Tüm önemli bilimsel buluşlar ve keşifler, gün ışığı görmeden önce yıllarca boyun süren çaba ve devamlı emek gerektirmiştir. Ancak, durum her zaman bundan ibaret değildir. Küçük bir şans, bazen gerçekten ezber bozan bir buluşu gerçekleştirmek için ihtiyaç duyulan tek şey olabilmektedir.
Aşağıda, tesadüfen ortaya çıkan ve Dünya’nın neresinde yaşarsak yaşayalım hayatlarımızı derinden etkilemeye devam eden en iyi icatlardan bazıları verilmiştir: Makaleye geçmeden önce En İyi Bilim İnsanları ve Buluşları makalemizi okuyabilirsiniz.
Aşağıdaki menüden Buluşlar hakkındaki tüm detaylara hızlıca ulaşabilirsiniz.
Pen¡silin İcadı | Mikrodalga Fırın İcadı | Plastik İcadı | V¡agra İcadı
Pen¡silin İcadı
Tıbbın Rotasını Değiştiren Kaza
Bulan: Alexander Fleming
Yıl: 1928
Buluş hikayesi: 1900’lü yılların ortasında bir küçük metal p∂rçasının oluşturduğu kesik sonucu ortaya çıkan hastalıklar bir insanın hayatına mal olabiliyordu. Ayrıca doktorların hiçbir ipucuna sahip olmadığı bakteriyel enfeksiyonlara yakalandıkları için doğum yapmak, hem anne hem de çocuk için hayat memat meselesi bir durum olarak düşünülüyordu. Ancak tüm bunlar, 1928 yılında tarihteki ilk antibiyotik “Pen¡silin”in tesadüfi keşfiyle son bulmuştur.
İngiliz Hematolog Gwyn Macfarlane, pen¡silinin keşfinin tanımını “Neredeyse akıl almaz olasılık dışı bir dizi tesadüfi olay.” olarak yapmıştır.
Alexander Fleming, 1927 yılında stafilokok bakterileri üzerinde çalışmalar yapmaya başlamıştı; Fleming, ironik bir şekilde patojenik (hastalık yapıcı) bu bakteriyi öIdürebilecek mucizevi bir ilaç üretmeyi amaçlıyordu. Ancak bu çalışma, bir yıl boyunca önemli hiçbir sonuç vermeden devam etti.
Ağustos 1928 yılında Alexander Fleming, bu başarısız girişimini bırakıp ailesi ile tatile çıkmaya karar verdi. Ve bu esnada laboratuvarını mutlak bir karga içerisinde bıraktı. Öyle ki içerisinde canlı stafilokok bakteri kolonilerinin bulunduğu petri kabı (hücre kültür kabı) yığınları tüm odaya dağılmış bir şekilde yerde duruyorlardı, ki bu az da olsa Fleming’ın başarısızlığının deliliydi.
Pen¡silin keşfi, tıbbi bilimler için çok önemli bir başarı oldu.
Alexander Fleming, aynı yılın eylül ayının ortasında tatilini tamamlayarak evine döndü. Daha sonra rahat bir kafa ile tatile çıkmadan önce arkasında bıraktığı tüm dağınıklığı temizlemeye başladı; tam o esnada yerde duran petri kaplarından birinin tamamen mantar (fungal) ile kaplı olduğunu gördü.
Yakından bir inceleme üzerine Alexander Fleming, kaptaki bakteri kolonilerinin küflendiğini fark etti. Kaptaki küf, Alexander Fleming ’in petri kabındaki pen¡silyum tabakasını gördükten sonra “pen¡silin” olarak adlandırdığı bakteri dejenerasyonu ortaya çıkan bir madde oluşturmuştu.
Pen¡silinin keşfi tıbbi bilimler için çok önemli bir başarı oldu. Buna istinaden Alexander Fleming saygın bir Nobel ödülü ile ödüllendirildi.
Tüm bunlara ek olarak bu antibiyotik zaman içerisinde küresel çapta milyonların hayatını kurtarmayı başardı. 1.Dünya Savaşı sırasında yaralı askerlerin neredeyse %18’i bakteriyel hastalıklara yenik düşerek hayatlarını kaybettiler ancak pen¡silinin keşfi sayesinde bakteriyel hastalıklardan kaynaklanan toplam öIüm oranı, 2.Dünya Savaşı sırasında %1’in altına düştü.
