Modern olimpiyatların resmi isimlendirmesi, o tarihe kadar yapılmış toplam olimpiyat oyunları sayısını ifade eder. Çoğu insan 2020 Yaz Oyunları veya Tokyo 2020 olarak anacak ama gerçek isimlendirmesi XXXII. Olimpiyat Oyunları’dır. Yeni isimlendirme şekli, 15 yüzyıllık bir aradan sonra 1896 yılına kadar başlamamış olan modern olimpik oyunların yılını yansıtır.
Günümüzde olimpiyat, değişmeli şehir ve ülke ev sahipliğinde iki yılda bir yaz ve kış oyunları şeklinde tekrarlanan çok büyük, görülmeye değer, çok uluslu bir gösteri şeklinde yapılır. Takip eden medya şirketleri için çok büyük gelir getiren dünyanın en prestijli atletik yarışmasıdır.
Pierre de Coubertin, 1894’te Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni kurduğu zaman, kurduğu bu yapının bugünkü gibi devasa bir hale geleceğini hiç tahmin edemezdi.
Vizyon sahibi bir soylu
Tarihçi ve bir Fransız aristokrat olan Pierre de Coubertin, sporun manevi gücü olduğuna inanırdı. “Sporların hepsi tüm insanlar için” ilkesini benimsemişti. Bunu, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ni (IOC) kurarak hayata geçirdi.
Viktorya dönemi, spor ve rekabete yeni bir ilgi ve sevginin doğduğu bir dönemdi. Spor festivalleri ve ligleri, dünyanın her tarafında yapılmaya başlanmıştı. İngiliz kırsalındaki spor festivallerinden tutun ABD’de beysbolun doğuşuna kadar, halklar spor branşlarını keşfediyor, öğreniyor ve sevgi besliyorlardı. Coubertin dahil her türlü sosyal sınıftan spor bağımlısı bu insanlar, eski Yunan Olimpiyatları ruhuyla uluslararası spor müsabakalarının hayalini kuruyorlardı.
Ama daha iyileri olacaktı.
Antik dönemdeki ilk olimpik oyunlar, kötü bir üne sahip olarak sadece erkek Yunan nesline mahsustu. Yerel halktan sıradan ve soylu kimseler arasında popüler olsa da bunlar Coubertin’in ulus sιnιrlarını aşan güçlü rekabet ruhunu gerçek anlamda yansıtmıyordu. Ama ritüelleri, gösterdikleri uyum ve iş birliği ile yaptıkları sporlar iyi bir başlangıç noktasıydı.
Böylece Pierre de Coubertin, dünya uluslarını barışçıl şekilde bir araya getirerek spor sevgisinin ve rekabetin tüm diğer konuların yerini alacağı yeni bir uluslararası spor organizasyonunu hayata geçirebilmek için 1894 yılında IOC’yi kurdu. Bugün bile olimpiyat ruhu ve centilmenlik içindeki yoğun rekabetten bahsedildiği zaman onun vizyonu anılmakta ve kıymet görmektedir.
Eski olimpiyatların sonu
Antik yıllarda olimpiyat oyunları, M.Ö. 776 yılında başlayıp M.S. 393 yılında sona erdirilmesine kadar Yunan bölgesini temsil eden eyalet-şehirlerde her 4 yılda bir yapılıyordu. Bu, Roma İmparatorluğu ’nun kendi ağırlığı altında ezilmeye başlamasına kadar 1000 yıldır süregelen çok etkileyici bir maratondu.
M.S. 393 yılında, İmparator II.Theodosius Roma İmparatorluğu’nu yönetiyordu ve imparatorluğun varlığını sürdürebilmesi için reformlara ihtiyaç duyduğu aşikardı. Theodosius, imparatorluk toprakları yönetimsel amaçlarla Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmadan önce Roma İmparatorluğu’nun bütününü yöneten son imparatordu. Theodosius ayrıca pagan bir imparatorluğa hükmeden bir Hıristiyandı.
