Araştırmacılar “psikolojik androjenliğin¹” yaratıcılık için gerekli olduğunu bulmuş olsalar da, insanın yaratıcılığının ve entelektüel çabasının tarihi, bilimde olduğu kadar çoğu yerde de cinsiyet dengesizlikleriyle doludur.
Bu sistemik sorun, sadece daha fazla kadını kitapçının Bilim bölümüne veya TED sahnesine ya da yüksek öğrenimin fen fakültelerine koyarak değil, her şeyden önce daha fazla küçük kızı bilim insanı olmaya teşvik ederek çözülür. Ama nasıl?
Profesör Einstein: Albert Einstein’ın Çocuklara Mektupları’ndan , Einsten ‘ın mektuplaştığı Tyfanny adında o zamanlarda, geleceği parlak bir Güney Afrikalı kız arasındaki mektupların içeriğini bugün sizlerle paylaşıyoruz…
19 Eylül 1946 tarihli bir mektupta Tyfanny şöyle yazıyor:
Son mektubumda size bir kız olduğumu söylemeyi unuttum. Ben bir kızım. Bundan her zaman büyük bir pişmanlık duymuşumdur, ama şimdiye kadar az çok bu gerçeğe boyun eğdim. Her neyse, elbiselerden, danslardan ve genel olarak kızların hoşlandığı her türlü saçmalıklarından nefret ederim. Ben daha çok atları ve biniciliği tercih ederim. Uzun zaman önce, bilim insanı olmak istemeden önce, jokey olmak ve yarışlarda ata binmek istiyordum. Ama bu yıllar önceydi, şimdi. Umarım bir kız olduğum için beni ihmal etmezsiniz.
Eylül ve Ekim 1946 arasında, günün standartlarına göre gayet hızlı bir yanıt süresinde Einstein yanıt verdi:
Senin bir kız olmanı umursamıyorum, ama asıl mesele, kendin bu durumu umursamıyor olman. Kız olduğun için pişman olacağın hiçbir neden yok.
Albert Einstein’ın küçük kızı geçiştirdiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Zira o, kadın olmaktan nefret edilebileceğini düşünen masum bir kıza bir cümlelik umut, bizlere de bir ömürlük aydınlanma aşılamıştı.
Androjen¹: Androjen, her iki cinste de bulunan ve çoğunluğu böbrek üstü bezinin kabuk kısmınca salgılanan maddeye denir.
Oğuzhan Saçkıran