Hareket yasasını, yerçekimi yasasını ve optik yasalarını keşfeden ve dünyanın gelmiş geçmiş en iyi fizikçilerinden biri olarak tanınan Isaac Newton’un 17. yüzyıldan kalma yeni notları bulundu. Newton, bu notlarında kιy∂metin kopacağı tarihe işaret ediyor. Isaac Newton, yerçekimi yasalarını kurmakla tanınan efsanevi bir bilim insanıydı.
Ancak boş zamanlarında Voldemort’u aratmayacak deneylerle uğraştı. “Harry Potter” kōtü adamı gibi, Newton da, öIümIüIerin herhangi bir nesneyi gümüşe veya altına çevirmesine izin veren ve sonsuz yaşam verme gücüne sahip olan mistik bir araç olan felsefe taşını aktif olarak aradı.
Newton bu hokus pokusa o kadar takıntılıydı ki deneyler yapmak için kendi bacalarını ve fırınlarını inşa etti. Simya arayışını o kadar kutsal sayıyordu ki, konu hakkında hiçbir zaman toplum içinde konuşmadı, sadece şifreli olarak yazdı.
Yazar Florian Freistetter, “Isaac Newton: Evreni Yeniden Keşfeden Pislik” adlı kitabında, Newton’u sosyal becerileri olmayan bir deha ve bilimsel zekasına rağmen kendini simyaya adamış olarak tasvir ediyor.
Florian Freistetter, The Post ile yaptığı röportajda, “Newton simyayı evreni anlamanın başka bir yolu olarak gördü” diye ekledi. “Gerçek tanrının sadece ruhsal biçimde değil, aynı zamanda özde de her yerde mevcut olduğuna ikna olmuştu. Bu nedenle, bir tür ‘ilahi madde’ olması gerekiyordu; maddenin her şeyden her şeye dönüşmesini sağlayacak temel bir p∂rçası. Newton için. . . Simya çalışması önemli ve ciddiydi.”
Genellikle, din ve bilimin birbirlerinden çok farklı olduklarından, kendi alanları içinde geçerliğe sahip olmakla beraber her ikisi ayrı tutuluyor. Ancak, Newton İncil’de belirtilen dünyanın sonuna ilişkin kehanetlerle hemfikir olduğu zaman bunu da olanaklı kılmış oldu.
“Newton, dini metinleri incelemekle çok zaman harcadı ve tüm bunları sıralamak ve birleştimek için geçmiş olayların bir kronolojisini oluşturmaya çalıştı. . . ”diyor Freistetter. “Gelecekteki olayların zaten tanrı tarafından emredildiğine ikna olmuştu. Newton, İncil’den bazı “peygamberlik” zaman dilimlerini araştırdı. Onun için 2060 yeni bir başlangıç olacak; belki savaş ve feIaketler eşlik eder ama nihayetinde yeni bir ilahi ç∂ğın başlangıcıdır.”
Newton gönülden dindar bir insandı. Newton’u farklı kılan şey, dünyanın sonu ile ilgili olan yaklaşık tarihi ölçmede akıl yürütme yöntemini değil dini kullanmasıdır. Kudüs’te bulunan İbrani Üniversitesi Newton’ın 1704 tarihli bir mektubunu sergiliyor. Mektupta şunlar yazıyor:
“Newton, 800 yılını önemli bir tarih olarak seçmişti. “Kutsal Roma İmparatorluğu” nun kuruluş tarihiydi. Bu tarihin üzerine bazı hesaplamaları sonucunda ulaştığı 1260 sayısını eklemiş ve 2060 yılını elde etmişti. Daha sonra da sona erebilir ama daha erken sona ermesi için bir neden görmüyorum.”
Yani özetle mektuba göre, Kιyamet’in 2060’ta, Kutsal Roma İmparatorluğu’nun kuruluşundan tam olarak 1.260 yıl sonra geleceğine inanıyordu.
Elbette kιyametle ilgili bu ne ilk ne de son öngörü olacak. Bu bahsettiklerimiz, dünyanın sonunun ne zaman gerçekleşeceğini iddia etmek için değil ama sık sık dünyanın sonunun ne zaman geleceğine dair tahminlerde bulunan, böyle yaparken de tahminleri tutmadıkça kutsal kehanetleri itibarsızlaştıran hayalperest insanların aceleci varsayımlarına bir son vermek için. Bakalım Newton’un tahmini tutacak mı.
Bedri Ruhselman da İlahi Nizam ve Kainat adlı kitabında 2030 -2050 Yılları gibi felaketlerin olacağını ve gelmekte olan bir gezegenin yapacağı tahribatlardan bahsetmekte!