Karıncaları ve hücreleri incelediğinizde ikisinin de küçük olması ve çoğu zaman çok sayıda bulunması dışında ikisi arasındaki benzerlikleri görmekte zorlanabilirsiniz. Ancak yeni araştırmalar, doğru koşullar altında bazı karıncaların çevrelerini hücrelerin yaptığı gibi harekete geçirdiğini gösteriyor. Bu “doğru koşullar” dediğimiz şey ateş karıncalarının sal oluşturma becerileri sayesinde genellikle hayatta kalabilmek için birleştikleri sellerdir.
Ateş karıncalarının vücutlarını kümeler oluşturmak üzere birbirine bağlayarak yüzebilen bu adacıkları oluşturabildikleri bir süredir biliniyordu. Ama ilk kez yeni araştırmalar bu karıncaların ‘treadmilling’ sal yaparak güvenliklerini sağladıklarını saptadı. (**Treadmilling (Taşıma bandı) birçok hücresel hücre iskeleti filamentinde, özellikle aktin filamentlerinde ve mikrotübüllerde gözlenen bir olgudur. )
Ateş karıncaları (bilimsel adıyla Solenopsis invicta), Ortalama bir koloni 100.000 ila 500.000 karınca içerebilir ve bu bireyler su basmış ortamlara maruz kaldıklarında bir araya gelerek yüzen bir kütle oluşturabilirler. Yeni çalışmadaki araştırmacılar, bu karınca sallarda neler olup bittiğini daha ayrıntılı olarak gözlemlemek istediler, bu yüzden bazı karıncaları birkaç saat demirlemiş bir sal gibi sallanmaya bıraktılar ve ardındansa görüntüleri incelediler.
Videolar, bir ateş karınca salının aslında serbestçe hareket eden karıncalardan oluşan bir üst katmanı destekleyen birbirine bağlı karıncalardan oluşan yapısal bir ağ ile katmanlardan oluştuğunu ortaya çıkardı.
Yapısal karıncaların serbest karınca katmanına hareketi ve bunun tersi, salın sabit olmadığını ancak gemideki herkesin karıştığı için sürekli olarak büzüldüğü anlamına geliyor. Ayrıca, serbest olan karıncaların yapısal karınca kardeşleriyle el ele tutuşmasıyla sal kenarındaki asimetriler ortaya çıkar ve bu asimetriler ip benzeri çıkıntıların oluşmasına yol açabilir. Ortaya çıkmaları kendi kendillerine olurken keşifleri kolaylaştırır ve mahsur kalan ateş karıncaları için bir kaçış yolu oluşturma potansiyeline de sahiptir.
Sel basmış bir yerden kaçmak isteyen karıncalar için mutlu bir olay olsa da, araştırmacılar birkaç saat sonra bu karınca adalarının aslında çökeceğini ve demir attıkları tankın içindeki çubuğun etrafında daha sıkı bir top oluşturduklarını gözlemlediler.
Artıp azalan keşif davranışının muhtemelen çok enerji harcadığı ve karıncaların aylarca sallarında kaldıkları bildirildiğine göre, bu muhtemelen enerji tasarrufu yapmak için. Ancak bu “grup kararlarının” tam olarak nasıl belirlendiği konusu belirsizliğini koruyor.
Profesör Franck J Vernerey “Karıncaların ortak kararı mı yoksa yorgun bireylerin bağımsız olarak dinlenmeye karar vermesinin sonucu mu, gerçekten net değil ama bu bizi büyüleyen türden bir soru.” Colorado Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden Boulder, verdiği röportajda “Bu işbirlikçi davranışlar nasıl oluyor? İletişim gerektiren merkezi bir karar verme sürecinden mi, yoksa bu basit birimlerin bireysel kararlarından mı kaynaklanıyor?”
Süreç ne olursa olsun, Vernerey ve meslektaşları, karıncaların keşfi ile tek hücrelerin hareket etme şekli arasındaki benzerlikleri fark ettiğinden doğada tekrar eden bir şey gibi görünüyor. Görüntüyü hızlandırarak yapısal ve özgür karıncaların her zaman yer değiştirdiğini ve Vernerey’in “2D, kendi kendini iyileştiren taşıma bandı” olarak tanımladığı şekilde kendilerini geri dönüştürdüklerini görebildiler. Bunun hücre duvarlarının hücre iskeletlerine hareketi kolaylaştırmak için yaptıklarına benzer olduğunu söylüyor.
“Bu ‘treadmilling’ terimini de o çalışma sahasından aldık. Büyüleyici bir şey çünkü hücreler ve karıncalar çok farklı boyutlarda olalar da, her ikisi de bu tür bir kolektif zekayı başaran görece basit birimlerden oluşuyor. Her iki durumda da, treadmilling bu canlı sistemlerinin çevrelerini araştırmasını, keşfetmesini ve ardından bir bütün olarak hareket etmesini sağlıyor. Doğa, bu benzer mekanizmaları iki farklı boy ölçeğinde aynı amaç için geliştirdi.” diye açıkladı Profesör Vernerey.
Biyolojik sistemlerin görevlerini başarmak için benzer yollar geliştirdiği fikrinin kayda değer olduğunu ve haklı olarak da bilim camiasının ilgisini fazlaca hak ettiğini düşünüyorum. Üç milyar yıldan fazla ham deneme ve yanılma, doğaya sorunlara yenilikçi çözümler bulma konusunda büyük bir başlangıç ve benzer çözümler farklı boy ölçeklerinde birden fazla kez ortaya çıktığında, muhtemelen bu noktaya dikkat etmeliyiz. ”
Bu çalışma Journal of the Royal Society Interface de yayımlandı.
Erva Koçak