Bazı insanların kalpleri 60’larına kadar güçlü kalır, ancak böbrekleri bozulmaya başlar. Diğerlerinde 30 yaşındaki bir çocuğun böbreklerine sahip olmasına rağmen sürekli enfeksiyon kurbanı olabilir. Kısacası, tek bir kişide bile yaşlanma farklı dokularda farklı oranlarda ortaya çıkar. Örneğin, bazen karaciğerler, kalpten veya böbreklerden önce zarar görmeye başlar.
Ama haberler iyi! Bilim insanları, yaşlanma sürecinin neden insanlar arasında bu kadar büyük ölçüde değiştiğini anlamaya bir adım daha yaklaşmış olabilir.
Nature Medicine dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, insanlar biyolojik sistemlerinden hangisinin en hızlı yaşlandığına bağlı olarak farklı kategorilere ayrılıyor. İlerleyen zamanlarda, doktorlar bu bilgileri belirli yaşam tarzı değişiklikleri önermek ve kişiselleştirilmiş tıbbi tedaviler tasarlamak için kullanabilirler.
Bu sayfadakiler:
“Yaşotip” Nedir?
Çalışmayı gerçekleştiren araştırma ekibi, 43 kişiyi iki yıl boyunca toplanan biyolojik örneklere göre yaşlanma kategorilerine veya “yaşotiplere” ayırdı. Kan, inflamatuar maddeler, mikroplar, genetik materyal, proteinler ve metabolik süreçlerin yan ürünlerini içeren örnekler topladı.
Bu örneklerin, zaman içinde nasıl değiştiğini izleyerek, bir dokunun işlevsel kapasitesini ve hatta “gerçek biyolojik yaşını” tahmin eden yaklaşık 600 yaşlanma belirteci belirledi.
Bu çalışmada yer alan araştırmacılar şimdiye kadar dört farklı yaşotip belirledi: i) bağışıklık, ii) böbrek, iii) karaciğer ve iv) metabolizma.
İnsanların biyolojik sistemlerinin yaşla nasıl uyum sağladığına bağlı olarak, bazı insanlar sadece bir kategorinin kriterlerini karşılarken, bazı insanlar ise bu dört yaşotipin de kriterleri karşılayabilir.
Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bir profesör ve genetik bölümü başkanı olan kıdemli yazar Michael Snyder, “Şimdi, sadece dört kategoriden çok daha fazlası olacak” dedi.
Örneğin, araştırmadaki bir katılımcının kardiyovasküler yaşotipi olduğu ortaya çıktı. (Kardiyovasküler, kalp veya kan damarlarının (arterler ve venler) hastalıklarını içeren gruba verilen genel bir isimlendirmedir.)
Bu yaşotip, kalp kaslarındaki aşınma ve yıpranma hızının, vücudunun diğer bölümlerinden daha büyük bir oranda gerçekleştiği anlamına geliyor. ” Eğer 1000 kişilik bir anket yapsak, eminim başka kardiyovasküler yaşotipi olan insanlar da bulacağız ve bu kategoriyi daha iyi tanımlamamızı sağlar. Daha fazla araştırmayla, daha fazla yaşlanma modeli ortaya çıkabilir” diye ekledi Snyder.
Snyder, verdiği demeçte;
Bilim insanlarının muazzam büyüklükteki birçok büyük insan popülasyonundan toplanmış veri kümelerinde yaşlanma belirteçlerini araştırdıklarından bahsetti. Araştırmacılar, genç insanlardan gelen verileri, yaşlı insanlardan gelen verilerle karşılaştırarak yaşlanmaya has belirteçleri bulmayı başardılar, ancak birey bazında düşünüldüğünde bu tür veriler, yalnızca yaşlanmadaki belirli bir anı yansıtır.
Bu yüzden de belirli bir kişinin yaşlandıkça nasıl değişebileceğini göstermez, dedi. Klinik bir ortamda, popülasyon temelli belirteçlerin, bir hastanın nasıl yaşlandığını veya hangi kombinasyonda tıbbi tedavilerin onlara en uygun olacağını belirlemek için en iyi ölçü olmayabileceği anlamına geliyor.
Nüfus (Popülasyon) temelli kararlar en iyi ihtimalle kabataslaktır. Özünde, sizde işe yaracağı anlamına gelmemektedir, diyerek de ekledi.
Snyder ve ortak yazarları, belirli insanları zaman içinde izleyerek, yaşlanma belirteçlerinin bireyler arasında nasıl farklılık gösterdiğini öğrenmeyi umdular. Yaşları 29 ile 75 arasında değişen çalışmadaki katılımcılar, iki yıl boyunca en az beş biyolojik örnek sağladılar. Bu nispeten kısa zaman çerçevesi içinde bile, birkaç yaşlanma modeli ortaya çıktı.
Örneğin, immünolojik yaşotipe sahip olan insanlarda zamanla daha fazla inflamasyon belirteci birikirken, metabolik yaşotipe sahip olanların kanlarında daha fazla şeker birikerek vücutlarının glikozu daha az verimli şekilde metabolize ettiğini gösteriyor.
Kişilik testindeki puanlara benzer şekilde, her bir bireyin yaşlanma “profili” farklı yaşotip özelliklerinin bir kombinasyonunu içeriyordu.
