Rus yazar Lev Nikolayevich, Graf (kont) Tolstoy (1828-1910), gerçekçi kurgunun bir ustası ve dünya edebiyatının en büyük romancılarından biridir. Tolstoy, en çok iki uzun eseri Savaş ve Barış (1865-69) ve Anna Karenina (1875-77) ile tanınır. Bu eserler, yazılmış en iyi romanlar arasında sayılmaktadır. Özellikle Savaş ve Barış, birçok okuyucu ve eleştirmen için bu türü neredeyse tanımlamaktadır.
Tolstoy’un kısa eserleri arasında Ivan İlyiç’in Ölümü (1886), novella türünün en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir. Tolstoy, son üç on yılında ahlaki ve dini bir öğretmen olarak da dünya çapında ün kazandı. Kötülüğe karşı dirençsizlik doktrini, Gandhi üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Tolstoy’un dini fikirleri artık eskisi kadar saygı görmezken, hayatı ve kişiliğiyle ilgili ilgi yıllar geçtikçe artmıştır.
19. yüzyıl İngiliz şair ve eleştirmeni Matthew Arnold’un değerlendirmesiyle çoğu okuyucu, Tolstoy’un bir romanının bir sanat eseri değil, hayatın bir parçası olduğu konusunda hemfikirdir; Rus yazar Isaak Babel ise, dünya kendi kendine yazabilseydi, Tolstoy gibi yazacağını söylemiştir.
Bu makalede, Tolstoy’un hayatını, eserlerini, fikirlerini ve mirasını akademik kaynaklara dayanarak inceleyeceğiz.
Tolstoy’un Hayatı
Tolstoy, 1828’de Rus İmparatorluğu’nun Tula eyaletindeki Yasnaya Polyana adlı aile malikanesinde doğdu. Dört erkek kardeşin en küçüğüydü. Tolstoy’un annesi 1830’da öldüğünde, babasının kuzeni çocuklara bakmaya başladı. Tolstoy, mühendislik eğitimi aldığı Sankt-Peterburg’da büyüdü. 1851’de Kafkasya’ya gitti ve orada Rus ordusuna katıldı. Kırım Savaşı sırasında Sevastopol’da görev yaptı ve savaş deneyimlerini Sevastopol Tasvirleri (1855) adlı eserinde anlattı.
Tolstoy, 1862’de Sophia Behrs ile evlendi ve on üç çocukları oldu. Evlilikleri başlangıçta mutlu olsa da, zamanla Tolstoy’un dini ve ahlaki fikirleri nedeniyle aralarında anlaşmazlıklar çıktı. Tolstoy, Yasnaya Polyana’da yaşadığı ve yazdığı malikanesinde bir okul kurdu ve köylülere eğitim verdi. Ayrıca Rus toplumunun sorunlarıyla ilgilendi ve köleliğin kaldırılması için çalıştı.
Tolstoy, Bolşevik Devrimi’nden sonra Beyazlar’ı destekledi ve 1919-1923 yılları arasında Batı Avrupa’ya göç etti. Bu süre zarfında en iyi eserlerinden biri olan Detstvo Nikity (1921; Nikita’nın Çocukluğu, 1945) adlı eseri yazdı. Bu eser, kısmen otobiyografik ve nostaljik bir şekilde küçük bir çocuğun hayatını anlatmaktadır. 1923’te özlem duyduğu için Rusya’ya dönmek istediğini belirtti ve hayatının geri kalanında verimli ve başarılı bir kariyer sürdürdü.
Tolstoy, 1910’da Astapovo’da öldü ve cenazesinin Yasnaya Polyana’da yapıldığına inanılıyor
Tolstoy’un Eserleri
Tolstoy’un eserleri gerçekçilik akımının bir parçasıdır ve Rus toplumunun çeşitli kesimlerinden karakterleri canlı bir şekilde betimler. Tolstoy, roman, novella, kısa hikaye, fabl, masal, oyun ve deneme gibi farklı türlerde yazmıştır. Tolstoy’un en önemli eserleri şunlardır:
Savaş ve Barış (1869)
Tolstoy’un en uzun ve en ünlü romanıdır. Napolyon Savaşları sırasında Rusya’da yaşayan beş aristokrat ailenin hayatlarını anlatır. Roman, tarihi olayları, aşk hikayelerini, aile ilişkilerini, savaş sahnelerini ve felsefi düşünceleri bir araya getirir. Romanın kahramanları arasında Andrei Bolkonsky, Natasha Rostova, Pierre Bezukhov ve Platon Karataev gibi unutulmaz karakterler vardır.
