Evim çok gürültülü. Üç çocuklu bir ebeveyn olarak, evimdeki ses baş döndürücü bir hızda yukarı ve aşağı yükselebiliyor çünkü, çocuklarım birbirleriyle tartışmaya bayılıyorlar. Tüm bu çekişme, kaçınılmaz olarak soğukkanlılığımı kaybetmeme ve bağırmama neden oluyor.
Ayrıca bağırıyorum çünkü aynı talimatları yüzlerce kez tekrarlamaktan bıkıyor ve yoruluyorum. Çocuklarım söylediklerimi asla dinlemiyorlar. Çoğunlukla, o kadar bağırışımın ardından, midemi bulandırmadan beni duymalarını istiyorum.
Dürüst olmam gerekirse bağırıyorum çünkü sinirlerimi boşaltmam gerekiyor. Ancak son zamanlarda yapılan bir araştırma, çocuklarıma bağırdığımda onlara vuruyor olabileceğimi gösteriyor.
Bununla ilgili bazı sorularım var.
Hangi ebeveynler bağırmaz?
Her zaman sesini yükseltmedikleri için ne kadar harika oldukları ile ilgili vaaz veren ebeveynlere inanmadım. Onların varlığından eminim, şundan da eminim ki, hayal kırıklıklarını bastırmak için terapiye gitmiş veya bir yığın ebeveynlik kitabı okumuşlardır.
Bana hiç ama hiç sinirlenmediğini söyleyen herhangi bir ebeveynin yalan söylediğini düşünürüm.
Yine de, hiç bağırmayan o efsanevi annelik yolunu bulmaya kararlıyım. Herkesin oturup sessiz olması için evin diğer ucuna bağırdığının nasıl hissettirdiğini özellikle sevmiyorum. Patlamamın çocuklarımın patlamalarından gerçekten farklı olmadığını fark ettiğimde hissettiğim suçluluk duygusundan nefret ediyorum.
Ama ben daha yaşlıyım ve PS4 ve atıştırmalıklar gibi eğlenceli şeyleri ben yönetiyorum, bu yüzden molalar gibi cezaları kaldıran kişi de ben oluyorum. Bu adil bir durum değil, ama bazen çocuklarımın evimizi yok etmesini önlemek için savaşırken aklımı sağlam tutan tek şeyin, sahip olduğum o küçük güç olduğunu hissediyorum.
Çoğu zaman, bir anne olarak zar zor dayandığımı hissediyorum. Bağırmak, kullandığım bir araç haline geldi ve yalnız olmadığımı biliyorum. Bağırmak, ebeveynlere oldukça doğal geliyor. Ve bunun nedeni, ebeveynlik konusunda hepimizin berbat olması değil; çünkü çocuklarımız bize yapacak bir şey bırakmadığında kullanacağımız daha iyi bir yöntem yok.
Bilim, bağırmanın vurmaktan farklı olmadığını söylüyor.
2014 yılında Çocuk Gelişimi Araştırmaları Derneği’nde ergen depresyonu ile bağıran ebeveynler arasında güçlü bir bağlantı kuran büyüleyici ve göz kamaştırıcı bir çalışma yayınlandı. Çalışma, 976/ iki ebeveynli aileden gelen verilere bakan Ming-Te Wang ve Sarah Kenny tarafından yönetildi.
Ebeveynler 13 yaşındaki çocuklarına bağırdıklarında ne olacağını görmek istiyorlardı. Çocukların üzerindeki fiziksel disiplin hakkında pek çok araştırma var. Ancak onlara bağırıldığında yaratılan etki hakkında pek fazla araştırma yok. Çocuklara bağırmak, onlara vurmak kadar tehlikeli olabilir mi?
Bağırmanın çocuklar üzerindeki etkilerinin oldukça zararlı olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre, bağıran çocukların davranış problemlerinde ve depresyonlarında ciddi bir artış var.
Daha da kötüsü, bağıran anne-babalar, bağırarak verdikleri zararı en başta telafi etmek için bağırmayı şefkatle dengeleyemezler. Yani, ebeveynler bağırmadan önce ya da sonra sevgi dolu bir sıcaklık sergilediyse bile, bağırmanın kendisi hala zarar veriyor yapılan çalışmaya göre.
Ama burada ne tür bağırışlardan bahsediyoruz?
Bağıran biri olarak, kesinlikle bağırmanın gerekli olduğu zamanlar olduğunu söyleyebilirim. Örneğin işlek bir caddeye adım atmalarını önlemek ya da biri yere serilmeden önce güreşmekten vazgeçirerek çocuklarımı tehlikeye karşı uyarmaya çalışmak gibi.
Bu çalışmanın açıkladığı bağırma türü, bir ebeveynin çocuklarının dikkatini çabucak çekmek için kullanacağı türden değildir. Araştırmacılar, özellikle duygusal olarak taciz edici olduğu kolayca iddia edilebilecek bir tür bağırmadan bahsediyorlar.
Çalışma, “Ebeveynlerin sert sözlü disiplini, ergenlerin davranışsal ve duygusal gelişimi üzerinde dramatik bir etkiye sahip olabilir” deniyor. “Sert sözlü disiplin, yanlış davranışları düzeltmek veya kontrol etmek amacıyla bir çocuğun duygusal acı veya rahatsızlık yaşamasına neden olmak amacıyla psikolojik güç kullanımını ifade eder.”
