Batıl inançlar veya eş anlamlısı ile hurafelere inanır mısınız? Kaldırımda yürürken çizgilere basmayayım diye uğraşır mısınız ya da uğursuzluğu uzaklaştırmak için omzunuzun üstünden doğru arkaya tuz serptiğiniz olur mu? Problem değil, bu batıl inançlar diye adlandırdığımız şeylerin her birinin tarihte yeri var ve hikayeleri mevcut. İşte birkaç tanesi.
İşte Bazı Batıl İnançlar ve Nereden Geldikleri
Aşağıdaki maddelere tıklayarak Batıl İnançlar ve nereden geldikleri hakkındaki tüm detaylara hızlıca ulaşabilirsiniz.
- Kara Kediler
- Dört Yapraklı Yonca
- Tahtaya Vurmak
- Merdivenin Altından Geçmek
- Kırılan Aynanın Yedi Sene Uğursuzluk Getirmesi
- Tuz Dökülmesi
- 13 Sayısı
- At Nalının İyi Şans Getirmesi
Kara Kediler
Kara kedinin geçtiği yoldan geçme, kötü şans getirir derler, bunu herkes duymuştur. Fakat aslında kediler geçmişte çok saygı duyulan hayvanlardır hatta Mısırlılar’ın kedileri mumyaladığı bile görülmüştür. Benzer örnekler Uzak Doğu’da da mevcuttur.
Orta Çağ’dan sonra, insanların cadılardan ve büyüden korktuğu zamanlarda, kedi popülasyonu çok artmıştı. Siyah sokak kedileri de renklerinden ötürü direkt olarak kara büyüyle ve kötü enerjiyle bağdaştırılmaya başlanmıştı dolayısıyla bu, kara kedilere karşı bir korkunun doğmasına sebep oldu, hatta 17. yüzyılda Fransa kedigillerin tamamının kökünü kurutmaya kalkıştı.
Peki oldu da kara kediyle aynı yoldan geçtik, eskiler olsa bu lanetten kurtulmak için ne yaparlardı? Kendi etrafında bir yuvarlak çiz, kediyle yolunun kesiştiği yere geri dön ve 13’e kadar say… Zavallı kara kedileri salmadılar bi’.
Dört Yapraklı Yonca
Dört yapraklı yoncanın şansına olan inancın soyunun, yaşadıkları yerlerde yoncalarla ritüeller gerçekleştiren antik bir Kelt rahip sınıfı olan Druidlere kadar dayandığı düşünülür. Druidler, dört yapraklı yoncanın onlara geleceği görmelerinde yardımcı olduğuna inanırlardı.
Hem Romalıların hem de Hristiyanların Druidlerin soyunu kurutma çabalarından dolayı topluluk iyice birbirine kenetlenerek bir tarikata dönüştü ve dört yapraklı yonca da onlar için bir sembol haline geldi. Keltler Hristiyanlaştığında tarikatın da sonu geldi ancak dört yapraklı yonca, haça benzeyen şekli ile popülaritesini daha da artırdı.
Druidlerin ritüelleri baya zaman alıyor olmalıydı zira dört yapraklı bir yoncaya denk gelme olasılığı 1/10.000’dir. O yüzden eğer dört yapraklı yonca arayışındaysanız, kolay gelsin.
Tahtaya Vurmak
Genelde, olmasını istemediğimiz bir şey söylendikten sonra tahtaya vururuz. Mesela: “Şimdiye kadar hiç cüzdanımı kaybetmedim-aman tahtaya vurayım.”
Bu batıl inancın kökeni oldukça eski, Yunanlardan ya da Kızılderililerden çıktığı düşünülüyor. Bu milletler tahtayı tanrılarının yaşadığı yerler olarak görüyorlardı. Önceden örneğin bir insan çok büyük bir başarı sağladığında (mesela bir savaş galibiyeti) gidip hemen bir ağacın gövdesine vururmuş ki kişinin kibrinden dolayı sinirlenen tanrı sakinleşsin.
Tahtaya vurma inancının çıkmış olabileceği düşünülen bir diğer toplum ise günah çıkarmak, af dilemek ya da bir felakete karşı korunmak istemek için tahtadan haçlara dokunan Hristiyanlardır.
Merdivenin Altından Geçmek
Bu inancın mantığı basit, merdiven altından geçmek uğursuzluk getirir. Olur da geçmen gerekirse ya geçerken parmaklarını çapraz yap ya da geçtikten sonra yere tükür ve bir köpek görene kadar sakın konuşma. Peki ya bu saçmalık nereden çıktı?
Eski Mısır ’da aslında merdivenlerin iyi şans getirdiğine inanılırdı. Merdivenler, ruhlarının cennete tırmanabilmesi için firavunların mezarlarının yanına konurdu. Bunun yanında, merdivenin oluşturduğu üçgen şekil piramitleri, yani tanrıları simgeliyordu ve sıradan bir insan üçgensel bir yapının altından geçtiğinde bu, tanrılara saygısızlık olarak görülüyordu.
