Bilim insanları, yeniliklerin gerçekleşmesi için gece gündüz çalışırlar. Çünkü, teknolojik gelişmeler bir gecede olup bitmez. Bir fikri uygulanabilir bir hale dönüştürmek için emekçi bilim insanları tarafından yıllarca sıkı çalışma, sabır ve çok sayıda deneme gerektirir.
İhtiyaçlar buluşların anası olsa da, bu büyük beyinlerden bazıları yine de zamanlarının oldukça ilerisindeydi. Bu bilim insanları, katkıları ve önemli keşifleri, dünyamızı daha iyi anlamamızı sağladı ve modern teknolojilerin temelini oluşturdu. Şimdi bu aşağıdaki liste, modern teknolojilerin arkasındaki bilime katkılarıyla dünyanın gidişatını değiştiren ve görülen en büyük 10 deha bilim insanını bize hatırlatacak.
İşte, bilime olan katkılarıyla günümüz teknolojisinin temellerini atmış en iyi zeki bilim insanları, buluşları ve icatları:
Michael Faraday (1791-1867)
Elektromanyetik indüksiyonu keşfetmesiyle ünlü olan İngiliz bilim insanı Faraday, bir demircinin oğlu olarak dünyaya geldi. Özellikle elektromanyetik indüksiyonlar ve döndürmeler, alan teorisi, dia-manyetizasyon ve manyeto-optik etki hakkındaki keşifleriyle tanınıyor.
Bu mütevazi dahi; elektrik motorunu ve Faraday kafesini icat etmekle beraber, Faraday elektromanyetik alan fikrini oluşturmaya devam etti ve elektromanyetik indüksiyonu ve elektroliz yasalarını keşfetti.
Elektromanyetik cihazları, elektrik motoru teknolojisinin temelini oluşturdu. Faraday’ın meraklı doğası, kimya dersleri almasını sağladı ve daha sonra Humphry Davy emekli olduğunda Kraliyet Enstitüsünde öğretim görevlisi olarak ders verdi.
Faraday ayrıca optik aldatmacalar, gazların yoğunlaşması ve benzenin gaz yağlarından izolasyonu üzerine araştırma makaleleri yayınladı. Ayrıca “Elektrikte Deneysel Araştırmalar” ve “Mumun Kimyasal Tarihi” üzerine kitaplar yazdı.
Ada Lovelace (1815-1852)
Ada Lovelace, dünyanın ilk bilgisayar programcısıdır.
17 yaşında İngiliz matematikçi, mucit ve mühendis Charles Babbage ile işbirliği yaptı. Babbage, tamamlanmamış prototipini Lovelace’e gösterdiği ve Fark Motoru adını verdiği ayrıntılı bir makine için planlar hazırlamıştı.
Lovelace, Babbage’ın çalışmalarına hayran kaldıktan sonra beraber Analitik Motor üzerinde çalışmaya başladılar. 1843’te İtalyan matematikçi ve mühendis Luigi Federico Menabrea tarafından yazılan “Notions sur la machine analytique de Charles Babbage” adlı makaleyi yaklaşık yirmi bin kelimeyle tercüme etti.
Notlar, belirli matematik problemlerini çözmek için aşamalı bir işlem dizisinin ilk yayınlanan açıklamasını içeriyordu. G Notu, delikli kartların uzun bir Bernoulli sayıları dizisini örmesi için ayrıntılı bir plan ortaya koyuyordu ve bu günümüzde ilk bilgisayar programı olarak kabul ediliyor.
James Clerk Maxwell (1831-1879)
James Clerk Maxwell, elektromanyetizma Teorisi Üzerine Çalışması, Gazların Kinetik Teorisi ve birçok şeyle ünlüdür, ancak daha öne çıkanları elektrik, manyetizma ve ışık arasındaki bağlantıyı ilk kez kanıtlamak ve ilk renkli fotoğrafı üretmekti.
Elektromanyetizma üzerine yaptığı çalışma; elektrik, manyetizma ve ışığın hepsinin aynı fenomen olduğunu ve elektromanyetik alanın tezahürleri olduğunu gösterdi. Radyo, TV ve radarın gelişmesinde epey yardımcı oldu.
Bu nedenle modern fiziğin babası olarak kabul edilir. Elektromanyetik radyasyon kavramı, onun ve Michael Faraday’ın elektrik ve manyetik kuvvet hatlarına ilişkin gözlemlerine dayanıyordu. Çalışmaları, Einstein’ın kütle ve enerjinin eşdeğerliğini belirleyen özel görelilik teorisinin yolunu açtı.
