Mahatma Gandhi Hindistan Bağımsızlık Hareketi’nin öncü lideri ve aynı zamanda dünyayı etkileyecek olan şiddet unsuru içermeyen bir direniş formunun mimarıydı. Gandhi 1948 de süikaste kurban gidene kadar, hayatı ve öğretileri Marthin Luther King Jr ve Nelson Mandela dahil olmak üzere aktivistlere ilham verdi.
İçindekiler:
- Mahatma Gandhi Kimdir?
- Hayatı ve Eğitimi
- Gandhi’nin Dini ve İnançları
- Güney Afrika’da Gandhi
- Şiddetsiz Sivil Dİreniş
- Satyagraha
- Hindistan’a Dönüş
- Hindistan’da İngiliz Yönetimine Başkaldırı
- Gandhi Ve Tuz Yürüyüşü
- Dokunulmazların Ayrımına Protesto
- Hindistan’ın Birleşik Krallık’tan Bağımsızlığı
- Gandhi’nin Eşi ve Çocukları
- Mahatma Gandhi’ye Suikast
- Mirası
Mahatma Gandhi Kimdir?
Mahatma Gandhi ingiliz yönetimine karşı yapılan Hindistan şiddetsiz bağımsızlık hareketinin lideri ve Güney Afrika’da Hintlilerin insan haklarının savunucusuydu. Porbandar, Hindistan’da doğdu. Hukuk öğrencisiydi ve İngiliz kurumlarına karşı barışçıl yapılı sivil eylemler düzenledi. Bir bağnaz tarafından 1948’ de öldürüldü.
Hayatı ve Eğitimi
Hintli milliyetçi lider Gandhi (doğum ismi Mohandas Karamchand Gandhi) 2 Ekim 1869’da o zaman Britanya İmparatorluğu’nun bir parçası olan Porbandar, Kathiwar, Hindistan’da doğdu. Mahatma Gandhi’nin babası, Karamchand Gandhi, Porbandır’da ve Batı Hindistan’daki diğer eyaletlerin başkanı olarak görev yaptı. Annesi, Putlibai düzenli ibadet eden muhafazakar bir kadındı. Genç Gandhi çekingen, ve sıradan bir öğrenciydi. O kadar ürkekti ki ergenliğinde bile ışıklar açık uyurdu. İlerleyen yıllarda, bu genç sigara içerek, et yiyerek ve evlerden para çalarak asilik yapmaya başladı.
Gandhi doktorluğa ilgi duymasına rağmen babası onun da bir devlet bakanı olmasını umdu ve onu hukuk bölümüne yönlendirdi. 1888 de 18 yaşındaki Mahatma Gandhi hukuk okumak için Londra İngiltere’ye gitti. Genç Hintli Batı kültürüne geçmekte zorluklar yaşadı. 1891’de Hindistan’a dönmesinin üzerine Gandhi, annesinin haftalar önce öldüğünü öğrendi. Avukat olarak tutunmakta zorluklar yaşadı. İlk davasında bir görgü tanığını sorgulama vakti geldiği zaman Gandhi afalladı ve müvekkiline yasal ücreritini iade ettikten sonra derhal salonu terk etti.
Gandhi’nin Dini ve İnançları
Gandhi Hindu tanrısı Vishnu’ya taparak ve ahlaki açıdan katı ve antik olan, vejeteryanlığı, meditasyonu, şiddetsizliği ve ibadeti destekleyen bir din olan Jainism’e inanarak büyüdü. Gandhi‘nin Londra’daki ilk kaldığı zamanda 1888’den 1991’e kadar olan süreçte, Londra vejeteryan topluluğunun yönetici kuruluna girerek etsiz bir yaşam tarzına daha çok bağlandı. Dünya dinleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilmek için çeşitli kutsal metinleri okumaya başladı.
