Ölümden sonra hayat var mıdır? Yeni bir Netflix dizisi var olduğunu dair kanıtlar olduğunu iddia ediyor. Ancak dizi, bilim alanında olmayan inanç konularına ve bilimin henüz gerçekten cevaplayamadığı sorulara yanıt arıyor.
“Ölümden Sonra Yaşam var mı? “, gazeteci Leslie Kean’ın kitabından uyarlandı. İnsanların ölüme yakın deneyimlerini, medyum seanslarını, hayalet avını ve geçmiş yaşam anılarını araştırıyor. Dizi tüm bu iddiaların “kanıtını” sunmayı hedeflerken, ölüm süreciyle ilgili önemli sorulara yaptığı aynı saflığı aldatıcılara da göstererek kendi hikayesini karıştırıyor. Aynı zamanda dini inanç meselelerini ispatlanacak veya çürütecek bir şey olarak ele alıyor. Ancak dini inanç test edebileceğiniz bir şey olmadığından çoğu bilim alanının dışında kalıyor.
İngiltere’deki Hertfordshire Üniversitesi’nde halkın psikoloji anlayışı profesörü Richard Wiseman dediğine göre eğer “Bir tanrı var” derseniz bilim bu konu ile ilgili bir şey yapamaz. Ancak eğer “Tanrı ona dua ettiğimde, bu masanın üzerindeki bardağı hareket ettirecek” diyorsanız işte bu test edilebilir.
Ölüme Yakın Deneyimler
İlk bölüm boğulma, alerjik reaksiyon, doğum sırasında kanama gibi ölüme yakın deneyimlerin insanlar üzerinde bıraktığı duygusal etkiyi ve daha birçok olağan üstü olayı ele alıyor. Serebral korteksteki beyin dalgaları kan akışını kaybettikten sonra saniyeler içinde dursa bile, insanlar deneyimleri sırasında bilinçliydiler. Bazı insanlar ölü akrabalarıyla karşılaştıklarını, parlak ışıklar gördüklerini veya renklerin boşluğuna düştüğünü hatırlarken bazıları bir tünel gördüğünü ve hatta bazıları ise doktorların kendilerini nasıl diriltmeye çalıştıklarını hatırladı.
Ölüme yakın deneyimler üzerinde yapılan araştırmalar insanların, doktorların ummadıkları zamanlarda bilinçlerinin açık olabileceğine dair bazı kanıtlar ortaya koydu. Ancak bu, deneyimlerin bir gizem olduğunu kanıtlamaz; Kalp durduktan sonra beyin aktivitesinin ve bilincinin bazen beklenenden daha uzun süre devam etmesi de mümkündür. Frontiers in Psychology dergisinde 2018 yılında yapılan bir araştırma, ölüme yakın deneyimlerin, insanların psychedelic N, N-Dimetiltriptamin (DMT) ilacını aldıktan sonra hissettikleri birçok ortak özelliği olduğunu buldu. DMT, memeli beyninde doğal olarak üretilir ve 2019 yılında fareler üzerinde yapılan bir araştırma, DMT seviyelerinin kalp durması sırasında yükseldiğini buldu.
Ancak insanlarda ölüm anını incelemek zordur.
Şu ana kadar hiç kimse ölüme yakın deneyimlerin arkasındaki tekniği kesin olarak gösteremedi. New York Üniversitesi Langone Tıp Merkezi’nde kritik bakım ve resüsitasyon araştırma direktörü Dr. Sam Parnia, kalp krizi geçiren 140 hasta ile yaptığı ankette hastaların % 46’sının olay sırasında bilinçlerinin açık olduğunu buldu. Bazıları kalp atışları geri geldikten sonra yoğun bakım ünitesinden (YBÜ) kaynaklandığı anlaşılan anılara sahipti. (Filmlerin aksine, kalp krizi geçiren hastalar canlandırıldıktan sonra genellikle hastanede günler veya haftalar boyunca bilinçsiz kalırlar.) Örneğin, düşman varlıkların kendilerine işkence yaptığını hisseden insanlar, muhtemelen sedasyondan çıkarılıp solunum tüpleri çıkarılması sonucu bir halüsinasyona maruz kalıyorlardı.
Çalışmadaki insanların%10’u, kulağa klasik ölüme yakın deneyimler gibi gelen deneyimler yaşarken iki kişi kendi dirilişlerini gördüklerini veya duyduklarını hatırladı. Bir hastanın gerçek doğrulanabilir bir hafızası vardı- bu kişi vücudunun dışında dolaştığını hissettiğini ve otomatik bir harici defibrilatör (AED) kullanımını, bir hemşirenin yardım çağrısına yanıt veren kel bir tıp uzmanının varlığı da dahil olmak üzere kalp masajı sorasında olan olayları doğru bir şekilde tanımladı. Bu bulgular 2014 yılında Resuscitation dergisinde yayınlandı.
