Dünyanın en eski, en derin ve en büyük tatlı su gölü olan Baykal Gölü, Sibirya’nın güneydoğusunda Rusya Federasyonu’na bağlı Buryatya Cumhuriyeti ve İrkutsk Oblastı arasında yer alır. Yaklaşık 25 milyon yıllık bir geçmişi olan göl, 1.642 metre derinliğe sahiptir ve dünyanın yüzeyindeki tatlı suyun %20-23’ünü içerir. Gölün yüzölçümü 31.722 km2’dir ve Belçika’dan biraz daha büyüktür. Ayrıca dünyanın en berrak göllerinden biridir.
Baykal Gölü, yaşadığı izolasyon ve yaşlılık nedeniyle dünyanın en zengin ve en sıra dışı tatlı su faunasına sahiptir. (Fauna veya direy, belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümüne verilen addır.)
Gölde yaşayan canlı türlerinin yaklaşık %60’ı endemiktir, yani sadece bu gölde bulunur. Bu nedenle Baykal Gölü, “Rusya’nın Galapagosu” olarak da adlandırılır. Baykal foku, Baykal omulu ve Baykal incisi gibi gölün simge türleri, hem bilimsel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşır.
Baykal Gölü, aynı zamanda kültürel ve tarihi bir değere de sahiptir. Göl, Buryat halkının yaşadığı bir bölgedir. Buryatlar, gölü kutsal bir yer olarak görürler ve şamanist inançlarını sürdürürler. Gölün batı kıyısında ise Ruslar yaşar. Ruslar, gölü hem turistik hem de bilimsel bir cazibe merkezi olarak değerlendirirler. Göl çevresindeki bazı önemli yerleşim yerleri İrkutsk, Ulan-Ude ve Listvyanka’dır. Göl, 1996 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.
Baykal Gölü, insanlık için eşsiz bir doğal kaynaktır. Ancak göl, çeşitli tehditlerle karşı karşıyadır. Gölün kirlenmesi, küresel ısınma, biyoçeşitlilik kaybı gibi faktörler, gölün ekolojik dengesini bozar ve canlı türlerinin yaşamını tehlikeye atar. Bu nedenle gölün korunması için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli önlemler alınması gerekmektedir.
Bu makalede, Baykal Gölü’nün jeolojik ve iklimsel özellikleri, biyolojik çeşitliliği, kültürel ve tarihi değeri ve korunması hakkında detaylı bilgiler verilecektir.
Baykal Gölü’nün Kültürel ve Tarihi Değeri
Baykal Gölü, sadece doğal değil aynı zamanda kültürel ve tarihi bir mirasa da sahiptir. Göl, Buryat halkının yaşamında ve inançlarında önemli bir role sahiptir. Buryatlar, gölün kutsal olduğuna ve göldeki canlı türlerinin ruhlarını barındırdığına inanır. Göl çevresindeki bazı adalar, kayalar ve dağlar Buryatların ibadet ettiği kutsal yerlerdir. Buryatlar, gölün korunması için çeşitli geleneksel ritüeller yaparlar. Örneğin Baykal fokunun avlanmasını yasaklarlar veya göle su dökerken dua ederler.
Göl çevresindeki yerleşim yerleri ve tarihi yapılar da gölün kültürel ve tarihi değerini artırır. Gölün batı kıyısında yer alan Irkutsk şehri, 17. yüzyılda kurulmuş ve Sibirya’nın önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Şehirdeki eski ahşap evler, kiliseler ve müzeler görülmeye değerdir. Irkutsk aynı zamanda 1825 yılında Çar’a karşı ayaklanan Dekabristlerin sürgün yeri olmuştur. Dekabristlerin evleri ve anıtları da şehrin tarihi mirasını oluşturur.
Gölün doğu kıyısında yer alan Ulan-Ude şehri ise Buryatların kültürel başkenti olarak bilinir. Şehirdeki en ilgi çekici yerler arasında dünyanın en büyük Lenin baş heykeli, Buryatya Cumhuriyeti Müzesi ve Ivolginsky Datsan Budist manastırı sayılabilir.
Gölün turistik potansiyeli de kültürel ve tarihi değerini yansıtır. Göl, hem doğa hem de kültür severler için çeşitli aktiviteler sunar.