Mikrodalga Fırın İcadı
Kendi Kendini Yetiştirmiş Bir Yetimin Kaderindeki Kilometre Taşı
Bulan: Percy Spencer
Yıl: 1928
Buluş hikayesi: Percy Spencer 19 Temmuz 1894 yılında Amerika’nın Maine eyaletinde yer alan Howland şehrinde dünyaya geldi. Percy Spencer, babasının genç yaştaki ani öIümünün ve annesi tarafında terk edilmesinin ardından dul halası ile beraber büyüdü.
Derslerine odaklanamayan Percy Spencer 5.sınıf bittikten sonra, bir yandan dul halasına destek olabilmek için önüne çıkan ufak tefek işleri yapmaya başladığı sırada okulu bıraktı.
Percy Spencer 16 yaşındayken elektrikçi olarak çalışmak için bir işe başvurdu. Elektrik işleri hakkında hiçbir şey bilmemesine rağmen bir şekilde işi almayı başardı. Ancak bu noktada elektrik ile alakalı işleri deneme yanılma yöntemiyle tam anlamıyla öğrenmeyi başardı.
Percy Spencer, elektrikçi olarak çalıştığı kısa bir sürenin ardından haberleşmelerde kullanılan radyo dalgalarının işleyişinden etkilenmeye başladı. Bu yüzden Amerikan donanması içerisinde bir işe başvuru yaptı ve bir kez daha bir işi başarılı bir şekilde üstlendi.
1918 yılında 1.Dünya Savaşı’nın sonunda Percy Spencer, onurlu bir şekilde donanmadan çıkarıldı; ayrıca o zamana kadar radyo teknoloji alanında bir uzman haline gelmişti. Donanmadan çıkarılmasının ardından Percy Spencer, askeriyeye radarların temel bileşenlerinden biri olan magnetronları (çok kısa radyo dalgaları veren lamba) üretip tedarik eden Raytheon şirketinde işe alındı. İşte o bu şirketti işinde çalıştığı sırada mikrodalga fırının bulunmasına yol açan hadiseye tesadüfen denk geldi.
İlk mikrodalga fırın “Raytheon Radarange”
1945 yılında bir gün Percy Spencer aktif bir magnetronun yanında durmaktaydı ki tam o anda cebindeki şekerin eridiğini fark etti. Daha sonrasında ise bu olaya şaşırarak durumu iş arkadaşlarına anlattı. Ancak iş arkadaşları Percy Spencer’ın anlattığı bu olayı, böyle bir şeye magnetronların etrafında çalıştıkları her zaman şahitlik ettiklerini söyleyerek sanki normal bir şeymiş gibi hafife aldılar.
Ancak Spencer arkadaşlarının verdiği cevap üzerine kolayca konuyu kapatma taraftarı değildi. Bu yüzden dışardan bir çocuğu bir paket patlamış mısır alıp getirmesi için gönderdi. Mısır paketi gelir gelmez onu magnetronlara yakın bir konumda tuttu ve tam o anda mısırlar patlamaya ve tüm odaya saçılmaya başladı. Percy Spencer, tüm bu olanların ardından bu hadiseyi incelemeye başladı. Ve 1946 yılında keşfettiği teknolojinin patentini aldı.
Sonraki sene tarihteki ilk mikrodalga fırını “Raytheon Radarange” halkın gözleri önüne serildi ve o zamandan beri bu teknolojinin kullanılmasından geri dönülmedi. Ayrıca günümüzde Amerika’daki evlerin %96’sında mikrodalga fırın bulunmaktadır.
Percy Spencer bu buluşu sayesinde küresel çapta övgüler almıştır ve ayrıca mikrodalga fırın ilk kez ortaya çıktığı dönemde son 10 yılın en iyi icadı olarak adlandırılmıştır. Şüphesiz ki plansız bir şekilde ortaya çıkan bu alet ev hanımları, bekarlar ve benzer şekilde çalışan insanlar üzerinde büyük bir etki bırakmıştır.
Plastik İcadı
Kendi Türünün İlk Isıl Sertleşen Plastikleri
Bulan: Leo Hendrik Baekeland
Yıl: 1907
Buluş hikayesi: Kafa karıştırmamak adına şu belirtilmelidir ki ham petrol ve selülozdan yapılmaları haricinde plastikler 1907 yılının çok öncesinde de yaygın malzemelerdi ve yalnızca tek kullanımlık olmalarına rağmen oldukça da pahalılardı.
Hendrik Baekeland aslen Belçikalı idi ancak 1889 yılında daha iyi imkanlar arayışı içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti ve aynı yıl Kodak, onun geliştirdiği teknoloji olan Velox’u (yapay ışıklar altında üretilebilen baskı kağıdı) 1 milyon dolar satın aldığında çok büyük bir başarı elde etti.