Anna Karenina (1877)
Tolstoy’un diğer bir başyapıtı olan bu roman, evli bir kadın olan Anna Karenina’nın genç bir subay olan Vronsky ile yaşadığı yasak aşkı konu alır. Roman, Anna’nın toplum tarafından dışlanması, kocası Karenin ile olan çatışması ve sonunda intiharı ile trajik bir sona ulaşır. Romanın arka planında ise Levin adlı bir toprak sahibinin Kitty ile olan ilişkisi, köylülerin yaşamı ve Rusya’nın siyasi ve sosyal sorunları yer alır.
Ivan İlyiç’in Ölümü (1886)
Tolstoy’un en kısa ama en etkileyici eserlerinden biri olan bu novella, başarılı bir yargıcın ölümcül bir hastalığa yakalanması ve hayatını sorgulaması sürecini anlatır. Ivan İlyiç, ölümünün yaklaştığını fark ettikçe, yaşadığı hayatın boş ve anlamsız olduğunu görür. Ancak ölüm döşeğindeyken, basit ve dürüst bir köylü olan Gerasim’in yardımıyla gerçek mutluluğu ve sevgiyi keşfeder.
Kreutzer Sonatı (1889)
Tolstoy’un en tartışmalı eserlerinden biri olan bu novella, evli bir adam olan Pozdnyshev’in karısını kıskançlık nedeniyle öldürmesini anlatır. Pozdnyshev, karısının piyano hocasıyla ilişkisi olduğundan şüphelenir ve onları yakaladığını sanarak cinayeti işler. Ancak daha sonra karısının masum olduğunu öğrenir. Pozdnyshev’in anlatımıyla evlilik kurumu, cinsellik, ahlak ve sanat eleştirilir.
Hacı Murat (1912)
Tolstoy’un son eseri olan bu novella, Kafkas Savaşı sırasında Ruslarla ittifak kuran Çeçen lider Hacı Murat’ın hayatını anlatır. Hacı Murat, hem Ruslar hem de Çeçenler arasında saygı duyulan cesur ve zeki bir savaşçıdır. Ancak Çeçen lider Şeyh Şamil ile arası bozulunca Ruslara sığınır. Ancak Ruslar da ona güvenmezler ve onu rehin alırlar. Hacı Murat kaçmaya çalışırken öldürülür.
Tolstoy’un Fikirleri
Tolstoy’un eserleri sadece edebi değil, aynı zamanda felsefi, ahlaki ve dini yönleri de vardır. Tolstoy, yaşamının ikinci yarısında bir ruhsal kriz yaşadı ve Hristiyanlığı yeniden yorumladı. Tolstoy’un fikirlerinin başlıca özellikleri şunlardır:
Kötülüğe karşı dirençsizlik doktrini
Tolstoy, İsa’nın öğretilerinin harfiyen uygulanması gerektiğini savundu. Bu da, şiddet içermeyen eylemlerle kötülüğe karşı çıkmak anlamına geliyordu. Tolstoy, devletin, kilisenin, ordunun, mahkemelerin ve diğer kurumların insanları zorla yönettiğini ve bu nedenle kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyordu. Tolstoy, insanların bu kurumlara itaat etmemesi ve kendi vicdanlarına göre yaşaması gerektiğini öne sürdü.
Şiddetsizlik, sosyal adalet, pasifizm
Tolstoy’un kötülüğe karşı dirençsizlik doktrini, şiddetsizlik, sosyal adalet ve pasifizm gibi ilkelere dayanıyordu. Tolstoy, savaşın insanlığın en büyük suçu olduğunu ve her türlü savaşa karşı çıkılması gerektiğini söyledi. Tolstoy, ayrıca toplumdaki eşitsizliklere, yoksulluğa, sömürüye ve adaletsizliğe de karşı çıktı. Tolstoy, insanların birbirlerine yardım etmesi ve paylaşması gerektiğini savundu.