Kişiselleştirilmiş Tıp
Snyder ve ortak yazarlar, yaşlanma profillerinin zaman içinde nasıl değiştiğini görmek için bu çalışmaya katılmış olan insanları takip etmeyi planlıyor. Ayrıca, doktorun muayenehanesinde bir hastanın sağlık durumunu hızlı bir şekilde değerlendirmek ve potansiyel olarak onları mümkün olan en iyi tedavi seçeneklerine yönlendirmek için kullanılabilecek basit bir yaşotip testi geliştirmeyi hedefliyorlar.
Bir gerontolog ve Minnesota, Rochester’daki Mayo Clinic’te Kogod Yaşlanma Merkezi (Kogod Center on Aging at Mayo Clinic) başkanı olan Dr. James Kirkland NBC News’a verdiği bir demeçte “Bu yaşlanma süreçlerinin bazılarını modüle etmeyi mümkün kalbilecek ilaçlar ve çeşitli diyet ve yaşam tarzı müdahaleleri var. ” dedi.
Yeni çalışmaya dahil olmayan Kirkland, “Ancak bunları doğru şekilde uygulayabilmek ve harcanan zamanın ve çabanın karşılığını en iyi şekilde almak için, hangi insanlara hangi ilaçları veya hangi diyet müdahalelerini uygulayacağımızı bilmemiz gerekiyor,” dedi.
Mevcut ilaçlar, diyetler ve egzersiz rejimleri bazı yaşlanma belirtilerini hedef alabilirken, diğer belirteçler henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Örneğin, Snyder’in çalışması boyunca, sekizi statin alan 12 kişide kötü böbrek fonksiyonunun bir belirteci azaldı.
Kreatinin adı verilen bir atık ürün olan belirteç, kas dokusu doğal olarak parçalandıkça kanda birikir, ancak böbrekler tipik olarak maddeyi filtreler ve idrar yoluyla dışarı atar.
Yazarlar, statin kullanan sekiz kişide kreatinin seviyelerinin düştüğünü ve ilacın böbrek fonksiyonlarını iyileştirdiğini öne sürdü, ancak seviyelerin neden dört kişide daha düştüğünün henüz bilinmediğini belirtti.
Araştırmacılar, ayrıca birkaç mikrop konsantrasyonunun yaşla değiştiğini buldu.
Ancak bunun sağlığı nasıl etkileyebileceğini henüz bilmiyoruz. Snyder, bazı mikropların vücuttaki yaşa bağlı değişikliklere yanıt olarak çoğalabileceğini, diğerlerinin ise bu çoğalmayı tetikleyerek çoğalmalarına yardımcı olabileceğini söyledi.
Yazarlar ayrıca, insüline duyarlı insanlara kıyasla diyabetik ve pre-diyabetik kişilerin nasıl yaşlandıklarına dair farklılıkları da tespit ettiler, ancak bu belirteçlerin sağlık durumunda anlamlı farklılıklar gösterip göstermediği açık değil.
Birçok çalışma, insülinin hayvanlar aleminde yaşlanmada merkezi bir rol oynadığını öne sürüyor, ancak insülinin insan yaşlanması üzerindeki kesin etkisini açıklığa kavuşturmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Şimdilik yaşotipler, insan yaşlanmasına ilişkin verdiği cevaplar kadar sorulara sebep oluyor. Bilim insanları, çeşitli yaşlanma belirteçlerinin gerçekte ne anlama geldiğini anlayana kadar, klinisyenler hastaların sağlığını zaman içinde izlemek için standart yaşamsal belirti değerlendirmelerine güvenmeye devam edecekler.
Snyder, yakın gelecekte, belki de insanların dahil olduğu yaşotiplere göre, kendi vücutlarında daha hızlı yaşlanan bölgelerine daha iyi bakmaları için motive etmelerine sebep olabileceğini söyledi. Örneğin, birisi bir kardiyovasküler hasta profiline uyuyorsa, kardiyovasküler sağlıklarını iyileştirmeye ve ilerlemelerini kontrol etmek için ilgili tıbbi testlerden geçmeye odaklanabilir.
Snyder, “Çok daha fazla bilgi topladıkça, insanların nasıl yaşlandığını ve yaşlanmalarını azaltan hangi müdahaleleri yaptıklarını daha iyi izleyebileceğiz” dedi.
Not: Belirteç aynı zamanda biyobelirteç olarak da adlandırılabilir. Normal biyolojik süreçlerin, patojenik süreçlerin veya terapötik bir müdahaleye farmakolojik yanıtların bir göstergesi olarak objektif olarak ölçülen ve değerlendirilen bir özellik (“Biomarkers and surrogate endpoints: Preferred definitions and conceptual framework”, 2001).
Bu çalışma ele alındığında, gençlerden ve yaşlılardan alınan örnekler karşılaştırıldığında, yaşlılardan gözlemlenen istatistiksel olarak anlamlı artış veya azalış gösteren moleküllere biyobelirteç denilmiştir.
Çeviri Referansları
- Lanese, N. (2020, January 16). Scientists Discover 4 Distinct Patterns of Aging. Retrieved April 16, 2021
- Biomarkers and surrogate endpoints: Preferred definitions and conceptual framework. (2001). Clinical Pharmacology & Therapeutics, 69(3), 89-95. doi:10.1067/mcp.2001.113989
Çeviri: Hande Özge Aydoğan
Bunlar da ilginizi çekebilir
40’lı Yaş ve İlerisinde Vücudunuzu Genç Tutacak 10 Besin!
Yorumlar 7