Sosyal medyadan hoşlanmıyorum ama yine de haftada bir rutin olarak giriyorum. Ne kadar uğraşsam da sosyal medyanın hayatımız üzerindeki etkisini göz ardı edemem. Bazı haftalar 30 dakikalık sosyal medya gezimde çok mutlu oluyorum ama bazen o ikona tıkladığıma pişman oluyorum.
O gün instagram’ı bir hafta içinde ikince kez açma hatasını yaptım. Sayfayı aşağı kaydırıp ardı arkası kesilmeyen gönderileri beğenmeye başladım. Birisi nişanlanmıştı. Biri evlenmiş. Birisi işini değiştirmişti. Biri patron olmuştu. Birisi de piyangoyu kazanmıştı. Herkes başarılı bir hayata tatmin edici birer adım atmıştı.
Onlar için iyi. Kıskanıyor muydum? Kesinlikle hayır. Endişe ediyor muydum? Kesinlikle evet. Garip bir şekilde, içinde yaşadığımız dünya bizim başarılarımızı ve hezimetlerimizi tasarlıyor. Bize bazı sınırlar dayatıyor.
23 olmadan bir iş bul, 25 olmadan evlen, 30 olmadan çocuk yap. O gün yardımcı olamadım ama düşündüm: bu sınırları kim hazırlıyor? Eğer bu görevlere uymazsam başarısız olur muyum ? “Toplumun dayattığı sınırlara” ulaşmadan bu görevleri yaparsam başarılı olur muyum?
Bu sorular bir süredir kafamı kurcalıyor. Bir sonraki hafta tesadüfen Albert-László Barabási’nin The Formula: The Universal Laws of Success (Formül: Başarının evrensel kuralları) isimli kitabını okuma şansı yakaladım. Ağ bilimcisi Barabási, kitapta akademisyenler, pilotlar, atletler, ve müzisyenler de dahil olmak üzere birçok kişinin başarısını eleştirel bir şekilde inceledi ve kitabında bilimsel olarak değerlendirdi. Barabási, gözlemlerine dayanarak, beş evrensel başarı yasası buldu ve her yasa diğeriyle içten içe bağlıydı.
İlk olarak, kariyerinin son dönemlerinde parlayan bir akademisyenin kitabından bir örneğe bakalım. Daha sonra Barabási’nin formule ettiği beş başarı yasasını inceleyeceğiz.
İlginizi çekebilir: 40’lı Yaşlarımda Öğrendiğim ve 20 Yaşındaki Kendime Anlatabilmeyi Dilediğim Hayat Dersleri
85 Yaşında nobel ödülü sahibi
Fenn, üniversiteden mezun olduktan sonra hemen akademik bir kariyer yapmadı. 32 yaşında ilk araştırma makalesini yayınladı. 35 yaşında ise araştırmacı olarak Princeton’a girdi. Akademik standartlara göre yaşlı olmasına rağmen 50 yaşında Yale’deki fakülteye girdi. Fenn, çok çalışkan ve gayretli olmasına rağmen 70 yaşında emekli olana kadar kayda değer bir atılım yapmadı.
Emekli olmasına rağmen Fenn, bilimsel çalışmalarını asla durdurmadı. Virginia Commonwealth Üniversitesine taşındı ve orada bir laboratuvar açtı. Eşsiz bir çalışmayla hücrelerin nasıl çalıştığına dair anlayışımızda devrim yarattı. Bu çalışmasıyla 2002’de 85 yaşında nobel kimya ödülünü kazandı. Fenn, hikayesiyle bize başarının yaş ile alakası olmadığını gösterdi.
Hayatlarının ileri dönemlerinde başarıya ulaşmış benzer hikayeye sahip pek çok ünlü insan var.
- Alan Rickman’ın ilk filmi 46 yaşındayken çıktı.
- Ray Kroc McDonald’s a katıldığında 53 yaşındaydı.
- Nelson Mandela, hapisteki 27 yıldan sonra 76 yaşında başbakan oldu.
- Julia Child ilk televizyon şovunu 50 yaşında sundu.
- Vera Wang ilk butiğini 40 yaşında açtı.
Sanırım demek istediğimi anladınız. Fenn ve diğerlerinin hikayesine dayanarak, Barabási başarının beş yasasını tasarladı.
İlk Yasa
“Performans başarıyı getirir ancak performans ölçülemediğinde bağlantılar başarıyı getirir.” Her zaman sıkı çalıştığınız için başarılı olamazsınız. Bazen şans faktörü de etkili olur ama ikisinin de etkili olmadığı durumlarda bağlantılar devreye girer.
Bağlantılar. Bağlantılar. Bağlantılar.
