Kuzey Amerika, bazıları 6.500 yıl öncesine kadar uzanan bir dizi mağara sanatı alanına ev sahipliği yapmaktadır. Bununla birlikte, Amerika’da mağara sanatının ilk keşfi 1980 yılında olmuştu ve muhtemelen bu yüzden Kuzey Amerika mağara sanatı, Avrupa ’da ve dünyanın diğer bölgelerinde çok daha önce bulunanlar kadar yaygın olarak bilinmemektedir.
The Conversation’un haberine göre son zamanlarda araştırmacılar, ABD’nin Tennessee eyaletinde hayvanlara, insanlara ve insan özelliklerine sahip daha fazla Mississippi Dönemine ait görüntüler buldular.
Mağara Sanatıyla Ortaya Çıkan Mississippi Dönemi
1980 kışında bir grup amatör mağaracı, Knoxville şehrinin güneyinde bulunan karanlık bir mağaraya girdi. Bir zamanlar mağaradan akan derenin çamur kıyılarının kalıntılarına çizilen çizgiler ve şekiller gördüler. Gördüklerinin modern bir grafiti olmadığını anlayınca ünlü arkeolog Charles Faulkner’ı bulduklarını incelemesi için mağaraya getirdiler. Ardından, Tennessee Knoxville Üniversitesi’nden arkeologlar tarafından Güneydoğu Amerika’da 92 karanlık bölge mağara sanatı alanının keşfedilmesine ve kayıt edilmesine yol açan bir süreç başladı.
Antik mağara sanatının ilk modern keşfi, 1879’da İspanya’nın Altamira kentindeydi. Ancak, günün bilimsel kuruluşu, gerçekliğini reddetmekte gecikmedi. Altamira ve diğer Avrupa mağara sanatı bölgeleri, bazıları 40.000 yaşında olan birkaç sonraki keşiften sonra, insan sanatsal içgüdüsünün ilk ifadeleri olarak kabul edildi ve bu şekilde kutlandı.
Çamurda Mississippi Dönemi Mesajları
1980 Tennessee keşfi ve Charles Faulkner’ın katılımı, Tennessee, Alabama, Georgia, Kentucky, Virginia ve Batı Virginia’da 92 benzer karanlık bölge mağara sanatı alanının keşfedilmesiyle sonuçlanan bir olaylar zincirini başlattı. Arkansas, Missouri ve Wisconsin’de de birkaç site bulundu.
Faulkner, Tennessee’deki ilk mağara konumuna “Mud Glyph Cave” adını verdi. Bu sitedeki araştırma çalışması, sanatın Mississippi kültürüne ait olduğunu ve yaklaşık 800 yaşında olduğunu gösterdi. Ayrıca mağara çoğunlukla eski Kızılderililerin dini inançlarını betimleyen resimler içeriyordu.
İlginç bir şekilde, arkeologlar, bulguları anlamlandırmak için Mississippi halklarının günümüz torunları Cherokee, Chickasaw, Choctaw, Coushatta, Muscogee, Seminole ve Yuchi ile çalıştı. Tennessee Knoxville Üniversitesi’nden arkeolog Jan Simek’in The Conversation’daki aynı makalede dediği gibi, “Mağara sanatının bölgede ilk ne zaman ortaya çıktığı, en sık ne zaman üretildiği ve neler olabileceğine dair ayrıntıları öğrenebilmek için kullanılır. Ayrıca, mağara sanatının ne anlama geldiği ve Yerli topluluklar için ne kadar önemli olduğu konusunda mağara sanatı yapımcılarının yaşayan torunları olan Güneydoğu’nun günümüz Kızılderili halklarıyla birlikte çalışarak çok şey öğrendik.”
Görüntüler ve Hikayeleri
UTK haber sitesinde açıklandığı üzere, arkeologlar bilindiği gibi güneydoğu karanlık bölge mağara sanatı üç kategoriye ayrılır: mağaralarda korunmuş bükülebilir çamur yüzeylerine çizilen çizimler olan çamur glifleri; mağara duvarlarının kireçtaşına oyulmuş çizimler olan petroglifler ve mağara duvarlarındaki resimler olan ve genellikle kömür bazlı pigmentlerle yapılan resim yazıları. Bazı mağaralarda bu kategorilerden iki, hatta üç tane birden bulunabilir.
Güneydoğu mağara sanatının en eski yerleri, Arkaik Döneme (MÖ 10.000-1000) kadar uzanır. Modern Kentucky-Tennessee eyalet çizgisi boyunca kümelenmiş bu siteler az sayıdadır ve basit ve çoğunlukla soyut motiflere sahiptir, ancak orada bazı temsili resimler de bulunmuştur.
Woodland Dönemi (MÖ 1000 – MS 1000) daha fazla mağara sanatı alanı üretmiştir ancak bunlar çoğunlukla soyut, konuları da manevi değere sahipti. Kuş-insan gibi efsanevi yaratıklar da ilk kez bu dönemde tasvir edilmiştir.
Mississippi Dönemi (MS 1000-1500), Avrupalılar gelmeden önceki son Kızılderili tarihi dönemidir ve bu, karanlık bölge mağara sanatının çoğunun üretildiği zamandı. Sanat ilhamında açıkça diniydi ve ruhları, efsanevi hayvanları içeriyordu. Düzenlemeler daha karmaşıktı ve hikayeler anlatmak için mağara pasajları aracılığıyla düzenlenen görüntülerle kompozisyonlar gibi görünüyordu.
2013 yılında CNN’e konuşan Tennessee Üniversitesi Knoxville arkeoloji profesörü Jan Simek, özellikle büyüleyici bir mağaradan bahsetti. “Tennessee’nin orta kesiminde küçük, olağanüstü 400’den fazla oyma resim içeren çok küçük bir mağara var. Bazıları o kadar küçük ki onları nasıl arayacağınızı bilmiyorsanız, onları asla bulamazsınız.” O mağaradaki bazı resimlerde yarım santimetre uzunluğunda kuşlar bulunmakta. Ancak yakından bakınca Simek, “Üstlerinde kanat tüylerini görebilirsiniz” dedi.
Modern Kızılderili Sanatı ile Süreklilik
Antik Amerikan mağara sanatı hakkında olağanüstü olan şey, modern zamanlara açık bir şekilde sürekliliği ve dolayısıyla deşifre edilebilirliğidir. Alabama ve Tennessee’deki birkaç mağarada, 19. yüzyılın başlarından kalma yazıtlar, Cherokee müfredatındaki mağara duvarlarına yazılmıştır (yukarıdaki resimde gösterildiği gibi).
Cherokee arkeologları, tarihçileri ve dil uzmanları, bu mağara yazılarını tercüme etmek için Simek gibi arkeologlarla güçlerini birleştirdi. Mağaraların kutsal ve manevi yerler olarak kabul edildiğini ve yazılardaki dini fikirlerin eski zamanlarda resimlerle temsil edilenlere benzediğini belirtmişlerdir.
ABD’de her yıl yeni mağara alanları keşfediliyor. Ve güneydoğudaki karanlık mağara sanat keşif sürecinin hikayesi henüz bitmiş değil.
Eylül Ustaoğlu