Böcek familyasının iyi bilinen türlerinden biri olan yaprak kesici karıncaların herhangi bir böcek türünde daha önce rastlanmayan koruyucu bir güce sahip oldukları keşfedildi. Yaprak kesici karıncalar biyomineralleri kullanarak kendilerine vücut zırhı geliştirebiliyorlar. Salı günü yayınlanan araştırmada bilim insanlarının gözlemlerine göre bu güç yaprak kesici familyasını herhangi bir savaşta neredeyse rakip tanımayacak kadar güçlü kılıyor.
Aslında biyomineral zırh denilen bu koruyucu kalkan doğal dünyada ıstakoz gibi kabuklularda ve diğer deniz hayvanlarında bulunuyor. Örneğin; deniz kestanesi dikenleri kalsiyum karbonat içerir. Ancak böceklerde daha önce rastlanılan bir şey değildir. Bu keşif aslında bilim insanları için de çok tesadüfi bir şekilde gerçekleşti.
Araştırmacılar, mantar üreten karınca türü Acromyrmex echinatior ile ekinlerini korumalarına yardımcı olan antibiyotik üreten bakteriler arasındaki ilişkiyi araştırırken keşifle karşılaştılar.
Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde Bakteriyoloji profesörü olan ortak yazar Cameron Currie’nin aktardığına göre ;
‘’Majör olarak bilinen daha büyük işçi karıncaların vücutlarının yüzeyinde “beyazımsı, granüler bir kaplama” olduğunu fark ettiler.’’
Bununla birlikte Currie ; Nature Communications’da yayınlanan raporun baş yazarı Hongjie Li’nin “kristallere hayran kaldığını” ve karıncalar olgunlaştıkça gelişen, dış iskeletlerinin sertliğini artıran ve neredeyse tüm vücudu kaplayan biyomineral bir katman olduğunu keşfettiğini de ifade etti. Ayrıca araştırmacılar, karıncaların neden bu sıra dışı zırha sahip olduklarını kesin olarak bilmese de Currie, AFP’ye yaptığı açıklamada, bunun mantar üreten karıncaların başka bir türü olan Atta cephalotes’un asker karıncalarıyla yakından ilişkisi olduğundan şüphelendiklerini söyledi.
Bahsi geçen bu iki tür genellikle araştırmacıların laboratuvar tabanlı savaşlarda simüle ettiği bölgesel karınca savaşlarında çarpıştı.
Currie; “Acro binbaşı zırhları olmadan Atta askerleri onları hızla parçalara ayırdı,” ifadelerini kullandı. Ardından; “Zırhlarına sahip olduklarında, aslında neredeyse her zaman savaşı kaybetmekten neredeyse her zaman kazanmaya gidiyorlar.” diye ekledi.
Simülasyonu gözlemleyenler eş zamanlı olarak, biyomineralize edilmiş bir dış iskeletin faydalarının işçilere karınca savaşlarında üstünlük sağlamanın ötesine geçtiğini de keşfettiler. Çalışma, aynı zamanda, yoğun kolonileri boyunca hızlı bir şekilde yayılabilecek olan hastalığa neden olan mantar Metarhizium anisopliae’den enfeksiyona karşı korunmalarına yardımcı olduğunu gösterdi.
Deniz kestanesinin dişleri kadar nadir
Karıncaların Güney Amerika’da yaklaşık 60 milyon yıl önce mantar geçimlik tarım yapmaya başladıklarına inanılıyor. Yaklaşık 20 milyon yıl önce, büyük, karmaşık kolonilerde yaşayan ve mantarlarını büyütmek için kullandıkları taze bitki örtüsünü toplayan Acromyrmex ekinatior ve Atta cephalotlar gibi yaprak kesen karınca türlerinin ortaya çıkmasıyla uygulama daha “sanayileşmiş” bir hale büründü. Daha basit bir ifadeyle söylemek gerekirse ; Acromyrmex echinatior kolonileri, yüzbinlerce irili ufaklı işçi karıncayla oluşturulabilir.
Currie koloni hakkında bir ek bilgi olarak ; “Büyük olanların yaprakları kesip taşıdığını ve diğer karıncalar ile savaştığını küçük olanlarınsa deyim yerindeyse bahçecilik yaptığını ifade etti.
Tüm çalışmaların sonucunda araştırmacılar, Acromyrmex echinatior zırhının yüksek magnezyumlu bir kalsitten yapıldığını buldu. Bu, magnezyumdan artan sertliğin kireç taşını öğütmelerine yardımcı olduğu düşünülen daha nadir bir biyomineralizasyon şeklidir. Zırhın sadece nispeten iyi çalışılmış bir karınca türünde bulunduğu göz önüne alındığında, araştırmacılar bu tür biyomineral korumanın böcek dünyasında daha yaygın olabileceğini ifade ettiler.
Sariye Dönmez
İlginizi Çekebilecek Makaleler
Bu Harika Videoda Çin’in Uzay Aracının Ay’a İnişini İzleyin
Harvard Tıp Fakültesi’ne Giren İlk Kadın – Fe del Mundo ‘nun İlginç Hikayesi
Yorumlar 4