Kedilerdeki ve diğer memelilerdeki bıyıklar sensörlerle kaplı değildir. Bunun yerine, algılama işlemi küçük bir keseciğin içine gizlenmiş olarak bıyığın kökünde yapılır. Şimdi ise bilim insanları bu biyolojik iletimin nasıl çalıştığı hakkında çok daha fazlasını keşfettiler.
Bu keseciklere göz atmak için bıyıkların köküne girmek bıyıkların bütün işlevini bozabilir.
Bu nedenle araştırmacılar yepyeni bir cihaz geliştirdiler; bıyıkların algılama yeteneklerinin nasıl çalıştığına dair mekanik bir simülasyon.
Farelerin bazı anatomik gözlemlerine uyarlanan simülasyon, bıyık tabanının dokunuldukça ‘S’ şekline dönüştüğünü ve bu ‘S’ şeklinin daha sonra beyne neler olduğunu anlatmak için belirli sensör hücrelerini itip çektiğini gösteriyor.
Northwestern Üniversitesi’nden biyomedikal mühendisliği profesörü Mitra Hartmann, “Bıyıkların dokunmatik sensörleri tetikleyen kısmı keseciklerin içine gizlenmiştir. Bu yüzden yapısını bozmadan onlar üzerinde çalışmak inanılmaz derecede zordur” diyor.
“Yeni simülasyonlar geliştirerek, deneysel olarak doğrudan ölçülemeyen biyolojik süreçler hakkında içgörü kazanabiliriz.”
Bu modelleme, gerçekliğin basitleştirilmiş bir versiyonu olup; aynı zamanda yalnızca çıkarılan fare bıyıklarından alınan sınırlı bir veri kümesini kullansa da bilim insanlarına, çevredeki ortamı algılamak için bıyıkların nasıl çalıştığına dair bazı önemli bilgileri veriyor.
Araştırma, nörobilim ve süreklilik mekaniği dahil çok çeşitli bilimsel alanlardan uzmanlık gerektiriyor. Mekanik modelin bir kısmı; bükülen malzemelerin veya tüm tektonik plakaların birbirleriyle nasıl etkileşime girebileceğini anlamak için genellikle mühendislik ve jeolojide kullanılan Işın Teorisi’nin uygulanmasını içeriyor.
Bıyık ve keseciğin etkileşimine ışın teorisi uygulandı.
Ekip; bıyığın şeklindeki değişikliğin, bir şeye aktif veya pasif olarak baskı yapsa da başka bir şey tarafından dokunulsa da aynı olacağını keşfetti. Northwestern Üniversitesi’nden makine mühendisi Yifu Luo, “Modelimiz pasif dokunuş ve aktif çırpma arasındaki bıyık deformasyon profilinde tutarlılığı gösteriyor” diyor.
“Başka bir deyişle, aynı grup duyu hücreleri, her iki koşulda da bıyık aynı yöne döndürüldüğünde tepki verecektir. Bu sonuç, anestezi uygulanmış bir hayvanda aktif çırpma çalışmasına yönelik bazı deney türlerinin yapılabileceğini göstermektedir.”
Bu çalışma; yalnızca gerçek biyolojik gözlemler açısından farelere bakarken, bilim adamları bulguların tüm bıyıklı memeliler için bir dereceye kadar geçerli olacağını düşünüyor. Ancak yol boyunca büyük olasılıkla farklılıklar da olacak.
Çünkü fareler bıyıklarını diğer hayvanlara göre çok daha fazla kullanıyor. Mesela kedilerden fazla olduğunu örnek verebiliriz.
Dahası, araştırma robotikte kullanılacak yapay bıyıkların geliştirilmesine de ışık tutabilir. Yapay bıyıklar, bir hayvanın etrafındakilerin ince ayarlanmış detektörleri olarak davranabilir, çeşitli frekanslarda çalışabilir. Yani bu sadece taklit etmek için iyi fikirlerden bazıları.
Kendimize ait bıyığımız olmasa da bilim adamları, insan dokunuşunun araştırılmasının da bu çalışmadan fayda sağlayacağını düşünüyor. Bu özel anlamda dünyayla nasıl etkileşim kurduğumuz hakkında keşfedilecek daha çok şey var.
Bıyıkların ürettiği ‘S’ kıvrımı, onu anlamanın yeni bir yolu olarak görülebilir. Hartmann, “Dokunma hissi, dünyada yaptığımız neredeyse her şey için inanılmaz derecede önemlidir. Ancak yine de elle dokunmayı incelemek çok zordur” diyor. “Bıyıklar, dokunmanın karmaşık ve gizemli doğasını anlamak için basitleştirilmiş bir model sağlar.”
Çeviren: Mustafa Kemal KARABULUT
Bunlar da ilginizi çekebilir
Öldükten Sonra İnsan Beyninde Zombi Genleri Tespit Edildi
Bu Keşif, Yüksek Sıcaklıklara Dayanıklı Mahsuller Oluşturmanın Anahtarıdır
Microsoft Ölülerle Konuşmanızı Sağlayabilecek Sohbet Robot’unun Patentini Aldı