Kısaca QWERTY Klavye Nedir?: Q klavye ya da diğer adıyla QWERTY Klavye, kısaca dünya genelinde en fazla kullanılan klavye türüdür. Q Klavyenin adı, üzerindeki harflerden gelmektedir. Sol üst köşeye Tab tuşunun yanından bakarsanız, soldan sağa doğru “qwerty” harflerinin yan yana geldiğini görebilirsiniz.
Q Klavye Hakkında Hızlı Gerçekler
- Q klavye adı; Üstteki fotoğrafta gösterildiği gibi, klavyenin üzerindeki yan yana sıralanmış harflerden gelmektedir.
- Q klavye asıl ismi, Christopher Latham Sholes olan amatör mucit tarafından yapıldı.
- Christopher Latham Sholes Q Klavye tasarımına 1860’larda başlayıp, 1974’te patentini aldı. Ancak aynı yıl içinde o yıllarda daktilo işleri ile uğraşan E. Remington and Sons şirketine sattı.
- Ek olarak Nasa Christopher Latham Sholes’un anısına 17 Ağustos tarihinde 1988’de keşfedilen bir asteroite “6600 Qwerty” adını vermiştir.
QWERTY klavye ve tuhaf tuş düzenlemesi her gün size gözünü dikip bakıyor. Peki neden böyleler? Neden “A”, “Q” nun altında? Önünüzde gördüğünüz kurulum için mantıklı bir gerekçe var mı? Çoğumuz bu soruyu asla sormayız, parmaklarımızı “başkonum’a” koyarız ve düşünmeden yazmaya başlarız. En azından ben öyle yapıyorum.
Yazmaya adanmış bir lise sınıfını hatırlıyorum. Modası geçmiş kelime işlemcilerin önüne otururduk ve her belgeyi daktilo ederdik çünkü öğrenmenin tek yolu buydu. Bu yaklaşık bir dönem boyunca sürdü – bilinçsiz yazım.
Ancak bu rastgele tuş sınıflandırmasının çok daha fazlası var. Basit klavyenizin zengin, tartışmalı ve garip bir geçmişi var. Köklerini ünlü bir silah üreticisi tarafından yapılan mekanik daktilolarla attı. Bazıları tuhaf tuş düzenlemesinin daha yavaş yazmanızı sağlamak için tasarlandığını söylüyor.
Daha da garibi, her yerde gördüğünüz evrensel klavye tek bir biçimde değildir. Savunucuların daha hızlı ve kullanımının daha kolay olduğunu iddia ettiği başka stiller de var. Öyleyse neden onları kullanmıyoruz? Cevap insan doğasını, teknolojiyi ve pazarlamayı içeriyor. Tüm bunları basit klavyenizin bu tarih dersinden öğreneceksiniz.
Önünüzdeki sıradan tuş takımı sıkıcı olmaktan başka her şeydir, insanlığın bir yansımasıdır. Gelip bilinçsiz olmayan bir yazma dersinde bana katılın.
Q Klavye Tarihi
Beceriden önceki teknoloji:
Jimmy Stamp’in Smithsonian Magazine’deki makalesinde belirttiği gibi, klavye düzeni on parmak klavye ortaya çıkmadan önce tasarlandı. Böylece makine ortaya çıktı, sonra yazman.
Stamp’e göre QWERTY klavye tarihimiz 1860’larda Christopher Latham Sholes ile başlıyor. Amatör mucit, baskı işinin verimliliğini artırmanın bir yolunu bulmaya çalıştı. Samuel W. Soulé, James Densmore ve Carlos Glidden ile bağlantı kurdu ve 1868’de daktilo için bir patent aldı.
Bu daktiloda sadece yirmi sekiz tuş vardı ve daha çok piyanoya benziyordu. Tuşlar alfabetik sıraya göre ayarlandı. Bunun mantıklı bir kurulum olduğunu varsaydılar. Alfabeyi biliyorsanız, harflerin nerede olduğunu da bilirsiniz. Bu tasarımı zorlayan sadece mantığı değildi. Mevcut Hughes Phelps ‘in yazıcı kombinasyonuna benzer bir görünümü vardı.
Koichi ve Motoko Yasuoka, Kyoto Üniversitesi için yayınladıkları akademik makalelerinde, bu ilk daktilonun Chicago’daki Porter’s Telegraph College’e satıldığını açıklıyor. Kolej, Mors koduyla da iletilen sayılara ihtiyaç duyuyordu. Böylece, Sholes 1870’te sayılar ve bazı noktalama işaretleri ekleyerek otuz sekiz tuşa ulaştı. Klavyede dört sıra vardı ama alıştığınız QWERTY klavye den farklı görünüyordu.