Parnia’nın Live Science’a söylediği üzere; “Hastalar başlarına neler geldiğinin tüm ayrıntılarını anlattılar ve bu vakalardan birinde, ilk kez bunun 5 dakika içinde gerçekleştiğini doğrulamayı başardık”. Serebral korteks tipik olarak oksijen kaybettikten sonra 2 ila 20 saniye içinde kapandığı için bu şaşırtıcıydı.
Parnia ve meslektaşları bu olguyu sistematik bir şekilde keşfetmeye çalışıyorlar. Veriler henüz yayınlanmadı. Ancak araştırmacılar, resüsitasyon sırasında işitsel ve görsel uyarı sağlamak için kalp durması geçiren hastaların odalarına bir bilgisayar getiriyorlar. Parnia, amaçlarının “asal” olarak rastgele bir kelime veya kelime kümesi sunarak farkındalığı test etmek olduğunu söyledi. Kişi hayatta kalır ve bilincine kavuşursa, araştırmacılar ölüme yakın deneyimleri sırasında gösterilen kelimeyi bulmalarının daha muhtemel olup olmadığını görmek için onlardan bu kategoride bir kelime söylemelerini isterler. Ayrıca araştırmacılar resüsitasyon sürecinde hastaların beyin aktivitesini de izliyorlar.
2019 Amerikan Kalp Derneği Resüsitasyon Bilimi Sempozyumunda sunulan ön verilerde;
Test edilen 165 hastadan 44’ü hayatta kaldı ve 21’i ile görüşüldü. Bu 21 kişiden dördü, huzur ve neşe duygusu duyduğu anıları, akrabalarını gördüklerini ve odadaki insanların konuşmalarını duyduklarını bildirdi. Hiç kimse bilgisayar ekranında sunulan görselleri hatırlamadı, ancak bir kişi sesi hatırladı. Parnia “Öğrendiğimiz şey şu ki, evet, ölüme yaklaştığımızda, bu soyut ve deneyimler yaşıyor gibi görünüyoruz… Ayrıca bunlar sanrı ve halüsinasyonlar ile tutarlı değiller.” Bulguların, bilincin uzmanların düşündüğünden daha karmaşık olabileceğini gösterdiğini, bu yüzden “Bunu objektif olarak incelemeliyiz” demiştir.
Parnia’nın ” Ölümden Sonra Yaşam var mı?” ya katılması istendiğini, ancak şovun hatırlanan ölüm deneyimi ile hayaletlerin ve medyumların sahte bilimi gibi konularda bilimsel araştırmalar arasında hiçbir ayrım yapmaması nedeniyle yapımcıları geri çevirdiğini söyledi. Ölüme yakın deneyimlerin ardındaki işleyişlerinden bağımsız olarak, bu olaylar açıkça anlamlı olabilir. Ölüme yakın bir deneyim yaşayan birçok insan bu deneyimi dönüştürücü buluyor. “Ölümden Sonra Yaşam var mı?” ’da yapımcılar, anesteziye alerjik bir reaksiyon gösterdikten sonra kalbi duran bir adamla röportaj yapıyor. Zor bir ilişkisi olduğu merhum babasının gören adam babasını kucaklıyor ve bu deneyim ona kalıcı bir barış duygusu hissettiriyor.
İngiltere’deki Nottingham Trent Üniversitesi’nde psikolog ve kıdemli öğretim görevlisi olan David Wilde, ölüme yakın deneyimler yaşayan insanlarla röportaj yaptı ve insanların genellikle bu tür bir dönüşümü bildirdiklerini buldu. 2010’da Wilde tarafından yayınlanan bir makale için röportaj yapılan bir kadın, kalbi durduğunda, kendisine çok fazla baskı yapmamasını söyleyen bir ses duymadan önce hayatında yaptığı kötü her şeyin yansıtıldığı karanlık bir boşlukta olduğunu hissettiğini bildirdi. Bilinci yerine geldiğinde, bunun onun için yeni bir başlangıç şansı olduğunu hissetti. Sonunda bir danışman ve vaiz oldu, ölüme yakın deneyimi olmasaydı bunu hayal bile edemeyeceğini söyledi.
