Roma İmparatorluğu, Roma Cumhuriyetinin çöküşü ardından M.Ö. 27 yılında Roma kentini merkez alarak kurulan, M.S. 5. yüzyılda Batı İmparatorluğunun son tutulmasına kadar devam eden bir imparatorluktur.
Muhteşem Roma
Milattan önce 1. yüzyılda yaşanılan huzursuzluklar ve iç savaşlar Roma’nın cumhuriyetten, imparatorluğa geçişini gösteriyordu. Bu dönem, sonunda tüm gücü ele alarak diktatör halini alacak Jül Sezar’ın (Julius Caesar) kariyerinin başlangıcıydı. M.Ö. 44 yılındaki suikastinden sonra Mark Antony, Lepidus ve Sezar’ın yeğeni Octavian tarafından üçlü hükümdarlık başladı. Octavian’ın Antony’e Kuzey Afrika’da savaş açması çok uzun sürmemişti. Actium’daki galibiyetinden sonra Roma’nın ilk imparatoru Ovtavian (Agustus) oldu. M.Ö. 27’den 14’e kadar olan hükmü, istikrar ve barış ile sürdü.
Agustus, principate ismi verilen, cumhuriyetin bazı unsurları ve monarşinin geleneksel gücünü birleştiren bir yönetim sistemi kurdu. Senato hala işlediği halde Agustus, hükümdar ya da ilk vatandaş olarak hükümetin kontrolünü elinde tutuyordu. Agustus’un yönetimiyle, Roma yeniden iyiye gitmeye başladı ve böylece imparator, tanrı olarak görülmeye başladı. Bundan sonra tüm iyi imparatorlara tanrı gibi tapıldı. Bu sevilen hükümdarlar arasında Trajan (98-117), Hadrian (117-138), Antoninus Pius (138-161) ve Marcus Aurelius (161-180) gibi isimler vardır. Çökmekte olan, zalim insanlar da iktidara geldi: Caligula (37-41) ve Nero’dan (54-68) o kadar nefret edildi ki, hükümdarlıkları resmi Roma kayıtlarından silindi.
Hz. İsa çarmıha gerildiğinde Tiberius (14-37) hükümdeydi. Bundan sonra, 1. Konstantin (Constantine) dönemine kadar (312-337), Hristiyanlar en iyi ihtimalle hoşgörüyle karşılandı, genellikle işkence edilip öldürüldü. 313’te tüm dinler için hoşgörü fermanı yayınlandı ve 320’ye kadar Hristiyanlık, zulümden çok destek gördü. Fakat imparatorluk çöküyordu. Konstantin soyunun sonuncusu olan 1. Theodosius (379-395) birleşik bir Roma İmparatorluğu ‘nu hükmeden son hükümdardı. Tekrarlanan istilalardan ve köylülerin şehirlere göçüşünden muzdarip olan Batı İmparatorluğu, baharatların ve diğer ihracatların neredeyse zengin ve dengeli bir yaşam imkanı sağlayan Doğu’ya kıyasla güçsüz kalmıştı. 395 yılında Theodosius öldüğünde, Roma, Batı ve Doğu imparatorlukları olarak ikiye ayrıldı.
Batı tarafı 420 yılında kuzeydoğudan Visigoth’lar denilen, gezgin Germen ulusu tarafından yağmalanınca ciddi şekilde sarsıldı. Roma’nın düşüşü, 476’da Alman şefi Odoacer, Batı’nın son Roma imparatoru Romulus Augustulus’u devirdiğinde tamamlandı. Hep daha zengin ve daha güçlü olan Doğu, Avrupa Orta Çağları boyunca Bizans İmparatorluğu olarak devam etti.
Roma’nın Mirası
Daha sonraki cumhuriyet döneminde ve imparatorluğun büyük bölümünde Roma, tüm Akdeniz havzasında, Batı Avrupa’nın çoğunda ve Kuzey Afrika’nın geniş bölgelerinde baskın güçtü. Romalılar güçlü bir orduya sahip ve uygulamalı hukuk, hükümet, şehir planlamaları ve devlet idaresi gibi alanlarda yetenekliydi. Hem de diğer eski halkların katkılarını tanımış ve benimsemişlerdi. Bunlardan en önemlisi de kültürü bu şekilde korunmuş Yunanlardı.
Roma İmparatorluğu sadece tüm imparatorluğun dayandığı olağanüstü ordusu ile değil aydın uğraşlarıyla da öne çıktı. Örneğin Roma hukuku, 6. yüzyılda nihayet kanuna dökülen, düşünülmüş ve karışık, içtihatlar ve yorumlar bütünüdür (bkz. Justinian, Code of). Roma’nın yollarının antik dünyada benzeri olmamış, nispeten hızlı ulaşım için tasarlanmış, ticaret, tarım, posta teslimi, yaya trafiği ve askeri hareketler gibi birçok çeşitli işlevlere uyarlanmıştı. Romalı şehir planlamacıları sıhhi tesisat, kanalizasyon, barajlar ve su kemerleri ile benzeri görülmemiş hijyen standartlarına ulaşmıştı. Roma mimarisi genellikle Yunan stillerini andırsa da, cesurca planlanmış ve cömertçe uygulanmıştı. Zafer takıları önemli devlet olaylarını abideleştirmiş ve Romalı hamamları duyuları harekete geçirmesiyle birlikte vücudu temizlemek için inşa edilmişti.
Son olarak, Romalıların dili olan Latince, Batı medeniyetinde önemli sayıda orijinal eserin aracı haline geldi. Cicero’nun konuşmaları, Terence’in draması Livy ve Tacitus’un tarihleri ve her şeyden önce Virgil’in şiirleri Roma’nın mirasının bir parçasıdır.
Arda Doğru
Yorumlar 7