Gölde yüzme, balık tutma, tekne gezisi, dalış gibi su sporları yapılabilir. Göl çevresinde yürüyüş, bisiklet, kayak, kamp gibi kara sporları yapılabilir. Ayrıca göldeki adalar, özellikle Olkhon Adası ziyaret edilebilir. Olkhon Adası, gölün en büyük adasıdır ve Buryatların kutsal saydığı bir yerdir. Adada hem doğal hem de kültürel güzellikler bulunur. Adanın en ünlü noktası Şaman Kayası’dır. Bu kayanın üzerinde Buryatların dua ettiği renkli bez parçaları asılıdır.
Gölün UNESCO Dünya Mirası statüsü de kültürel ve tarihi değerini kanıtlar. Göl, 1996 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir. UNESCO, gölün “evrimsel bilim için olağanüstü bir değere sahip” olduğunu belirtmiştir. Ayrıca gölün çevresindeki korunan alanların da yüksek manzara ve diğer doğal değerlere sahip olduğunu vurgulamıştır.
Baykal Gölü’nün Jeolojik ve İklimsel Özellikleri
Baykal Gölü, jeolojik olarak Baikal Rift Zonu adı verilen bir yapısal çukurda yer alır. Bu çukur, Dünya’nın kabuğunun yavaş yavaş ayrılması sonucu oluşmuştur. Bu süreç halen devam etmektedir ve gölün derinliği ve uzunluğu her yıl birkaç milimetre artmaktadır. Bu nedenle Baykal Gölü, dünyanın en derin (1.642 metre) ve en uzun (636 km) gölüdür. Gölün tabanında 7 km’yi aşan kalınlıkta tortul tabakalar bulunur. Bu tabakalar, gölün milyonlarca yıllık jeolojik tarihini yansıtır.
Baykal Gölü’nün iklimi, çevresine göre daha ılımandır. Yazın ortalama sıcaklık 14 °C, kışın ise -19 °C’dir. Gölün büyük bir kısmı Ocak-Mayıs ayları arasında donar ve buz kalınlığı 1-2 metre olur. Buzlar üzerinde yürümek veya araç kullanmak mümkündür. Ancak buzlar her zaman güvenli değildir ve bazen çatlayabilir veya kırılabilir. Buzların erimesi Haziran ayında başlar ve Temmuz ayında tamamlanır. Gölün su sıcaklığı yazın 10-15 °C arasında değişir.
Baykal Gölü’nün yüzölçümü 31.722 km2’dir ve Belçika’dan biraz daha büyüktür. Gölün kıyısı 2.100 km uzunluğundadır ve çok girintili çıkıntılıdır. Gölde 27 adet ada vardır ve bunların en büyüğü Olhon Adası’dır. Olhon Adası, gölün ortasında yer alır ve 700 km2’lik bir alana sahiptir. Adada hem Buryat hem de Rus köyleri bulunur. Adanın en önemli turistik noktası Şamanka Kayası’dır. Bu kaya, Buryatlar için kutsal sayılır ve şamanist ritüeller yapılır.
Baykal Gölü’nün en büyük akarsu kaynağı Selenga Nehri’dir. Selenga Nehri, Moğolistan’dan gelir ve gölün güneybatısına dökülür. Nehir, göle yılda yaklaşık 30 km3 su taşır. Gölün diğer önemli akarsu kaynakları Barguzin, Üst Angara, Çikoy ve Uda nehirleridir. Gölde yaşayan canlı türlerinin çoğu bu nehirlerin ağızlarında ürerler.
Gölün tek akarsu çıkışı ise Angara Nehri’dir. Angara Nehri, gölün güneybatısından çıkar ve Yenisey Nehri’ne katılır. Angara Nehri’nin gölden çıktığı noktada İrkutsk Hidroelektrik Santrali bulunur. Bu santral, gölün su seviyesini kontrol etmek için inşa edilmiştir. Ancak santralin çalışması, gölün doğal dengesini bozmaktadır.
Baykal Gölü’nün jeolojik ve iklimsel özellikleri, gölü dünyanın en ilginç ve en değerli doğal kaynaklarından biri yapmaktadır. Göl hem bilimsel hem de turistik açıdan büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak göl, aynı zamanda hassas bir ekosistemdir ve çeşitli tehditler altındadır. Bu tehditlerin başında küresel ısınma gelmektedir.
Baykal Gölü’nün Biyolojik Çeşitliliği
Baykal Gölü, biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin göllerinden biridir. Gölde 1.000’den fazla bitki türü ve 2.500’den fazla hayvan türü yaşar. Bu türlerin yaklaşık %80’i endemiktir, yani sadece bu gölde bulunur. Bu nedenle Baykal Gölü, “Rusya’nın Galapagosu” olarak da adlandırılır. Gölün biyolojik çeşitliliği, gölün yaşlılığı, derinliği, berraklığı, su sıcaklığı ve akarsu kaynakları gibi faktörlere bağlıdır.