Nikola Tesla (1856-1943)
İlk Alternatif Akım sistemini yaratan Tesla, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında elektrik ve manyetizma alanındaki birçok devrim niteliğindeki katkılarıyla tanınan Sırp bir mühendis ve mucitti. Tesla’nın patentleri ve teorik çalışmaları, çok fazlı güç dağıtım sistemleri ve AC motor da dahil olmak üzere, İkinci Sanayi Devrimi’nin başlamasına yardım etti modern alternatif akım elektrik enerjisi (AC) sistemlerinin temelini oluşturdu.
Tesla, elektromanyetizma ve elektromekanik mühendisliği alanındaki çalışmalarının yanı sıra robotik, uzaktan kumanda, radar ve bilgisayar biliminin kurulmasına ve balistik, nükleer fizik ve teorik fiziğin genişlemesine çeşitli derecelerde katkıda bulunmuştur.
Ayrıca kendisi, Niagara Şelalesi’ndeki ilk hidroelektrik santralini tasarlamakla da tanınıyor. Deneyleri arasında kriyojenik mühendislik, transistörler, uzaydan radyo dalgası kaydedici, uzaktan kumanda, neon aydınlatma, modern elektrik motoru, deprem makinesi vb. gibi çeşitli şeyler vardır.
Max Planck (1858-1947)
Max Planck, kendisine 1918’de Nobel Fizik Ödülü kazandıran kuantum teorisinin doğuşuyla tanınan bir Alman teorik fizikçi bilim insanıdır. Bu teori, atomik ve atom altı süreçler anlayışında devrim yaratmıştır. Planck’ın ilk çalışması, büyük hayranlık duyduğu Kirchhoff’un yönetimindeki çalışmalarından ve büyük ölçüde R. Clausius’un yayınlarını okumaktan aldığı bir ilham olan termodinamik konusu üzerineydi.
Entropi, termoelektrik ve seyreltik çözeltiler teorisi üzerine makaleler yayınladı. Radyasyon süreçleri üzerine daha sonraki çalışmasında, enerji ve radyasyon frekansı arasındaki ilişkiyi çıkarabildi. 1900 tarihli makalesinde, bir rezonatörün yaydığı enerjinin yalnızca ayrık değerler veya kuantumlar alabileceğini açıkladı. “ν” frekansındaki bir rezonatörün enerjisi hν’dir, burada h, şimdi Planck sabiti olarak adlandırılan evrensel bir sabit haline gelmiştir.
İlginizi çekebilir: Planck Sabiti Nedir ve Evren Neden Buna Bağlıdır?
Ernest Rutherford (1871-1937)
Radyoaktivite üzerine çalışma ve atom çekirdeğinin keşfi ile ünlenen Rutherford, radyoaktif yarı ömür fikrini keşfetti ve radyoaktivitenin bir kimyasal elementin diğerine dönüşümünde rol oynadığını gösterdi. 1908’de “elementlerin parçalanması konusundaki araştırmaları sonucunda” Nobel ile ödüllendirildi.
Rutherford daha sonra Cambridge Üniversitesi’ndeki Cavendish Laboratuvarı’nın müdürü oldu ve onun liderliğinde 1932’de James Chadwick tarafından nötron keşfedildi. Sonrasında da çekirdeği bölmek için ilk deney John Cockcroft ve Ernest Walton tarafından yapıldı. “Rutherfordium” elementine 1997’de onun adı verildi. Ayrıca radyoaktivitenin doğasını açıkladı ve iki farklı türde x-ışını, alfa ve beta ışınlarını keşfetti. Ona “Nelson’ın Baronu Rutherford” unvanı verildi.
Guglielmo Marconi (1874-1937)
Bu İtalyan mucit; telsiz telgraf işleri ve radyo/telgraf sistemi üzerindeki öncü çalışmalarıyla bilinir ve bu alandaki başarıları sonunda radyonun mucidi olarak tanınmıştır. Kablosuz yenilikler dünyasına katkılarından dolayı 1909’da Karl Ferdinand Braun ile birlikte Nobel Ödülü’nü almıştır. 1900’de “ayarlı veya sintonik telgraf” için ünlü 7777 numaralı patentini aldı ve Aralık 1901’de, kablosuz dalgaların Dünya’nın eğriliğinden etkilenmediğini kanıtlamaya kararlıydı.
