Bu 6 zihinsel püf nokta, hasetin ilişkilerinize köstek olmasını engelleyecek. İşte hasetten kurtulma yolları.
Haset, tüm duygular içinde en yaygın ancak en az anlaşılmış olandır. O kadar yaygındır ki belki de peşinizi bırakmadığının farkında değilsinizdir.
Örneğin, yakın bir arkadaşınız, oğlunun ülkedeki en iyi üniversitelerden birini kazandığını söylüyordur ve sizin çocuğunuz da kazanmasına garanti gözüyle baktığınız, en son tercihi olan üniversitenin cevabını bekliyordur. Arkadaşınızın yaşadığı mutluluğu görürken kendi öfkeli duygularınızı bastırıp onu dinlemeye devam etmek zordur.
- Neden arkadaşınız adına mutlu olamazsınız?
- Neden arkadaşınızın oğlunun başarısı size kendinizi yetersiz hissettirir?
- Çocuğunuzun eğitiminde bocalaması size ebeveynliğinizi sorgulatır mı?
Belki de siz bu sorulara kafa patlatırken hasetiniz “başkalarının başarısızlığından zevk alma” gibi daha kötü bir duyguya dönüşür. Çocuğunuzun o arkadaşını size anlatış şeklini hatırlarsınız: Üniversiteye gidecek olan bu çocuk, okulda bir spor takımı kuralını ihlal etmiştir. İşte bu! En azından sizin çocuğunuz başını belaya sokmuyordur.
Bu nahoş duyguları hissetmek pek de hoş değildir. Gerçekten de eğer bu duyguları kontrol etmezseniz haset ve buna bağlı olarak başkalarının başarısızlığından zevk alma duygusu, yakın ilişkilerinizi bile bozabilir.
Eşiniz sürekli olarak arkadaşınızı küçümsemenizden bıkabilir ve tabii ki arkadaşınız da çocuklarınızı düşmanca bir şekilde karşılaştırmanızdan bezebilir. Amerika Bilişsel Terapi Enstitüsü’nden Robert Leahy, hasetten kurtulmak için bilişsel-davranışsal terapi makalesinde (2020) bu konudan şöyle bahsediyor: “Başarılı olan birinin kötülüğünü nasıl isteyebiliriz? Cevap çok basit “İnsan olduğumuz için”.
Leahy, haset ile kıskançlık arasındaki farkı anlamanın önemli olduğunu belirtiyor. Haset, bir kişiyi sosyal rolünden ötürü tehdit olarak görmek iken kıskançlık, üçüncü bir kişinin ilişkinize karşı bir tehdit oluşturduğunu düşünmektir. Bu yüzden haset duygusunu anlamak için önce sosyal rolü anlamak gerekir.
Sosyal rol kavramının anlamını düşünün. Bir A kişisinin sizden daha büyük bir sosyal role sahip olması (örneğin “daha iyi” bir ebeveyn olmak), siz ona bu anlamı yüklemediğiniz sürece, bu kavramın doğasında yoktur. Leahy’nin de belirttiği gibi, “sosyal rol her zaman için ‘yerel’, ‘nedensiz’ ve başkalarının görüşlerine bağlıdır”.
Başka birinin sosyal durumuna haset duymanın üstesinden gelmenin bir yolu da nedene bağlı olmayan yapısını anlamaktan geçer. Hasetin üstesinden gelme konusundaki ikinci ve en önemli adım ise bu sosyal role erişmenin mutluluğunuzun temelini oluşturduğu düşüncesini kafanızdan silip atmaktır.
Leahy’nin öne sürdüğü “Haset için Duygusal Şema Modeli”nde, sosyal rolün önemini ortadan kaldırmayı denedikten sonra, Leahy’nin “değerli eylem” olarak adlandırdığı şey incelersiniz. Sürecin bu bölümü, kendinizi aşağıda gördüğünüz sosyal durumlarla karşılaştığınızda neler yapabileceğinizi düşünmeyi içerir.
Bunun en kolay yolu, güçlü yanlarınıza odaklanmak ya da hayatta öne çıktığınız alanları belirlemektir. Örneğin çocuğunuz ile üniversitenin etkileyemeyeceği türden harika bir uyum yakalamış olabilirsiniz. Neden ebeveynliğinizin bu yönünden farklı bir sosyal durum türetmeyesiniz ki?
Genel anlamda Bilişsel Davranışsal Terapi ile benzer adımları izleyen “Duygusal Şema Terapisi Modeli (EST)”, duyguları değiştirmek adına, inançları değiştirmeye odaklanır. EST’de, hasete dair inançlarınızı arkanızda bırakabilmeniz için, öncelikle onların üzerine gitmeniz gerekir.