Gölde yaşayan canlı türleri arasında en önemli gruplar şunlardır:
Diatomlar
Diatomlar, göldeki birincil üretimin %95’ini sağlayan tek hücreli alglerdir. Gölde 400’den fazla diatom türü vardır ve bunların %40’ı endemiktir. Diatomlar, gölün su kalitesini ve besin döngüsünü etkilerler. Ayrıca diatomların kabukları, gölün tabanında tortul tabakalar oluşturur ve gölün iklimsel ve jeolojik geçmişini yansıtır.
Omurgalılar
Gölde 52 balık türü, 1 amfibi türü ve 1 memeli türü yaşar. Balıkların çoğu göl alabalığıgiller (Salmonidae) familyasındandır ve bunların 27’si endemiktir. En önemli balık türleri arasında Baykal omulu (Coregonus migratorius), Baykal uskumrusu (Coregonus autumnalis migratorius), Baykal alabalığı (Salvelinus leucomaenis baicalensis) ve Baykal golomyanka (Comephorus baicalensis) sayılabilir.
Baykal omulu, göldeki ticari balıkçılığın temelini oluşturur ve lezzetli eti nedeniyle çok talep görür. Baykal uskumrusu, gölün en büyük balığıdır ve 56 santimetre uzunluğa ve 6 kilogram ağırlığa ulaşabilir. Baykal alabalığı, gölün en derin bölgelerinde yaşar ve 1.500 metreye kadar inebilir. Baykal golomyanka, gölün en ilginç balığıdır ve vücudu yağdan oluşur. Bu balık, hem erkek hem de dişi üreme organlarına sahiptir ve doğrudan derisinden solunum yapar.
Gölde yaşayan tek amfibi türü ise Baykal semenderi (Hynobius keyserlingii)dir. Bu semender, kışın buzların altında yaşayabilir ve buzların erimesiyle birlikte kıyılara gelir. Gölde yaşayan tek memeli türü ise Baykal fokudur (Pusa sibirica). Bu fok, dünyanın tek tatlı su foku olup yaklaşık 100 bin nüfusa sahiptir. Baykal foku, gölün kuzey kıyılarında ve adalarında yaşar ve kışın buzların altında oyduğu mağaralarda barınır.
Omurgasızlar
Gölde 2.000’den fazla omurgasız hayvan türü yaşar ve bunların %80’i endemiktir. Omurgasızlar arasında en önemli gruplar arasında kabuklular, yumuşakçalar, solucanlar, böcekler ve süngerler sayılabilir. Kabuklular arasında en önemli tür Baykal incisidir (Margarya baicalensis). Bu küçük kabuklu hayvan, gölün berraklığını sağlayan doğal filtreler olarak işlev görür. Ayrıca inci gibi parlak kabukları nedeniyle süs eşyası olarak da kullanılır.
Yumuşakçalar arasında en önemli tür Baykal salyangozu (Baclanograpta bacalensis)dir. Bu salyangoz, gölün endemik türlerinden biridir ve göldeki en büyük omurgasız hayvandır. Solucanlar arasında en önemli tür Baykal solucanı (Lumbriculus baikalensis)dir. Bu solucan, gölün tabanında yaşar ve göldeki organik maddenin parçalanmasına yardımcı olur.
Böcekler arasında en önemli tür Baykal böceği (Macrohectopus branickii)dir. Bu böcek, gölün endemik türlerinden biridir ve göldeki tek yüzücü böcektir. Süngerler arasında en önemli tür Baykal süngeri (Lubomirskia baicalensis)dir. Bu sünger, göldeki en eski canlı türüdür ve 20 milyon yıldır varlığını sürdürmektedir.
Baykal Gölü’nün biyolojik çeşitliliği, gölü dünyanın en eşsiz ve en değerli doğal kaynaklarından biri yapmaktadır. Göl, hem bilimsel hem de ekonomik açıdan büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak göl, aynı zamanda hassas bir ekosistemdir ve çeşitli tehditler altındadır. Bu tehditlerin başında kirlenme gelmektedir.