Klavye ekibi daha sonra aynı yıl American Telegraph Works ile bir araya geldi. Bazı önemli ayarlamalar yapıldığı takdirde makineyi satın almayı kabul ettiler.
Thomas Edison Klavye Eleştrisi
Yasuokas’ın makalesine göre ayrıca Thomas Edison bu erken icadı gördü ve bu sözlerle eleştirdi:
“Bu daktilo, ticari hale getirilmesinin zor olduğunu kanıtladı. Harflerin hizalanması korkunç. Bir harf, diğerlerinin üzerinde bir inç’in on altıda biri kadar olmalıdır; ve tüm harfler çizginin dışına çıkmak istiyor”
İlginizi çekebilir: Thomas Edison – Kimdir, Hayatı, İcatları
1872’de daktilo, yeni kırk iki tuş düzenlemesiyle Scientific American dergisinin ön kapağına çıktı. Mors mesajlarını ne kadar hızlı yazarlarsa yazsınlar, daktilo buna ayak uydurabildi.
Talebi karşılamak için, silah üreticisi E. Remington & Sons’a yeni kırk üç tuşlu bir daktilo getirildi. Makineyi toplu olarak üretmek için bir anlaşma imzaladılar ve birkaç anahtar daha ekleyip prototipi bitirdiler. Birim iyi çalıştı ama Sholes, “Y” nin klavyenin ortasına taşınmasında ısrar etti. En sonunda “T” nin yanına taşınmasıyla sona erdi ve bize en üst satırda temel QWERTY kurulumumuzu verdi.
Dolayısıyla bildiğimiz temel daktilo ve klavye, telgraf endüstrisinin gereksinimlerine dayanıyordu. Bilimsel makale, stenografi yazarlarının da daktiloyu benimsediğini not ediyor. Bugün kullandığımız gibi ilk sekiz parmakla yazma okulu 1882’ye kadar tanıtılmamıştı. Bu nedenle, modern yazma becerisi, yaklaşık on yıl sonra mevcut tuş düzeninin etrafında inşa edildi.
QWERTY Klavye ve Yavaşlık Sorunu
“Görünmez tutukluluk sorununun üstesinden gelmek için Sholes, daktiloyu yavaşlatmak ve böylece ikinci çubuğun düşen birinci çubuğun sıkışmasını önlemek amacıyla mühendislik karşıtı ilkeler uyguladı. O zamanlar, modern yazma hızları henüz bir hedef değildi. ”
– Jared Diamond, Discovery Magazine
Diamond’ın makalesinde, QWERTY klavye hakkındaki yaygın geleneksel bilgeliğe değiniyor: sizi kasıtlı olarak yavaşlatmak için tasarlandı. Doğru, Daktilonun tutuklukla ilgili sorunları vardı. Tasarım piyanomsu görünüşünden tam da bu nedenle değiştirildi. Ayrıca, makinenin bir “yukarı vuruş” tasarımı üzerinde çalıştığına ve bunun da sıkışmayı daha karmaşık bir sorun haline getirdiğine dikkat çekiyor.
Yukarı vuruş, kağıda çarpan tuşların onun altına oturduğu anlamına gelir. Bir sıkışma meydana gelirse yazman bunu göremezdi. Üstelik ne yazdıklarını kimse göremiyordu. Açıkçası, bu ideal bir modern makineye benzemiyordu ancak asıl olarak sizi yavaşlatmak için tasarlanmadıysa.
Koichi ve Motoko Yasuoka bunun saçma olduğunu savunuyor. Daktilo Mors Kodu mesajlarını yakalamak için tasarlandığından, gönderildikleri kadar hızlı yazması gerekirdi. Aslında, Western Union başkanı için yapılan demo daktilonun hızı ve ekip işi sayesinde Sholes’i kazandı. Kasıtlı olarak yavaş bir makine tasarlamak hiç mantıklı değil.
Üstelik, tuşlayarak yazma, Sholes ve Remington QWERTY tarzı klavyenin tasarımında ileri geri giderken tasarlanmamıştı. Daktilo ekibi telgraf endüstrisiyle daha çok ilgilendi. Düzenli sıkışmaya neden olabilecek yazma hızları henüz tam olarak mevcut değildi.
Diamond ayrıca geleneksel bilgeliğin başka bir parçasından da bahsediyor. Satış hilesi olarak Satıcının demo sırasında hızlı bir şekilde “Daktilo” yu tuşlamasını sağlamak için T, Y, P, E, W, R, I, T, E, R, (daktilo) tuşları en üst sırada sıralanmıştır.
