İnsanların olduğu yerlerde hatalar vardır. Özellikle bazı insanların yaptığı hatalar ise hayal bile edilemeyecek sonuçlara neden olabilmektedir. Tarih de dünyayı değiştiren bu hatalardan nasibini almıştır. Bu makalemizde; Berlin Duvarı’nın yιkιIιşι, Amerika kıtasının keşfi ve D-Günü Normandiya Çıkarması gibi olayları işleyeceğiz. İşte sizler için hazırladığımız tarihin akışını değiştiren üç hata. Keyifli okumalar dileriz.
Berlin Duvarının yιkιlιşι
Berlin Duvarının yιkιlιşι, konuşmasını yapmadan önce ön okuma yapmayan bir bürokratın basın toplantısında kendisini yanlış ifade etmesi neticesinde gerçekleşti.
Berlin Duvarının yιkιImasının perde arkasında sürekli olan sıyası baskılar ve özgürlükçü mücadelelerin yer aldığı düşünülebilir. Nitekim Berlin Duvarının yιkιIma süreci, Doğu Almanya hükümet sözcüsü Günter Schabowski yüzünden başlamıştır.
1989 yılında Mihail Gorbaçov’un yaptığı sosyal reformları takriben Doğu Bloğu içerisinde seyahat ve ifade özgürlüğü talep eden barışçıl protestolar baş gösterdi. Doğu Almanya’daki iç baskı Çekoslovakya, Macaristan ve Polonya gibi komşu ülkelerin sınır kontrollerini gevşetmesiyle beraber de gittikçe arttı.
Binlerce Doğu Almanya vatandaşı Prag, Budapeşte ve Varşova’daki Batı Almanya büyükelçiliklerine sığınmak için Doğu Bloğu ülkelerine gitti. Hem sığınmacılar hem de Doğu Almanya içerisindeki sıyası huzursuzluk bu olaylar neticesinde katlanarak arttı. Doğu Almanya hükümeti hem gerginliği yatıştırmak hem de gerilimi geçici olarak azaltmak için Batı Almanya’ya karşı olan seyahat kısıtlamalarını gevşetmeye karar verdi.
Yeni seyahat düzenlemesinin 10 Kasım 1989 tarihinden itibaren yürürlüğe girmesi bekleniyordu ve yararlanmak için pasaport hamili olmak gerekliydi. O zamanlarda yaklaşık 4 milyon Doğu Almanya vatandaşının pasaportu vardı, bu da geriye kalanlarının yeni çıkarılan düzenlemeden faydalanabilmeleri için pasaport çıkarmak için beklemeleri gerektiği anlamına geliyordu.
Doğu Almanya hükümetinin yaptığı düzenlemeden sonra insanlar sadece Batı Almanya’ya gitmiyordu, Berlin Duvarının yιkιmιna giden süreç de hızlanmıştı. Bütün bunların hepsi ise Günter Schabowski’nin basın toplantısında yaptığı hata neticesinde oldu. Günter Schabowski 9 Kasım 1989 tarihindeki bir basın toplantısında yeni seyahat düzenlemesini anlatıyordu. Konuşma taslağını toplantı öncesinde almıştı fakat tamamen okumaya fırsat bulamamıştı.
Günter Schabowski toplantı esnasında Batı Almanya’ya yapılacak olan seyahatlerin serbest olacağını açıkladığında bir gazeteci bu uygulamanın ne zaman başlayacağını sordu ve Schabowski “Hemen, bir gecikme olmaksızın” şeklinde bir cevap verdi. Nitekim eğer konuşma metnini tamamen okuma fırsatı bulabilmiş olsaydı, metnin son sayfasında yapılan düzenlemenin pasaport bürosunun açılışından itibaren yürürlüğe gireceğini görmüş olacaktı.
Basın toplantısı canlı yayınlanıyordu. Haberleri heyecanla ve şaşkınlıkla karşılayan herkes Batı Almanya’ya gitmek için Berlin Duvarına doğru yöneldi. Sınır muhafızları da doğrudan bir emir almadıkları için ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Günter Schabowski’nin açıklama yaptığı gece yaklaşık 20 bin insan duvarı geçti. Yeni düzenlemeleri okumayan Günter Schabowski’nin hatası Berlin Duvarının yιkιmına giden süreci başlatmış oldu.
Amerika kıtasının keşfi
Kristof Kolomb‘un matematiği kötüydü ve %58’lik bir hata payıyla yaptığı hata onu yanlışlıkla Amerika kıtasını keşfetmeye götürdü.
Kolomb’un Amerika kıtasına vardığında kendisini aslında Hint Adaları’nda olduğunu düşündüğü hikayeyi duymuşuzdur. Peki böylesine bir yanlış hesaplama nasıl gerçekleşti? Bu sorunun cevabı ise art arda yaptığı üç hesap hatasından ötürü muhtemelen de matematikte pek de başarılı olmadığı şeklinde.
