4.300 yıldan uzun süredir toplanan bir yığın yarasa dışkısına anlam vermeyebilirsiniz. Ancak bir grup bilim insanı, yarasaların beslenme biçimlerinden yola çıkarak iklim koşullarının binlerce yıl içerisinde nasıl değiştiğine dair ilginç bir ipucu sağladı. Ortalama bir insandan (2 metre veya 6 buçuk fit) daha uzun olan dışkı yığını, yarasa gübresi olarak da bilinir. Bir gölün altındaki tortular gibi, tarihi tortu halinde tespit edildi.
Bilim insanları; tortuları geçmişe doğru analiz ederek, mağarada bin yıldır yaşayan yarasaların beslenme biçimlerindeki değişikliklerini göz önünde bulundurdular. Buna karşılık, beslenme değişiklikleri; yarasaların yaşamını ve yemesi için mevcut olan böcek ve bitki türlerini etkileyen sıcaklık ve yağıştaki değişikliklerin, o zamanki iklim ve çevrenin nasıl olabileceğine dair ipuçlarını sağlamaktadır.
Kanada’daki Ottawa Üniversitesi’nden göl bilim uzmanı olan Jules Blais, “Doğal kayıtları inceliyor ve çoğunlukla göl tortularından gelen doğal gübreleri yeniden inşa ediyoruz. Bilim insanları, geçmişteki yarasaların beslenmelerine dair bilgileri ilk defa yorumladılar.” dedi. Araştırmacılar, özellikle bitki ve hayvan hücreleri tarafından üretilen besinlerin biyokimyasal belirteçleri olan steroller ile ilgilendiler. Bu steroller sindirim sisteminden geçerek, olduğu gibi binlerce yıl saklı kalabilir.
Şu anda beş farklı türden yaklaşık 5.000 yarasaya ev sahipliği yapan Jamaika’daki Evden Uzak Mağarası’nda, aynı yerde yaşayan yarasaların dışkıları için analiz yapıldı. Bu analiz, ekibin çalışmalarına karşılık bir temel sağladı. Araştırmacılar, yarasaların beslenmesinde yaklaşık bin yıl önceki bitki sterollerinde bir artış olduğunu keşfettiler. Amerika’nın özellikle kuru olduğu düşünülen Orta Çağ Sıcak Dönemi’ne (MS 900-1.300) karşılık geldiği öne sürülmektedir.
Başka bir bitki sterol çalışmasında;
Minoan Sıcak Dönemi olarak bilinen dönemin yaklaşık MÖ 1.350 civarında bulundu. Daha kuru koşullarda genelde böceklerin hayatı zorlaşırdı ve bu zamanlarda yarasalar daha çok meyve tüketirlerdi. Ottawa Üniversitesi’nden biyolog olan Lauren Gallant; “Sonuçlarımızdan, geçmiş zamandaki iklimin yarasalar üzerinde bir etkisi olduğu sonucuna vardık. İklimdeki mevcut değişiklikler göz önüne alındığında, yarasaların çevre ile nasıl etkileşimde olduğu zaman değişikliklerini görmeyi umuyoruz. Bunun ekosistem için sonuçları olabilir.” dedi.
Bir başka ilginç keşif ise muhtemelen 15. yüzyılda Jamaika’ya şeker kamışının gelişiyle ilişkili olan yarasa gübresinin karbon bileşimi ile olan değişikliklerdi. Nükleer testler ve kurşunlu gazın gelmesi gibi beşeri faaliyetlerinin kimyasal izleri de görülebilmektedir. Yarasalar ekosistemler için fark ettiğinizden daha önemlidir; böcek popülasyonlarını kontrol edip, çiçeklerin polenlerini yayarak, tohumlara dağıtırlar.
Bu mağara biçimi; yarasaların beslenme biçimlerini incelemenin ve yarasa gübresi yığınıyla binlerce yıla kadar uzanan tarihe müdahalesiz kontrolün etkili bir yoludur. Araştırmacılar, orada kullanılan aynı tekniklerin dünyanın her yerindeki diğer mağaralara da uygulanabileceğini belirtiyor. Bu da özellikle göller ve altında tortu olmayan bölgeler için yararlı olabilir. İklimden zamanla ilgili birçok bilgiyi ortaya çıkarmasını sağlıyor.
Son çalışmaya dahil olmayan Avustralya’nın James Cook Üniversitesi’nden jeolog olan Michael Bird; “Dışkıyla neler yapılabileceğinizi gösteren bir çalışma olan bu çalışma, yeni bir çığır açmaktadır. Ekip, Dünya üzerindeki yarasa gübresi yataklarında kullanılabilecek araç takımlarını genişlettiler.” dedi.
Araştırma Journal of Geophysical Research: Biogeosciences’da yayınlanmıştır.
Fatime ABİK
Bunlar da ilginizi çekebilir
Bildiğimiz Dünya Haritası Yalan. Dünya Gerçekte Böyle Görünüyor
Dünya ismi nereden geldi? Kim koydu bu ismi?
Dünyada Dokuz Farklı İnsan Türü Vardı. Artık Bir Tane Var. Geri Kalanları Biz Mi Öldürdük?