Tarihte, Tarare ‘ninki kadar tuhaf birkaç hikaye var, o kadar iştahlı ki insanlar, yapabileceklerinden korktukları için onu bir kedi veya köpek yavrusu ile bir odaya bırakamazlardı. Tarrare veya Tarare, muhtemelen alışılmadık bir tıbbi hastalığı olan, şovmen olmuş bir Fransız askeriydi. 1772 yılında Lyon’da doğdu, küçük yaşlardan itibaren yüksek miktarlarda yemek yiyebilen birisiydi. Gençlik yıllarında, London Medical and Physical Journal kayıtlarına göre, bir günde bir boğanın çeyreğini yiyebiliyordu.
Çok yemek yediğinden dolayı evden atıldı. Bu çok yemek yemenin bir yetenek olduğunu keşfedene kadar sokaklarda yemek dilenerek hatta çalarak yaşamını sürdürdü. Kalabalık yerlerde insanlara meydan okuyarak yemek yeme gösterileri yapardı. İnsanlanlar ona yemesi için türlü türlü nesneler verip bu gösteriyi daha da büyütürlerdi.
Gösteri olmadığı zamanlarda yılan dahi yediği olmuştu. Ama en büyük numarası bir gösterisinde çakmak taşı ve içi elma dolu bir çanta yemesiydi.
Günümüzde çoğu insanın yaptığı gibi o da işini eve getiriyordu. Zaman ilerledikçe birçok hayvanı yiyebilir hale gelmişti. Bir gün doktor, bir deneyinde onun bir kediyi yediğini gördü. Kısa bir süre sonra tüylerini kustu, ancak bu onu yavru köpekleri ve köpekleri yemeye devam etmekten alıkoymadı. Ayrıca vücudunu yemeden önce, dişleriyle başını ezerek bir yılan balığı yedi.
Buna rağmen, sadece 45 kilo ağırlığındaydı. İştahı oburluk ya da yiyecek bağımlılığı değil, tıbbi bir sorundu. Fransız Devrim Ordusu’na katıldıktan sonra günlük istikakı ordunun verdiği erzak ile sınırlıydı. Çeşitli işler karşılığında diğer askerlerinde istikakının bir kısmını yiyebiliyordu. Eğer o gün fazla yemek bulamazsa kendi yakaladığı kargaları hatta bulduğu çöp ve hurdaları yiyordu.
Kıtlık yaşandığı dönemde hastalandı ve Soultz ta bir hastanede tedavi gördü. Burada günlük 4 porsiyon yemek yiyebiliyordu ama bazen bu bile yeterli olmuyordu ve çöpleri karıştırıp bulduklarını yemeye başlıyordu.
Ordu, onun bu yeteneğini kullanmaya karar verdi ve içinde bir not bulunan tahta bir kutuyu yemesini istedi. Kağıt, dışkısından sağlam bir şekilde çıkıyordu. Devlet, mahkumlara mesaj göndermek için onu kullandı ve ödül olarak 30 poundluk ciğer verdi. Son görevinde yakalandı, cezalar aldı, kırbaçlandı ve işkence edildi.
Doktorlar onun hastalığını iyileştirmek için çok uğraştı ama başarılı olamadılar. Hastanede toplanan kanları içerken hatta morgda diğer hastaların cesedini yemeye çalışırken yakalandı. Hastane de bir gün 14 aylık bir çocuk kayboldu. Hastane yönetimi ve diğer hastalar ondan şüphelendi. Daha önce birçok kez ölü yılan,fare,kedi vb. hayvanlar ve çöp hatta hurda yediği olmuştu. Çocuğu yediği ispatlanamadı ama hastane yönetimi onun burada kalmasını istemiyordu.
Tarare ‘nin yaşamı pek de uzun sürmedi. Hastaneden atıldıktan sonra 4 yıl daha yaşadı ve 26 yaşında yatalak kalıp kısa bir süre sonra öldü. Tarare hastalığının sebebinin altın bir çatalı yutmuş olmasına bağlıyordu. Doktorlar ölüm sebebini Tüberküloz olarak belirledi.
Doktorlar öldükten sonra vücudunu daha kolay inceleme fırsatı buldular. Bağırsak ve midesi berbat haldeydi. Vücudunun birçok yerinde çürükler mevcuttu. Yediğini iddia ettiiği altın çatal vücüdundan çıkmadı.
Hala daha Terrare’nin aşırı iştahının sebebi çözülemedi ve çocuğu yediği ispatlanamadı. Ölümüyle birlikte birçok gizemide arkasında bıraktı.
Oğuzhan SAÇKIRAN