Hız değişim hissi, bir yerden başka bir yere hızlanırken ortaya çıkan aniden şiddetlenen bir his olduğunu herkes bilir. Fakat çok azımız bunun vücudumuza ne yaptığını biliyoruz. Yeni bir çalışmada bilim insanları, hızlanmanın fizyolojik etkilerini, katılımcıların Teksas’taki Bryan- College İstasyonun metropolünde kendilerini gezdirdikleri küçük bir deney ile araştırdılar. Hafif trafik ve güzel hava ile sürüş koşulları iyi bir durumdaydı. Ancak yolculuk görüşte normal ilerlerken, araç içinde tamamen başka bir şey ortaya çıktı.
Araştırmacılara göre, deneydeki gönüllülerin yaklaşık yarısı bir tür aşırı uyarılma deneyimi yaşadılar, bu da daha düşük hızlarda bile, sık sık durup şehir etrafında araba sürmenin tetiklediği yüksek bir stres tepkisidir. Houston Üniversitesi’ndeki fizyolog Ioannis Pavlidis, “Bu olguya hızlanma uyarısı diyoruz. Hızlanma uyarısı, küçük hızlanma anında bile neden olduğu stres olarak tanımlanır.”
Hızlanma hemen hemen Hızlı ve Öfkeli’den çıkma gibi olsa da, bu uyarılma türü eğlenceli veya olumlu bir uyarılma türü değildir. Bu bağlamda, aşırı uyarılma, sürücülerin gizli olabilen, ancak derideki elektrik aktivitesini ve kalp atış hızının okunması ile ortaya çıkan stresörlere aşırı yüklenmiş aniden gelişen bir stres tepkimesidir.
Aynı zamanda, bir bilgisayar; aracının hızını, frenin kuvvetini ve direksiyonun hız değişimini kaydetti. Bu deneyde, sağlıklı katılımcıların her biri (18-27 yaşları arasındaki genç ancak deneyimli sürücülerin) sırayla şehir etrafında önceden belirlenmiş 19 kilometrelik bir pistte arabayı sürdüler. Bu heyecan verici bir sürüş değil, en iyi huylu koşullar altında doğal sürüşün benzeri için özel olarak tasarlanmış bir rotaydı.
Araştırmacılar makalelerinde, “Hızlanma olayını, giriş rampasından bir otoyola girmek veya kırmızı ışıktan başlamak gibi sıradan türden” olduğunu belirtiyorlar. Bununla birlikte, sıradanlığa rağmen, bu rutin sürüş koşulları, sürücülerin yaklaşık yarısında hızlanmaya karşı önemli ölçüde daha büyük uyarılma reaksiyonlarını ortaya çıkarmak için yeterliydi.
Pavlidis, “Hızlandırılan katılımcıların, hızlandırılmayanlara göre yaklaşık yüzde 50 daha fazla stres seviyesi not edilmesi önemlidir. Bu çok tutarlı bir davranıştı, büyük olasılıkla bunun doğuştan gelen bir insan özelliği olduğu anlamına geliyor.” Farklı sürüş türlerine verilen fizyolojik tepkiler daha önce araştırılırken, doğal hızlanma etkileri hakkında daha az şey bilinmektedir.
Bu özel deneyin son derece küçük etkisine rağmen, burada bildirilen sonuçlara dayanarak, araçlarda günlük seyahatlerin önemli ve gözden kaçan bir etkisine bakıyor olabiliriz: Potansiyel olarak sürücü nüfusunun yarısını etkileyen yüksek bir stres tepkisidir. Pavlidis, “Sürüşün sonunda her gönüllüye verilen standart bir anket ile alınan psikometrik ölçümler, hızlanan sürücülerin daha fazla yüklenmiş hissettiklerini belirttiler.
Bu, hızlanmanın sürücülere zarar verdiğini ve sürücülerin sürüş sırasında bilinçli olarak bunun farkında olmadığının açık bir göstergesiydi.” dedi. Neden bazı ‘hızlanmaya eğilimli’ bireylerin, etkilenmeyen diğer sağlıklı sürücülere kıyasla hızlanmaları yüksek stres nedeni olduğu bilinmemektedir, ancak ekip bunun kısmen genetik yatkınlıktan kaynaklanabileceğini düşünüyor.
Daha geniş araştırmalar bunu açıklığa kavuşturabilir ve bunları sergileyen insanlarda hızlanma tepkilerinin uzun vadeli sonuçlarının neler olabileceğini inceleyebilir. Ancak tepkiler ne olursa olsun, hemen hemen iyi değildir. “Bu olaylar sık sık ve sürekli olarak meydana gelirse, diğer uzun vadeli stres faktörlerinden farklı olarak uzun vadeli sağlık etkilerine sahip olma olasılıkları yüksektir.” şeklinde belirtilmektedir.
Sonuçlar, Extended Abstracts of the 2021 CHI Conference on Human Factors in Computing Systems’de bildirilmiştir.
Fatime ABİK
Yorumlar 1