Güney Afrika’da yaşarken Gandhi dünya dinleri üzerine çalışmaya devam etti. Oradaki günlerinde “kutsal ruh benimle birlikte yaşayan bir güce dönüştü” diye belirtti. Kendisini kutsal ruhani Hindu metinlerine adadı ve basit, kanaatkar ve dış dünyadan uzak bakir bir hayatı benimsedi.
Güney Afrika’da Gandhi
Hindistan’da bir avukat olarak iş bulmakta zorlanmasının ardından, Mahatma Gandhi Güney Afrika’da hukuk alanında çalışmak için 1 yıllık bir kontrat imzaladı. Nisan 1893’te Güney Afrika’nın eyaleti Natal’de bulunan Durban’a yelken açtı.Güney Afrika’ya vardıktan az bir süre sonra beyaz İngiliz ve Boer yetkililerinin ellerinde Hintli göçmenlerin maruz kaldığı ayrımcılık ve ırkçılığın karşısında dehşete düşmüştü. Durban mahkemesine ilk çıkışında kafasındaki türbanı çıkarması istenmişti. O bunun yerine isteklerini reddedip mahkeme salonunu terk etmişti. Natal gazetesi onu “istenmeyen bir ziyaretçi” olarak kaleme almıştı.
Şiddetsiz Sivil Direniş
7 Haziran 1983’te Pretoria Güney Afrika’ya olan bir tren yolculuğunda beyaz bir adamın, bileti olmasına rağmen Gandhi’nin 1. sınıf demiryolu kompartımanında yolculuk etmesine karşı çıkmasının üzerine biçimlendirici bir olay yaşandı. Trenin arkasına geçmeyi reddeden Gandhi, zorla yerinden kaldırılıp Pietermeritzburg’daki istasyonda trenden atıldı. Mahatma Gandhi’nin sivil direniş hareketi, onda, kendisini “renk ayrımı hastalığıyla”savaşmaya adaması için bir istek uyandırdı. O gece, mümkünse bu hastalıklı düşünceyi kökünden yok etmeyi deneyeceğine ve bu süreçte zorluklarla cebelleşeceğine yemin etti.
O geceden itibaren o küçük mütevazi adam insan hakları için büyük bir güç haline geldi. Gandhi ayrımcılıkla savaşmak için Natal Hint Kongresini kurdu. Gandhi yıllık sözleşmesinin sonunda, elveda partisinde, Natal Yasama Meclisi’nin Hintlilerin oy vermesini engelleyecek bir yasa tasarısının olduğunu öğrenene kadar Hindistan’a dönmeye hazırlanıyordu. Yoldaşları Mahatma Gandhi’yi kalmaya ve bu yasamaya karşı savaşmaya ikna ettiler. Gandhi yasanın kabulünü önleyemese de bu haksızlığa karşı uluslararası farkındalık getirdi.
1896’nın sonları ve 1897’nin başlarında Hindistan’a yaptığı kısa yolculuktan sonra Gandhi eşi ve çocuğuyla beraber Güney Afrika’ya döndü. Mahatma Gandhi başarılı bir politika yürüttü. Boer savaşının patlak vermesiyle İngilizlerin davasını desteklemek adına tamamı Hintlilerden oluşan 1100 gönüllülü bir kolordu ambulansı kurdu. Eğer hintliler Britanya İmparatorluğu’nda eşit ve tam vatandaşlık hakları bekliyorlarsa sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini ileri sürdü.
Satyagraha
1906’da Gandhi Güney Afrikalı Transvaal hükümetin ,Hint evliliklerinin reddi dahil olmak üzere Hint haklarına getirdiği yeni kısıtlamalara karşı Satyagraha (dürüstlük ve resmilik) olarak adlandırdığı ilk sivil direniş kampanyasını düzenledi. Yıllarca süren protestolar sonucu 1913’te hükümet, Gandhi dahil olmak üzere yüzlerce Hintliyi hapsetti. Baskılar sonucunda Güney Afrika Hükümet’i Mahatma Gandhi ve General Jan Christian Smuts arasında Hindu evliliklerinin tanınması ve Hintlilere uygulanan cizye vergisinin kaldırılması dahil olan bir anlaşmada uzlaşılmasını kabul etti.
