Fars şairi Mevlana ‘nın sözleri 800 yıla yakın bir süredir her yaştan, kökenden ve kesimden insana ilham oldu, fikirleriyle onları cesaretlendirdi ve teselli etti. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, olarak bildiğimiz şairin asıl adı Celāl ad-Dīn Muhammed Rūmī ‘dir. Bugün Mevlana olarak bilinen mistik şairin kitapları, davranışları ve düşünceleri yüzyıllardır dilden dile aktarılmıştır.
Mevlana zaman, dil ve kültürü aşarak Amerika Birleşik Devletleri’nde bile en çok satan şairlerinden biri olmuştur. Mevlana Farsça, Arapça dillerinde yazarken (Türkçe ve Yunanca ‘ya ek olarak), şiirleri 20. yüzyılın sonunda tüm dünyada tanındı, özellikle Batı Avrupa ve ABD’de geniş kitlelere ulaştı. (Örneğin: 1999 Deepak Chopra’nın yapımcılığını üstlendiği ” A Gift of Love: Inspired by the Love Poems of Rumi” albümünde Mevlana ’nın şiirlerini, “Madonna, Martin Sheen, Demi Moore, Goldie Hawn vb. sanatçılar seslendirmiştir.)
“Tarih boyunca zamanın geçişine, dilsel engellere meydan okuyan, insanlığın ruhuyla konuşan sadece bir avuç şairden biri olan Mevlana için güzel ve ses getiren şiirleri her zaman bir merhem olmuştur.” diyor Narguess Farzad(Londra Üniversitesi SOAS’ta (Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu) Yakın ve Orta Doğu Dilleri, Kültürleri Bölümü’nde kıdemli öğretim görevlisi).
Mevlana Kimdir? Hayat Hikayesinin Özeti
İlahiyatçı ve mistik bir vaizin oğlu olan Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, 1207‘de Afganistan’ında dünyaya geldi. 1215-1220 yılları arasında Moğollar Orta Asya’yı işgal ettiğinde, Mevlana ’nın ailesi ve bir grup mürit Bağdat ve Şam ile beraber birçok antik kenti kervanla geçtiler. Mekke’de hac ziyaretlerini yerine getirdiler ve sonunda bugünkü Türkiye topraklarına yerleştiler.
Mevlana, Allah ile doğrudan deneyimler yoluyla ilahi sevgi ve bilgi arayışına dayanan mistik bir İslam formu olan Sufizmi (Tasavvuf) yaşayarak büyüdü. Söylentilere göre, 30’lu yaşlarında, gezgin bir Sufi olan Şems-i Tebrizi ile tanıştığında hayatı değişti. Şems-i Tebrizi ile dört yıl sonra ortadan kaybolduğunda (öldürüldüğü iddia edildi), Mevlana ’nın üzüntüsü onu yazmaya yöneltti.
O günden sonra çok fazla yazdı. Aslında Mevlana ’nın ne kadar üretken olduğu düşünüldüğünde, en popüler anlatılarını (yazınsal bir yapıttan ya da herhangi bir yazıdan alınan ya da okunan parça) daraltmak zor olurdu. 3.000’nin üzerinde gazel (orijinal olarak aşk ve ölüm ile ilgili Arapça ayetler) ve 2.000’den fazla robaiyat (dört satır kafiyeli şiirler) yazdı.
Bu büyük çaplı çalışmada, Sufizmin en etkili eserlerinden biri olarak sayılan ve genellikle “Farsça Kuran” olarak anılan – yaklaşık 25.000 ayet veya 50.000 satıra karşılık gelen altı kitaplık bir dizi şiirden oluşan Mesnevi ‘yi kaynak olarak kullanmamıştır.
Farzad, “Ruhsal Ayetler’in altı ciltlik başyapıtı, Milton’un Kayıp Cennetinin beş katı uzunluğunda ve 3000’den fazla mest edici ilahi ve en sevilen dörtlüğü seçmenin neredeyse imkansız olduğu birçok dörtlük var” diyor. (John Milton. İngiliz şair. Kayıp Cennet adlı eseriyle tanınır. İngilizceye en çok kelime kazandıran kişidir Kaybedilmiş Cennet adlı lirik şiiriyle tanınır.)