Anlam Arayışı
Ölüme yakın deneyimler bilimin araçlarına tabi tutulabilirken, belgeselin diğer birçok bölümü, reenkarnasyon veya ölen sevilen birinin varlığını hissedebildiğiniz bir inanç alemine giriyor. Diğer bölümler ise, seanslar sırasındaki fiziksel olarak görülüp test edilebilir olan olayları araştırıyor.
Wiseman, Live Science’da şöyle dedi “Öncelikle test edilemeyen iddialara sahip olduğunuz din ile çoğunun test edildiği paranormal veya parapsikoloji arasındaki ayrım budur”. Belgeselde genellikle bu kusurları gözden kaçırıyor. Örneğin, ellerini balmumu kalıplarına batıran ve kendi kendine yapması imkansız olan el kalıpları yaratan ruhları açığa çıkardığını iddia eden Polonyalı bir medyum olan Franek Kluski’yi eleştirmeden tartışıyor. 1920’de bir Fransız araştırmacı, Kluski’nin tekniğinin deneylerini yaptı ve Kluski’nin numara yaptığına dair hiçbir kanıt bulamadı. Ancak belgesel, bu deneylerin sınırlamalarına (seanslardan önce Kluski’nin aranmaması gibi) değinmiyor ve lastik eldivenlerle nasıl “ruh elleri” yapabildiklerini gösteren sihirbazların ifadelerine aldırış etmiyor.
Belgesel, medyumların seanslarından önce sosyal medyadan müşterilerinin sevdikleriyle ilgili bilgileri toplayabildiğini, hatta Nicole de Haas’ın bir aileyi kaybettikleri bir yakınlarıyla ilgili ayrıntılarla şaşkına çevirdiği gibi bir seans kaydedebileceğini kabul ediyor. Aile daha sonra bu bilgilerin Facebook ve ölüm ilanlarında tamamen mevcut olduğunu fark etti. Şüphecilik hızla medyumlar için sempatiye dönüşüyor bununla birlikte Kean, medyumların çalışmasının artık her zamankinden daha zor olduğunu çünkü “her şey internette çıkmasından dolayı” gerçekçi seansların daha zor olduğunu söylüyor.
Wiseman psikolojik olarak;
Medyumların ve ziyaretçilerinin inanmak istediklerini, söyledi. Kızılötesi fotoğrafçılığın ortaya çıkışından bu yana, yüzen eller ve hareketli masaları içeren Viktorya tarzı seansların çoğu ortadan kayboldu; bu numaralar genellikle karanlıkta yapılırdı çünkü fiziksel ortamların kullanıldığı yöntemlerde, insanlar onları görebildiğinde numaraları o kadar iyi çalışmıyor.
Ancak de Haas dahil olmak üzere hala birkaç fiziksel medyum var. Wiseman ve meslektaşları, bu tür ortamların kullanabileceği fiziksel hilelerin ötesinde, önerilmenin saf gücünün, seanslardaki katılımcıları paranormal aktivite gördüklerine inanmalarında etkisi olduğunu keşfettiler. O ve meslektaşları, parlak boyayla boyanmış nesneleri kullanarak seanslar yürüttükleri deneyler yaptılar. Wiseman, katılımcıları karanlık bir odada bir masa etrafında oturtmuş ve nesnelerin hareketsiz olsalar bile hareket ettiklerini ileri sürmüştür. Deneyden sonra, insanların yaklaşık üçte biri, basitçe öneriye dayanarak nesnelerin hareket ettiğini gördüklerini bildirmişler.
Nihayetinde, “Ölümden Sonra Yaşam var mı?”, insanların evrendeki anlam arzusunun ve merhum aile ve arkadaşlarına duydukları derin, amansız sevgisinin ilgi çekici bir hikayesini anlatıyor. Bilim, ölümden sonraki yaşamın varlığını hiçbir zaman kanıtlayamaz veya çürütemez. Ancak Wiseman, bu dünyadaki açıklanamaz olguların şaşırtıcı iddialarına dikkatle yaklaşılması gerektiğini belirtiyor. “Bilinçli bir tüketici olun. Dışarıda septisizm üzerine kitaplar var ve alternatif bakış açısını sunacak pek çok web sitesi var. En azından bunlara bir bakın ve bir şeyin kesinlikle doğaüstü olduğuna karar vermeden önce bilgi sahibi olun.” Diyor.
Feride İrem Yılmaz
Bunlar da ilginizi çekebilir
Yeni̇ Bir Araştırmaya Göre Hafıza Tamamen Doğru Bir Şeki̇lde Çalışmayabilir
Sağlıklı Yaşlanma Hakkında Neler Biliyoruz?
Bilim İnsanları, En Sağlıklı Kahve Yapmanın Yolunu Açıkladı.
Yorumlar 1