Hindistan’a Dönüş
Gandhi 1914’te Güney Afrika’dan evine dönmek için yelken açtığında, Smuts ”Aziz kıyılarımızı terk etti, içtenlikle bunun ebedi olmasını umuyorum.” yazdı. Dünya Savaşı’nın patlak verdiği zaman Gandhi birkaç ayını Londra’da geçirdi. 1915’te Gandhi, Hindistan’ın Ahmedabad kentinde tüm kastlara açık bir aşram kurdu. Basit bir peştamal ve şal giyen Mahatma Gandhi, dua etmeye, oruç tutmaya ve meditasyona adanmış sade bir yaşam sürdü. “Büyük ruh” anlamına gelen “Mahatma” olarak tanındı.
Hindistan’da İngiliz Yönetimine Başkaldırı
1919’da hala İngiltere’nin resmi kontrolü altında olan Hindistan’da Gandhi yeni kanunlaştırılmış Rowlatt yasasının İngiliz yetkililere, halkı kışkırtmasından şüphelendikleri kişileri yargısız bir şekilde hapise atabilme yetkisi verdiğini görünce politik bir uyanışa geçti. Karşılık olarak Mahatma Gandhi halkı barışçıl eylemler ve grevlerle yapılan bir Satyagraha kampanyasına davet etti. Bunun yerine 13 Nisan 1919’da Amritsar katliamında şiddet baş gösterdi. İngiliz Tuğgeneral Reginald Dyer tarafından yönetilen birlikler, silahsız göstericilerden oluşan kalabalığa makineli tüfeklerle ateş açtı. 400’e yakın insanı öldürdüler.
Artık İngiliz hükümetine bağlılık gösteremeyecek olduğu için Gandhi, Güney Afrika’daki askeri hizmeti dolayısıyla kazandığı madalyalarını geri verdi. İngiltere’nin Hintlilere, 1. Dünya Savaşı’nda askeri görev yapması gerektiğini belirten taslağa karşı çıktı. Mahatma Gandhi Hindistan Ev Kuralı Hareketinde öncü bir figür haline geldi. Büyük boykot çağrıları yaparak hükümet yetkililerini kraliyet için çalışmamaya, öğrencileri devlet okullarına katılmamaya, askerleri posizyonlarını terk etmeye ve vatandaşları vergi ödemeyip ingiliz mallarını almamaya teşvik etti.
İngiliz yapımı kıyafetleri satın almak yerine kendi kıyafetlerini üretebilmek için taşınabilir bir çıkrık kullanmaya başladı. Çıkrık yakın bir zamanda Hindistan’ın bağımsızlığının ve güveninin bir simgesi oldu. Gandhi Hindistan Ulusal Kongresi’nin liderliğini üstlendi. İç yönetime ulaşmak için şiddete başvurmama ve işbirliği yapmama politikasını savundu.
İngiliz Hükümeti Gandhi’yi tutukladıktan sonra 3 sayıda isyana karşı suçunu kabul etti. 6 yıl hapisle yargılanmasına rağmen Mahatma Gandhi Şubat 1924’te apandisit ameliyatından sonra salındı. Salınmasının üzerine hapiste geçirdiği süre içerisinde Hindistan’ın Hinduları ve Müslümanları arasındaki ilişkinin gerilediğini fark etti. 2 dindar grup arasındaki fitiller ateşlenince, Gandhi 1924’ün sonbaharında birliğe teşvik etmek için 3 haftalık oruç turmaya başladı. 1920 sonlarının çoğunda aktif siyasetten uzak durdu.
