Bazı iddialara göre zeki yaşam formları ile iletişime geçtik. Ancak bunlar uzaydan değil paralel evrenlerden gelen dünya dışı varlıklar. İnsanlar yıllardır sonuç alamadan evrendeki zeki yaşam formlarının izlerini aramaktadır. Birçok kişi bu başarısızlığın nedeninin evrenin dünya dışı varlıkları bulmak için çok büyük olmasını gösteriyor.
Fakat bazıları doğru yere bakmadığımızı savunuyor. Yani, insanlığın yaşam izlerini bulmak için odaklanması gereken yer diğer gezegenler değil, diğer boyutlardır.
Stuff They Don’t Want You to Know (Bilmenizi İstemiyorlar) şovunun sunucuları Ben Bowlin, Noel Brown ve Matt Frederick “Dünya Dışı Varlıklar Nedir?” isimli podcastte parçacık fiziğini, süper sicim teorisini ve paralel boyutları ele alıyor.
Parçacık fiziği maddenin temel yapıtaşı olan atomun küçük parçacıklarını inceleyerek evrenin kökenini açıklamaya çalışır. Çoğunlukla her şeyin teorisi diye adlanır. Çünkü tek elit bir çözüm ile madde ve enerjinin çalışma sistemini açıklamaya çalışır.
Standart Model Fizik Bir Teoridir
Parçacıklar nokta gibi olan, inanılmaz derecede küçük noktalar olarak belirtiliyor. Standart model fizik bir teoridir. Çünkü hala yerçekimi ile ilgili açıklayamadığımız birçok şey var. Sicim Teorisi ise fiziğin farklı bir modelidir.
Bu modelde parçacıklar bir nokta olarak değil. Küçük cisimler olarak görünüyor. Beraber titreşerek boyut ve kütle kazanırlar. Fakat Sicim teorisinin doğru olabilmesi için alışık olduğumuz 4 boyut olan en, boy, yükseklik ve zamana ek olarak ondan fazla boyut olması gerekir.
Bu boyutların bazılarında Big Bang gerçekleşmemiş. Evrenin kökeni çok daha farklı bir nedene dayanıyor olabilir.
Bu boyutlardan birindeki bir canlı, insan ile karşılaştırıldığında neye benziyordur?
Lovecraftian Canavarlara mı?
Yoksa demogorgonlara mı? veya masallardaki gibi şeytanlara veya perilere mi benziyorlar?
Bir ufolog olan John Keel, dünya dışı varlıklara inanıyordu ancak zamanla bu fikirden uzaklaştı. Ona göre, bu zamana kadar yazılmış olan dini yazılar ve masalların insanlığın dünya dışı varlıklarla iletişime geçtiğinin kanıtıydı.
Ancak bu varlıklar uzaydan değil farklı boyutlardan geliyordu: Ultraterrestrialler. Keel’in teorisine göre bu varlıklar istedikleri şekle bürünebiliyorlardı ve bu sebeple şeytanlar, canavarlar, melekler, devler ve peri çocukları gibi hikâye karakterleri ortaya çıktı.
Ayrıca ultraterrestriallerin iyi kötü ayrımı yapabilmeleri ve insanlığı manipüle edebilmeleri yüksek bir olasılıktı.
- Fakat neden?
- Ultraterrestrialler gerçek olsa bile, beşinci, altıncı veya yedinci boyuttan dördüncü boyuttaki insanların yanına gelip ortalığı karıştırmasının sebebi neydi?
- Ayrıca bu boyutlar arasında nasıl seyahat ediyorlardı?
Keel’in düşüncesine göre manyetik anomaliler ultraterrestriallerin cisimleşmesini kolaylaştırıyordu. Ancak dördüncü boyuta nasıl geçtikleri hakkında kesin bir fikri yoktu.
Peki sizin düşünceniz ne?
Aklınıza yattı mı yoksa bir saçmalık mı?
Çeviri: Ali BAYSAL
Bunlar da ilginizi çekebilir
Harvard Astrofizikçisi Dünya Dışı Bir Aracın Bizi Ziyaret Ettiğini Söylüyor