Bunun için Atlantik boyunca Poldhu, Cornwall ve St. John’s, Newfoundland arasında, yani 2100 millik bir mesafede, ürettiği kablosuz sistemi kullandı. 1902’de, daha sonra yıllarca standart kablosuz alıcı haline gelen manyetik dedektörünün patentini aldı.
1931’de Marconi daha da kısa dalgaların (0,5 metre) yayılma özelliklerini araştırmaya başladı ve bunun sonucunda 1932’de Vatikan Şehri ile Papa’nın Castel Gandolfo’daki yazlık konutu arasında dünyanın ilk mikrodalga radyotelefon bağlantısının açılmasını sağladı.
Alan Turing (1912-1954)
Enigma kodlarını kırmasıyla ünlenen Turing, genellikle modern bilgisayar biliminin babası olarak kabul edilir. Turing makinesi ile algoritma ve hesaplama kavramının etkili bir şekilde biçimlendirilmesini sağlamıştır.
Bu arada, Turing testi ile yapay zeka tartışmasına önemli ve karakteristik olarak kışkırtıcı bir katkı yaptı: Bir makinenin bilinçli olduğunu ve düşünebildiğini söylemenin mümkün olup olmayacağını. 1948’de “Manchester Mark I” üzerinde çalışmak için Manchester Üniversitesi’ne taşındı ve ardından dünyanın en eski ve gerçek bilgisayarlarından birini ortaya çıkardı.
Turing, İkinci Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık’ın kod kırma merkezi olan Bletchley Park’ta çalıştı ve bir süre Alman deniz kriptanalizinden sorumlu bölüm olan Hut 8’in başkanıydı. Enigma makinesi için ayarları bulabilen elektromekanik bir makine olan bombe yöntemi de dahil olmak üzere Alman şifrelerini kırmak için çeşitli teknikler tasarladı.
Richard Feynman (1918-1988)
Kuantum mekaniği, parçacık fiziği, kuantum elektrodinamiği teorileri üzerine yol integral formülasyonu üzerine toplu çalışmalarıyla ünlenen Feyman; evreni daha iyi anlamak için özel görelilik ve kuantum mekaniğini harmanlayan kuantum elektrodinamiğinin geliştirilmesinde ve ışıkla maddenin nasıl etkileştiğini anlatan bu teorinin geliştirilmesinde kilit bir rol oynadı ve bu ona 1965’te Nobel Ödülü kazandırdı.
Feynman ayrıca kuantum hesaplama ve nanoteknoloji alanlarına da katkıda bulundu ve 1986’da uzay mekiği olan Challenger’ın yok edilmesi konusunda NASA’yı eleştiren Rogers Komisyonu’nun bir üyesiydi.
Tim Berners-Lee: (1955- 67 yaşında)
Tim Berners-Lee, www yani World Wide Web’in mucidi olarak İnternetin doğuşuna katkılarıyla bilinir. Ayrıca ilk web tarayıcısını, (ilk başta WorldWideWeb olarak adlandırıldı ancak daha sonra karışıklığı önlemek için Nexus olarak değiştirildi.) köprü metni biçimlendirme dilini (HTML) ve hiper metin aktarım protokolünü (HTTP) icat etti.
Bu çalışmaları, 1989 yılında CERN’de Avrupa Parçacık Fiziği Laboratuvarı’nda çalışırken başladı. Patronu Mike Sendall’a “Bilgi Yönetimi: Bir Teklif” başlıklı bir not göndermişti. Bu notta, hızlandırıcılar, CERN ve LHC’deki deneyler hakkında genel bilgilerin paylaşılmasını ve deneylerin takip edilmesini önerdi.
Önerdiği sistem olan “Mesh”, insanlar tarafından okunabilen belgelerin birbirine bağlanmasına izin veren hiper metin adında yeni bir teknoloji alanını, bu belgelerin birden fazla sunucuda depolandığını, farklı kişiler tarafından kontrol edildiğini ve birbiriyle bağlantılı olduğunu görebilecek dağıtılmış bir mimariyle birleştirecekti.
Patronu bu fikirden etkilenmese de, daha sonra Lee birkaç NeXT bilgisayarla deney yapma izni aldı. 1990 yılında tekrar bu proje üzerinde çalışmaya başladı ve kod yazmaya başladı. 1991’de, şimdi World Wide Web olarak adlandırılan uzantıyı ortaya çıkardı.
ZEYNEP BÜYÜKKARA