Mezopotamya‘nın öIümden sonraki yaşam inançları hakkındaki bildiklerimiz çivi yazılı kil tabletlere kaydedilmiş edebi metinlerden gelmektedir ve bu tabletlerin çoğu Sümercedir. Sümer inancına göre, insanlar öIdükten sonra kasvetli ve tatsız bir diyar olan Yeraltı Dünyası’na bir yolculuğa çıkarlardı. Yeraltı dünyası hoş bir varoluş alanı değildi, ekmeğin tadının güzel olmadığı, giysilerinin sadece onları soğuktan korumak için tüy olduğu ve içilecek suyun acı olduğu karanlık, tozlu bir ülkeydi.
Yeraltı dünyası hoş bir varoluş alanı değildi, ekmeğin tadının güzel olmadığı, giysilerinin sadece soğuktan korunmak için tüy olduğu ve içilecek suyun acı olduğu karanlık, tozlu bir ülke değildi.
Birçok farklı mezarlık gün ışığına çıkarıldı ve Sümerlerin nasıl yaşadığı ve öIdüğü hakkında bize fikir veriyor.
Sümerler öIüme saygı duyuyorlardı ve yaşam sona erdiğinde öIülerin gömülmesini diğer kültürlerdeki insanlar kadar ciddiye aldılar.
Ancak Sümerlerin kralı ve en önemli soyluları dışında mezarlıkları yoktu. Sümer geleneğinde, ceset sıklıkla evin içindeki aile mezarlığına gömülürdü. Vücut genellikle kıvrılarak dinlenmeye bırakılır ve büyük bir çömlek mezara, bir tabuta, taş lahitlere veya sadece sıradan bir kumaş sargıya yerleştirilir. Cenazenin zengin veya fakir olduğu, çoğunlukla merhumun ekonomik durumuna bağlıydı.
Tüm yoksul öIenler, hayatta en çok değer verdikleri mal varlığıyla gömülürdü; zenginler, ahiret yolculuğuna genellikle cenazeleri için özel olarak hazırlanmış mezar eşyalarıyla giderlerdi.
En etkileyici ve değerli mezar eşyaları, kraliyet mezarlıklarının kazılarında ortaya çıkarılmıştır.
Hırsızlar tarafından en göz alıcı ve nispeten dokunulmamış olanlardan biri, altın şeritli başlıklar, tahta bir lir, güzelce dekore edilmiş bir kraliyet kızağı, değerli mücevherler ve çok sayıda köle ve hizmetçi gibi bazı güzel nesnelerle gizemli bir Kraliçe Puabi’nin mezarıydı. Puabi, ahiret yolculuğunda Puabi’ye eşlik etmek ve orada hizmet etmek için kurban edildiler.
(Puabi, Birinci Ur Hanedanı döneminde yaşayan ve hükümdarlar arasında önemli statüye sahip olan Sümer kadın. İngiliz arkeolog Leonard Woolley’in keşfettiği 16 kraliyet mezarının en mükemmeli Puabi’ye aittir.)
Sümerlerin Yeraltı Dünyasına Bakışı Nasıldı?
Bu manzara kesinlikle kasvetliydi. Ekmeğin tadının güzel olmadığı, giysilerinin sadece soğuktan korunmak için tüy olduğu, içilecek suyun acı olduğu karanlık, tozlu bir toprak, varoluşun hoş bir alemi değildi.
Harriet Crawford, ” Sümer ve Sümerler ” adlı kitabında, “kanıtlara dayanarak, onların yeraltındaki durumlarının erdemlerini değil, dünyadaki sosyal statülerini yansıttığı izlenimi var” diye yazıyor. İnsanların mezara götürdüğü mallar, ahirette yanlarında taşıyabilecekleri rahatlık olarak kabul edildi. Bir kral öIdüğünde, onun için çalışan insanlar ve mallarının çoğu, arabalar ve hayvanlar da dahil olmak üzere onunla birlikte gömülürdü.”
Çoğu Sümer insanı zor hayatlar yaşadı ve ahiret hakkındaki fikirleri dünyevi varoluşlarına benziyordu, bu yüzden ahirete hazırlanmak için “hiç zaman kaybetmediler”. İnsan (tanrıların eseri olarak) bir ruha sahipti ve bedenin öIümünden sonra, İnanna’nın kız kardeşi olan tanrıça Ereşkigal ‘in, yeraltı krallığında devam etti. (Ereşkigal: Sümer efsanelerine göre Ereşkigal, krallığında hüküm verebilen ve kanun koyabilen tek kişidir. Antik Sümer şiiri olan İnanna’nın ÖIüler Diyarı’na İnişi’nde İnanna’nın ablası olarak tasvir edilir.)
