Bilim insanları, uzaylıların kara deliklerden güç emiyor olabileceğini ve uzaylıları bu şekilde tespit edebileceğimizi söylüyor. Bu enerji hasadı teknolojisi, dönen bir kara deliğin olay ufkunun hemen dışında izler bırakabilir.
Burası; bir kara deliğin yerçekiminin, madde ve enerjinin kaçamayacağı kadar güçlü hale geldiği yerin ötesindeki sınırdır. Ve bu süreç, bilim insanlarının zaman ve uzaydaki bu büyük kesintilerin yakınında önceden tespit ettikleri, gaz formunun beyaz, sıcak ve yüklü hali olan bazı plazma parlamalarını açıklayabilir.
Ve şu anda sadece bir bilim kurgu fikri olsa da (çünkü bize en yakın kara deliğin 1000 ışık yılından fazla uzakta olduğu düşünülüyor, ki bu pek çok insan yaşamında ulaşılamayacak kadar uzaktır), eğer astrofizikçiler bir şey yapabilirse, bu kozmik devlere dokunma yöntemi ile dönen kara delikler, teknolojik olarak gelişmiş bir medeniyet için neredeyse sınırsız bir enerji kaynağı haline gelebilir.
Çalışmanın ortak yazarı, New York’taki Columbia Üniversitesi’nden astrofizikçi Luca Comisso, bir sonraki adımın “bir kara delikten çıkarılmış enerjinin uzaktaki gözlemcilere nasıl görünebileceğini bulmak” olacağını söyledi.
Comisso, verdiği röportajda, bunu yaparak dünyalıların potansiyel olarak uzaktaki yabancı uygarlıkları tespit edebileceğini söyledi. “Bu yazıda sadece fizik kısmını yaptık” dedi. “Ama şimdi bir meslektaşımla bunu gerçeğe uygulamak, medeniyetler aramak, ne tür bir sinyal aramamız gerektiğini görmek için çalışıyorum.”
Dönen Kara Delikler
Bu, 50 yıl içinde dördüncü kez önerilen, dönen bir kara delikten enerji çekmenin yeni bir yoludur. Bu önermelerin en ünlüsü, kara delikler üzerindeki çalışmaları nedeniyle 2020’de fizikte Nobel Ödülü’nü kazanan ünlü fizikçi Roger Penrose’un 1969 tarihli bir çalışmasıdır.
Penrose, ışık hızına yakın bir hızla dönen bir kara deliğin hemen yanında bir parçacığın ikiye bölündüğü “Penrose süreci” olarak bilinen bir mekanizma önerdi. Parçacığın bir kısmı, kara deliğin kendisine düşmeden önce, kara deliğin olay ufkunun hemen dışındaki kaotik bir uzay-zaman bölgesi olan ergosferden düşer.
“Kara delik çok hızlı döndüğü için, uzay-zamanı bir girdap gibi sürüklüyor,” dedi Comisso. Hesaplamalara göre, bu ergosfere düşen nesneler, evrenin başka hiçbir yerinde mümkün olmayan negatif enerjiye sahip olabilir. Comisso, “Bunun olabileceği tek küçük bölge burasıdır” der.
Comisso, ve bir kara deliğe negatif enerjili bir parçacığın eklenmesi, ondan enerji çıkarmaya eşdeğer olduğu için, uzaylılar, kara deliğin yoğun yerçekiminden kaçan parçacığı yakalayarak kara deliğin enerjisini etkili bir şekilde kullanabilir, dedi. “Kara deliği negatif enerjiyle beslemek gibi.”
Penrose, orijinal çalışmasında yalnızca ikiye ayrılan tek bir parçacığı değerlendirirken; yapılan en son araştırma, bir kara deliğin etrafındaki yığılma diskinde üretilen astronomik boyutlu, çoğu kara deliğin yörüngesinde dolanan, çoğu zaman büyük ve çok sıcak madde diski plazmaları değerlendirdi. Plazmalar çok sayıda parçacığa sahip olduğundan, buna karşılık olarak büyük miktarda enerji üretebilirler.
Comisso; teoride kara deliklerin, fizikçi Stephen Hawking tarafından önerilen kuantum-mekaniksel bir kavram olan “Hawking radyasyonu” yayarak zamanla buharlaştığını ancak bu sürecin henüz tespit edilemeyecek kadar zayıf olduğunu söyledi.
Manyetik Yeniden Bağlanmalar
Comisso ve Santiago’daki Universidad Adolfo Ibáñez’de astrofizikçi olan yardımcı yazar Felipe Asenjo, dönen bir kara delikten enerji elde etmek için plazmaların, olay ufkunun hemen dışında yoğun manyetik alan çizgilerinin dolaştığı, kırıldığı ve yeniden birleştiği “manyetik yeniden bağlanma” olaylarıyla yaratıldığını öne sürüyor.
Comisso, manyetik yeniden bağlantıların genellikle Güneş gibi yıldızların yüzeylerinde görüldüğünü ve burada, taban tabana zıt yönlerde hareket eden plazma parlamaları olarak muazzam miktarda enerji açığa çıkardıklarını söyledi. Yıldızlar üzerinde yaratılan plazma parlamaları yıldıza geri dönerken veya uzaya fırlarken; dönen bir kara deliğin ergosferi, düşen bir plazma jetinin negatif enerji elde edebileceği anlamına gelirken, o jetin eşi olan kurtulmuş jet plazması delikten etkili bir şekilde ek enerji kazanabilir, der Comisso.
Yeni çalışma, astrofizikçiler Roger Blandford ve Roman Znajek tarafından önerilen kara deliklerden enerji elde etmeye yönelik 1977 teoriye meydan okuyor. Dönen bir kara deliğin yakınındaki manyetik alanların yeniden bağlanmadığını, bunun yerine kaçan plazma jetinde ek açısal momentum oluşturduğunu öne sürdüler – bir tür “elektromanyetik tork”.
Comisso, artık hem yeni teorinin hem de Blandford-Znajek teorisinin, hangisinin dönen bir kara delikten enerji elde etmede en etkili olduğunu belirlemek için test edilebileceğini söyledi.
“Gelecekte, insanlar her iki durumda da süper bilgisayar simülasyonları yapacaklar ve bir karşılaştırma yapılabilir” dedi. “Ama şu anda net değil.” Hangi teori doğru çıkarsa, gökbilimcilerin kara deliklerin dönüş oranını daha iyi tahmin etmelerine ve olay ufuklarının yakınında plazma jetleri tarafından verilen enerjiyi ölçmelerine yardımcı olabilir, dedi Comisso.
Yeşim Helin Onur
Yorumlar 1