Gandhi ve Tuz Yürüyüşü
Gandhi 1930’da İngiltere’nin Tuz Yasası’ndan sonra aktif siyasete geri döndü. Bu yasa sadece Hintlileri tuz – temel besin maddesi- toplamaktan veya satmaktan alı koymayıp aynı zamanda özellikle ülkenin en fakirlerini büyük zarara uğratacak ağır bir vergi yüklemişti. Mahatma Gandhi hükümet tekeline sembolik bir meydan okuma olarak tuz toplayacağı Umman denizine 390 kilometrelik yürüyüşü kapsayan bir Satyagraha kampanyası,Tuz Yürüyüşünü, planladı. Yürüyüşünden günler önce İngiliz naibi Lord Irwin’e “Hedefim İngiliz halkını şiddete başvurmadan caydırmaktan ve bu yolla Hindistan’a yaptıkları yanlışı göstermekten başka bir şey değildir.” yazdı.
Ev yapımı beyaz bir şal ve sandallar giyip ve bir baston alarak Gandhi Sabarmati’deki dini inzivagahından 12 Mart 1930 ‘da birkaç düzine takipsçisiyle beraber yola çıktı. 24 gün sonra Dandi’nin sahil kasabasına varana kadar yürüyüşçülerin sayısı artmıştı. Mahatma Gandhi buharlaşmış deniz suyundan tuz yaparak kanunları çiğnedi. Tuz Yürüyüşü benzer protestoları harekete geçirdi ve kitlesel sivil itaatsizlik Hindistan’ı kasıp kavurdu. Mayıs 1930 ‘da hapsolan Gandhi dahil olmak üzere, yaklaşık 60.000 hintli Tuz Yasası’nı çığnedikleri için hapse atıldı. Yine de Tuz Yasaları’na karşı yapılan protestolar Mahatma Gandhi’yi dünya çapında transandantal bir figür haline getirdi. Time Gazetesi’nde 1930 yılı için yılın adamı olarak adlandırılmıştı.
Gandhi Ocak 1931’de hapisten çıkmıştı. 2 ay sonra Lord Irwin’le hapiste olan binlerce siyasi mahkumun salınmasını da içeren tavizler karşılığında, Tuz Satyagrahasını sonlandırmak üzerine bir anlaşma yaptı. Ancak anlaşma, Tuz Yasası’nı büyük çoğunlukla bozmadı. Fakat sahilde yaşayan insanlara denizden tuz hasat etmelerini mümkün kıldı. Anlaşmanın ev yasası için bir basamak olmasını ümit ederek, Gandhi Hindistan Ulusal Kongresi’nin tek temsilcisi olarak Ağustos 1931’deki Hindistan anayasal reformunda Londra Yuvarlak Masa Konferansı’na katıldı. Ancak konferans sonuçsuz kaldı.
Dokunulmazların Ayrımına Protesto
Gandhi Ocak 1932’de Hindistan’ın yeni naibi Lord Willingdon’un sıkıyönetim döneminde kendini tekrar hapiste bulmak üzere geri döndü. ”Dokunulmazlara”, Hindistan’ın kast sisteminde en alt tabakada bulunanlar, ayrı seçmenler tahsis ederek yapılan ayrımcılığı protesto etmek için 6 günlük oruç tutumaya başladı. Kamuoyunun isyanı İngilizleri teklifi düzeltmeye zorladı. Nihai salınışından sonra Mahatma Gandhi Hindistan Ulusal Kongresi’ni 1934 yılında bıraktı. Liderliği himayesi altında olan Jawaharlal Nehru’ya geçti. Eğitime, yoksulluğa ve Hindistan’ın kırsal kesimini etkileyen problemlere odaklanmak için yeniden siyasetten ayağını çekti.
Hindistan’ın Birleşik Krallık’tan Bağımsızlığı
Birleşik Krallık kendisini 2. Dünya Savaşı’nın içerisinde bulunca Mahatma Gandhi Britanya’nın derhal ülkeden çekilmesi çağrısında bulunan “Hindistan’ı Bırak” hareketini başlattı. Ağustos 1942’de Britanya Gandhi‘yi, karısını ve Hindistan Ulusal Kongresi’nin diğer liderlerini tutukladı. Onları Pune’da bulunan Ağa Han Sarayı’na hapsetti. Başbakan Winston Churchill parlamentoya sıkıyönetimi desteklemek için “Ben Britanya Krallığının tasfiyesinde başkanlık etmek için kralın bakanı olmadım.”dedi.