Yasuokalar araştırmalarında buna dair hiçbir kanıt bulamadılar. Aynı zamanda garip bir hile gibi görünüyor, çünkü makinelerin çoğu başlangıçta telgraf operatörlerine yönelikti. En iyi “hile”, makinenin telgraf mesajlarını ne kadar hızlı yazabildiğini göstermektir.
Peki, QWERTY klavye sizi kasıtlı olarak yavaşlatmak için gizlice kötü mü tasarlanmış? Muhtemelen hayır. Sholes ve ekibi tuşları rastgele etrafa fırlatmadı; işin içinde pek çok düşünce vardı.
Daha iyi klavye tasarımı
“Normal bir iş gününde, iyi bir yazmanın parmakları QWERTY klavyede 20 mil, Dvorak klavyede ise yalnızca bir mil mesafe kat eder. QWERTY daktiloları, yazma hızı için çoğu dünya rekorunu elinde tutan Dvorak daktilolarının neredeyse yarısı kadar hız elde ediyor. QWERTY daktiloları, Dvorak daktilolarının yaptığı hatanın yaklaşık iki katını yapıyor … Dakikada 40 kelimelik bir hıza ulaşmak için, kişinin QWERTY klavyede 56 saatlik eğitime ihtiyacı olacak … ancak Dvorak klavyede yalnızca 18 saat. ”
– Jared Diamond, Discovery Magazine
Diamond ayrıca Dvorak klavyenin yaratılışını da araştırır. William Dealey, 1914’te bir endüstriyel verimlilik seminerine gitti ve QWERTY daktilolarının ağır çekim görüntülerini izledi. Geliştirilebilecek çok sayıda sorun gördü ve bunu kayınbiraderi August Dvorak’a açıkladı. İkili, klavyeyi yeniden tasarlamak için yaklaşık yirmi yıl harcadı.
1932’de Dvorak klavye oluşturuldu. Diamond, iki yıl içinde Dvorak daktilolarının hız yarışmalarında QWERTY daktilocularını yenilgiye uğrattığını açıkladı. Tacoma okul bölgesinde 1930’larda yapılan bir araştırma, çocukların üçte bir oranında Dvorak klavyesinde yazı yazdıklarını gösterdi.
İkinci Dünya Savaşı sırasındaki başka bir örnekte, donanma yeterince eğitimli yazman bulamadı. Sonuç olarak, Dvorak klavyeyi denediler. Yeni klavyeyi kullanan yazmanların neredeyse yüzde yetmiş daha az hata yaptığını ve neredeyse yüzde yetmiş beş daha hızlı yazdıklarını fark ettiler. Donanma bunlardan binlercesini sipariş etmeyi kabul etti, ancak maliye bakanlığı tarafından azaltıldı.
Neden? Temelde QWERTY yazım dünyasına hakim olduğu için. Daktilo iyi bir süre için en çok bulunan makineydi ve en büyük rakibi Underwood da Diamond’a göre QWERTY klavye kullanıldı. Ayrıca çoğu dokunmatik yazma okulu bu tarz klavyeyi kullandı.
Dvorak’ın klavyesinin hayranlarına göre daha iyi çalışabilirken, mevcut altyapısı QWERTY etrafında inşa edildi.
Bazen yeterince iyi, daha iyiyi yener
Yani, temelde mevcut klavyeniz berbat olabilir, ancak yeterince iyi. Hepimiz, daha iyi bir fare kapanı yaparsanız, dünyanın kapınızda sıra olacağı fikrine sahibiz. Ancak çoğu zaman yeterince iyi bir fare kapanı da iş görür.
Dvorak çok daha iyi olabilir ama kim baştan yazmayı öğrenmek ister ki? QWERTY modası geçmiş olabilir, ancak işimizi görüyor.
QWERTY bunun sadece bir başka versiyonu. Tuhaf bir şekilde bir klavyeye şekline bürünmüş bir fikir. Umuyoruz ki, her gün mütavazı tuş takımımıza baktığımızda, dünyanın harika yeni bir buluşa değil sadece yeterince iyi olanına ihtiyaç duyduğunu hatırlatacağız.
Yazan: Erik Brown
Çeviren: Feride İrem Yılmaz
İlginizi çekebilir: En İyi Bilim İnsanları ve Buluşları
İlginizi çekebilir: Sinema Salonları Neden Patlamış Mısır Satar? Patlamış Mısırın Tarihi