Colorado, Utah, Arizona ve New Mexico sınırlarının kesiştiği bölgede, Antik Pueblo toplulukları kuruldu ve ardından 800 yıl boyunca birkaç kez yıkıldılar. Her yeniden kurulmalarında kültürleri değişti. Bu değişen tarihleri, çömleklerinde ve yaptıkları inanılmaz taş ve toprak konutlarında görülebilir. 300’lü yıllarda mürekkep dövmeleri de kullanan bazı Pueblo halkları, anasoylu bir hanedan tarafından yönetildi.
Anasoyluluk veya matriliniyal sistem, bir toplulukta soyun ana tarafından, ana esaslı bir çizgi halinde geçmesi anlamına gelir. Diğer eski uygarlıkların çöküşünde olduğu gibi Pueblo’ların da sosyal çöküşleri iklim değişiklikleriyle aynı zamana denk geldi; ancak Pueblo çiftçileri kuraklık dönemlerinde pes etmediler ve bu nedenle çöküşlerinde çevresel koşullardan daha fazlası olduğu öne sürüldü.
Bu yüzden arkeologlar bu toplumlarda, m.s. 1400’den önce, ani ve büyük değişim zamanlarına yol açan olayları daha yakından incelediler. Bina inşaatı için ahşap kirişlerin ağaç halkası analizlerini kullanmak, araştırmacıların Pueblo toplumlarının üretkenliği hakkında bir zaman serisini oluşturmalarına yardımcı oldu.
En yoğun kuruldukları dönemleri iyi mısır yetiştirdikleri mevsimlerin etrafında gerçekleşmiştir. Ancak bu zamanlar ortalamaya bakıldığında iklimsel olarak mısır yetiştirmek için daha iyi olmamasına rağmen söz konusu kuruluşta bir durgunluk vardı.
Yeni araştırmayla toplumların inşasının durgunlaşmasından sonra oldukça hızlı bir şekilde yeniden yapılandığını; ancak artan şiddetle aynı zamana denk gelen bu iyileşmede belirgin yavaşlamalar olduğu bulundu.
Bu tür bir sistem yavaşlaması neolitik Avrupalılar gibi iklim değişiklikleriyle hiçbir bağlantısı olmayan eski toplumların diğer bölgesel çöküşlerinde de görülebilir. Aynı zamanda bu durum, tropikal yağmur ormanları ve insan beyni gibi çok çeşitli karmaşık sistemlerin de bir özelliğidir.
Wageningen Üniversitesi’nde karmaşıklık bilimi üzerine çalışan bilim insanı Marten Scheffer, “Bu uyarı sinyalleri etkileyici bir şekilde evrensel hale geliyor. Küçük karışıkları düzeltmenin uzun sürmesi direnç kaybına işaret ediyor.” dedi.
Karmaşıklık bilimi ise karmaşık sistemleri anlamak için ortaya çıkmıştır. Evrenin oluşumundan gündelik işleyişteki olaylara kadar konuşabilen bu geniş çaplı bilim, bazı bilim insanları tarafından ‘yeni fizik’ olarak adlandırılırken, bazı bilim insanları ise ‘postmodern bilim’ demeyi tercih ediyor.
Scheffer ve meslektaşları ekonomik eşitsizlik, ırksal adaletsizlik ve genel huzursuzluk gibi yavaş yavaş biriken toplumsal gerilimlerden şüpheleniyorlardı. Tek gereken başka bir kuraklığın onları yıkmak için son damla olmasıydı. Bu Pueblo halklarına m.s. 700, 900 ve 1140 civarında olmuş gibi görünüyor. Bununla birlikte 1200’lerin sonlarında, kuraklık ve dış çatışmalar Antik Pueblo halklarını bölgeyi kalıcı olarak terk etmeye itti.
Washington Eyalet Üniversitesi’nden arkeolog Tim Kohler, “Birbirine bağlı toplumlar genellikle iklim ile ilgili sorunların üstesinden gelmenin yollarını bulabilirler. Ancak her türden iç sosyal dinamikler tarafından parçalanmış toplumlarda, ekonomik ve ırksal eşitsizlikler veya diğer bölünmeler olabilir, toplumlar bu faktörler nedeniyle ayrışabilir. Böyle bir durumda iklimle alakalı zorluklar da kolayca çok ciddi hale gelebilir.” dedi.
Antik Pueblo halkları, muhtemelen kültürlerini bir kez daha önemli ölçüde dönüştürerek gelişmenin bir yolunu buldular ve bugün onların torunları, bir zamanlar Pueblo dünyasının merkezi olan boş yerleri çevreleyen kabile topraklarında yaşıyorlar. Geçmişleri bize önemli bir uyarı veriyor.
Kohler, “Bugün tıpkı iklim değişikliğinin artık teorik olmadığı gibi artan zenginliğin eşitsizlik yaratmasının yanı sıra derin siyasi ve ırkssal bölünmeler de dahil olmak üzere birçok sosyal problemle karşı karşıyayız. İklim değişiklerinin zorluklarıyla birbirine bağlı bir toplum olarak yüzleşmeye hazır değilsek, gerçek bir sorun ortaya çıkacaktır.” dedi.
Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak dikkat edersek iyi olur.
Araştırmaları PNAS’ta yayımlandı.
Çeviri: Erva KOÇAK / Düzenleyen: Erika KART