Yeni bir çalışma, beyninizin bir yerlere nasıl gittiğini ve aynı konumdaki başka birini nasıl izlediğini ortaya koyuyor. Bulgular, beyinlerimizin, diğer insanların kendimizle ilişkili olduğu yerleri işaretlemek için ortak bir kod oluşturduğunu gösteriyor.
COVID vakaları artarken kendinizi diğer insanlardan fiziksel olarak uzaklaştırmak hiçbir zaman bu kadar önemli olmamıştı. Şimdi yeni bir UCLA çalışması, beyninizin bir yerlere nasıl gittiğini ve aynı konumdaki başka birini nasıl izlediğini ortaya koyuyor. Nature dergisinde 23 Aralık’ta yayımlanan bulgular, beyinlerimizin, diğer insanların kendimizle ilişkili olduğu yerleri işaretlemek için ortak bir kod oluşturduğunu gösteriyor.
Çalışmanın baş yazarlarından nörocerrahi alanında Ruth ve Raymond Stotter Kürsü Başkanı, UCLA’daki David Geffen Tıp Okulu nörocerrahi ve psikiyatri ve Jane ve Terry Semel Enstitüsü Nörobilim ve İnsan Davranışı alanlarında yardımcı profesör olan Nanthia Suthana, “Beyinlerimizin fiziksel bir alanda gezindiğimiz zaman nasıl tepki verdiğini inceledik. İlk önce yalnızken, sonrasındaysa diğer insanlar varken neler olduğunu gördük” dedi.
“Elde ettiğimiz sonuçlar, beyinlerimizin kendimizi başkasının yerine koymak üzere adeta evrensel bir imza oluşturduğunu gösteriyor.” diye ekleyen Suthana, laboratuvarda yaptığı çalışmalarda beynin anıları nasıl oluşturduğunu ve onları nasıl hatırladığını inceliyor. Suthana ve meslektaşları, nöbetlerini kontrol etmek amacıyla beyinlerine daha önce cerrahi şekilde elektrot yerleştirilen epilepsi hastalarını gözlemlediler. Bu elektrotlar, beynin hafızayla ilişkili merkezi olan ve tıpkı bir GPS cihazı gibi gezinmeyi düzenlediğinden şüphelenilen orta temporal lobda yer alıyordu.
Çalışmanın ilk yazarlarından ve Suthana Labaratuvarı’nda doktora sonrası araştırmacı olan Matthias Stangl;
“Daha önceki araştırmalar, orta temporal lobdaki nöronların ürettiği düşük frekanslı beyin dalgalarının, kemirgenler yeni bir yerde gezerken bulundukları yeri takip etmelerine yardımcı olduğunu göstermişti.” dedi. Şöyle devam etti: “Biz bu fikri insanlarda araştırmak ve insanların da yakınlarında bulunan diğer insanları izleyip izlemediğini incelemek istedik fakat tüm bunlar mevcut teknolojiyle kısıtlandı.”
Ulusal Sağlık Enstitüleri BRAIN Initiative’den 3,3 milyon dolarlık bir ödül kullanan Suthana’nın laboratuvarı, beyin elektrotlarına kablosuz olarak bağlanan bir bilgisayar içeren özel bir sırt çantası icat etti. Böylece, araştırma konularını birinin bir beyin tarayıcıda hareketsiz yatması veya bir kayıt cihazına bağlanması yerine özgürce hareket ederken incelemesini sağladı.
Deneyde, her bir denek sırt çantası taktı ve onlara boş bir odayı keşfetmesi, gizli bir noktayı bulması ve bunu gelecekteki aramalarda hatırlaması söylendi. Denekler yürüdükçe, taşıdıkları sırt çantaları, deneklerin beyin dalgalarını, göz hareketlerini ve odada izledikleri yolları gerçek zamanlı şekilde kaydetti. Katılımcıların odayı araştırırken yaydığı beyin dalgaları kendine özgü bir şekilde akış gösterdi. Bu durum, deneklerin beyninin duvarların ve diğer sınırların haritasını çıkardığı anlamına geliyor. Şaşırtıcı bir şekilde, deneklerin beyin dalgaları, odanın köşesinde oturdukları ve başka birini gizli noktanın konumuna yaklaşırken izledikleri sırada da benzer bir akış gösterdi.
Bulgu, beyinlerimizin bizim ve diğer insanların ortak bir ortamda nerede olduğumuzu izlemek amacıyla aynı deseni ürettiğine işaret ediyor.
Peki Bu Neden Önemli?
Ayrıca UCLA Edebiyat ve Bilim Kolejinde Psikoloji ve Henry Samueli Mühendislik Okulunda Biyomühendislik Yardımcı Doçenti olan Suthana, “Günlük faaliyetler, sürekli olarak aynı yerdeki diğer insanlar arasında gezinmemizi gerektiriyor. En kısa havaalanı güvenlik hattını seçmeyi, kalabalık bir otoparkta yer aramayı veya dans pistinde birine çarpmaktan kaçınmayı düşünün.” dedi.
UCLA ekibi ikincil bir bulgu olarak da dikkat ettiğimiz şeylerin beynimizin bir konumu nasıl işaretleyebileceğini etkileyebileceğini keşfetti. Örneğin, hastaların beyin dalgaları gizli noktayı aradıklarında veya başka bir kişinin odaya yaklaştığına tanık olduklarında odayı keşfettiklerinden daha güçlü aktı.
Stangl, “Sonuçlarımız, belirli zihinsel durumlar altında, bu beyin dalgaları modelinin sınırları tanımamıza yardımcı olabileceği fikrini destekliyor. Bu olayda bu, insanların bir hedefe odaklandığı ve bir şey için avlandığı zamandı.” dedi.
İleride yapılacak araştırmalar, insanların beyin modellerinin laboratuvar dışında da dahil olmak üzere daha karmaşık sosyal durumlarda nasıl tepki verdiğine ışık tutacak. UCLA ekibi, beyin ve beyin rahatsızlıkları hakkındaki keşiflere ivme kazandırabilmek için sırt çantasını diğer araştırmacıların kullanımına sundu.
Selim Demir
Bunlar da ilginizi çekebilir
Albert Einstein’ın Beyni Nasıldı? Tuhaf Hikayesi Nedir?
Beyin – Müthiş Beynimiz – Beynin Özellikleri Nelerdir?
Tartışmalı Hipoteze Göre İnsan Beyni Küçük Avları Avladıkça Büyüdü