İlk hatası yanlış enlem hesaplamasından geldi. Milattan önce 200 yılında matematikçi Eratosthenes 1 enlem derecesinin 59.5 deniz miline eşit olduğu sonucuna vardı. Nitekim Kolomb, Eratosthenes’in öngördüğü değerleri değil, İranlı bir ortaçağ coğrafyacısı olan Alfraganus’un hesaplamalarını kullandı. Alfraganus’a göre 1 derece enlem 56.57 mile tekabül ediyordu.
Ardından kolomb Roma ve Arap mil değerlerinin farklı olduğunu anlamadı ve böylece ikinci hatasını yaptı. Alfraganus’un hesaplamaları Arap mili üzerindendi ve 1 mil 7091 fitti, Roma milinde ise 1 mil 4856 fitti. Kolomb bu iki hatası nedeniyle dünyanın çapını %25 az hesapladı. Halihazırda yaptığı hatalar yeterince yanıltıcı sonuçlar veriyordu nitekim bununla sınırlı kalmadı.
Üçüncü hata Asya’nın konumundan geldi. Kolomb Batlamyus, Tireli Marinus ve Marco Polo gibi kaşiflerin gezilerinden çıkarımlarda bulunarak kendi hesaplamalarını yaptı. Kolomb’un hesaplamalarına göre Japonda 85º boylamında ve batıdaydı. Gerçekte ise Japonya 140º boylamında ve doğuda yer almakta.
Üç yanlış hesaplamanın sonucunda %58’lik bir hata payına ulaştı. Hesaplamalarının doğru olduğuna inanan Kolomb, diğerlerini de ikna ederek Hindistan’ı bulmak için denize açıldı.
D-Günü Normandiya Çıkarması
Yanlış hava tahmini, Alman generalin karısının doğum günü kutlaması için gitmesi ve Hitler’i uyandırmaya kimsenin cesaret edilememesi Nazi Almanyası’nın Normandiya’yı kaybetmesine neden oldu.
İngiliz, Amerikan ve Kanada birliklerinden oluşan Müttefik kuvvetleri 6 Haziran 1944 tarihinde Nazi Almanyası işgalindeki Avrupa’yı geri almayı ve İkinci dünya savasini bitirmeyi amaçlayarak Normandiya kıyılarına çıkarma yaptı. Başarılı bir şekilde yapılan çıkarma müttefiklere bir dayanak noktası kazandırdı ve nihayetinde ilerleme kaydedildi.
Yapılan amfibi harekat Müttefiklerin zaferi için dönüm noktasıydı. İki ay sonra Alman kuvvetleri geri çekildi ve dokuz ay sonra Nazi Almanyası yenildi. D-günü’nün başarısı tartışmalı bir şekilde Almanların hava tahmini konusunda yaptıkları hataya ve yapılan çıkarmayı Hitler’e bildirmemelerine atfedilmekte.
Gerçekte operasyonun 5 Haziran’da gerçekleştirilmesi planlanıyordu. Nitekim baş meteoroloji danışması James Martin Stagg, karşılaştırmalı verilere dayanarak 5 Haziranda bir fırtına olacağını tahmin etti ve ABD’li generali çıkarmayı ertelemesi konusunda ikna etti.
Daha da önemlisi ise 6 Haziran’da fırtına sonrasında Müttefiklerin çıkarma yapması için ideal koşulların oluşacağını ön gördü. Öte yandan Alman birlikleri fırtınanın ne zaman durabileceği konusunda başarılı bir tahminde bulunamadılar ve Müttefiklerin böylesine olumsuz hava koşulları altında çıkarma yapamayacağını düşündüler.
Şüphesiz ki olumsuz hava koşullarından ötürü Alman General Erwin Rommel de herhangi bir çıkarmanın yapılamayacağını düşündü. Rommel bundan dolayı da Almanya’ya eşinin doğum günü kutlamasına gitti. Diğer yüksek rütbeli komutanlar ise eğitim için güneydeki bir kasabaya gittiler. Müttefikler D-gününde çıkarma yaptıklarında Alman birliklerini hazırlıksız yakaladılar. Alman General Rommel Normandiya’ya geri döndüğünde ise 156 bin Müttefik askeri başarılı bir şekilde çıkarma yapmış ve Normandiya’nın beş sahili tutuyordu.
Bütün bunlar olurken de Alman kuvvetleri, zırhlı birliklerin takviyesine ihtiyaç duyuyordu. Böyle bir destek takviyesi ise ancak Hitler’in izni ile gerçekleşebilirdi. Nitekim Hitler uykudaydı ve kimse de onu uyandırmaya cesaret edemedi. Bundan dolayı da Normandiya’yı savunabilmek için kritik zamanda Hitler uykudaydı ve sabah 10’da uyandığında her şey için artık çok geçti.
Burak Hüseyin Ekseli