Sağlığının kötüleşmesiyle Gandhi 1944’te 19 aylık cezasından sonra beraat etti. İşçi partisi 1945’teki Genel Britanya seçimlerinde Churchill’i yendikten sonra Hindistan Ulusal Kongresi ve Muhammed Ali Cınnahın Müslüman birliğiyle Hindistan’ın bağımsızlığı için görüşmelere başladı. Mahatma Gandhi müzakerelerde aktif rol oynadı. Fakat hayali, birlik olmuş Hindistan’ı elde edemedi. Onun yerine, son karar, alt kıtanın dini sınırlara bölünerek iki bağımsız eyalet -ağırlıklı olarak Hindu Hindistan ve ağırlıklı olarak Müslüman Pakistan- çıkarması oldu.
Hindular ve Müslümanlar arası çatışma, daha bağımsızlık 15 Ağustos 1947’de yürürlüğe girmeden alevlendi. Daha sonrasında ölümler çoğaldı. Gandhi barışa çağrıda bulunmak için isyanın başladığı bölgeleri gezdi ve katliamı durdurmak için oruç tuttu. Ancak bazı Hindular, Mahatma Gandhi’yi Müslümanlar’a karşı sempati beslediği için giderek daha fazla hain olarak gördüler.
Gandhi’nin Eşi ve Çocukları
13 yaşında Mahatma Gandhi bir tüccarın kızı olan Kasturba Makanji ile görücü usulüyle evlendi. 1944’te 74 yaşındayken Gandhi’nin kollarında can verdi. 1885’te Gandhi babasının ölümüne ve ondan kısa bir süre sonra da bebeğinin ölümüne katlandı. 1888’de Gandhi’nin eşi hayatta kalan 4 çocuklarından ilkini doğurdu. İkinci bir çocuk 1893’te Hindistan’da doğdu. Kasturba Güney Afrika’da yaşarken birini 1897’de birini 1900’de olmak üzere 2 çocuk daha doğurdu.
Mahatma Gandhi’ye Süikast
30 Ocak 1948’de 78 yaşındaki Gandhi, Gandhi‘nin Müslümanlara gösterdiği tölerans nedeniyle öfkeli olan Hindu fanatik Nathurem Godse tarafından vuruldu ve öldürüldü. Tekrar eden açlık grevlerinden yorgun düşmüş Mahatma Gandhi kendisini New Delhi’nin Birla Evi’ndeki ikindi namazına götüren torunlarına sarıldı. Godse, Mahatma’nın önünde, yarı otomatik bir tabanca çıkarıp, onu yakın mesafeden 3 defa vurmadan önce, diz çöktü. Bu şiddet eylemi hayatını şiddetsizliği vaaz ederek geçiren pasifistin canını aldı. Godse ve yardım eden bir komplocu Kasım 1949’da asılarak idam edildi. Diğer komplocular ise müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Mirası
Süikastinin ardından bile basit yaşam inancı ve şiddetsizliğe olan bağlılığı – kendi kıyafetlerini yapması, vejeteryan diyeti ve orucu kendini arındırmak için olduğu kadar bir protesto olarak kullanması – tüm dünyada ezilen ve dışlanmış insanlar için umut ışığı olmuştur. Bügün bile Satyagraha dünya çapındaki özgürlük mücadelelerindeki en güçlü felsefelerden biri olmaya devam etmektedir. Mahatma Gandhi’nin eylemleri Amerika’daki insan hakları lideri Marthin Luther King Jr. ve Güney Afrika’daki Nelson Mandela olmak üzere gelecekteki insan hakları hareketlerine ilham vermiştir.
ECENUR SEYHAN
Yorumlar 4