Baykal Gölü’nün Korunması
Baykal Gölü, insanlık için eşsiz bir doğal kaynaktır. Ancak göl, çeşitli tehditlerle karşı karşıyadır. Bu tehditlerin başında kirlenme gelmektedir. Kirlenme, gölün su kalitesini, besin döngüsünü ve canlı türlerinin yaşamını etkilemektedir. Kirlenmenin nedenleri, sonuçları ve alınması gereken önlemler şunlardır:
Kirlenmenin nedenleri
Gölün kirlenmesinin en önemli nedeni gölün en büyük akarsu kaynağı olan Selenga Nehri’nin taşıdığı atıklardır. Selenga Nehri, Moğolistan’dan gelir ve gölün güneybatısına dökülür. Nehir boyunca yer alan tarım alanları, maden ocakları, sanayi tesisleri ve yerleşim yerleri nehir suyunu kirletir. Nehir suyu, göle yılda yaklaşık 30 km3 su taşırken aynı zamanda 1 milyon ton çözünmüş madde ve 2 milyon ton askıda katı madde de taşır. Bu maddeler arasında fosfatlar, nitratlar, ağır metaller, pestisitler ve organik bileşikler bulunur. Bu maddeler göldeki besin dengesini bozar ve alg patlamalarına neden olur. Ayrıca gölün kıyısında yer alan Baykal Kağıt ve Selüloz Fabrikası (BPPM) da gölün kirlenmesine katkıda bulunur. Bu fabrika yılda yüz binlerce ton beyazlatılmış selüloz üretir ve sülfatlar ve organik klor bileşikleri gibi kirleticileri göle boşaltır. Fabrikanın çalışması 1960’larda Rusya’nın ilk çevre hareketine neden olmuştur. Gölün kirlenmesinin diğer nedenleri arasında nüfus artışı, turizm faaliyetleri, ormansızlaştırma ve yangınlar sayılabilir.
Kirlenmenin sonuçları
Gölün kirlenmesinin en önemli sonucu göldeki canlı türlerinin yaşamını tehdit etmesidir. Özellikle endemik türler kirliliğe karşı hassastır ve yok olma riski altındadır. Örneğin Baykal omulu balığı nesli tehlike altındadır ve ticari avlanması yasaklanmıştır. Ayrıca Baykal foku da kirlilikten etkilenmektedir. Kirlilik nedeniyle fokların bağışıklık sistemi zayıflamakta ve hastalıklara yakalanmaktadır. Kirlilik aynı zamanda göldeki sünger türlerinin ölümüne neden olmaktadır.
Süngerler, göldeki en eski canlı türüdür ve 20 milyon yıldır varlığını sürdürmektedir. Ancak son yıllarda süngerlerin %90’ından fazlası ölmüştür. Süngerlerin ölümü hem biyoçeşitliliği hem de su kalitesini etkilemektedir. Çünkü süngerler doğal filtreler olarak işlev görerek suyu temizlemektedir.
Kirlenmenin önlenmesi
Gölün kirlenmesini önlemek için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli önlemler alınması gerekmektedir. Bu önlemler arasında şunlar sayılabilir: Selenga Nehri havzasında kirlilik kaynaklarının azaltılması, Baykal Kağıt ve Selüloz Fabrikası’nın kapatılması veya modernize edilmesi, göl çevresindeki yerleşim yerlerinde atık su arıtma tesislerinin kurulması, fosfat içeren deterjanların yasaklanması, göldeki balıkçılık ve turizm faaliyetlerinin sürdürülebilir bir şekilde düzenlenmesi, göl çevresindeki ormanların korunması ve yangınların önlenmesi. Ayrıca gölün bilimsel araştırmalara açık tutulması, gölün ekolojik durumunu izlemek ve anlamak için önemlidir.
Baykal Gölü’nün korunması, insanlık için bir sorumluluktur. Göl, hem bilimsel hem de ekonomik açıdan büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak göl, aynı zamanda hassas bir ekosistemdir ve çeşitli tehditler altındadır. Bu tehditlerin başında küresel ısınma gelmektedir.
