Sıfırın olmadığı bir dünya hayal etmek zordur ancak şaşırtıcı şekilde yeni bir fikirdir. 2, 14 hatta 3.9 veya 64/13 gibi sayılardan çok sonra keşfedilmiştir. Düşününce, bu şaşırtıcı değil, nihayetinde eğer koyunlarını gütmeye çalışan eski bir Babilliyseniz sıfır oldukça kullanışızdır. Bütün koyunlarınız bir koyun virūsünden öIse dahi “Sıfır koyunum var.” diyemezsiniz. Bugünkü sayı sisteminde sıkça kullanılan sıfır, bir niteliğin yokluğunu temsil eder.
Neyse asıl konumuza dönelim, kargaların ne denli zeki olduklarını duymayan yoktur herhalde. Yeni bir araştırma, bu canlıların zekasının çok daha yüksek seviyede olduğunu ortaya koydu.
Bu sebeple, bu kavramı algılanabilen tek hayvanın insan olmaması şaşırtıcı gelebilir: Bal arılarının sıfır rakamını bir miktar olarak algılayabilmesi (halihazırda etkileyici bir şekilde numaralandırıyor) ikna edici bir delildir ve bunu hint şebeği de yapabilir. Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’nin yeni araştırmasına göre kargalar da sıfırı algılayabilir.
Bu ay yayınlanan Journal of Neuroscience gazetesinde, bilim insanları zeki kuşlar sıfırı sadece bir miktar olarak – hiçbir yerine bir şey olarak- anlamakla kalmayıp ayrıca aklı sayı doğrusunda en küçük sayı olarak algılayabildiğini yazdılar.
Andreas Nieder, verdiği demeçte “Bu hayvanlar günlük yaşamlarında -sayılabilir çoğunluğun aksine- sıfır sayısal kavramına ihtiyaç duymayabilir.” dedi. “Ancak bu soyut kategoriyi anlayabilecek kadar zekiler.”
Araştırmacılar, kuşları bir tür bilgisayar oyunu oynamaları için eğittiler. Nieder, arka arkaya sıfır ile dört noktanın arasında oluşan iki ekranla sunulduğunu açıkladı. Kargaların amacı, iki ekranın birbiriyle aynı noktaya sahip olup olmadığını doğru bir şekilde belirlemekti. Onlar oyun oynarken bilim insanları onların beyin aktivitelerini izledi.
Önceki araştırmalar corvid ötücü kuş kafatasının sırasıyla bir, iki, üç veya dört nokta için aydınlanacak nöronları içerdiğini göstermişti ancak kimse sıfır noktalarının görüntüsünde benzer bir tepki olup olmayacağını bilmiyordu.
Nieder, “Beynin bir bölümündeki nöronların aktivitesini tek tek izledik….Bilişsel görevlere dahil olduğu bilinir.” diye açıkladı. “Kargaların davranışlarını nöronların tepkisiyle ilişkilendirerek bu görevdeki kargaların sayısal algılarının nasıl ortaya çıktığını bu tür nöronların faaliyetlerinden keşfedebiliriz.”
Bilim adamları, kargaların beyinlerinin gerçekten de “sıfır” için yanan belirli nöronlara sahip olduğunu keşfettiler – ancak bu onların tek keşfi değildi. Ekip, kargaların görevde başarısız olduklarında – örneğin üç noktayı dörde karıştırdıklarında – görerek, kuşların anlayışının ne kadar karmaşık olduğunu çözebildiler.
Nieder, “[Kargalar], boş seti, iki sayısından çok bir sayısı ile daha sık karıştırdı” dedi. “Bu etki [yalnızca] kargalar boş kümeyi sayı doğrusundaki en küçük sayısal değer olarak anlayabiliyorsa [olabilirdi].”
Nieder, bu keşifle ilgili en şaşırtıcı şeyin, karga beyinlerinin maymunlardan ne kadar farklı olduğu olduğunu söyledi. İki türün yaklaşık 320 milyon yıl önce ayrıIdığını ve kuşların m∈m∈IiIer gibi bir neokortekse bile sahip olmadığını açıkladı. Yine de kuşlar bu yeteneği soyut sayısal kavramsallaştırma için tamamen bağımsız olarak geliştirdiler.
Nieder, “Anatomik olarak belirgin ve m∈m∈IiIerin son beyinlerinden bağımsız olarak evrimleşmiş bir son beynin boş kümeyi kavrayabildiğini görmek şaşırtıcıydı. Bence bu, evrimsel bir oluşum oluşturabilecek bazı filogenetik ön koşulların var olduğunu gösteriyor… insanlarda sıfır sayısının tam bir anlayışına dönüşebilecek şeyin temeli.”
Eylül YAŞAR