Mezopotamya halkı arasında ilginç bir günah ve ceza kavramı vardı, ancak bu sadece dünyevi yaşamla ilgiliydi ve bu nedenle itiraf, fedakarlık ve dualarla önlenebilirdi. İlginçtir ki, bu insanlar günahkar doğalarının son derece bilincindeydiler, bu yüzden sık sık tanrılarından af dilediler:
“Ey tanıdığım ve bilmediğim Tanrıça, günahlarım çoktur, günahlarım çoktur. “İşlediğim günahları gerçekten bilmiyorum; “İşlediğim günahları gerçekten bilmiyorum…”
“Ey benim bildiğim ve bilmediğim Allah’ım, günahlarım çoktur, günahlarım çoktur…”
Öte yandan ruhun ahirette varlığı ise sadece ailenin tanrıya sunduğu defin ve kurbanların görkemine bağlıydı.
Babilliler Ahirette Yargıya İnandılar
Babilliler (Asurlular ve Sümerler de dahil) öIümden sonra yargıya inanıyorlardı.
Önünde oturan yedi yargıç eşliğinde, yeraltı dünyasının tanrıçası Ereşkigal, öIülere başkanlık etti ve öIünün yeraltı dünyasına girdiğinde öIüm cezası açıklandı.
Sümer şiiri “Gılgamış, Enkidu ve ÖIüler Diyarı”na göre, öIümlülerin de öIüm alemine girmelerine izin veriliyordu, ancak belirli kurallara uymaları gerekiyordu, örneğin temiz giysiler giymelerine, siIah taşımalarına izin verilmedi. Diğer şeylerin yanı sıra gürültü yapmak. Bu kurallardan herhangi birinin çiğnenmesi, kişinin sonsuza kadar gölgeler dünyasına boyun eğmesine ve geri dönmesine izin verilmemesine neden oldu.
“Enkidu, Sümer mitolojisinde bir karakter. Sümercede Kırların İnsanı anlamına gelir. Gılgamış Destanı ‘na göre, Tanrıça İştar, Enkidu’yu Gılgamış’ı öIdürmekle görevlendirir. Bir gün ormanda Gılgamış ve Enkidu karşılaşırlar ve dost olurlar. Birlikte kötülükleri kaldırmaya başlarlar. Vikipedi”
EN.KI.DU’nun (“Enki’nin yaratılışı”) gördüklerine bir örnek veren Gregory Shushan’dan “Erken Medeniyetlerde ÖIümden Sonra Yaşam Kavramları”nda alıntı yapabiliriz. ÖIüler diyarından:
“…Enkidu, bir oğlu olan adamın evini kaybettiği için nasıl ağladığını anlatır. İkili adam tuğlaların üzerine oturur ve ekmek yer. Üçlü adam eyerindeki deriden su içer, dörtlü adam ise ‘dört eşeği olan adam gibi’ sevinir. Beşli adamın saraya girmesine izin verilir, ‘iyi bir katip gibi’… Yedili adam, tanrılarla bir tahtta oturur ve yargılamaları/yargıları duyar. Mirasçısı olmayanlar ekmeği tuğla gibi yerler. …”
“S∂vaşta öIen adam, karısı ağlarken, ailesi tarafından cenaze paraları olmayanlar kırıntıları ve sofra artıklarını yerler. Erken bir öIümle öIen adam ‘tanrıların yatağında’ yatıyor. Yakılarak öIdürülen adam göğe yükselir: ‘Hayalet orada değildi, dumanı göğe yükseldi’…
Görünüşe göre Sümerler, Babiller ve Asurlular diğer tarafta kendilerini iyi bir şeyin beklediğine inanmıyorlardı. Ahirete hazırlanmak için zaman kaybetmeye değeceğine inanmadılar. Eski Mısırlılar‘ın öIüme ve ahirete olan inançları farklıydı ve diğer tarafa yolculuklarına hazırlandılar.
Yazan – A. Sutherland
Kaynaklar:
- Freeman, Henry. Sumerians: A History From Beginning to End
- Macleod, K. Legends of Sumer
- Ministry Magazine
- Shushan G. “Conceptions of the Afterlife in Early Civilizations
- Beckett, T. Sumerians
Yorumlar 1