Baykal Gölü’nün Küresel Isınmadan Etkilenmesi
Baykal Gölü, küresel ısınmadan etkilenen göller arasında en hassas olanlardan biridir. Çünkü göl, dünyanın en hızlı ısınan bölgelerinden birinde yer alır. Son 50 yılda gölün yüzey sıcaklığı ortalama 0.8 °C artmıştır. Bu artış, gölün buzlanma süresini, su seviyesini ve canlı türlerinin dağılımını etkilemektedir. Küresel ısınmanın sonuçları şunlardır:
Buzlanma süresinin azalması
Gölün buzlanma süresi son 150 yılda ortalama 28 gün azalmıştır. Bu azalma, göldeki su sirkülasyonunu, oksijen dağılımını ve besin döngüsünü değiştirmektedir. Ayrıca buzlanma süresinin azalması, gölde yaşayan canlı türlerinin yaşam döngülerini de etkilemektedir. Örneğin Baykal foku, kışın buzların altında oyduğu mağaralarda barınır ve yavrularını burada doğurur. Buzların erken erimesi, fokların mağaralarını kaybetmesine ve yavrularının tehlikeye girmesine neden olur.
Su seviyesinin düşmesi
Gölün su seviyesi son 50 yılda yaklaşık 1 metre düşmüştür. Bu düşüşün nedenleri arasında artan buharlaşma, azalan yağış ve nehir akışı sayılabilir. Su seviyesinin düşmesi, gölün kıyı ekosistemlerini bozmaktadır. Özellikle göldeki adalar ve deltalar zarar görmektedir. Bu alanlar, göldeki canlı türlerinin üreme ve beslenme alanlarıdır. Su seviyesinin düşmesi, bu alanların kurumasına veya küçülmesine neden olur.
Canlı türlerinin dağılımının değişmesi
Göldeki canlı türleri arasında sıcaklık değişimine karşı farklı tepkiler vardır. Bazı türler sıcaklık artışına uyum sağlayabilirken, bazı türler daha soğuk bölgelere göç etmek zorunda kalır. Örneğin Baykal omulu balığı sıcak suyu sevmez ve daha derin veya daha kuzey bölgelere kaçar. Bu da balığın besin bulmasını ve üremesini zorlaştırır. Ayrıca sıcaklık artışı, göldeki endemik olmayan türlerin rekabet gücünü artırabilir. Örneğin diatomlar arasında endemik olmayan küçük ve hızlı büyüyen türler, endemik olan büyük ve yavaş büyüyen türleri baskı altına alabilir.
Baykal Gölü’nün küresel ısınmadan etkilenmesi, gölün ekolojik dengesini bozmaktadır. Bu bozulma hem biyoçeşitliliği hem de insan faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü göl hem bilimsel hem de ekonomik açıdan büyük bir potansiyele sahiptir.
Baykal Gölü’nün Değeri
Baykal Gölü, dünyanın en eski, en derin ve en büyük tatlı su gölüdür. Göl, hem bilimsel hem de ekonomik açıdan büyük bir potansiyele sahiptir. Gölde 2.500’den fazla canlı türü yaşar ve bunların %80’i endemiktir. Göl, hem biyoçeşitlilik hem de su kaynağı olarak insanlık için eşsiz bir değer taşır. Ancak göl, çeşitli tehditlerle karşı karşıyadır. Bu tehditlerin başında kirlenme ve küresel ısınma gelmektedir. Bu tehditler, gölün su kalitesini, besin döngüsünü ve canlı türlerinin yaşamını etkilemektedir. Bu nedenle gölün korunması için ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli önlemler alınması gerekmektedir.
Bu önlemler arasında şunlar sayılabilir: Selenga Nehri havzasında kirlilik kaynaklarının azaltılması, Baykal Kağıt ve Selüloz Fabrikası’nın kapatılması veya modernize edilmesi, göl çevresindeki yerleşim yerlerinde atık su arıtma tesislerinin kurulması, fosfat içeren deterjanların yasaklanması, göldeki balıkçılık ve turizm faaliyetlerinin sürdürülebilir bir şekilde düzenlenmesi, göl çevresindeki ormanların korunması ve yangınların önlenmesi. Ayrıca gölün bilimsel araştırmalara açık tutulması, gölün ekolojik durumunu izlemek ve anlamak için önemlidir.
Kaynakça:
Woolway, R. I., Kraemer, B. M., Lenters, J. D., Merchant, C. J., O’Reilly, C. M., & Sharma, S. (2020). Global lake responses to climate change. Nature Reviews Earth & Environment, 1(9), 388–403.
UNESCO World Heritage Centre. (n.d.). Lake Baikal. Retrieved January 18, 2022
Wikipedia contributors. (2022, January 17). Lake Baikal. In Wikipedia, The Free Encyclopedia. Retrieved 14:04, January 18, 2022
Encyclopædia Britannica. (n.d.). Lake Baikal | Location, Depth, Map, & Facts | Britannica. Retrieved January 18, 2022
Yorumlar 6