Özellikle;
Küfür, isim takmak ve çocuğu aşağılayan tehditler kullanan ebeveynler, araştırmacıların ağır disiplin dediği en kötü psikolojik ve duygusal zarara neden oluyor. Çalışma, bu tür bağırışların ne kadar yaygın olduğunu açıklayan bazı şok edici rakamlara sahiptir.
Rapora göre, Amerikalı ebeveynler arasında yapılan ulusal bir ankette, % 90’ı küfürle bağırmak, isim takmak veya tehditler içeren bir veya daha fazla şiddetli disiplin dönemi yaşadıklarını söyledi.
Çalışma, şiddetli bir şekilde bağırılan çocukların depresyona girme ve şiddetli harekete geçme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu tür bir sonucun doğacağını öngörmek çok zor değildir. Ebeveynleri tarafından reddedildiğini ve aşağılandığını hisseden çocuklar, kendileri hakkında iyi hissetmeyeceklerdir.
Bu çalışma, onu ilk okuduğumdan beri bir haftanın büyük bir bölümünün çoğunda aklımdaydı. Çok fazla bağırdığımdan ve “çekişmeyi bırakmazsan, haftanın geri kalanında video oyunlarını elinden alacağım!” Gibi şeyler bağırdığımda endişeleniyorum. Acaba çocuklarımı incitiyor muyum?
Kızımın pahalı kırmızı rujumu bulması ve onunla banyo duvarlarını boyaması gibi nefes kesici bir felaketle karşılaştığımda, çoğu zaman “bu lanet şey neyin nesi?” dediğimi duyabilecekleri konusunda endişeleniyorum. Bu çalışma, çocuklarımla kendimi nasıl gördüğüm konusunda uzun uzun düşünmeme neden oldu.
Ben yetişkin olduğum için her zaman yönlendirmesi ve disipline etmesi gereken kişi olduğumu varsayıyorum. Bu düşünce şimdi oldukça eski usul görünüyor. Çünkü bunun hakkında ne kadar çok düşünürsem, çocuklarımın evimizde neden belirli kurallara uyduğumuzu görmeleri için onları dinlemem ve onlarla birlikte çalışmam gerektiğini daha çok anlıyorum.
O anda ne kadar sinir bozucu bulsam da duygularını anlamam için bana ihtiyaçları var. Zorlu anlarda yolumuzu nasıl bulacağımızı bir aile olarak birlikte öğrenmemiz gerekiyor.
Bağırdığımda kendi duygularımı yönetemezsem, çocuklarıma duygularını nasıl yöneteceklerini nasıl öğreteceğim?
Kendime sorduğum en büyük soru bu. Şu anda Dramasız Disiplin: Kaosu Sakinleştirmenin ve Çocuğunuzun Gelişen Zihnini Beslemenin Tüm Beyin Yolu adlı bir kitap okuyorum Daniel J. Siegel, M.D. ve Tima Payne Bryson, Ph.D. Bu New York Times en çok satan kitabı, Wang ve Kenny’nin çocuklara bağırmanın zararlı etkileri konusundaki araştırmasının ortaya attığı sorulara mükemmel bir yanıt veriyor.
Kitap, bir çocuğun beyninin nasıl çalıştığını içten dışa ayrıştırmada harika bir iş çıkarıyor, böylece ebeveynler çocukların neden ilk etapta yaptıkları gibi davrandıklarını görebiliyorlar.
Ortanca çocuğum her şeye aşırı tepki veriyor. HER ŞEY. Bazı günler ona ebeveynlik yapmak yorucu oluyor. Ve uzun bir süre, aşırı tepkisini kişisel olarak algıladım ve manipülatif olup olmadığını merak ettim. Bir keresinde birisi bana bir çocuğu eğitmenin yolunun ağlamaya başladıklarında asla ilgi göstermemek olduğunu söylemişti.
Çünkü onlara ağladıklarında ve istediklerini verdiğimde onlara sadece ağladıklarında istediklerini alabileceklerini öğretiyorum. Dramasız Disiplin bana çok farklı bir şey öğretiyor.
Ortanca çocuğumun yoğun bir duygusal patlama yaşamasının nedeni, bir durumu manipüle etmeye çalışması değil; çünkü duyguları ondan daha büyük ve ona bunları nasıl yöneteceğini asla öğretmedim.
Kitabın birkaç önemli bölümü var:
- Disiplini yeniden düşünmek
- Beyin disiplini nasıl işler?
- Gergin anları yatıştırmak için eyleme geçirilebilir stratejiler.
- Ebeveynlerin kendi büyük duygularıyla baş etmeleri için eyleme geçirilebilir stratejiler.
Bu kitaptaki tavsiyelerin hiçbiri, hiç kimse için bir gecede başarılı olmayacak. Bu el kitabında verilen tavsiyeleri nasıl uygulayacağımı anlamak için evimde biraz deneme yanılma gerekecek.
Ama sadece birkaç gün denedikten sonra evimde çok daha az bağırmanın yaşandığını söyleyebilirim. Bağırmanın ne kadar zarar verici olduğunu şimdi görebiliyorum. Ailem ve ben duygularımız, tepkilerimiz ve birbirimizle nasıl başa çıktığımızı değiştirmeye kararlıyız.
Yine de çocuklarımın birbirlerinden sümüklü davranmayı bırakmaları için bağırıyorum. Bu muhtemelen yakın zamanda değişmeyecek.
Zeynep TACİR
Bunlar da ilginizi çekebilir
Kriz Anında Bir Fabrika Nasıl Yeni Bir Amaç İle Kullanılır?
Yorumlar 1