakkı olan “her şeyi cennetin altında” yönetme hakkı nedeniyle doğaldır.
Zheng He’nin 1403–1433 yılları arasındaki yedi yolculuğu boyunca Çin, Doğu’daki baskın deniz gücü olarak ün kazanmaya başladı.
Yolculuklar
Zheng He, 30 yıldan uzun süren yedi yolculuk boyunca çok şey başardı. İlk sefer Batı Okyanusu’na yapıldı. Zheng He, Champa, Java, Malacca, Seylan, Calicut ve daha fazlasını ziyaret etti. 1407’de Çin’e geri döndüklerinde Chen Zuyi’nin korsan filosuyla savaştılar.
Chen Zuyi, Malakka Boğazı’nın deniz yoluna hâkim oldu ve ticareti kontrol etti. Zheng He, Çin’in deniz kuvvetlerini kullanarak Chen Zuyi’nin korsan filosunu yendi ve Çin limanına erişimi güvence altına almak için Shi Jinqing’i ile müttefiklik kurdu.
1411’de üçüncü sefer sırasında filo, Çinlilerin kaba ve düşmanca davrandığını düşündüğü Sinhalalı Kralı Alakeshvara ile yüzleşmek için Seylan’da durdu. Kral Alakeshvara, komşu haraç devletlerine karşı korsanlık eylemleri gerçekleştirerek ve yerel suları kontrol ederek bir tehdit oluşturdu.
Limana yanaştıktan sonra, Zheng He, 2000 askeriyle Kral Alakeshvara’nın ordusunun sürpriz saldırısı yüzünden yolunun kesildiği Kotte’ye gitti.
Zheng He’nin askerleri Sinhalalıları yendi ve Captial’a saldırıp ailesi ve üst düzey yetkililerle birlikte Kral Alakeshvara’yı ele geçirdiler. Filo onları, Yongle İmparatorunun onları serbest bıraktığı ve Seylan’a geri verdiği Çin’e geri getirdi.
Yongle, Alakeshvara’yı tahttan indirdi ve gücü bir müttefik olan Parakramabahu VI’ya verdi. Hazine filosu bu noktadan sonra Seylan’dan herhangi bir düşmanca deneyim yaşamadı.
Dördüncü, beşinci ve altıncı yolculuklar, başkent Nanjing’deki kutlamaların ardından büyükelçiler ve yetkilileri kendi ülkelerine geri göndermekti. Bu seferler hem yetkililere hem de Çin’den gelen değerli armağanlarına güvenli geçişler sağladı ve aynı zamanda Zheng He’nin keşif fetihlerine devam etmesine izin verdi.
Bu yolculuklar filoyu Müslüman ülkelere ve Doğu Afrika’ya götürdü. Beşinci yolculuktan sonra, filodaki üst düzey yetkililer Ming sarayından aslanlar, zürafalar, leoparlar, develer, zebralar, gergedanlar, devekuşları ve diğer egzotik hayvanlar da dahil olmak üzere hediyeler aldı.
Tarihten Siliniş
Ming hazine filosu Çin’i Doğu’da egemen deniz gücü olarak belirlese de tüm güzel şeyler sona ermelidir. Başta bu yolculukların neden sona erdikleri tam olarak anlaşılamamıştır, ancak büyük olasılıkla birden çok nedenden kaynaklanmaktadır.
Moğollara karşı yapılan birkaç Çin kampanyası nedeniyle 1422 ile 1430 yılları arasında yolculuklarda bir boşluk yaşandı. Seferlerin sponsorlarından bir önceki Yongle İmparatoru 1424’te öldü. Bununla birlikte, yeni Hongxi İmparatoru yolculukların hayranı değildi.
Bazıları filoların ekonomik olmadığını ve Çin hazinesine son derece pahalıya mâl olduğunu iddia ediyor.
Diğerleri, filonun yeni deniz ticareti yoluyla ekonomik refah getirdiğini iddia ediyor. Resmi hükümet kanallarının aksine yerelleştirilmiş serbest ticaret korkusu da artıyordu.
İktidarda olan daha muhafazakâr bir imparator ile yolculuklar sonunda sona erdi. Yüksek memurlar, dış ticaret tekellerini devlet kontrolü yoluyla sürdürmek istediler, bu da hazine filosunun yok edilmesiyle birlikte serbest ticaretin bastırılmasına neden oldu.
Çin, deniz ticaretini o kadar umutsuzca kontrol etmek istedi ki, 1470’lerde hükümet Zheng He’nin seyir defterlerini imha etti, böylece böyle bir sefer tekrarlanmayacaktı. Filoların ve seyir defterlerinin yok edilmesinden sonra Çin, büyük Ming hanedanı Hazine Filosunu etkili bir şekilde bir peri masalına dönüştürdü.
Politikadaki bu ani muhafazakâr, içe dönük değişiklik, deniz güçlerini yok etti. 1400’lerde bile gemileri ve teknolojileri Avrupalıları büyük ölçüde geride bırakmıştı. 1400’lerde yapılan tek bir Çin hazine gemisi 420 fitten fazla bir alana yayılırken, 1460 yılında inşa edilen Kolomb’un Santa Maria’sı sadece 117 fit uzunluğundaydı.
1499’da Vasco da Gama, daha önce Doğu denizlerinde nesiller boyunca yelken açan Calicut’taki dev gemilerin söylentilerini bile duydu. Çin deniz gücüne yatırım yapmaya devam etseydi, tarih çok farklı bir yöne gitmiş olabilirdi.
Zümra Mihriban Akpınar