Sonrasında ise Hristiyanlar bu batıl inancı devam ettirdi. Çarmıha dayalı merdiven İsa’yı katledenleri temsil ettiğinden merdiven ölümü ve kötülüğü temsil eden bir sembol haline geldi. Ta 17. yüzyılda bile idam edilecek olan suçlular darağacının merdiveninin altından geçerken cellatlar merdivenin etrafından dolanırdı.
Kırılan Aynanın Yedi Sene Uğursuzluk Getirmesi
Bu batıl inancın antik Yunanistan’da insanların “ayna okuyucu” denen falcılara gittikleri zamanlarda ortaya çıktığında inanılıyor. Bu ayna okuyucular, adı üstünde, müşterilerinin geleceğini aynadaki yansımasından öngördüklerini iddia ederlerdi.
Romalılar ise insan ömrünün yedi yıllık periyotlardan oluştuğuna inandıklarından hurafeye farklı bir bakış açısı getirmişlerdi: kırık bir ayna net bir görüntü veremez, öyleyse bunun anlamı yedi yıl sürecek kör talihtir…
Tuz Dökülmesi
Herkesin bildiği bir batıl inanç daha: eğer yanlışlıkla tuz dökülürse bir de sol omzundan doğru tuz serpmelisin ki uğursuzluk bertaraf edilsin. Bu inancın kökü çok eskilere, ta 5500 yıl öncesinde yaşamış Sümerlilere dayanıyor.
Tuz tarihte hep dini bir sembol olarak kabul edilmiştir ve değerli bir madde olarak görülmüştür bu yüzden omzun üstünden şeytanın yüzüne doğru tuz çarpmanın bahtsızlığı uzaklaştırdığına inanılır.
13 Sayısı
Triskaidekafobi olarak da bilinen 13 sayısından korkma durumu günümüzde bile hayatımızda yer etmiş durumdadır. Örneğin kimi gökdelenlerde 13. kat yokken kimi havaalanları uçaklarına 13. koltuk koymaz. Bazı hastanelerin ise 13. odası yoktur.
Bu 13 manyaklığı bir Viking efsanesine dayanır: 12 tanrı Valhalla’da parti vermeye karar verirler ancak partiye 13. bir davetsiz misafir de katılır, Loki. (Evet, Thor’daki Loki.) Loki artık nasıl becerdiyse karanlığın tanrısı Hoder ve neşenin tanrısı Balder’ın birbirine girmesine sebep olur. Balder kovayı tekmeler ve tüm dünya karanlığa bürünür. Kulağa eğlenceli gibi geliyor değil mi?
İlginizi çekebilir: Vikingler’in Aşk Hayatı
Bir başka hikaye de Hristiyanlardan geliyor, son akşam yemeği hikayesi. Yemeğe son gelen ve 13. mürit olan Yehuda, ertesi gün İsa Mesih’e ihanet eder, yeterince açık oldu sanırım.
Romalılar ise cadılar meclisinin 12 cadı ve 13. üye olan “İblis”ten oluştuğunu düşünürlerdi. Diğer bir yandan da Mısırlılar hayatın 12 evreden oluştuğunu, 13.’nün ise ahiret olduğuna inanıp 13 sayısını ölümle bağdaştırırlardı.
13’ün diğer bir sıkıntısı ise 12’den sonra gelmesidir. 12’nin birçok böleni vardır. Aynı zamanda İsa’nın müritlerinin, bir yıldaki ayların, burçların, Olimpos’un tanrılarının ve İsrail’in kavimlerinin sayısıdır. Açıkçası, 13 sayısı bir garip.
17 ila 21 milyon Amerikalı’nın 13 sayısından korktuğu biliniyor, özellikle de cuma günleri.
Peki 13. Cuma neden uğursuz kabul edilir? Çünkü 13. Cuma Hristiyanlar için İsa’nın çarmıha gerildiği gündür. Aynı zamanda Cuma’nın Adem’in yasak meyveyi yediği gün olduğunda da inanılır.
At Nalının İyi Şans Getirmesi
At nalının yedi deliğinin olması (7 Dünya’nın çoğu yerinde şanslı rakam olarak kabul edilir.) ve demirden yapılmış olmasından dolayı (Demirin kötü ruhları defettiğinde inanılır.) iyi şans getirdiği düşünülür.
Bunun yanında at nalının yukarı ya da aşağı bakar şekilde asılması konusunda bir anlaşmazlık da söz konusudur. At nalı yukarı bakarsa iyi şans ve kısmeti içinde tutup etrafındaki her şeyi koruduğuna, aşağı bakarsa da tüm kısmetin nalın altından geçen şanslı kişilerin üstüne serpildiğine inanılır. Sen hangisini tercih edersin? Şahsen ben at nalının duvara ben altından geçerken düşüp ağzımı yüzümü dağıtmayacak kadar sağlam çakılmasını tercih ederim.
Doğa Deren Aydın
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Harvard Tıp Fakültesi’ne Giren İlk Kadın – Fe del Mundo ‘nun İlginç Hikayesi
Sümerler kimdir?, Tarihi, Devleti, Sümer Şehirleri ve Çöküşü
Yorumlar 2