Gandhi üzerindeki etkisi
Tolstoy’un kötülüğe karşı dirençsizlik doktrini, Hint bağımsızlık hareketinin lideri Mahatma Gandhi üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Gandhi, 1909’da Tolstoy ile mektuplaştı ve onun fikirlerinden ilham aldı. Gandhi, Hindistan’da şiddetsiz direniş yöntemlerini uyguladı ve başarıyla İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele etti.
Sanatın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği
Tolstoy, sanatın ne olduğu ve nasıl olması gerektiği konusunda da görüşlerini dile getirdi. Tolstoy’a göre sanat, insanlar arasında duygusal iletişim kurmak için bir araçtır. Sanatın amacı, insanlara hayatın anlamını vermek ve onları iyiliğe yönlendirmektir. Tolstoy, çağdaş sanatın çoğunu eleştirdi ve bunların gerçek sanat olmadığını iddia etti. Tolstoy’a göre gerçek sanat, basit, doğal ve evrenseldir.
Tolstoy’un Mirası
Tolstoy, dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir. Eserleri, gerçekçilik akımının en iyi örneklerinden bazılarıdır. Tolstoy’un romanları, karakterlerin psikolojik derinliği, tarihi olayların canlı tasviri, felsefi tartışmalar ve evrensel temalar ile dikkat çeker. Tolstoy’un eserleri, birçok dile çevrilmiş ve sinema, tiyatro, opera ve bale gibi farklı sanat formlarına uyarlanmıştır.
Tolstoy’un fikirleri de birçok insanı etkilemiştir. Tolstoy’un kötülüğe karşı dirençsizlik doktrini, şiddetsizlik, sosyal adalet ve pasifizm gibi ilkelere dayanır. Tolstoy’un fikirleri, Mahatma Gandhi, Martin Luther King Jr., Albert Einstein, Romain Rolland ve diğer birçok kişi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Tolstoy’un fikirleri, ayrıca Hristiyan anarşizmi, Tolstoyculuk ve Gandhizm gibi akımlara da ilham vermiştir.
Tolstoy’un hayatı ve kişiliği de ilgi çekicidir. Tolstoy, aristokrat bir aileden gelmesine rağmen, yaşamının son yıllarında mal varlığından vazgeçmiş ve köylülerle birlikte yaşamıştır. Tolstoy, aynı zamanda bir eğitimci, bir reformcu ve bir hayvan hakları savunucusu olarak da tanınır. Tolstoy’un hayatı ve kişiliği hakkında birçok biyografi, anı ve roman yazılmıştır.
Edebiyatın ve İnsanlığın Hazinesi Tolstoy
Bu makalede, Tolstoy’un hayatını, eserlerini, fikirlerini ve mirasını akademik kaynaklara dayanarak inceledik. Tolstoy, Rus edebiyatının ve dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. Eserleri, gerçekçilik akımının en iyi örneklerinden bazılarıdır. Tolstoy’un fikirleri, şiddetsizlik, sosyal adalet ve pasifizm gibi ilkelere dayanır ve birçok insanı etkilemiştir.
Tolstoy’un hayatı ve kişiliği de ilgi çekicidir. Tolstoy, aristokrat bir aileden gelmesine rağmen, yaşamının son yıllarında mal varlığından vazgeçmiş ve köylülerle birlikte yaşamıştır. Tolstoy, aynı zamanda bir eğitimci, bir reformcu ve bir hayvan hakları savunucusu olarak da tanınır. Tolstoy’un hayatı ve kişiliği hakkında birçok biyografi, anı ve roman yazılmıştır.
Tolstoy, edebiyatın ve insanlığın en büyük hazinelerinden biridir. Eserlerini okumak ve fikirlerini öğrenmek, bize hayatın anlamı, ahlak, sanat ve toplum hakkında çok şey öğretebilir.
Tolstoy’un sözleriyle bitirelim:
“Gerçek sanatın amacı insanlara hayatın anlamını vermek değil, onlara bu anlamın var olduğunu göstermektir.”
Yorumlar 2