Velox’un satışından sonra Baekeland sürüldüğü şeye parlak bir görüntü vermek için kullanılan (ki bu maddenin çeşitli başka kullanımları da mevcuttur) bir böcek salgısından elde edilen amber benzeri bir reçine olan gomalak maddesine alternatifler geliştirme üzerine çalışmalar yapmaya başladı.
Bahsi geçen geçen proje üzerinde çalışırken Baekeland fenolü (Saf halde, renksiz veya beyazdan hafifçe pembeye çalan renkte kristal katı şeklinde bulunan aromatik halkaya bir ya da daha fazla hidroksil grubunun bağlandığı aromatik bileşiklerdir) kaza eseri formaldehit (bağlayıcı olarak kullanılan bazı reçinelerin bıraktığı kanserojen madde) ile karıştırdı.
Yaptığı plana göre fenolü asetaldehit (renksiz, keskin kokulu, zehirli, kararsız bir sιvı) ile karıştırması gerekiyordu. Baekeland daha sonrasında bu karışımı ısıya maruz bıraktı. Bu da bambaşka özelliklere sahip daha önce görülmemiş bir polyesterin ortaya çıkışına yol açtı.
Baekeland, bu sayede “Bakalit” adı verilen dünyanın ilk sentetik ısıl sertleşen plastiğini üretti. Bu polimerin ısıya karşı yüksek dayanaklılığı, elektrik yalıtkanlığı, çok sağlam olması gibi bazı çığır açıcı özellikleri vardı. Ayrıca tüm bunların ötesinde sentezlemesi son derece ucuz bir türdü. Bu yeni plastik türü, çok kısa bir süre içerisinde telefon ahizesi ve mücevherden arabaların ve silahların p∂rçaIarına kadar her şeyin üretiminde kullanılmaya başlandı.
İlginizi çekebilir: Telefon İcadı
V¡agra İcadı
Sihirli Hap V¡agra
Bulan: Eczacı devi Pfizer
Yıl: 1998
Buluş hikayesi: 1990 yılının ortalarının başlangıcında Amerikan ilaç şirketi Pfizer, Araştırma ve Geliştirme departmanlarında hipertansiyona (yüksek kan basıncı) ve angina pektoris (kalp hastalığından kaynaklanan göğüs ağrısı) sorunlarına yönelik yeni ilaçlar oluşturmaları amacıyla bir ekip kurdu. Bu sağlık sorunları Amerika Birleşik Devletleri’nde rapor edilen ani öIümlerin ana sebeplerinden bazılarıydı.
Şirket tarafından kurulan ekip, sildenafil adlı bir kimyasaldan V¡agra’nın tablet formunu geliştirdi ve başarılı bir şekilde kemirgenler üzerinde test etti; hayvan deneyinin başarılı sonucunun ardından bu ekip, bu ilacı insanlar üzerinde test etmeye karar verdi.
İnsan deneyleri başladığında bir hemşire, deneklerin erkeklerden oluşan kısmında oldukça garip bir durum fark etti. Neredeyse erkek deneylerin tümü kasık bölgelerini kapatmak için ekstra bir yastık istiyordu.
Bu hemşire, çok kısa bir süre sonra erkek deneklerin ereksiyon yaşadıklarını ve bunu gizlemeye çalıştıklarını anladı. Ayrıca bu ilacın erkek deneklerin kalplerinde önemli bir etkiye sahip olmadığı anlaşılmış ve kayıtlara geçmişti.
Bu olaydan sonra Pfizer şirketi, daha önce pek uğraşılmamış bir piyasa için kazara bir ürün geliştirdiklerini fark etti. 1998 yılında Amerikan Gıda ve Sağlık Kurulunun onayının ardından Pfizer, marka ismi “V¡agra” olan ikonik küçük mavi hapları piyasaya sürdü.
V¡agra, çaresiz Amerikalılar sağlık dolaplarını eski dirençlerini geri getireceğini vadeden bu ilaç ile doldurmaya çalışırken o ana kadar herhangi bir üründe yapılan en hızlı ilk satış oranı rekorunu kırmıştır. Öyle ki V¡agra ’nın bu satış rekoru günümüzde bile kırılamamıştır.
V¡agra, Pfizer şirketine piyasaya çıkışından beri 6 milyon doların üzerinde bir seri üretim hasılatı kazandırmıştır. Tüm bunların ötesinde, maddi kazanç ve karların yanı sıra, V¡agra küresel çapta milyonlarca insanın itibar ve saygı dolu bir hayat yaşamasına izin vermiştir.
NURETTİN TÜREMİŞ
Yorumlar 7