Eserleri
Mesnevî
Büyük Divan “Divan-ı Kebir”
Fihi Ma-Fih “Ne varsa İçindedir”
Mecalis-i Seb’a “Mevlana ‘nın 7 vaazı”
Mektubat “Mektuplar”
Mevlana Sözleri
İşte Mevlana ‘nın birbirinden derin ve anlamlı sözleri;
- Hayat beni istediğin kadar üz, şükrümden bir parça bile
eksiltemeyeceksin. Nasılsa üzüntüm gibi bir gün sen de biteceksin. - Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir.
- Misafirsin bu hanede ey gönül,
umduğunIa değil bulduğunla gül,
hane sahibi ne derse o olur,
ne kimseye sitem eyle, ne üzül. - İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
- Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler.
- İnsanlar kalbini kırmışsa üzülme. Allah, ‘Ben kırık kalplerdeyim’ diye, buyurmadı mı?
- Mevlana ‘ya sormuşlar:
“O kadar okur, o kadar yazarsın. Peki ne bilirsin?”
Mevlâna da cevap vermiş: “Haddimi bilirim!” - Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine, ya Mevlâ’sını özlemiştir ya da Mevlâ’sı onu…
- Hayatta her şey olabilirsin; fakat mühim olan hayatın içinde ‘insan’ olabilmektir.
- Bu dünya, yaptıklarımızın yankılanıp yine bize döneceği bir dağdır.
- İnsan oruç ayı olan Ramazan ayına neşeli olarak girmeli ve ona kavuştuğu için Cenâb-ı Hakk’a şükredip sevinmelidir.
- Boşver be kalbim.
Kimse anlamasa da, bilmese de yorgunluğunu; Yaradan bilir doğruluğunu. - Ahmaklara verilecek cevap, sükûttan ibârettir.
- Niyeti kötü olan insandan değil, niyetinin kötü olduğunu gizleyen insandan kork!
- Ne diye böbürlenip, büyükleniyorsun!
Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi? -
Edepli edebinden susar, edepsiz ben susturdum zanneder…
- Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın?
- Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.
- Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.
- Aşıktan daha deli kimse yoktur. Akıl, onun sevdasına karşı kördür, sağırdır.
- Bozuk olunca maya ne ar tanır, ne haya!
- Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler.
- Tüm iyi şeyler sabırdan sonra gelir.
- Nasibinde varsa, alırsın karıncadan ders.
Nasibinde yoksa, bütün cihan önüne serilse sana ters. - Dilin aşkı yorumlaması güzeldir ama dile gelmeyen aşk daha güzeldir.
- Aşk vefakâr olduğu için vefakâr olanı satın alır. Vefasız adama bakmaz bile.
- Üzülme! Ayağına batan dikenler, aradığın gülün habercisidir.
- İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
- Gerek yok her sözü, laf ile beyana…
Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana! - Yazı esnasında eli görmeyen kimse, kalemin hareketini kalemden sanır.
- Ey insan! Öleceğin günü bilmiyorsun; hiç olmazsa ölümlü olduğunu bil!
- Sabır öyle bir iptir ki; sen kopacak sanırsın, o gittikçe güçlenir. Sen bitecek sanırsın, o gittikçe çoğalır!..
Aydınlatıcı Beş Mevlana Anlatısı
“Mevlana, 800 Yıl Sonra Sözleriyle Bize Ne Öğretmek İstiyor? “
Mevlana ‘nın bilgeliğini ayırmak neredeyse imkansız olsa da, onun en önemli beş öğretisi ve herkesi aydınlatan, ruhları aydınlatan alıntıları:
1. Mevlana ’nın Aşk Hakkında Yazdıkları
Vedalar; gözleri ile sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler hiç ayrılmazlar.
Mevlana ’nın şiirleri ve alıntılarının birçoğuna bakıldığında romantizm hakkında olduğu düşünülüyor ancak uzmanlara göre beraberlik ve ayrılık konularındaki bilgeliği, aşkın dar tanımlamasını aşıyor. Bu örnekte “ayrılık” sadece bir sevgili ya da sevdiğimiz birinden değil zamandan, çağdan, duygudan veya deneyimden olan uzaklık anlamına da gelebilir.
