Jimmu Japon mitolojisinde Japonya’nın ilk kurucusu ve ilk imparatorudur. 11 Şubat’ta Japonya, uluslarının doğumunu anmak için Ulusal Kuruluş Günü’nü kutluyor. Birçok ulusun bağımsızlıklarını kutladıkları veya bunun gibi önemli olayları andıkları tarihler vardır, ancak çok az ülke kuruluş gününü kutlar. Çünkü insanlığın büyük çoğunluğu için uluslar gelir geçer, topraklar el değiştirir, insanlar göç eder ve kültürler değişir.
Ancak Japonya için aynı şey söylenemez.
Japonya hiçbir zaman fethedilmemiştir. Geleneklerinin, dini inançlarının ve tarihinin çoğu, kesintisiz bir çizgide zamanın sislerine kadar uzanmaktadır. Çin, yıllar boyunca Japonya üzerinde büyük bir etkiye sahipti, ancak bunun dışında bu ada ulusu üzerinde etki yaratan pek ülke olmadı. Bu sebeple toprakları Tanrı’nın yeşil mızrağı ile[1] yaratılan ulusun Japonya’nın doğuşunu kutlamasına hiç şaşmamalıyız.
Jimmu tanrıların arasındaki bir insan
Japonya’nın en eski tarihlerine dayanan İmparator Jimmu; Japonya’nın ilk ve kurucu imparatoru olarak kabul edilir. Güneş tanrıçası Amaterasu’nun torunu olduğu söylenir ve ilahi kan ile imparatorluk tahtına sahip olur. Jimmu’nun soyu’nun temeli halen Japon İmparatorluğunda korunmaktadır.
Jimmu’nun tahta çıkmasından önceki zaman dilimi; kami ve insanın tarih öncesi zamanlarda savastigi çağ, yani, Tanrıların Çağı olarak anılır. Jimmu, MÖ 660’da Japonya tahtına oturdu; bu tarihten önceki zamanın Japonya’nın efsanelere konu olan dönemlerini içerdiği kabul edilir. 660BCE[2], diğer birçok kültürün geriye gittiği tarihten çok daha öncelerini işaret etmektedir.
Jimmu Japonya’yı fethettikten ve Japon tarihinin geleneksel dönemini başlattıktan sonra, Seto İç Denizi’ni etrafta uçuşan iki yusufçuk görünümünde tanımladığı söylenir. Kurduğu millete bakarken, bir sivrisinek gelir ve Jimmu ilahi bir Kral olduğu için Jimmu’nun kanını emmeye çalışır ancak bir yusufçuk araya girer ve bu kötücül sivrisineği oIdurdu.
Sivrisinekleri oIduren yusufçuk, doğanın Jimmu’yu “tanrısal güce sahip olan” anlamına gelen “akitsumikami” olarak gördüğünü kanıtlar. Onun kanı gerçekten tanrılardan gelmekteydi. Bu efsane, klasik zamanlarda Japon Adalarının bazen “Dragonfly Islands” veya “Akitsushima” olarak adlandırılmasının sebebidir. Bu mitler, en eski Japon edebiyatında belgelenen Japon tarihinin önemli ve yaygın parçalarıdır.
Jimmu, MÖ 585 yılında 126 yaşına, yani, oIumüne kadar hüküm sürdü.
Bir imparatorluk kült tatili
Jimmu ve ailesi hem Kojiki’de hem de Nihon Shoki’de isimleriyle anılsa da, onun efsanevi varlığına modern ilgi, Meiji Restorasyonu’na kadar tam olarak gerçekleşmedi. Japon imparatorluk ailesi, yerel geleneği ve bölgesel shogun’a olan eski bağlılıkları gasp etme girişimi için, Meiji imparatoru ve ailesini çevreleyen bir kişi kültü’nü titizlikle hazırlamıştı. Bunu Japon gururuna, ortak eski tarihlerine başvurarak ve imparatorun eski tanrılarla olan efsanevi bağlantısına dikkat çekerek yaptılar.
19. yüzyılda imparatorluk ailesini çevreleyen Japon kişi kültü iyi bir şekilde belgelenmiştir ve 20. yüzyılın başlarındaki Japon askeri saldırısının öncü sebeplerinden biridir. İmparator Jimmu, Japon tarihinin ve gururunun sembolü olarak diktikleri figürlerden biriydi.
Jimmu, tanrılar arasındaki bir insan ve insanlar arasında bir tanrıydı. Japonya’da tarih öncesi ve çağdaş tarih arasındaki boşluğu doldurdu. Jimmu ilahi hakla tahtı aldı ve bu tanrısal kan, yaşayan bir imparatorun damarlarında aktı. Daha doğrusu; insanlara böyle söylediler, ve işe yaradı.
Yeni tatil, Japonya Ulusal Kuruluş Günü, 11 Şubat 1872 ‘de ilan edildi ve Jimmu ‘nun Japon tahtını alıp kendi başlattığı tarihi günü kutladı. Ve bu güne kadar hala kutlanmaktadır.
Ancak İkinci Dünya Savasi’ndan sonra Japon halkı; bu tarihi öneme sahip günün önceki birçok savasi körükleyen aşırı milliyetçi emperyal kült ile bağlantısı nedeniyle Ulusal Kuruluş Günü’nü küçümsemeye karar verdi. Ve bankalar, ofisler, okullar ve benzerleri yerler 11 Şubat’ta kapalı kaldı.
Ayrıca, 11 Şubat 1946’nın General MacArthur’un savassonrası yeni Japon anayasa taslağını onayladığı gündür, bu sebeple 11 Şubat Japonya için ikincil bir öneme de sahiptir denilebilir.
Miras
Günümüzde Jimmu, diğer efsanevi temel karakterler gibi görülmektedir. Jimmu gerçek bir kişiye dayanabilirdi ve kanıtlar bu konuda aynı fikirde olmasa da muhtemelen Japonya’nın ilk imparatoru olabilirdi. Bu açıdan; Romalı Romulus ve Remus’a ve İbrahimi inançlardan Adem’e benzetilebilir. Bu tarihi karakterde muhtemelen bazı gerçeklikler vardır ancak ne kadar ayrıntılı anlatılsa da bu tasvir edilen kişinin gerçek olduğunu kesin bir dille-elbette-söyleyemeyiz.
Sonuç olarak Jimmu halen, modern Japonya’yı kuran, tanrılar ve insanlar arasındaki çağda köprü kuran ve çağdaş tarihi başlatan efsanevi bir figür olarak görülmektedir. Genellikle bir kartal veya şahinle birlikte büyük bir yay kullanırken tasvir edilir. Ailesi ve kullandığı tanrısal yapılar, hala Japon imparatorluk ailesinin ve ailesinin ait olduğu tarihin temel parçalarıdır.
[1]Bkz. Age of the Gods
[2] BCE(Before Common Era or Before Current Era or Before Christian Era); İsa’nın doğumunu başlangıç olarak alan takvimden de önce olan zaman dilimine verilen isimdir.
Nazlıcan Yetimaslan