Birçok insan Alaska eyaletinin her zaman ABD’nin bir parçası olduğunu düşünüyor. Öyleyse, Amerika’nın modern rakiplerinden birinin aslında tarihin büyük bir bölümü için modern Alaska eyaletinin topraklarına sahip olması ve adının aslında Alaska’nın yerli halkının Rusça uyarlanmış kelimesinden türetilmiş olması kimileri için bir şok yaratabilir.
İlk olarak, Alaxsxaq olan kelimeyi, Rus kaşifler Alyaska olarak çevireceklerdi. 18 Ekim 1867’de, Rusya’nın Аляска (Alyaska) bölgesi Amerika Birleşik Devletleri’ne 7.200.000 $ ‘a satıldı.
Bu da enflasyona göre ayarlama yaparsak 111 milyon $ civarındadır. Modern standartlara göre bile; özellikle o dönemde Rus İmparatorluğunun ne kadar güçlü olduğuna baktığımızda, bu meblağ 586.412 mil kare arazi için oldukça az gözüküyor. Bu nedenle şöyle sormalıyız, Rusya neden Alaska’yı sattı?
Savaş masraflıdır
Rusya savaşa yabancı bir ülke değildir. 8.600.000 mil kare büyüklüğünde bir zirveye ulaşmak, böyle bir dereceye kadar genişlemek herhangi bir çatışma olmadan gerçekleşmez. Bu büyüklükteki bir imparatorluk için bile savaşın maliyeti her zaman yüksek olmuştur. Bu, Kırım Savaşı’ndan (1853-1856) sonra çok belirgin hale gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nu küçültmek için başarısız bir kampanyanın ardından “Müttefikler” tarafından yenilgiye uğrayan Rus İmparatorluğu ekonomik olarak dizlerinin üzerine çökmüştü. Savaş ülkeyi iflasa sürükledi.
Paris Antlaşması’nın bir parçası olarak Karadeniz üzerindeki deniz hakimiyetini kaybetmek, İmparatorluğun en büyük ticari varlıklarından birini yok etti. Ekonomik durumlarını daha da kötüleştirdi. Çar’ın modern olmak ve yeniden inşa etmek için acilen paraya ihtiyacı vardı.
Alaska, o zamanlar Rusya’nın tek denizaşırı toprağıydı. Bir “koloniye” sahip olmaktan kazandığı prestij sayesinde imparatorluğa fayda sağlasa da, pek çok kişinin “hiçlik” olarak gördüğü bu 500.000 mil kareyi korumanın ekonomik maliyeti, özellikle paranın elde edilmesinin zor olduğu bir zamanda bundan çok daha ağır bastı.
Sonuç olarak Çar, bölgenin gitmesi gerektiğine karar verdi. Şimdi soru geldi: Rusya Alaska’yı kime satmalı?
Az taleple tedarik etme
Bunu düşündüğümüzde, Rusya’nın Alaska’yı kime satması gerektiği konusunda sadece iki gerçek mücadeleci var. İlk mücadeleci Birleşik Krallık’tı. 1867’de Birleşik Krallık, Kanada’nın hâkimiyetlerinden biri olarak hâlâ doğrudan Kanada’ya sahipti.
Alaska, her iki taraftan da fazla güçlük çekmeden Kanada’nın egemenliğine kolayca entegre edilebileceğinden, İngiltere’ye satış yapmak mantıklı olurdu.
Bununla ilgili sadece iki sorun vardı. Öncelikle Rusya ve Birleşik Krallık o zamanlar şiddetli rakiplerdi. Kırım Savaşı’na giden yolda İngiltere, Rusya’nın genişlemesini sınırlamaya çalışan ilk ülkelerden biriydi.
Sonuçta İngiltere’nin bu amaca ulaşmak için Müttefikler tarafında Osmanlı İmparatorluğu’na katılmasına neden oldu. Alaska, Rusya’ya bu kadar yakın olduğu için Britanya İmparatorluğu’na satış söz konusu bile olamazdı.
İkinci olarak, imparatorluklar rakip olmamış olsalardı bile Büyük Britanya, Pasifik’te daha fazla bölge aramıyordu. Kanada, büyüklüğü nedeniyle zaten idare etmek için yeterince zordu. Batıdaki Kanada kıyı şeridi nedeniyle, imparatorluğun Pasifik’e erişmesine de izin veriyordu.
Geriye tek bir seçenek kalıyordu, Amerika.
Rusya ve Amerika o zamanlar, Britanya İmparatorluğu’na karşı ortak bir hoşnutsuzlukla güçlenen bir bağ ile müttefiktiler. Bu nedenle Rusya’nın toprakları için mükemmel müşterilerdi. Amerika’nın 1867’den önce Alaska’yı satın almasını engelleyen küçük bir sorun vardı, Amerikan İç Savaşı (1861-1865).
Birlik, Konfederedere Devletleri yendikten Devletleri yendikten sonra, ülke, satın alma için müzakerelere başlayacak kadar kararlıydı. Rusya’dan bir araştırma ekibi, doğal kaynakları ve diğer malzemeleri aramak için Alaska’ya gönderildi.
Böylece satın alma için bir değer belirlenebilirdi. Araştırmacılar 10.000.000 dolarlık bir değer buldular. Ancak çoğu Rusya’nın koloniyi satmaması gerektiğini, sadece yönetimini reformdan geçirmesi gerektiğini savundu.
Çar, haritacıların tavsiyelerini dikkate almadı ve değerlendirmeyi Amerikan hükümetine götürdü. Pek çok müzakereden sonra 7.200.000 dolarlık bir fiyata ulaşıldı.
18 Ekim 1867’de anlaşma tamamlandı. Alaska resmen Amerika Birleşik Devletleri’nin bir parçası haline geldi ve ittifakı önümüzdeki yıllarda güçlendirdi.
Geriye dönüp bakıldığında
Şimdi Alaska’nın değerine bakarsak; bunun Amerikan hükümeti için ucuza alınan bir eşya gibi olduğunu açıkça görebiliriz.
Büyük fosil yakıt rezervleri nedeniyle; bugünlerde yıllık gayri safi devlet hasılası 50 milyar dolar civarında olması ve 19. yüzyılın sonlarında bölgede yaşanan altına hücum, ABD’nin bu anlaşmada ödediğinden çok daha fazlasını elde ettiği anlamına geliyor.
Bugüne kadar Rusya hala Alaska’ya sahip olsaydı, Rusya’nın jeopolitik sonuçları muazzam olacaktı. Az bilinen ancak önemli olan bu olay nedeniyle modern tarihin gidişatının da daha farklı olacağı tartışılmaz bir gerçektir.
Soğuk Savaş gibi modern tarihin ayırt edici özellikleri ve bunun sonucunda ortaya çıkan nükleer savaş korkuları, insanların kafasında yalnızca bir düşünce olabilirdi.
Böylesine büyük ölçekli sonuçları olan durumlarda, sadece ne olabileceğini varsayabiliriz.
Gülcan Gören
Bunlar da ilginizi çekebilir
Güney Amerika Kıtası Hakkında Her Şey
Chichén Itzá Nerededir? Chichén Itzá Hakkında Her Şey
3 Rus Nükleer Denizaltı Kuzey Kutbu Buzunu Aynı Anda Delip Geçti
Yorumlar 1