“Olağanüstü şiirinde Mevlana, çalkantılı dünyamızda boğuştuğumuz pek çok zorluk ve deneyimi açıkça aktarıyor ve bunlar genellikle ayrılığın temelinde özetleniyor. Ayrılık pek çok bağlamda ortaya çıkabilir: kişinin doğduğu topraklardan, aile veya iyi arkadaş ortamından, sevdiklerinden, bir zamanlar sahip olduğumuz masumiyetten ayrılma veya birçokları için ilahi yaratıcıdan ayrılma olabilir.” diyor Farzad.
2. Sanatsal İlhamın Özü
Senin ışığında nasıl sevileceğini öğreniyorum. Güzelliğinde şiirin nasıl yazılacağını. Kimsenin seni görmediği bir yerde içimde dans ediyorsun, ama ben görüyorum seni ve bu sahne hep sanata dönüşüyor.
Bu alıntı kesinlikle romantik bir jest olarak yorumlanabilirken, Mevlana ’nın bunu Allah’ın dünyaya sevgi yoluyla bakması ve bu bakış açısı ile sanatı yaratması için ilham vermiş olmasına atıfta bulunarak bunu ilahi imalarla yazdığını düşünmek gerekir.
Farzad, “Mevlana ’nın ayetinin büyüsü, tutunduğun bir daldan veya bir sevgiliden ayrılan ruhların acılarını aktarırken, asla umutsuzluğa yenik düşmemektir” diyor. “Hikaye anlatıcılığı ustalığı ve zekasının yanı sıra, şiirlerinde harikulade bir enerjisi ve neşesinin olması, onu sadece Farsça bilenler tarafından değil tüm dünya tarafından bilinen son derece popüler bir şair yaptı.
3. Mevlana İçin Dini ve Irksal Hoşgörü
“Ben ne Hristiyan, ne Yahudi, ne Zerdüşt, ne de Müslümanım,
Ne doğudan, ne batıdan, ne karadan, ne denizden,
Ne doğanın darphanesinden, ne de göklerin çemberinden,
Ne topraktan, ne sudan; ne havadan, ne de ateştenim,
Ne arşı aladan, ne tozdan, ne varoluştan, ne de varlıktan,
Ne Hintliyim, ne Çinli, ne Bulgar, ne de Saksonum,
Ne Irak krallığı, ne de Horasan ülkesinden,
Ne bu dünyadan, ne öte dünyadan, ne cennet, ne de cehennemdenim
Ne Âdem, ne Havva, ne Aden bahçesinden, ne de bahçe bekçisindenim!
Benim yerim yersizlik, benim izim izsizliktir.
Ten ve tin de değildir, çünkü ben Sevgilinin canındanım
İkiliği kaldırıp attım, gördüm ki tektir iki dünya
Benim aradığım Odur, bildiğim Odur, gördüğüm Odur, çağırdığım Odur
O ilktir, O sondur, O dışarıdadır, O içeridedir
Bildiğim tek Odur Ya Hu, Ya Hu insan !
Aşkın kadehiyle sarhoş olmuşum, iki dünya da algımdan geçip gitmiş
Sarhoş olmak ve şenlikten başka işim yok benim !
Eğer hayatımda bir kere bile Sensiz bir an geçirmişsem
Şu an ve şu saatten itibaren hayatım için tövbe ediyorum
İki dünyayı da ezip geçeceğim, utku içinde sonsuza dek sema edeceğim
Ey Tebrizli Şems, bu dünyada öyle bir sarhoş oldum ki
Sarhoşluk ve şenlikten başka söyleyecek sözüm yok benim!”
Her Dini ve Irkı Hoşgörü İle Karşıladı
Mevlana İslam inancıyla büyüdü ve babası Baha Valad, bazı zamanlar camide vaaz verdi. The New York Times’a göre, Mevlana, İslam’ın mistik dalı olan Sufizm ve “Allah’ı içten arayışını vurgulayan ve materyalizmden kaçan bir uygulama okulu” ile hayatına devam etti. Ancak Mevlana ’nın çalışmaları barış ve hoşgörüyü ifade ettiği için övgüyle karşılandı.