Böylece, haset duygularınız olduğu için kötü bir insan olduğunuzu düşünmek yerine hasetin evrensel bir duygu olduğunun farkına varırsınız. Dahası, haseti benlik duygunuzu kaybetmeden yaşamayı öğrenirsiniz; örneğin “sen sadece duygularından ibaret değilsin” (s. 8). Bu şekilde baktığınızda haset, sonsuza kadar sizin bir parçanız olarak kalmak zorunda değil.
Şimdi, bu altyapı ve Leahy’nin terapötik modeline dayanarak, kendinize bu soruları sormanın ve olabildiğince dürüst cevaplar vermenin zamanı geldi:
- Hasetlendiğiniz kişiden şikayet ediyor musunuz?
- O kişi hakkında kötü şeyler söylüyor musunuz?
- Hasetlendiğiniz kişiyi görmezden geliyor musunuz?
- Bir şeyi hasetlendiğiniz kişi kadar iyi yapamayacağınızdan korkup o işi bırakıyor musunuz?
- Sık sık ne kadar hasetlendiğiniz hakkında düşünüyor musunuz?
- Bu kadar haset olduğunuz için kendinizi eleştiriyor musunuz?
Bu sorulardan da fark edebileceğiniz üzere, haset duygusu davranışlarınıza sızdığında hasetlendiğiniz kişi kadar hayatınızdaki diğer kişiler ile de ilişkileriniz bozulabilir. EST’de bu uyumsuz davranışların kötü yanlarını ve onları değiştirmek için neler yapmanız gerektiğini görerek bunları birer birer verimli yaklaşımlara çevirmeyi öğrenirsiniz:
- Şikayet etmek çevrenizdekileri sizden uzaklaştırır ve sizi kötü gösterir, bu yüzden şikayet etmeyi bırakmayı deneyin.
- Başkalarını eleştirmek sizi vicdansız ve antipatik gösterebilir, eleştirilerinizi kendinize saklayın.
- Hasetlendiğiniz kişileri görmezden gelmek sizi daha yüksek bir sosyal durum kazanmanın bir yolu olan öğrenmeden alıkoyabilir, onlarla yakınlaşmaktan korkmayın.
- Vazgeçmek size fayda sağlayabilecek herhangi bir aktiviteye katılma fırsatını kaybedeceğiniz anlamına gelir, bu yüzden pes etmeyin.
- Uzun uzun düşünmek sizi depresyona sokmaktan başka bir işe yaramaz; bunun yerine duygularınızı kabul edin ve elinizden gelenin en iyisini yapın.
- Kendinizi eleştirmek de daha kötü hissetmenize neden olur, bu yüzden halihazırda sahip olduğunuz güçlü yanlarınızı kabullenmeye çalışın.
Leahy, verimli stratejiler geliştirmenin yanında, haset duygularınızı tanımladıktan ve onlara karşı çıktıktan sonra, “hasetin takdire ve hatta beğeniye dönüşmesinin” bile mümkün olacağına inanıyor.
Bu son adımı tamamlamak için sosyal durumlarını elde etmek istediğiniz kişilerden birkaç tavsiye almak adına pragmatik bir adım atarsınız. Hasetinize farklı bir açıdan bakarak onu, kendinizi geliştirmek için doğal bir istek olarak görürseniz sosyal durumunuzu geliştirmeye çalışırken olumsuz duyguları da nötrleyebilirsiniz.
Aslında, Leahy’nin de belirttiği gibi, hasetin, diğerlerinin kötülüğünü istemek ve bu gerçekleştiğinde memnun olmak gibi düşmanca bir hal almasına gerek yoktur (örneğin başkalarının başarısızlığından zevk alma).
Ayrıca istediğiniz şeye sahip olmadığınız ve hatta haset duygusunu yaşadığınız durumlar (depresif haset) yüzünden kötü hissetmenize de gerek yoktur. Haset, daha yararlı bir haliyle kendinizi geliştirmek adına bir sıçrama noktası görevini üstlenerek size avantaj sağlayabilir.
Özetle haset evrensel bir duygu olsa da kendinizi gerçekleştirme yolunuzda duran bir engel olmak zorunda değildir. Bir dahaki sefere haset duygularınız yüzeye çıktığında bu 6 çözümü deneyin.
Kendinizi gerçekleştirmeye her zamankinden daha yakın hissedeceksiniz.
Hasetten kurtulma makalemiz burada son buluyor. Bir sonraki makalemizde görüşmek üzere. Sevgiyle kalın!
Zehra Güzelhan
Bunlar da ilginizi çekebilir
Başarılı İnsanların Abartılı Bir Şekilde Yapabileceği 7 Zihinsel Alışkanlık
İlişkinizin Duygusal Sağlığını Test Etmenin 4 Yolu!
Fizikçiler, İnsanların Bir Kara Deliğe ‘Güvenle’ Girebilmelerinin Bir Yolu Var