Bazı zamanlar sadece sizin bildikleriniz değil başkalarının bildikleri de önemlidir. Bu yüzden yazarların bir yazar grubu, bilim insanlarının bilim insanları grubu, öğretmenlerin kendi gurupları vardır. Kendi gibi olanlar birbirlerini destekler ve ne bildiklerini birbirlerine aktarırlar. İşte bu profesyonelleri ileri taşır. Dünyanın ne kadar bitik olduğunu düşünürseniz düşünün, dışarıda hala birbirlerini destekleyen ve kollayan insanlar var. Onları bulun ve bağlantı kurun.
İkinci Yasa
“Performans sınırlıdır ama başarı sınırsızdır.” Fenn potansiyelinin farkındaydı ve forma girmek için tatlı zamanını harcamaktan korkmadı. Emekli bir akademisyen olması onu bilimsel çalışmasından caydırmadı. Olduğu yerden varmak istediği yere ulaşmak için biraz daha sıkı çalışması gerektiğini biliyordu. Ayrıca araştırmasıyla kaç hayatı değiştirdiğini gördüğü için geri dönüşün daha fazla olacağının farkındaydı.
Ya daha fazla çalışacaktı ya da kaçacaktı. Potansiyelinin farkına vardığında ve sonuna kadar kullandığında artık sınırın olmadığını göreceksin. Ne kadar para kazanabilceğinin veya ne kadar hayata dokunabileceğinin bir sınırı olmayacak.
Üçüncü Yasa
“Önceki başarı x Fit Kalmak = Gelecek Başarı.” Daha önce bir şekilde başarılı olduysanız, eski başarınız bir sonraki başarınızı benzersiz bir şekilde hızlandıracaktır. Hala “başarının kodunu” kıramadıysanız çalışmanıza “fit” olarak kaliteli bir şekilde çalışmaya devam edin.
Bu Amazon sitelerinde gözlemleyebileceğiniz bir durum. Zaman içindeki tüketici puanlamaları ve satışlar gibi ayrıntılar trendleri, satışları ve tüketici memnuniyetini belirlemeye yardımcı olur. Bu veriler gerçek müşterin sürüden ayrılmasını sağlar. Bu sayede Amazon ve Kindle en çok satanları belirlenir. Kaliteyi sağladıktan sonra bağlantılarınız sizin “etkinizi” arttıracaktır.
Dördüncü Yasa
“Takım başarısı çeşitlilik ve denge gerektirirken, tek bir kişi grubun başarısının kredisini alır.” Bu acı bir gerçek. Gerçek yaşam, okulda bir çocuğun görevi yaptığı ve bütün takımın ödüle layık görüldüğü gibi değildir. Gerçek iş dünyasında, aslında tam tersidir.Bazen en çok krediyi alan kişinin işle ve o işi yapan kişiyle alakası yoktur. Ancak bu takımlarda çalışan kişilerin hiç itibar görmediği anlamına gelmez.Bir kişi kazanan olarak ilan edilirken, diğerleri kazanan takım olarak ilişkilendirilir.Bağlantıları hatırladınızmı.İşte burda önemli olan budur.
Kredi algısaldır ve toplumun “güvenilirliği” tanımladığı ve bir kişiyi kazanan olarak belirlediği kolektif bir sosyal fenomendir.Bununla ilgili yapabileceğiniz çok az şey var.
Beşinci Yasa
“Istikrar ile başarı her an gelebilir.” Bu evrensel bir kuraldır. Başarıyı istikrar kadar başka hiçbir şey daha iyi getirmez. Medium’da başarılı olmak istiyorsanız, içerik üretmeye devam edin. İyi bir koşucu olmak istiyorsanız, koşmaya devam edin.İyi bir bilim insanı olmak istiyorsanız, araştırmaya devam edin. İyi bir şef olmak istiyorsanız, yemek yapmaya devam edin. Ne kadar çaba ve zaman harcamanız gerektiğine dair bir sınır yoktur.
Vazgeçme, nefes al. Dünyada ki tüm zamana sahipsin. Her gün amacının peşinden koşmaya devam et.
Anafikirler;
Dünyaca ünlü olmadıysan yada 20’li yaşlarda istediğin türden bir başarın yok ise bu amacına ulaşmadığın anlamına gelmez. İyi şeyler zaman alır. Başarı’nın tek başına sıkı çalışmanın ürünü olmadığını bilin. Sahip olduğunuz bağlantılara, çabalarınıza ve gösterdiğiniz istikrara bağlıdır. Başarının tanımı kişiden kişiye değişir. Kendinizinkini bulun ve ona bağlı kalın!
Erhan Keskin
Bunlar da ilginizi çekebilir
Başarısız Olduğunuz Şeyleri Yapmanın Önemi
Yorumlar 3