“Prensiplerini hoşgörü, akıl yürütme, iyilik, hayırseverlik ve farkındalığı sevgi yoluyla savunuyor; Müslümanlara, Yahudilere, Hristiyanlara ve diğerlerine aynı gözle bakıyor”.
4. Onun Mesajı Motivasyon ve Ruhsal Gelişimdir
Toprağın tozundan bir insana
Bin adım var.
Bu adımlarda seninleydim
Elini tuttum ve senin yanında yürüdüm.
Ve seninle olacağım
bu insan formunun ötesine geçerken
ve en yüksek göklere uçarken.
Mevlana topluluğunun kurucusu ve “Hush, Don’t Say Anything to God: Passionate Poems of Rumi.” kitabının yazarı Shahram Shiva “Mevlana ‘nın evrensel sevgi, din ve ırka hoşgörü, kendi kendine motivasyon, ruhsal gelişim ve aydınlanma mesajı gerçekten zamansız ve günceldir” diyor. “Bu birkaç satır saf bir insanın sınırlarının ötesine geçip çok daha yüksek amaçlara yönlendirme, kendini gerçekleştirme, aydınlanma ve nihayetinde yükseliş vaadinden bahsediyor.”
5. O Tüm Dünya Genelinde Günümüzün Popüler Kültür Fenomeni
Misafirhane
İnsan kısmı bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik,
Aniden farkına varmak bir şeyin,
Hepsi beklenmedik misafir.
Hepsini karşılayıp eyle!
Evini vahşetle süpürüp,
Bütün mobilyalarını boşaltan
Bir kederler kalabalığı bile gelse.
Her geleni alnının akıyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek için
Boşalttılar evini.
Karanlık düşünce, utanç ve garez,
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri.
Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Çünkü bunların her birisi
Öte taraftan bir kılavuz
Olarak gönderildi.
Mevlana ‘nın Popülerliği ve Ölümü
“Misafirhane” şiirinden alınan bu özel âlıntısı, beklenmedik bir şekilde popülerlik kazandı: Coldplay albümünde yayınlandı. (Coldplay-müzik grubu) Şair ve eserleri Batı dünyasında benimsenip uyarlandıkça, bunun gibi alıntıların Müslüman öğretileriyle dolu olduğu gerçeği kaldı. Misafirhane, Mevlana ‘nın altı kitaplık destanı Mesnevi’den
“Müslüman kutsal kitabı Kuran’dan Arapça alıntılarla dolu kitap, sıklıkla ahlaki dersler veren Kuran anekdotlarına atıfta bulunuyor”. Farzad diyor ki “Eğer insanlar, örneğin moda ve podyum şovlarının perde akasında olan Mevlana şiirlerinde ki yorumların ötesine geçebilseler veya (her ne kadar eksik çevrilmiş ve orijinalinden tamamen uzak olsa da) YouTube veya Instagram hitlerinin ötesine geçebilseler iyi olacak.”
Mevlana ‘nın her şeyden önce bir İslam felsefesi ve tasavvuf alimi olduğunu, şiirinin 13. yüzyılın en çalkantılı dönemlerinden birinde bestelendiğini ve nadiren derinliğe ve genişliğe sahip olduğunu hatırlamak için insanlar durup düşünse iyi olurdu.
“Mevlana 17 Aralık 1273’te Konya’da öldü. Bugün Mevlâna Müzesi olarak geçen Yeşil Türbe ‘de babasının yanına gömüldü.
“Senin görevin aşkı aramak değil; Ancak onunla aranda kurduğun engelleri aramak ve bulmaktır. Aşkı arama, o kayıp değil. Kendini kaybet aşkı bul.”
Serra Nur Salim
İlginizi çekebilir: William Shakespeare Biyografi
İlginizi çekebilir: Harvard Tıp Fakültesi’ne Giren İlk Kadın – Fe del Mundo ‘nun İlginç Hikayesi
Yorumlar 1