Kanlı bir iç s∂v∂şt∂n ve imparatorluğun istikrarı hızlıca kaybetmesinden sonra, Theodosius manevi açıdan bir zaferin açlığını çekiyordu. Eski geleneklere itibar kazandıran, pagan tanrılara tapınma ve aleni çιpIakIık içeren Yunanistan’daki eski olimpiyat oyunları dini bir zafer için kolay hedefti. Böylece Theodosius oyunları yasakladı ve M.S. 393 yılı, 1896 yılında yeniden hayata geçirilene kadar oynanan son yıl oldu.
Tam olarak emin olunmamakla birlikte, 5.yüzyıl oyunlar için zor zamanlardı. Batı Roma İmparatorluğu’nun dağılmaya başlamasıyla birlikte, insanlar olimpiyatların geri dönmemek üzere bittiğini düşündü.
I.Olimpiyat Oyunları
IOC’nin kurulmasından sadece 2 yıl sonra, ilk modern olimpiyatlar çok önceden bitmiş olan oyunların onurlandırması adına Yunanistan’da yapıldı.
IOC’ye göre 14 milletten 241 atletten yarıştı. Bu ilk oyunlarda, atletlerin büyük çoğunluğu bin yıl önce olduğu gibi Yunan kökenliydi. Altın madalya verilmemiş, sadece gümüş ve bakır madalyalar vardı. Kazananlar gümüş madalya, ikinci gelenler bakır madalya aldılar. Üçüncülük için herhangi bir madalya verilmiyordu (IOC ileri bir tarihte, geçmişe dönük olarak üçüncülüğü bronz madalya ile ödüllendirecek ve madalya skalasını modern standartlar ile eşleştirebilmek için yukarı kaydıracaktı).
Klasik yetenek oyunları denilen atletizm, bisiklet, eskrim, su üzeri sporları (yelken ve kürek çekme), atıcılık, yüzme, tenis, halter ve güreş olmak üzere yarışmalarda 10 kategori vardı. Tenis ve bisiklet, orijinal oyunlarda olmayacaktı ve 19.yüzyıldaki popülaritesi nedeniyle orada yerini aldı fakat diğer branşlar, eski Olimpiyatlar ile bağlantıları nedeniyle seçilmişti.
Kapanış seromonisi ile birlikte oyunlar, ses getirici bir başarıydı. 1900 yılında Paris’te düzenlenecek olan oyunlar için heyecan verici planlar yapılmaya başlanmıştı bile.
Toplamda 46 olan sayısal avantajları sayesinde Yunanistan madalyaların çoğunu kazandı. İlk oyunlara Avrupa dışından davet edilmiş ilk ülke olan ABD, daha sonra altın madalyaya yükseltilecek olan 11 gümüş madalya ile gümüş madalyaların çoğunu kazandı.
Miras
İlk başta sadece yazın yapılan oyunlar erkek atletlerin katılımı ile sιnιrlıydı, katılımcı ülkeler Avrupa milletleri ve ABD ile sιnιrlıydı. Olimpiyatların evrimi ile birlikte bu durum hızla değişecekti. 1900 yılında Paris’te düzenlenen bir sonraki oyunlarda kadınlar ilk olarak yarıştı. Kış oyunları 1924’te başlatıldı. Oyunların popülaritesinin artmasıyla birlikte gitgide daha çok millet davet edildi. Katılımcı sayılarını ve sıralama turlarını belirleyebilmek için kurallar ve yönetim kurulları oluşturuldu.
Sadece tek yüzyılda olimpiyatlar bugün bildiğimiz ve sevdiğimiz modern oyunlara dönüştü. Şu anda ülkeler oyunlara ev sahipliği yapabilmek için adeta s∂v∂şm∂ktadır. Kazanılan madalya sayıları, modern anlamda itibar noktası olarak değerlendiriliyor.
Tüm dünya genelinde organizasyon şehirlerinde devasa multi-milyar dolarlık stadyumlar inşa ediliyor. Tüm bunlar, bir Fransız aristokratın spor branşlarının herkes için olması gerektiği iddiası ile başladı. Bu vizyon, günümüze kadar büyüyüp gelişti.
Olimpiyatlar, 1 yüzyıllık uzun bir aradan sonra 2004 yılında Yunanistan’a döndü ve eminim ki Atina’ya, 2500 yıl önce oyunların başladığı yere yine geri dönecek.
Olcay DÖNERAY
Yorumlar 1