Süper yanardağ patlamaları, gezegenimizin tarihinde büyük felaketlerin bazılarına yol açtı, ve hala nasıl ve ne zaman patlayacaklarını nasıl tahmin edeceğimizi bilmiyoruz. Sessiz bir iyileşme dönemine kaymanın yerine, yeni araştırmalar bu büyük volkanların bazılarının ilk patlamalarından sonra binlerce yıl aktif kalabildiklerini, düşündüğümüzden çok daha uzun süre tehdit oluşturabildiklerini gösteriyor.
Bazen, bir süper yanardağ tekrar aktifleşmeden önce binlerce yıl ‘sessiz’ hale bürünebilir.
Bu sonraki patlamalar, ilk patlamadan çok daha küçüktür ancak yine de zarara yol açar.
Avustralya’daki Curtin Üniversitesi’nden Volkanolog Martin Danišík, “Bir super-patlama bölgesel ve global olarak etkili olabilirken, yeniden iyileşmesi onlarca veya hatta yüzyıllar sürebilir,” der, “Sonuçlarımız super-patlamadan sonra zararın devam ettiğini ve daha ileri boyuttaki zararların binlerce yıl sonrasına kadar sürdüğünü gösteriyor.”
Bulgular, Endonezya, Sumatra’daki şimdilerde Toba Gölü olarak bilinen, neredeyse 75.000 yıl önce meydana gelen Toba super-patlaması modelleri baz alınarak oluşturulmuştur.
Bugün ondan geriye kalan, kubbeleri ve diğer özellikleri, özellikle de bölgedeki son büyük patlamayı temsil eden En Genç Toba Tüfünü içeren kompleks bir kalderadır. (Kaldera, volkanik patlama sonucu toprağın çökmesiyle oluşmuş volkanik yer şekli. )
Zamanında, bu süper yanardağlarla yaklaşık olarak 2800 km3 sıcak magma havaya doğru patladı- bugüne kadar bilinen en büyük patlamalardan birisidir. Bazı bilim insanları, atıkların ayrıntıları hala hararetli bir tartışma konusu olmasına rağmen, patlamanın çok devasa olduğunu, bir on yıllık ‘volkanik kış’ı ve binlerce yıldır süren bir buzul dönemini tetiklediğini düşünür.
Şimdilerde, teknik olarak yeniden diriliş olarak bilinen yanardağın toparlanma aşaması da tartışmalı görünüyor. Nihayetinde süpervolkanik patlamadan sonra gelen sessiz dönem o kadar da sessiz olmayabilir.
Danišík, “Bulgular, normal olarak gelecekteki tehlikeyi değerlendirmek için bir yanardağın altında sıvı magma aramayı içeren mevcut bilgi ve patlamaların incelenmesine meydan okuyor” şeklinde açıklıyor.
Ancak, Toba’nın altında bulunan sıvı magma, ilk patlamadan sonra uzun bir süre sıkışmamış gibi görünüyor. Bunun yerine, tepesinde Danišík’in bir kaplumbağa kabuğuna benzettiği bir ‘kabuk’ ile birlikte kalderanın tabanı soğudukça, kalan magmayı fay hatları boyunca yukarı ve dışarı doğru sıkıştırdı.
Bulgu, Argon ve Helyum gibi volkanik gazlar için bir zaman damgası tutan iki vekile – feldspat ve zircon minerallerine- dayanmaktadır. Bu vekiller, uyku döneminin herhangi bir patlamaya yol açıp açmadığını görmek için Toba kalderasından alınan volkanik kaya örneklerinden ölçülmüştür.
Araştırmacılar elde edilen jeokronolojik verileri kullanıp termal modellemeye bağladıklarında, birden fazla feldspat ve zirkon devresi buldular ve bu patlamalar yaklaşık 13,6 bin yıl arayla ayrılıyordu.
Sonunda, modeller kalderanın kuzeyindeki kubbenin ilk patlamadan, devasa patlamadan sonra yaklaşık 4600 yıl sonra patladığını, buna karşılık, merkeze doğru olan Tuk Tuk kubbesi 8000 yıllık bir gecikmenin ardından ve güneydeki bir kubbe 13.000 yıllık bir gecikmenin ardından patladığını öne sürmektedir.
Daha sonraki tüm bu patlamalar, asıl Toba magma sisteminin uykuda olduğu dönemde “‘soğuk hale’sine dokunmuş gibi” görünüyor.
Yazar, “Çalışmalarımız şimdiye kadar En Genç Toba Tüf püskürmesi ile bu kubbelerin patlaması arasında önemli bir gecikme olduğunu gösteriyor.” yazdı.
“Kubbelerin patlamalarının, yeniden canlanan yükselmenin başlangıcına ve bununla bağlantılı olarak kalan katılaşmış kanal tıkaçlarının ve bentlerin, bir şırıngadaki piston gibi davranan magma istilası yoluyla yüzeye ekstrüde edildiği yüzeye giden yolların açılmasına işaret ettiğini öneriyoruz.”
Bu kubbeler binlerce yıl boyunca soğutulmuş magmayı tutsa da, malzeme patlamaya dayanacak kadar soğuk değildi.
Magma, alttaki lav tarafından yeniden ısıtılmamıştı, ancak bunun yerine muhtemelen katı haldeyken havaya saçıldı. Bulguların ışığında, yazarlar, gerçekten neyin “patlayabilir” olduğuna dair kavramımızı yeniden değerlendirmemiz gerektiğini savunuyorlar.
Yazara göre, ilk Toba patlamasından sonra geriye kalan artık magma muhtemelen “zar zor hareket eden ve patlamayan kaba kristalli lapa” idi.
Yine de, bir kez kubbelere doğru yol aldı, bu nedenle yeniden patlayabilir görünüyor. Bu oynaklığı tam olarak neyin tetiklediğini ve Yellowstone gibi gezegenimizdeki diğer süpervolkanlara benzer bir şeyin olup olmayacağını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.
Genel olarak süpervolkanlar hakkında ne kadar az şey bildiğimiz göz önüne alındığında, Toba yanardağının canlanma döneminde daha küçük magma patlamaları püskürtmeye devam ettiği önerisi, şüphesiz önümüzdeki yıllarda tartışılmaya devam edecektir.
Volkanlar için bir mola olabilir ancak volkanologlar için değil.
Danišík, “Süpervolkanların nasıl çalıştığını öğrenmek, gelecek her 17.000 yılda bir meydana gelen kaçınılmaz bir süper patlamanın tehdidini anlamak için önemlidir” diyor.
“Bu uzun uyku dönemlerini anlamak, gelecekteki patlamaları tahmin etmemize yardımcı olmak için genç aktif süpervolkanlarda ne aradığımızı belirleyecektir.”
Araştırma, Communications Earth & Environment’da yayımlandı.
Ceyda Yaşar