“Dil bir kültürün yol haritasıdır. Size halkının nereden geldiğini ve nereye gittiklerini söyler.” – Rita Mae Brown
Antik çağlarda insanlar el hareketleri, işaretler ve dilden bağımsız sesler kullanarak iletişim kurmaktaydı. İnsanların birbirleriyle iletişimi sonucunda diller, topluluklar aracılığıyla kültürler ve normlar ortaya çıkarak insan uygarlığının gidişatını değiştirdi.
En eski yazılı dil kayıtları ise günümüzden yaklaşık 10 bin yıl öncesine dayanmakta. Taş tabletler, mağara duvarları, hayvan postları vb. yerlerde korunmuş olarak bulunan bu kalıntılar her ne kadar yeterli olmasa da dillerin dilbilimsel özelliklerini keşfedebilmemiz için tek seçenek şeklinde görünmekte.
Geçmişten günümüze halen daha varlığını sürdürebilen dilleri sizler için derledik.
Baskça
Baskça, özellikle İspanya ve Fransa’da yer alan Bask bölgesinde konuşulur. Yaklaşık 750 bin anadil konuşucusu, yaklaşık 1 milyon 185 bin de pasif konuşucusu bulunmaktadır. Baskça’nın tarihinin uzun olması bir yana pek çok yönden de eşsizdir. Tam olarak nereden geldiği ve kökenleri bilinmemektedir. Muğlak bazı teoriler Baskçanın Latince, İspanyolca ve Fransızca gibi Romen dillerinden önce ortaya çıktığını ve Batı Avrupa’nın en eski dili olduğunu öne sürmektedir.
Baskça’yı özel kılan bir diğer özellik ise Baskça’nın dünyadaki sayılı izole dillerden birisi oluşudur. Günümüzde baskın olarak konuşulan dillerle ne kalıtımsal ne de coğrafik bir bağ paylaşmaktadır. Hem Fransa hem İspanya arasında kalan Bask bölgesinde olmasına rağmen her iki ülkenin dillerinden bağımsız bir yapıya sahiptir.
Bazı varsayımlar ise Baskça’nın Kafkaslardaki Çeçence ve Gürcüce gibi dillerle bağlantısı olduğunu öne sürmüştür. Her ne kadar Bask edebiyatının yeterince ilerlememiş oluşu, dilin daha detaylı araştırılmasının önüne geçiyor olsa da Baskça, Basklar için kültürel ve tarihi bir öneme sahiptir.
Tamilce
Tamilce, kökleri 2 bin yıl öncesine dayanan ve günümüzün en eski ve halen yaşayan dillerinden birisidir. Günümüzde yaygın olarak konuşulmaktadır ve dünyada en çok konuşucusu bulunan 20. Dildir. Sri Lanka, Singapur ve Hindistan’da (Tamil Nadu eyaleti) resmi dil olarak kabul edilmektedir. Hindistan’da doğrudan bir eyalet bölgesinde konuşulmasına rağmen Hintçe ile kalıtsal benzerlikleri bulunmamaktadır. Zengin bir yazılı tarihi bulunmaktadır.
Arkeologların tarihi milattan önce 300’lü yıllara dayanan yeni yazıtları keşfiyle birlikte Tamilcenin yaklaşık 2200 yıldan daha uzun bir süredir konuşulduğu, geliştiği ve değişen dünyaya ve çağlara uyum sağladığı düşünülmektedir.
Aramice
Aramice Afro-Asyatik dil ailesine sahiptir ve yaklaşık 3100 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Aramice birçok hanedan ve hanedan maiyetinde resmi dil olarak kullanılmıştır ve bu gibi nedenlerden ötürü prestijli bir konuma sahiptir. Arapça ve diğer benzer yapıdaki diller de Aramice’den birtakım ödünçlemeler yapmıştır. İncil zamanında Aramice’ye de çevrilmiştir. Aramice yazı biçimi diğer dillere kıyasla büyük farklılıklar göstermektedir. Günümüzde Amerika’dan Rusya’ya geniş bir coğrafyada yaklaşık 1 milyon anadil konuşucusu bulunmaktadır.
Arapça
Arapça Sami dil ailesine bağlıdır. Arapçanın altın çağı İslam İmparatorluğu sayesindedir. Arapçanın tarihinin milattan sonra 125 yılına kadar uzandığı düşünülmektedir. Pek çok lehçesi ve ağzı bulunmaktadır ve bunların büyük bir kısmı Klasik Arapça adı altında yer almaktadır. Günümüzde 330 milyon konuşucusunun olduğu düşünülmektedir.
İzlandaca
İzlandacanın kökenleri İskandinav kültürüne ve eski İskandinav yazıtlarına dayanır. Günümüzde yaklaşık 3 milyon konuşucusu bulunmaktadır. Eski İskandinav dillerinin İzlandaca üzerinde bir etkisi olmadığı düşünülmektedir. Öyle ki tarih içerisinde pek fazla değişime uğramamıştır. Günümüz İzlandacası ile İskandinavların etkin olduğu dönemlerde iletişim kurulabileceği düşünülmektedir. Her ne kadar pek değişime uğramamış olsa da çağımıza kadar varlığını sürdürebilmiş ve modern kültüre uyum sağlamıştır.
Farsça
Farsça yaklaşık 2500 yıl öncesine dayanan bir dildir. Pers imparatorluğunun resmi dili olan Farsça, Afganistan, Tacikistan, İran ve çevre bölgelerde büyük izler bırakmıştır. Pers
Farsça 2500 yıllık bir geçmişe sahiptir. Pers imparatorluğundan günümüz İran’ına kadar pek çok ülkenin resmi dili olmuştur. İslam dünyasında yer alan diğer dillerde olduğu gibi, dini bir edebiyata ev sahipliği yapmıştır ve İranlı yazarların büyük bir kısmının eserleri İslam’a adanmıştır. Farsça konuşulduğu bölge haricinde çevre bölgelere de etki etmiştir. Darice, Tacikçe vb. diller Farsça’dan ayrılarak ortaya çıkmıştır.
İbranice
İbranice upuzun bir tarihe sahip bir dildir. Aynı şekilde yaklaşık 2 bin yıl boyunca da ölü kalmış ve sonrasında tekrardan diriltilmiş bir dildir. Günümüzde yaklaşık 9 milyon konuşucusu bulunmaktadır ve İsrail’in resmi dilidir. İbranice ile ilgili en eski kayıtlardan yola çıkarak üç bin ila beş bin yıl gibi bir süredir konuşulduğu öne sürülmektedir. İbranice de tıpkı Arapça gibi Sami dil ailesine bağlıdır ve yazım türleri her ne kadar farklı olsa da gerek dilbilgisel gerek kelime bakımından Arapça ile pek çok benzerlik gösterir. Eski Ahit İbranice olduğundan ötürü “kutsal dil” olarak kabul edilir.
Son olarak
Dil, gündelik yaşamımızda nadiren dikkat ettiğimiz bir şeydir çünkü dili sadece iletişim kurmak için kullanırız. Nitekim dil hem insanlar arasında köprü kurmaya hem de bu kurulan köprüleri yıkmaya yetecek güçte bir araçtır. Bu perspektiften bakıldığında dilin önemi ortaya çıkabilir. Dil olmasaydı, icatlarımız ve tarihimiz de olmazdı. Dolayısıyla dil sadece iletişim için değil, aynı zamanda insanlığın varlığını sürdürebilmesi için de bir araçtır.
Burak Hüseyin EKSELİ